• Sonuç bulunamadı

SUÇUN UNSURLARI

Belgede VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL (sayfa 163-169)

VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL SUÇU

E. Vergi Mahremiyetinin İstisnaları Kapsamında Kendilerine Bilgi Verilen veya Bildirimde Bulunulan Kişi ve Kurumlar Bilgi Verilen veya Bildirimde Bulunulan Kişi ve Kurumlar

VI. SUÇUN UNSURLARI

Bir suçun meydana gelebilmesi için bazı unsurların bir arada bulunması gerekir. Bütün suçlar için ortak nitelik taşıyan ve bir fiilin suç sayılması için varlığı zorunlu olan unsurlar suçun genel (asli) unsurları, belli suçlar bakımından zorunlu şartların yanı sıra varlığı aranan birtakım unsurlara ise suçun özel (tali) unsurları adı verilmektedir300. Doktrinde suçun unsurlarının sayısı ve bu unsurları ifade etmek için kullanılan kavramlar konusunda görüş birliği bulunmamaktadır301. Çalışmanın bu bölümünde vergi mahremiyetini ihlal suçunun genel unsurları dörtlü ayrım esas alınarak kanuni unsur, maddi unsur, hukuka aykırılık unsuru ve manevi unsur başlıkları altında incelenecektir.

300 DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 309.

301 Türk hukukunda dörtlü veya üçlü ayrımın kabul gördüğü, bununla birlikte suçun unsurlarını ikili ayrımı esas alarak inceleyen yazarların da bulunduğu söylenebilir. Ayrıca suçun unsurlarına ilişkin terminolojide ve unsurların içeriğine ilişkin tasniflerde de farklılıklar bulunmaktadır. Suçun unsurlarının sayısı konusundaki farklı görüşler hakkında bkz. KUNTER, Nurullah, Suçun Kanunî Unsurları Nazariyesi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul 1949, s. 21 – 26; DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 308; İÇEL / SOKULLU AKINCI / ÖZGENÇ / SÖZÜER / MAHMUTOĞLU / ÜNVER, s. 5 – 7; ARTUK / GÖKCEN / YENİDÜNYA, s. 380 – 384;

ZAFER, Ceza Hukuku, s. 130 – 133.

152 A. Kanuni Unsur

Suçun kanuni unsuru, bir suçun söz konusu olabilmesi için varlığı aranan ilk unsur olup, “dış âlemde işlenen fiilin kanundaki târife, yani model veya tipe uygun olmasından ibarettir”302. Bu unsur suçların kanuniliği ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Bir fiilin suç sayılabilmesi için öncelikle Türk Ceza Kanunu’nun özel hükümleri arasında veya özel bir ceza kanunu ya da ceza hükümlü özel bir kanunda yer alan belli bir maddedeki tanıma uygun olması gerekir303. Bu bakımdan kanuni unsur, bir fiilin yalnızca yasada yazılı olmasını değil, aynı zamanda yasada yazılı tanıma uygun olmasını da içerdiğinden kanuni unsurun varlığı için iki şartın birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Başka bir ifadeyle, kanuni unsurun ilk şartı işlenen fiilin ceza hukukunda kaynak değerine sahip olan bir düzenlemede daha önce tarif edilmiş, ikinci şartı ise fiilin bu tarife uygun olmasıdır304.

Vergi mahremiyetini ihlalin Vergi Usul Kanunu’nun 362’nci maddesinde düzenlendiği ancak bu maddede suç tanımına yer verilmediği gibi uygulanacak ceza hükümleri bakımından da Türk Ceza Kanunu’na yollamada bulunulduğu daha önce ifade edilmişti. Bu bağlamda çalışma konusunu oluşturan suç yönünden kanuni unsura dayanak teşkil eden üç farklı düzenleme bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Daha açık bir ifadeyle, vergi mahremiyetini ihlal suçunun kanuni unsurunu oluşturan düzenlemeler parçalı bir yapı sergilemekte; vergi

302 DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 310.

303 ALACAKAPTAN, s. 8.

304 DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 362.

153 mahremiyetinin ihlali, suçun unsurları ve unsurlar dışında kalan hususlarla bu suça uygulanacak olan ceza hükümleri farklı kanunlarda yer almaktadır.

