• Sonuç bulunamadı

2.KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1 Dünya Hazır Giyim Sektörünün Yapısı

2.3 Türk Hazır Giyim Sektörünün Tanımı ve Gelişim

Tekstil, soğuktan, sıcaktan ve diğer doğa olaylarından koruma gereksinimi ile birlikte, varoluşunun ilk günlerinden başlayarak güncelliğini sürdürmüştür. İnsanlar yüzyıllardır, günlük yaşamlarının her alanında tekstil ürünlerini kullanmaktadırlar. Önceleri salt korunma ve örtünme amacıyla kullanılan tekstil ürünleri, daha sonra moda gibi güzellik amaçları için kullanılmıştır. Günümüzde tekstil ürünleri, bebek bezinden kefene, sabah kullandığımız diş fırçasındaki naylon elyafından, hastanelerdeki ürünlere dek kullanılmaktadır.

Doğal ve sentetik liflerden başlayan tekstil üretimi kesikli elyaf ve filament iplik olarak işlenmektedir. Kesikli elyaftan eğrilmiş iplik ve filament iplik dokuma,

örme ya da dokusuz yüzey teknolojisi ile yüzey haline getirilmektedir. Dokusuz yüzeyler sentetik elyaf çekimi ile birlikte doğrudan da elde edilebilmektedirler (DPT,2006,s.13).

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, genel anlamda dokuma ve örme kumaşlardan kadın, erkek ve çocuklar için gerek iş yaşamında gerekse olağan günlük yaşamda giyilmek üzere üretilmiş tüm dış giysiler ile iç giysileri, bunların benzer ürünlerden olmasa da aksesuarlarını kapsar. Bu tanım, erkek giysileri ile erkek çocuk giysileri arasında, kadın giysileri ile kız çocuk giysileri arasında ya da modern giysiler ile yöresel giysiler arasında bir değişiklik gözetmemektedir.

Diğer yandan yatak örtüsü, nevresim takımı, tuvalet ve mutfak bezleri gibi dikiş ile birleştirilerek yada kenarları dikilerek hazır eşya durumuna getirilmiş ev tekstili ürünleri ile kamp eşyası gibi hazır eşyalar da elyaf, iplik ve kumaşlar gibi tekstil makinelerinden üretim sonrası değil de dikiş ve benzeri işlemler sonrasında piyasaya sunulduklarından, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü içerisinde değerlendirilmektedir.

Tekstil ve konfeksiyon sektörü birlikte değerlendirildiğinde; yurt içi gelir, imalat sanayi ve sanayi üretimindeki pay, dışsatım, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam, yatırımlar, dışa açıklık ve makro-ekonomik büyüklükler açısından Türkiye’nin birinci sektörü konumundadır.

Örtünmek amaçlı kullanılan tekstil ve giyim, teknolojinin ilerlemesi, sanayileşme ve sosyal statünün oluşmasıyla bir sektöre dönüşmüştür. Tekstil sektörü yıllar içinde dünyada ve Türkiye’de değişik trendler izlemiş ve günümüzde, ileri teknoloji sonucu, çok çeşitli kumaş ve ürünlerin üretimini de beraberinde getirmiştir. M. Tümay 2005 yılında yapmış olduğu çalışmalarında tekstil sektörünün Türkiye’de 1950 yılından bu yana istihdamın lokomotifi olduğunu , 1970 yılından sonra da dışsatımda önemli bir konuma geldiğini açıklamış ancak Son yıllarda artan enerji maliyetleri, değerlenen YTL ve yüksek KDV oranları gibi nedenlerden dolayı sorunlar yaşandığını belirtmiştir.

