• Sonuç bulunamadı

Türk Ceza Hukukunda YaĢ Küçüklüğü Dönemleri

2.9. YAġ KÜÇÜKLÜĞÜ

2.9.2. Türk Ceza Hukukunda YaĢ Küçüklüğü Dönemleri

Fiili iĢlediği sırada 12 yaĢını doldurmamıĢ olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Birinci dönem küçükler hakkında ceza kovuĢturması yapılamaz. Ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir362

.

Hukukumuzda suç oluĢturan fiili iĢlediği sırada henüz oniki yaĢını bitirmemiĢ olan çocukların isnat yeteneğine sahip olmadıkları kabul edilmektedir. Bu kural, ceza sorumluluğu bakımından mutlaktır. Bunun anlamı Ģudur; bu yaĢ grubuna giren çocukların kusur yeteneğinin ve dolayısıyla ceza sorumluluğun olup olmadığı araĢtırılmayacaktır. Maddenin gerekçesinde; “Suç oluşturan fiili işlediği sırada henüz on iki yaşını bitirmemiş olan çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Fiili işlediği sırada henüz on iki yaşını bitirmemiş olması, çocuk açısından kusurluluğu mutlak surette kaldıran bir neden olarak kabul edilmiştir” denilmektedir.

12 yaĢından küçük çocukların kusur yeteneğinin olmadığı ve mutlak sorumsuz kabul edildiklerinin kabulü kanuni bir faraziyedir. Ancak izlenen ceza siyaseti gereği, tekrar suç iĢlemelerini önleme ve topluma kazandırılmaları amacıyla kanun koyucu bu gruba giren yaĢ küçüklerini mutlak bir Ģekilde cezalandırılmamaları gerektiğini kabul etmiĢtir363. Çünkü çocuklar hakkında cezai yaptırımların uygulanması, cezanın özel

önleme ve topluma tekrar kazandırma fonksiyonu itibariyle tamamen ters etki doğurabilecek bir özellik göstermektedir. Ceza kanunu bu gruba göre çocukların

362 Bir görüĢe göre ceza kovuĢturması yapılmadan suç iĢleyip iĢlemediği belli olmayan bir çocuk

hakkında, suç iĢlemiĢ çocuklar gibi tedbir uygulanması masumiyet karinesi ve bu güvenlik tedbirlerinin temel neden ve gerekçesine aykırı düĢmesinden dolayı, söz konusu hüküm ile güvenlik tedbiri yargılanmasına iliĢkin ceza kovuĢturması arasında bağlantı kurulmamasının kanuni bir eksikliktir. (Yener ÜNVER, ―YTCK‘da Kusurluluk‖, Ceza Hukuku Dergisi(CHD), Ekim 2006, S. 1, s. 64.)

136

iĢledikleri fiillerin haksızlık oluĢturması ve özellikle tehlikelilik durumları dikkate alarak çocuklar hakkında koruma ve ıslah tedbirlerinin alınmasını daha yerinde görmüĢtür. Bu çocuklar hakkında ceza kovuĢturması yasağı getirilerek, ceza kovuĢturmasına iliĢkin iĢlemlerin yapılmasının, psikolojik geliĢimleri üzerindeki olumsuz etkisi belirtilmiĢtir. Ancak ceza kovuĢturması kavramından uygulamada anlaĢılan, ceza muhakemesinin son soruĢturma kısmıdır. Bu da bu çocuklar hakkında hazırlık soruĢturmasının yapılacağı fakat yaĢı nedeniyle kamu davasının açılmasına yer olmadığına karar verileceği Ģeklinde yorumlanmaktadır364

. Bu nedenle, suç yoluna sürüklenmiĢ olan bu çocuklarla ilgili olarak, sadece koruyucu ve eğitici nitelikte olan güvenlik tedbirlerine baĢvurulabilir.

Ceza sorumluluğu olmayan bu dönem çocuklar hakkında güvenlik tedbiri uygulamasına karar vermek hâkimin takdirine bırakılmıĢtır. Çocuklara özgü koruyucu ve eğitici nitelikteki güvenlik tedbirlerinin nelerden ibaret olduğu ve ne Ģekilde uygulanacakları, TCK m. 56‘nın yollamasıyla ilgili kanun olan ÇKK‘da (m. 5, 11) düzenlenmiĢtir365

.

