• Sonuç bulunamadı

Türk Müziğinin İcra Üzerindeki Sorunları Hakkında Düşün- Düşün-celeri

BİR ARAŞTIRMA 1

13. Türk Müziğinin İcra Üzerindeki Sorunları Hakkında Düşün- Düşün-celeri

Günümüzde Türk müziği üzerine müspet niyette yapılan anlatımların bakılacak olursa, zengin bir kültür alt yapısı içinde köklü tarihi, siste-mi, melodi-ritim-form zenginliği gibi birçok olumlu özellikleri olduğunu görmek mümkündür. Ancak her müzik türünde olduğu gibi bu müziğinde kendi dinamiği içinde eğitim ve icra ’ya yönelik bazı sorunlarının olduğu bilinmektedir. Çok yönlü ve geleneğe bağlı olarak ifade ettiğimiz Ankaralı Mustafa Doğan Dikmen’in sanatsal yaşantısının birikimi ile doğru orantılı tecrübe ettiği; Ses icracılığı-Yorumculuk-Solistlik alanlarda olan tespitleri ve önerileri önem arz etmektedir. Dikmen, Türk müziğinin saz icrasında sazendelerin her boşluğu doldurma merakı dışında, sözlü eser icrasında-ki kadar sorun olmadığını, sazendelerin tek sorunun yeni bestelerin artık Türk müziği tavrından uzaklaşmış, tarzından uzaklaşmış yeni bir tarz ola-rak ortaya çıkmış olmasından kaynaklı bir icra içinde olmalarından söz eder. Sözlü eser icrası hakkında ise kendi ifadesiyle;

“Çöplükte eşeleniyoruz. Rezil-üstü-rezil bir sözlü eser icramız var.

Ben bunun neresindeyim bununla ilgili bir şey söylemiyorum. Gelelim icra konunsa, üslup; bilmediğimizden değil, bilmememiz mümkün değil, bilmemek büyük bir garabet çünkü ortalıkta çok örneği var yani internette de her türlü örneği bulabilirsiniz. Bütün icralar bir tık mesafesinde önemli olan dinlemek öğrenmektir. Ben daha başlarda arz ettiğim gibi, Kani Ka-racayı çözdüğüm zaman, çözdüğümü zannettiğim zaman önümde bambaş-ka bir ufuk açıldı. Ben o zaman Münir Bey’de, Bekir Beyi’de, Alâeddin Beyi’de, Meral Hanımı da, sabite hanımı da, safiye hanımı da daha net anladım. Sanatkârlığın şarkı söylemekten ibaret olmadığını, bir müzik ya-şama biçimi olduğunu ve ciddi çalışma, dinleyerek çalışmak gerektiğini

ve bu yola ram olmak gerektiğini bilmek ve buna inanmak lazım. Hangi yola? Gelenekten gelen yola ram olmak lazım. Hani dedik ya “dün dün de kaldı can-cazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” elbette yeni şey-ler söylemek lazım ama Niyazi Sayın’ın tabiriyle; ”Klasiğini bilmezsen moderninden hayır gelemez.” Tabi bu klasik hep tırnak içindeki klasiktir.

Geleneği bilmiyorsanız, gelenekli okuyuş üslubunu bilmiyorsanız yaptığı-mız modernizede hiçbir şekilde yerli yerine oturmaz. Siz oturduğunu zan-nedersiniz. Şekilnde ifade eder.”

Dikmen, müziğin hangi alanında olursa olsun icra edenin, dinleyici-lere karşı bazı sorumlukları olduğundan söz eder. Her ne sebeple olursa olsun, Halk’ın müziği bilmek zorunda olmadığı, sanatçıdan onun ruhunu tezyin etmesi için hizmet beklediğini belirtir. Halkın kültür düzeyinin dü-şük olması ve müzikten zevk alacak bilgi ve görgü seviyesine çıkamamış olmasının, radyo ve televizyon aracılığıyla her türlü müzikle karşı karşıya kalmasının, ticari amaçlı müziklerin toplumun dimağına zarar vermesi gibi olumsuz sonuçlardan icra eden sanatçılarında sorumlu olduğunu, aksi tak-dirde dinleyicinin ruhunun hastalanmaya devam edeceğini belirtir.

Şekil: 4. Mustafa Doğan Dikmen Sonuç

Çok yönlü bir sanatçı, fem-i muhsin ses icracısı, gelenekten gelen, ge-leneğe bağlı, titiz ve disiplinli, konuları ayrıntılı ve çok yönlü bir bakış açı-sıyla ele alan, akademik, analitik bir yapıya sahip olan M. Doğan Dikmen hayatını sürdürmektedir. Ankara’da başlayan, başarılı ve örnek sanat haya-tı, genç kuşaklara ve meslektaşlarına rol model olmaya devam etmektedir.

Huzurlu bir aile ortamında yetişmiş olması, çocukluk ve gençlik yıllarında hedefini belirlemesi, döneminin önde gelen sanatçıları ile meşkleri, mes-leki hayatı ve geleceği ile ilgili alınanan karaların hepsi, doğup büyüdüğü, sevdalı olduğu Ankara’da alınmıştır. Öğrenim gördüğü ve meslek haya-tına atıldığı, hizmet ettiği süre boyunca, Türk müzik san’atının doğrudan içerisinde bulunarak, değişim ve dönüşümleri bizzat yaşamış, birçoğuna yön vermiş, önderlik etmiş, başarıya ulaşmasında katkıda bulunmuştur.