Hazır giyim sektörü, kumaşın giysiye dönüştüğü üretim dağıtım ve satışın birlikte yapılabildiği emek yoğun bir sektördür. Bu sektör kalkınma sürecinde olan birçok ülke için çok önemli bir etkendir. Çünkü hazır giyim sanayide önemli bir istihdam ve vergi kaynağıdır. Bunun temel nedeni; sektörün yarattığı istihdam olanakları, üretim sürecinde ve sonrasında yaratılan katma değer, dışsatım ve vergi gelirleridir. Bugün dünya’da ekonomik kalkınmanın ileri aşamalarına geçmiş gelişmiş ülkelerde hazır giyim sektörünün imalat sanayi üretimi içindeki payı sürekli azalırken, gelişmekte olan ülkelerde ise bu pay giderek artmaktadır

Üzerinde durulması ve politika üretilmesi gereken çok önemli bir konunun da parçalı piyasada oluşan yeni eğilimlerdir. Zara modeline uygun başarılı bir örnektir. Bu bağlamda, Sektörel Dış Ticaret modelinin, özellikle tekstil ve konfeksiyonda, ilgili kurumlarca uygulanması ve konuya ilişkin sektörle birlikte uygulanabilir politikalar üretilmesi gerektiği saptanmıştır. Modelin etkin bir şekilde yaşama geçirilmesinde yurt dışı ofis mağaza desteğinin de çok önemli bir araç olarak kullanılabileceği olasıdır.

Diğer yandan 2005 yılı incelemesinde ilgi çeken bir konuda yapmış olduğu değerlendirme ile belirtilen saptamayı vurgulamıştır. ABD’nin, pamuk kullanımını yaygınlaştırma kampanyası gelecek dönemleri de kapsar bir biçimde ele alındığında, bu ülkedeki tüketicilerin gittikçe daha büyük oranda pamuklu ürünlere yönelecekleri doğal gelişmedir. Ayrıca kampanyanın, yeryüzünde diğer ülkelerdeki tüketicilerin isteklerinde de güçlü bir etki yaratacağı beklenmelidir(DEMİR, 2005).

Ülkemizdeki işçilik maliyetleri özellikle Çin ve diğer Asya ülkelerine göre oldukça yüksek olduğundan ve bu ülkelerde sosyal güvenlik uygulamalarının daha esnek uygulanmasından dolayı dışsatım için yarış yetimiz olumsuz etkilenmektedir.

Yapılan araştırmalar sektörün son yıllarda kaliteye ve yüksek değerli üretime yöneldiğini göstermektedir. Bu değişimde, çeşitli ülkelerce Çin’e uygulanan tutar kısıtlamalarının payı olduğu belirtilmiştir. Söz konusu değişimin bir diğer nedeni de, dünyanın yüksek değerli hazır giyim sağlayan Hong Kong’un Çin’de konfeksiyon üretimini yönlendirmeye başlamasıdır.

Kaliteli sürekli ucuz hammaddelerin sağlanması, nitelikli işgücü ve teknoloji kullanımında verimlilik, pazara yakınlık ve hızlı üretim, teslimat, pazarlama ve dağıtım kanallarına doğrudan sahip olmak, çevre ve birey sağlığına uygun üretim için gerekli teknolojik yenileme, ürün kalite ve kompozisyonunu zenginleştirecek birim üretim etkinliklerinde tasarruf sağlayabilecek Ar-Ge çalışmaları, sürekli eğitim, moda ve marka olgusu, satış sonrası hizmet, elektronik ticarete uyum Türkiye’nin yarış üstünlüğünü belirleyecek öğelerin önemsenmesidir.

Tekstil ve hazır giyim sektörü Türkiye için çok önemlidir. Tekstilin eski olmasına karşılık hazır giyimin geçmişi 20 – 25 yıldır. Bugün Türkiye’de üretimin, istihdamın, dışsatımın genelde yüzde 35’ini gerçekleştiren tekstil sektörü, üç ayrı alanda; ilki üretimdir. Üretimde Çin, Türkiye ve İtalya en etkin ülkelerdir. Türk hazır giyimi dünyada altıncı, Avrupa’da ise tekstil ve hazır giyimde birinci tedarikçi konumundadır. İkincisi tasarım ve yaratıcılıktır. Bu alanda da çok ciddi bir atılım vardır. Özellikle Gümrük Birliği’nden sonra, ülkemize yabancı markaların girmesiyle yerli markalar yarış nedeniyle yeniden yapılanmayı önemsemişlerdir. Üçüncüsü ise tekstile teknolojik yatırım yapılmasıdır.

