• Sonuç bulunamadı

Türk İslam Sentezi’nin Muhafazakarlığa Katkısı

Y. Ö.K DOKÜMANTASYON MERKEZİ TEZ VERİ FORMU

2.9. Türkiye’de Muhafazakarlık ve Liberalizm İlişkisi

3.1.3. Türk İslam Sentezi’nin Muhafazakarlığa Katkısı

Aydınlar Ocağı’nın formüle ettiği Türk İslam Sentezi’nin ürettiği muhafazakar söylem ve muhafazakar yapı 1980 askeri darbesi sonrasında muhafazakar kimliğin analizinde odak noktaya oturmaktadır.

Türk İslam Sentezi’nin gelişim sürecinde partiler üstü bir rol oynadığı ve değişik sağ partilerde yüksek etki düzeyine sahip olduğu bilinmektedir; “Türk İslam Sentezi, 1970’lerin sonlarında sağ siyasette Milli Selamet Partisi’nde hatta çok da Türkeş’in Milliyetçi Hareket Partisi’nde hayli tutulmaktaydı. 1983’ten sonra ise Özal’ın ANAP’ında rehber bir ilke haline gelmişti, ancak bu ideoloji orada, Batı’ya yetişmek için teknolojik yenilik yapma konusundaki güçlü inançla birleştirilmişti.”281 Bu noktada Türk muhafazakarlığının(daha geniş ölçekte tüm sağ yelpazenin) Batı’nın sadece tekniğinin alınması ve kendi kültürümüze sahip çıkılması şeklindeki geleneksel savının farklı bir formatta tezahür ettiği değerlendirilebilir.

Türk İslam Sentezi’nin siyasal alanı etki altına almasının örneklerinden birisi MHP’nin önde gelen yöneticilerinden Agah Oktay Güner’in cezaevinde iken “Biz içerdeyiz ama düşüncemiz iktidarda”282 şeklindeki sözü olmuştur.

12 Eylül askeri darbesi sonrasında politik alanda meydana gelen ideolojik boşluğun disiplinli ve otoriter bir toplum oluşturma adına Türk İslam Sentezi anlayışı ile doldurulmak istenmesi somut planda bu ideoloji taraftarlarının üniversiteler, Milli Eğitim Bakanlığı, TRT, Türk Tarih Kurumu gibi önemli kurumlarda istihdam edilmelerine sebebiyet vermiştir. Türk İslam Sentezi taraftarlarının Cumhuriyet’le birlikte girişilen Batılılaşma hareketini bütünüyle onaylamayıp, bu politikaların Türk’lerde milli bir kimliğin oluşmasına engel olarak görmeleri, örneğin Devlet Planlama Teşkilatı tarafından 1983’te yayımlanan Milli

281

Zürcher, a.g.e., s. 420. 282

Kültür Özel İhtisas Komisyonu Raporu’nda yıkılan milli ve ahlaki değerlerin dinle yeniden güçlendirilebileceği savı gibi pratik sonuçlar doğurmuştur.283

Cumhuriyetçi muhafazakarlığın Mustafa Şekip Tunç’tan Peyami Safa’ya Yahya Kemal’den Cemil Meriç’e kadar tüm temsilcilerinin üzerinde görüş birliği sağladığı konuların başında Batılılaşma hareketinin milli kimlik oluşumunda boşluk yaratması olmuştur. Türk İslam Sentezi bu anlamda savuna geldikleri prensiplerin siyasal alana taşınması sonucunu vermiştir. Aydınlar Ocağı üzerinden savunulan fikirlerin Türkiye’de İslamcı harekete ivme katmasının yanında geniş toplum kesimlerine muhafazakar bir yol haritası çizmesinin önemi büyüktür.

Aydınlar Ocağı’nın 1980 sonrasında iktidara eklemlenmesi son derece programlı bir çalışmanın sonucudur ve ANAP iktidarına sadece yol haritası çizilmemiş, organik ilişkiler de tesis edilmiştir.