Bu gruba giren çocuklar hakkında kovuĢturma yapılması yasaklanmıĢ ise de, soruĢturma iĢlemleri yapılabilecektir. Ancak bu soruĢturma bazı özelliklere sahiptir. Öncelikle bu çocuklar hakkındaki soruĢturma, çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır (ÇÇK m. 51/1). Cumhuriyet savcısı soruĢturma sırasında gerekli gördüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını hâkimden isteyebilir. Ayrıca savcının bu çocuklar hakkında kovuĢturma yapılmasına yer olmadığına karar vermesi, onun çocuklar hakkında tedbir kararı verilmesini istemesine engel değildir366

. Bu yaĢ grubuna giren çocuklar hakkında iĢlediği suçtan dolayı, yakalama, gözaltına alma, tutuklama gibi koruma tedbirlerine baĢvurulmamalıdır. Nitekim Yakalama, Gözaltına Alma ve Ġfade Alma

364YOKUġ SEVÜK, Handan, ―Türk Ceza Kanunu Tasarısının YaĢ Küçüklüğüne ĠliĢkin 31. Maddesinin

Değerlendirilmesi‖, Türk Ceza Kanunu Reformu, Ġkinci Kitap, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ankara 2004, s.187.

365

KOCA-ÜZÜLMEZ, s. 277.

137

Yönetmeliği‘nde konuya iliĢkin özel hüküm konulmuĢtur. Bu hükme göre, fiili iĢlediği sırada on iki yaĢını doldurmamıĢ olanlar suç nedeni ile yakalanamazlar ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamazlar. Bu çocuklar yakalama iĢlemi ancak kimlik ve suç tespiti amacı ile yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılırlar. Tespit edilen kimlik ve suç, mahkeme baĢkanı veya hâkimi tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhal savcılığa bildirilir (YGĠY m. 19)367

.

2.9.2.2.Ġkinci Dönem (13-15)

Bu dönem, TCK‘da Ģu Ģekilde düzenlenmiĢtir: TCK m. 31/2: ―Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıldan on beş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan on bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.”

Bu hüküm uyarınca ikinci dönem yaĢ küçüklüğü, kusuru ya ortadan kaldırmakta ya da azaltmakta yani çocuğun ya hiç cezalandırılmamasına ya da daha az ceza ile cezalandırılmasına neden olmaktadır. Bu yaĢ grubunda bulunan çocuklar hakkında öncelikle iĢlediği fiille ilgili olarak kusur yeteneğinin olup olmadığına karar verilecektir. Ancak, bu belirlemeden önce, yaĢ küçüğünün içinde bulunduğu aile koĢulları, sosyal ve ekonomik koĢullar ile psikolojik ve eğitim durumu hakkında uzman kiĢilerce rapor hazırlanması istenir. BilirkiĢi hazırlanan sosyal inceleme raporunda çocuğun kusur yeteneğine sahip olup olmadığı konusunda bir yargıda bulunamaz368

.Çocukların çeĢitli özel gereksinimleri ve uygun yaptırımlar göz önüne alındığında, yargılamanın her

367

KOCA-ÜZÜLMEZ, s. 277.

138

aĢamasında olduğu gibi soruĢturma ve muhakemede takdir yetkisinin tanınmasını öngören Beijing Kuralları ve çocuk hakkında bir karar vermeden önce sosyal inceleme raporunun gerekliliğini öngören Beijing Kuralları göz önünde tutularak, çocuk hakkında tedbir uygulanıp uygulanmayacağına uzman kiĢilerin görüĢlerinden yaralanarak hâkim karar vermelidir369.

Çocuğun kusur yeteneğine sahip olup olmadığına iliĢkin değerlendirme, somut olaya göre kendisine isnat edilen fiil bakımından ve çocuğun içinde bulunduğu sosyal Ģartlar dikkate alınarak yapılmalıdır370

.