Türkiye’de bölgelerarası sosyal ve ekonomik eşitlik konusunda olumlu gelişmeler sağlanması sektörü olumlu yönde etkilemiştir. Çünkü hazır giyim sektörünün yatırım maliyeti pahalı değildir. Kolay taşınabilir bir sanayidir. Girişimci küçük bir alanda çok kişi çalıştırabilir. Çevreye de zarar verilmez. Günümüzde uluslararası kalite normları ve sosyal koşullarda üretim yapmak gerekir. Müşteri girişimciyi buna zorlar. Sektörün yüzde 75’i İstanbul ve İzmir’dedir. Üretim tasarlanan süreler içinde planlı ya da programlı bir biçimde Anadolu’ya taşınırsa büyük kentlere göç edenler de geriye dönecektir. Ayrıca bu mesleği daha uzun süreli yapabilmek, üretimi sağlamak için, işgücünün ucuz olduğu bölgeye yatırımın aktarılması gerekir. Örneğin Hong Kong’un Çin’e, Amerika’nın Meksika ve Karayip’ lere gidişi gibi.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü üretim yöntemine göre emek yoğun bir sektördür. Dikiş işlemi neticesinde hazır giyim ve konfeksiyon ürünü elde

edildiğinden, üretim iş akımında en temel makine dikiş makinesidir. Üretim süreci tasarım ile başlar. Giysi tasarımını kalıp tasarımı izler. Serileme, pastal yerleştirme, kesim, gerekli ise parça baskı ve nakışın ardından; kesilmiş giysi parçaları, renk vb. unsurlar gözetilerek uyum içinde bir araya getirilerek sıralanır. Bu arada düğme, etiket ve benzeri modelin gerektirdiği aksesuarlar da hazır edilerek, dikim işlemine geçilir. Üretim süreci, ön denetim yapılacak giysi üzerindeki iplik parçalarının temizlenmesi, ütü, ikinci kez kalite denetimi sonrası paketleme ile tamamlanır. İşçilerin üretimin belli bir ya da iki aşamada uzmanlaşmaları ve üretim iş akışında dikiş makinelerinin sistematik olarak özelliklerine göre konumlandırılması, işçilerin de ustalıklarına göre yerleştirilmeleri, üretim verimini üst düzeyde tutabilecek tek etmendir.

Dokuma konfeksiyon üretimi örme konfeksiyon üretimine göre daha çok emek yoğundur.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün üretim teknolojisinde son yüzyılda çok temel değişiklikler söz konusu olmamakla birlikte, bazı proseslerde ve makine hızlarında değişiklikler saptanmıştır. Günümüzde Bilgisayar Destekli Tasarım sistemleri ile model ve kalıp çıkartma kolaylıkla ve hızla yapılabilmekte, pastal yerleştirme en az fire ile geçekleştirilebilmektedir. Otomatik kesme makineleri, yaka veya gömlek atletlerinde iki-üç işlemi birlikte yapabilen otomatik makineler gibi süreçleri kısaltan yeni teknolojiler kullanılmaktadır. Yenilikler, üretimdeki etkinliğin ve bölümler arasındaki uyumun artmasına neden olmuştur. Bunlar ağırlıklı olarak son ürünün birleştirilme öncesi aşamalarında kullanılabilen yeniliklerdir. Dikişsiz giyim üretimi son yılların en önemli teknolojik gelişmelerinden biridir. Özellikle çorap ve örme iç çamaşırları dikişsiz üretim yöntemleri ile üretilebilmektedir. Türkiye’de bu tür üretim teknolojisini kullanan uluslararası tanınmış girişimler ve markalar sayıca çoktur.

Türk hazır giyim ve konfeksiyon sanayicileri yıllardır uluslararası fuarları izleyerek doğru yatırımlarla en yüksek teknoloji ile üretim yapar duruma gelmişlerdir. Sektörde makine parkı gençtir. Konfeksiyon yan sanayi de bu yüksek teknoloji ile üretim yapmakta olan sektörü gerektiği gibi destekleyebilmektedir.

Ülkenin hazır giyim ve konfeksiyon dışsatımının %70’den fazlası AB üyesi ülkelerdir ve bu ülkelerdeki tüketicilerde yıllardır kalite, çevre, sağlık ve çalışma koşulları ile ilgili büyük bir duyarlılık söz konusudur. Dolayısıyla Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyon ticaretinde AB ülkeleri ile olan yakın ilişkileri, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün de bu konularda sürekli duyarlı olmasını gerektirmektedir.