Aydınlar Ocağı’nın etkinlik düzeyi 1980 sonrasının istikrar arayışı yıllarında oldukça fazla iken, 1980’li yılların sonuna doğru bu etki azalmaya başlamıştır. Ordu açısından taşların yerine oturmaya başlaması, ANAP’ın ise daha liberal çizgiye kayması Aydınlar Ocağı’nın en sağlam iki ittifakı nezdindeki itibarını sarsmıştır.284

Aydınlar Ocağı’nın yönlendirmesi altında Türk İslam Sentezi, 1980 sonrası süreçte eğitim politikalarına entegre edilmiştir. Milli Eğitim’de ki ülkücü/dindar/muhafazakar kadro da bu çerçevede yoğunlaşmıştır. Bilgi çağına tekabül eden 1980’li yıllarda bu eğitim politikası Özal hükümetlerinin eklektik tutumu dahilinde kaynaştırılmıştır.285

Türk İslam Sentezi, devlete eklemlenmesi neticesinde nüfuz alanını genişletmiştir;

283

Doğan Duman, Demokrasi Sürecinde Türkiye’de İslamcılık, Dokuz Eylül Yayınları, 2. Baskı, İzmir, 1999, s. 259-261.

284

Emin Alper-Özgür Sevgi Göral, “Aydınlar Ocağı”, (içinde), Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Muhafazakarlık, Cilt 5, (Ed. Ahmet Çiğdem), İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, s. 588-589. 285

Seçil Deren, “Milli Eğitim Üzerine Muhafazakar Görüşler”, (içinde), Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Muhafazakarlık, Cilt 5, (Ed. Ahmet Çiğdem), İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, s. 612- 615.

“Sentez, darbe sonrasında başta Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurulu ve Devlet Planlama Teşkilatı olmak üzere devlet kurumları tarafından uygulanabilir politikalar dönüştürüldükçe ciddi bir güç kazanmıştır. Sentezin önemli teorisyenlerinden ve Aydınlar Ocağı’nın ilk genel başkanı Süleyman Yalçın’a göre; “1980 sonrasında sentezin devlet katında kabul ve itibar görmesini” sağlayan temel neden, Türk İslam sentezinin fantezi çerçevesi ya da uzamının 12 Eylül darbesinin fantezi uzamıyla gösterdiği çakışma ya da eklemlenme olmuştur.”286

Aydınlar Ocağı yöneticilerinin, 1982 Anayasası’nın, kendi hazırlayıp MGK’ya sundukları taslakla % 75-80 aynı olduğunu açıkça söylemeleri, Ocak’ın sunduğu “Milli Mutabakatlar”’ın, 1980’lerde resmi ideolojinin ve kamu felsefesinin kanavasını oluşturması, askeri yönetimin ve ANAP iktidarının ideolojik tutumunun, “Milli Mutabakatlar” manifestosunun etiketi niteliğindeki “Türk-İslam Sentezi” söylemi ile özdeşleşmesi287 1980 sonrasında Türkiye’deki muhafazakar yükselişin tahlilinde Aydınlar Ocağı’nı üst sıralara koymayı mecburi kılmaktadır.

Aydınlar Ocağı’nın “dinci olmayan ama dindar olan devlet” yaklaşımı, 12 Eylül rejimince kabul gördüğü gibi, ANAP iktidar döneminde kurumsallaşması288 muhafazakar düşüncenin sıçrama yapması açısından ciddi bir girdi oluşturmuştur.

Sünni İslam’i geleneğin Aydınlar Ocağı’nın din alanının devlet eliyle denetimi konusunda Kemalistlerle uzlaşması289 her iki taraf için de o dönem için pragmatik bir tutum olmuştur. Politik karmaşadan uzak, istikrarlı bir toplum yapısının tesisi ordu için önem arz ederken, kendi öngördüğü dini algılamayı devlet katında geçerli kılmayı amaçlayan Aydınlar Ocağı için bu durum bulunmaz bir fırsat yaratmıştır. Normal koşullarda muhafazakarlar devletin dini alana fazla el atmasına

286

Dursun, a.g.m., s. 59-60. 287

Tanıl Bora-Kemal Can, Devlet Ocak Dergah, İletişim Yayınları, 7. Baskı, (1. Baskı 1991), İstanbul, 2004, s. 156.

288

A.g.e., s. 178. 289

Yüksel Taşkın, “Muhafazakar Proje Olarak Türk İslam Sentezi”, (içinde), Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce Muhafazakarlık, Cilt 5, (Der. Ahmet Çiğdem), İletişim Yayınları, İstanbul, 2003 a, s. 389.

karşı dururlar ancak Aydınlar Ocağı açısından konu dinsel alanın iç özerkliğinden çok, bu alanın ideolojik tutum dahilinde derinleştirilmesi ile alakalıdır.

3.1.4. Muhafazakarlığın Güç Kazanmasına Etki Eden Diğer Sosyo Politik