Suçun kanuni unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği yani işlenen suç ile kanunda yer alan tanımın örtüşüp örtüşmediğinin tespiti bakımından özellik arz eden birtakım durumlarla karşılaşılacağı kuşkusuzdur. Bu durumlardan ilki failin kanundaki tanıma uygun olmakla birlikte gerçekleştirdiği fiilin suç olduğunu bilmemesidir. Suçun kanuni unsurunun bilinmemesi durumunda suçun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti bakımından hukuki hata kavramının ele alınması gerekir.

Bir kanun hükmünün bilinmemesi305 ya da yanlış bilinmesi bir başka deyişle bu kanun hükmünün “mevcudiyeti veya yorumlanmasında düşülen hata”306 olarak betimlenen hukuki hatanın varlığı halinde307 suçun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği sorunu Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanan suçlar ile diğer kanunlarda tanımlanan suçlar açısından farklılık arz etmektedir.

305 “Hata, kavramsal olarak bilmemeden farklıdır. Bilmeme, bilgi eksikliği veya yokluğudur. Bu yönü ile bilmeme negatif bir nitelik taşır. Oysa hata yanlış bir bilgidir ve bir kanıyı içerir; dolayısıyla pozitif bir niteliğe sahiptir. Her hata, kuşkusuz, bazı şeylerin bilinmemesini gerektirir; aksi halde hatayı açıklamak mümkün olmaz. Öte yandan, hukuku ilgilendiren bilmeme bir hataya neden olan bilmeme olduğuna göre; bu iki deyimi eş anlamda kabul eden görüş benimsenebilir”. TOROSLU, Ceza Hukuku, s. 216. Bilmeme ve hata kavramları ile bunlar arasındaki ilişkiler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ERSOY, Yüksel, “Ceza Hukukunda Bilmeme ve Hatanın Hukukî – Psikolojik Anlamı”, AÜSBFD, Y. 1967, C. XXII, S. 4, s. 252 – 257.

306 ARTUK / GÖKCEN / YENİDÜNYA, s. 677. “Suçun kanunilik unsurunda hata, failin belirli bir olayın kanunla suç olarak tarif edilip edilmediği konusunda düştüğü hatadır. Fail, ya bütün olarak suç tanımını bilmez veya yanlış bilir ya da suç tanımındaki bazı unsurları bilmez veya yanlış bilir.

Fail, fiilinin ve fiiline bağlı diğer unsurların yansımasını bilmemektedir”. ZAFER, Ceza Hukuku, s.

138.

307 Kişinin yasada suç sayılmayan bir fiili, suç sayıldığı düşüncesiyle işlemesi halinde olumlu hata, yasada suç teşkil eden bir fiilin suç teşkil etmediği inancıyla işlenmesi halinde ise olumsuz hatanın varlığından söz edilmektedir. ARTUK / GÖKCEN / YENİDÜNYA, s. 677.

154 Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesinde ceza kanunlarını bilmemenin mazeret sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır308. Dolayısıyla failin kanunda yer alan suç tanımında hukuki hataya düşmesi, ceza kanunları yönünden önem arz etmemekte ve failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

Bununla birlikte bazı yazarlar Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasında yer alan düzenlemenin hukuki hata bakımından da geçerli olduğunu ve ceza kanunlarını bilmemenin mazeret sayılmayacağına ilişkin hükmün, söz konusu fıkrada yer alan düzenlemeyle yumuşatılarak hukuki hatanın doğurabileceği birtakım sakıncaların giderilmeye çalışıldığını ifade etmektedirler 309.

Vergi mahremiyetini ihlal suçunun hukuki hata açısından değerlendirilmesinde, bu suçun öngörüldüğü Vergi Usul Kanunu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesi çerçevesinde ceza kanunu olarak kabul edilip edilemeyeceği ön sorun niteliği taşımaktadır. Mülga Türk Ceza Kanunu’nun 44’üncü maddesinden farklı olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesinde

“kanunu” değil “ceza kanunlarını” bilmemek mazeret sayılmamaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesinin gerekçesinde “ceza kanunları” ifadesinin kapsamını işaret eden herhangi bir açıklamaya yer verilmemekle birlikte, Kanun’un “Özel

308 Bu hükmün hukuki esası konusunda ileri sürülen farklı görüşler hakkında bkz. KUNTER, Suçun Kanunî Unsurları, s. 67 – 68; EREM, Ceza Hukuku Genel Hükümler, C. I, s. 109 – 116, 119 – 122; DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 195 – 197; ARTUK / GÖKCEN / YENİDÜNYA, s. 678 – 682; HAFIZOĞULLARI / ÖZEN, s. 317 – 319; TOROSLU, Ceza Hukuku, s. 221 – 227.