Fiili iĢlediği sırada 12 yaĢını doldurmuĢ olup da 15 yaĢını doldurmamıĢ çocukların ceza sorumluluğu bakımından kusur yeteneğine sahip olup olmadıklarına göre sonuçlar farklı olacaktır. Ġkinci dönem içindeki çocukların iĢlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranıĢlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince geliĢmemiĢ olması halinde ceza sorumluluğu yoktur. Bu durumdaki çocukların ceza sorumluluğunu 12 yaĢını doldurmamıĢ birinci dönem içindeki çocuklara benzetebiliriz. Kusur yeteneğine sahip olmayan ikinci dönem çocuklar hakkında 12 yaĢını doldurmamıĢ çocuklara benzer olarak çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. Ancak kanun ikinci dönem çocuklar hakkında ceza sorumluluğu yoksa güvenlik tedbirlerine hükmolunması konusunda hâkime takdir yetkisi vermemektedir. Ancak birinci dönemdeki çocuklar hakkında tedbire karar verip vermeme konusunda hâkime takdir yetkisi vermiĢtir. Ancak her ne kadar ikinci dönem çocuklar hakkında tedbir kararı verme zorunluluğu getirilmiĢse de, uluslararası ilkelere uygun olarak hâkime her somut olayın özelliğine göre sosyal inceleme raporunu da göz önünde bulundurarak takdir yetkisi verilmesi yerinde olacaktır.

ĠĢlediği fiili algılama ve bu fiille ilgili olarak davranıĢlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı halinde çocuğun ceza sorumluluğu vardır. Ancak mahkeme iĢlediği suç açısından ceza sorumluluğunun olduğunu kabul ettiği çocuk hakkında indirilmiĢ

369

YOKUġ SEVÜK, ―Türk Ceza Kanunu Tasarısının YaĢ Küçüklüğüne ĠliĢkin 31. Maddesinin Değerlendirilmesi‖, s.193.

139

cezaya hükmedecektir. Ancak bu ceza miktarında, 61. maddedeki sıra ve esaslar dahilinde, 31. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen miktar ve oranlarda indirim yapılacak, ayrıca tedbir uygulanmayacaktır. SoruĢturma aĢamasında çocuğun fiili iĢlediği yönünde yeterli delil mevcut ancak kusur yeteneğinin olmadığı tespit edilmiĢse Cumhuriyet Savcısı kamu davasını açacaktır371. Ancak düzenlenen iddianamede çocuğun kusur yeteneğine sahip olmadığı belirtilerek hakkında tedbir kararı verilmesinin gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi istenecektir.

2.9.2.3.Üçüncü Dönem (16-18)

Bu dönem, TCK‘da Ģu Ģekilde düzenlenmiĢtir:

“Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on sekiz yıldan yirmi dört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde on iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası on iki yıldan fazla olamaz."

Bu grup yaĢ küçüklüğü madde gerekçesinde ―Fiili iĢlediği sırada onbeĢ yaĢını doldurmuĢ ve fakat henüz onsekiz yaĢını tamamlamamıĢ gençler, normal koĢullarda, gerçekleĢtirdikleri davranıĢların hukuki anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğine sahip olmakla birlikte; bu kiĢilerin, davranıĢlarını yönlendirme yetenekleri yeterince geliĢmemiĢ olabilmektedir. Bu nedenle, suç yoluna girmiĢ olan gençlerin, iĢledikleri suçlar bağlamında irade yeteneğinin zayıf olduğu normatif olarak kabul edilmiĢtir. AzalmıĢ kusur yeteneğine sahip bulunan gençler hakkında kural olarak indirilmiĢ cezaya hükmedilir.‖ Denilerek açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Kanun, üçüncü dönem yaĢ küçüklüğü içinde bulunan çocukların ceza sorumluluğunun bulunduğunu kabul etmiĢtir. Bu dönemde bulunanların ceza sorumlulukları ve yargılanmaları, 12-15 yaĢ döneminde

371Aynı görüĢte ÖZGENÇ, Gazi ġerhi, s. 443, PARLAR-HATĠPOĞLU, 5237 Sayılı Türk Ceza

140

bulunup da iĢlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algıladığı veya davranıĢlarını yönlendirme yeteneği yeterince geliĢmiĢ olduğu sonucuna varılan çocuklar ile aynı özellikler taĢımaktadır. Bu nedenle ikinci dönem çocuklara iliĢkin yapılan açıklamalara atıf yapıyoruz.

Bu dönem çocuklar suç iĢledikleri tarihte akıl hastası olabilirler. Bu çocukların iĢledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiile ilgili olarak davranıĢlarını yönlendirme yeteneklerinin akıl hastalığı nedeniyle tam olmaması halinde, akıl hastalarına iliĢkin tedbirler uygulanır (ÇKK m. 12, TCK m. 32, 57)372

.