• Sonuç bulunamadı

Geleneksel Türk Müziğinde Makam Kavramı

Mehmet Nuri PARMAKSIZ 1 Safa KAĞNICI 2

1.2. Geleneksel Türk Müziğinde Makam Kavramı

Makam kelimesi henüz kullanılmaya başlanmadan önce mûsıkîşinas-lar makammûsıkîşinas-ları anlatmak için daire modelini kullanmışmûsıkîşinas-lardır. Edvar kelime anlamı olarak devir, dönme anlamına gelmektedir. Edvarlar, Türk müzi-ğinin zaman içerisindeki dönüşümünü gözler önüne koymaktadır ve Türk müziğinde makamların günümüze kadar gelmesini sağlaması açısından önemli bir yere sahiptir. Makam konusu olarak geçmişten günümüze köp-rü kurabilecek en güzel tarifi Abdülbâki Nâsır Dede tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Nâsır Dede’ye göre makam; ‘’Asıl unsurlarıyla işitil-diğinde, kendine özgür bir bütünlük, kişilik gösteren ve başka parçalara

bölünmesi (başka şeye benzetilmesi) mümkün olmayan ezgi’’ (Tura 2006:

35) olarak tanımlamıştır.

Makam kelimesini ilk defa Abdülkadir Meragi tarafından kullanılmış-tır. Meragi; Tam bir dizi kimliği taşırlar, her biri bir özellik arzeder ve özel adları vardır. Sayıları 12 olan şedler daha sonraki dönemlerde “Makam”,

“Nağme” veya “Lahn” olarakta geçer. Abdülkadir, makam adını kullanır.

Demiştir. (Bardakçı 1986: 63)

Bir başka değişle makam; Müziğin çeşitli oluşum seyirlerini anlatmak üzere devirler oluşmuştur. Müzik teorisi kitaplarında ise makam kelimesi yerine edvar kelimesi kullanılmaktadır. Makam kelimesi Selçuklular za-manında kullanılmamasına rağmen günümüzde kolay anlaşılmasını sağ-lamak için kullanılacaktır. Meragi’nin eserinde Türklerin nevbet sırasında çaldığı küğlerin “uluğkök, yüriş, arslançab, kutatgu, kılaldı” gibi isimleri olup 360 tane olduğu söylenmektedir ve buselik, uşşak, nevâ gibi makam-ların Türklerin tabiatına uygun olduğu söylenmektedir. Ancak her ne kadar makam kelimesi günümüzde kullanılıyor olsa da edvarlara makam demek-teyiz. (Uslu 2011: 103)

Yılmaz öztuna’nın Türk mûsîkîsi kavram ve terimler ansiklopedisin-de makam ile ilgili olarak; Bir durak ile güçlünün etrafında onlara bağlı olarak bir araya gelmiş seslerin genel yapısıdır. Bu kelime mode ve tona-lite kavramlarının her ikisinide içermektedir ama sıklıkla tonatona-lite karşılığı kullanılır. Basit makamlar, şed makamlar ve mürekkeb makamlar olarak ayrılmaktadır. (Öztuna 2000: 228)

1.3. Türk Müziği Tarihinde Kullanılan Hüseyni Makam Tarifleri 1.3.1. Safiyyüddin-î Urmevi’de Hüseyni makam tarifi.

“Safiyyüddin-î Urmevi’de oniki makamdan onbirincisi olan hüseyni makamı, yedi dörtlüden beşinci dörtlü ile oniki beşliden beşinci beşlinin biribirine eklenmesi ile meydana gelmiş ellidördüncü daire karşılık gel-mektedir.” Dizisi şu şekildedir.

Ebced notası ile verilen bu dizi günümüz notasına aşağıdaki gibi aktarmak mümkündür. (Levendoğlu Yılmaz 2002: 104)

1.3.2. Kutbeddin Şirazi’nin Hüseyni makam tarifi.

“Şirazi’nin hüseyni makamı tarifi; A, C, h, H, YA, YB, Yh, YH sesleri ve C C T T B T T aralıklarından meydana geldiği bilinmektedir. Bu sesler porte üzerinde şöyle gösterilmektedir.”

XV. yy. yazarlarından Abdülkadir Meragi, Fethullah Şirvani ve Ladikli Mehmed Çelebi’de verilen diziler safiyyüdîn’in verdiği diziler ile aynıdır. (Çakır 2014:83)

1.3.3. Hızır b. Abdullah’ın Hüseyni makam tarifi.

Hızır b. Abdullah makamın perde isimlerini vererek bugün kullanı-lan hüseyni makamını tarif etmiştir. Dügâh hemân, segâh hemân, çârgâh hemân, yekgâh pençgâh evi, dügâh hüseynî evi serâgaz, segâh hisâr evi, yekgâh gerdâniyye evi, dügâh muhayyer evi olarak tanımlamıştır. Bu ses-ler porte üzerinde şu şekilde gösterilmektedir. (Çelik 2001:33)

1.3.4. Kırşehri’ye göre Hüseyni makam tarifi.

Kırşehri’ye göre hüseyni makam tarifi şu şekildedir; “Evvel dügâh hemen, segâh hemen, çargâh hemen, yekgâh evi ısfahan, dügâh evi hü-seyni, segâh evi hisar, çargâh evi gerdâniyye, dügâh evi muhayyer tîze giden bunlardır, yekgâh evi rast, hisar nerm segâh, hüseyni nerm dügâh”

olarak tanımlanmıştır. Bu sesler porte üzerinde şu şekilde gösterilmekte-dir. (Doğrusöz 2007:87)