Birçok ses san’atçısının yetişmesine liderlik etmiş, alanında müzik san’a-tının farklı boyutlarında çok yönlü çalışmalarla ve bulunduğu ortamın ge-reklerini dikkate alarak hizmet etmiştir. Üstün ve farklı üslubu ve icra-larıyla genç kuşağın benimsediği dinlediği, beğenilen, gelenekçi bir ses icracısı ve müzik adamı olduğu anlaşılmıştır. Ulusal ve Uluslararası alanda Türkiye’yi birçok kez temsil etmiş, TRT’de, konservatuvarlarda, özel ku-rumlarda hazırlamış olduğu programlarda şef, sanat yönetmeni, program yapımcısı, proje yönetmeni, solist, sazende ve hanede olarak bulunmuş, Çeşitli yarışmalarda ve seçmelerde Jüri olarak katılmış, birçok akademik makale ve yazılar yayınlamış ve ödüllere layık görülmüştür. Azimli, ça-lışkan ve disiplinli yönü ile de gelecek kuşaklar için örnek teşkil eden bir sanatçı olduğu sonucuna varılmıştır. Türk insanın hayatında önemli bir yeri olan, Türk mûsikî san’ atının geçmişten günümüze parlayan ve hâlâ ışığı üzerinde olan, unutulmayan yıldızları vardır. Bu yıldızların başında ses icracıları, yani günümüz değimiyle solistler yer almaktadır. Geçmiş dönemlerdeki ses icracıları hafızlardı. Cumhuriyet döneminden sonra Türk san’atında ve mûsikîsinde gerçekleşen bazı yeniliklerden sonra, özellikle bu yönde birçok ses icracısı yetişmiştir. Bunların başında kuşkusuz Münir Nurettin Selçuk gelmektedir. Daha sonraları gelenekten kopmayan, yüksek seviyede bir üsluba ve tavır’a sahip olan, hemen hemen her formda eseri başarıyla yorumlayan Bekir Sıtkı Sezgin, Aleaddin Yavaşça, Safiye Ayla, Kani Karaca gibi Fem-i Muhsin ses icracıları yetişmiştir. Günümüzde de aynı özellikleri taşıyan son dönemin dikkat çekici ses icracısının Mustafa Doğan Dikmen olması en önemli sonuçtur.

KAYNAKÇA

Aktaş, Y. (2014). Üslup ve Repertuvar Dersi Alan Öğrencilerin Başarılarını Etki-leyen Frustrasyonlar, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti-tüsü Yayımlanmamış, Sanatta Yeterlilik Tezi., Afyonkarahisar

Aksoy, B. (2008). Geçmişin Musiki Mirasına Bakışlar. (1.Baskı). İstanbul: Pan Yayıncılık

Behar, C. (1987). Klasik Türk Musikisi Üzerine Denemeler. Bağlam Yayıncılık, İstanbul.

Berker, E. (2010). Prof. Dr. Ercüment Berber ve Yazıları. İstanbul, Europrint Matbaacılık.

Çevikoğlu, H. (1999). Kuran-ı Kerimde Edebi Üslup. Harran Üniversitesi. İlahi-yat Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı. Doktora Tezi, Şan-lıurfa.

Dikmen, D.M. (10.11.2017). Odaklanmış Görüşme, TRT İstanbul Radyosu Dikmen, D.M. (11.11.2017). Odaklanmış Görüşme, Bahçeşehir İstanbul

Durgutlu, M. (2013). Sözlü Türk Musikisi’nde Solistik İcra Üzerine Karşılaştır-malı Bir Çalışma: Münir Nurettin Selçuk, Alâeddin Yavaşça ve Bekir sıtkı Sezgin’in Üslûp Açısından Benzerlik ve Farklılıkları. Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisan Tezi.

Kazan, R. (2005). Edebi Üslup Açısından Hadis Metinleri, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bil. Enst. Temel İslam Bilimleri Ana sanat Dalı, Ya-yınlanmamış Doktora Tezi. Isparta.

Kütükçü, T. (2012). Radyoculuk Geleneğimiz ve Türk Mûsikisi, Ötügen Yayıncı-lık, s.65.

Paçacı, G. (2001). Türk Müzik Geleneğini Yaşatanlar, Bekir Sıtkı Sezgin”, İstan-bul, Boyut Yayın Grubu

Saraçoğlu, A. (2000). Dil ve Edebiyat Terimleri Söz. Etam Yayınları, Eskişehir.

Tanrıkorur, C. (2003). Müzik, Kültür, Dil. (1. Baskı). Dergâh Yayınları Tura, Y. (1988). Türk Mûsikisinin Meseleleri. İstanbul, Pan Yayıncılık.

Uçar, F. (2017). Türk Siyasal Hayatında İktidarların Dil ve Sanat Politikalarına Bir Örnek: Milliyetçi Cephe hükümetleri Dönemi Asya Studies Dergisi, C.2, S.2, s.1.

Bölüm 7

KOMBUCHA VEGAN DERİSİNİN