1.3.5. Kadızâde Tirevi’ye göre Hüseyni makam tarifi.

“Tirevi hüseyni makam seyrini şu şekilde açıklamaktadır. Hüseyni per-desinden başlar ve Pençgâh, Çargâh, Segâh perdeleri ile dügâh’da karar verir. Perdeleri şu şekilde porte üzerinde göstermek mümkündür.” (Leve-doğlu Yılmaz 2002: 106)

1.3.6. Kantemiroğlu’na göre Hüseyni makam tarifi.

“Kantemiroğlu’na göre hüseyni makamı, dügâh perdesinden başlayıp segâh, çargâh, nevâ perdelerini kullanıp hüseyni perdesine çıkıp kendini gösterir ve bu perdeler ile tekrar dügâh perdesine inip burada karar eder.”

(Tura 2000:63)

1.3.7. Tanburi Küçük Artin’e göre Hüseyni makam tarifi.

Artin’e göre makam seyri aşağıdaki gibidir. (Levedoğlu Yılmaz 2002:

107)

1.3.8. Marmarinos’un Hüseyni makam tarifi.

Marmarinos’un Musiki risalesinde verilen hüseyni makam tarifi şu şekildedir. Hüseyni perdesi ile seyre başlar ve muhayyere kadar çıkar. Bu-radan çargâha kadar inip tekrar hüseyni perdesine çıkar. Sonra tekrar çar-gâha inen makam dügâhta karar verir. Marmarinos’un bu tarifi Artin ile benzerlik göstermektedir. (Levedoğlu Yılmaz 2002: 107)

1.3.9. Esseyyid Mehmed Emin’e göre Hüseyni makam tarifi.

Esseyyid Mehmed Emin’in Der Beyân-ı Kâvâid-i Nâğme-i Perde-i Tanbur isimli eserinde hüseyni makamı ile ilgili olarak şunları söylemek-tedir. Dügâh perdesinden seyrine başlayıp hüseyniye geldiğini söyler. Bu perdeden nevâ’ya inip buradan Evc, Gerdaniyye ve muhayyere kadar çık-tıktan sonra tam perdeleri kullanarak dügâh perdesinde karar eder. Bu ma-kam tarifine göre günümüze aktardığımız zaman perdeleri porte üzerinde şu şekilde göstermek mümkündür.(Levedoğlu Yılmaz 2002: 107)

1.3.10. Abdülkadir Nasır Dede’ye göre Hüseyni makam tarifi.

Nasır Dede’ye göre hüseyni makamı; Hüseyni perdesinden başlayıp Nevâ, Çargâh, Segâh ve Dügâh perdesine inip orada karar verir. Hüsey-ni’den yukarı Evc, Gerdâniye, Muhayyer perdelerine çıkabilir; Dügâh’dan aşağıda Râst perdesine inebilir. Bu makam üzerinde, eskilere göre daire konusunda başka görüş ayrılığı yoktur. (Tura 2006:37)

1.3.11. Haşim Bey’e göre Hüseyni makam tarifi.

Haşim Bey’e göre hüseyni makamı; İlkin nevâ, hüseyni, evc, gerda-niye, muhayyer, tiz segâh, tiz çargâh basarak yine bu üslup üzerine nevâ, çargâh, segâh ile dügâh’da karar verir. Bu makamabatı müziğinde başlan-gıçta sol majör gibi görünürse de la minöre benzerdir. (Yalçın 2016:163)

1.4. Yöntem

Yapılacak çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden “betimsel analiz”

ve “doküman analizi” yöntemleri kullanılacaktır.

Betimsel analiz yöntemi ile elde edilen veriler, daha önceden belir-lenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Bu tür analizde amaç, elde edilen bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır. Bu amaçla elde edilen veriler, önce sistematik ve açık bir bi-çimde betimlenir. Daha sonra yapılan bu betimlemeler açıklanır, yorumla-nır, neden-sonuç ilişkileri irdelenir ve birtakım sonuçlara ulaşılır. Ortaya çıkan temaların ilişkilendirilmesi, anlamlandırılması ve ileriye yönelik tahminlerde bulunulması da, araştırmacının yapacağı yorumların boyut-ları arasında yer alır.”(Yıldırım- Şimşek, 2013:256)

Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu ve ya olgular hak-kında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Nitel araştırmada doküman incelemesi, tek başına bir veri toplama yöntemi olabileceği gibi diğer veri toplama yöntemleri ile birlikte de kullanılabilir. (Yıldırım- Şim-şek, 2013:217)

1.5. Sınırlılıklar

Bu çalışmada, Neyzen Salih Dede’nin Hüseyni makamındaki peşrevi çalışılacaktır. Çalışma, Neyzen Salih Dede’nin Hüseyni Peşrevi ile sınırlı-dır. Ayrıca, gerektiği takdirde Dârülelhan Külliyatı TRT, Kültür Bakanlığı nota arşivleri sitelerinden faydalanılacaktır.

1.6. Neyzen Salih Dede’nin Hüseyni Makamında Peşrevinin