309 ÖZBEK / KANBUR / DOĞAN / BACAKSIZ / TEPE, s. 401; TOROSLU, Ceza Hukuku, s. 228.

Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasındaki düzenlemenin hukuki hata ile ilgili olmadığı yönündeki görüş için bkz. ARTUK / GÖKCEN / YENİDÜNYA, s. 682; DEMİRBAŞ, s.

371. Söz konusu düzenlemenin Kanun’un 4’üncü maddesinde yer alması gerektiği yönündeki görüş ve bu konudaki eleştiri için bkz. HAFIZOĞULLARI / ÖZEN, s. 317.

155 kanunlarla ilişki” başlığını taşıyan 5’inci maddesi bu konunun çözümü bakımından aydınlatıcıdır. Özel ceza kanunları ile suç ve ceza içeren kanunlar hakkında Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerinin uygulanacağını hükme bağlayan bu maddeden hareketle suç ve ceza içeren bir kanun olduğunu kabul ettiğimiz Vergi Usul Kanunu’nun da Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesi kapsamında ceza kanunu olarak nitelendirilmesi gerektiği söylenebilir. Bu açıdan ele alındığında vergi mahremiyetini ihlal suçunun kanuni unsuruna ilişkin bilmeme, başka bir anlatımla bu suçun tanımında hukuki hataya düşülmesi ancak Türk Ceza Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasındaki şartlar oluşmuşsa mazeret sayılacaktır.

Vergi Usul Kanunu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesi uyarınca bir ceza kanunu olmadığının kabulü halinde, ceza kanunu dışında kalan kanunlardaki hatanın fiil üzerinde bir hataya dönüşüp dönüşmediğinin tespit edilmesi310 ve bu tespitten hareketle bir sonuca ulaşılması gerekir311. “Ceza kanunları dışında kalan kanunlar üzerindeki hata, ceza normu üzerindeki bir hata olarak kaldığı ve fiil üzerindeki bir hatayı beraberinde getirmediğinde, bu hata yapısal olarak ve psikolojik etkileri yönünden, doğrudan suç yaratan norm üzerindeki hatanın aynısıdır. Her iki halde de, fail ceza kanunu üzerindeki hata nedeniyle, yasaklanmamış olduğuna inandığı, ancak ceza kanunu tarafından suç olarak öngörülen bir fiilin aynısı olan bir fiili istemekte ve böylece hareketinin zarar

310 CENTEL / ZAFER / ÇAKMUT, s. 436. Yazarlara göre, “ceza hukuku alanı dışında kalan yasaları bilmeme veya yanlış yorum yapma durumunda, suçun unsurlarına ilişkin bir bilmeme söz konusu olur ve dolayısıyla kusurun yokluğu nedeniyle suç oluşmaz (…) Ceza yasasından başka yasaları bilmeme, fiili bilmeme kapsamında değerlendirilmelidir”. CENTEL / ZAFER / ÇAKMUT, s. 436.

311 TOROSLU, Ceza Hukuku, s. 230.

156 vericiliğinin veya kötü biçimde hareket ettiğinin bilincine sahip bulunmaktadır veya bu bilince sahip bulunabilecek bir durumdadır”312. Dolayısıyla failin, ceza kanunu dışında kalan bir kanunda hukuki hataya düşmesi halinin, hata fiil üzerinde bir hataya dönüşmediği sürece mazeret olarak kabul edilmemesi gerekir. Vergi Usul Kanunu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 4’üncü maddesi kapsamında yer alan bir ceza kanunu olmadığı görüşü benimsendiği takdirde, vergi mahremiyetini ihlal suçunun failinin kanunu bilmemesinin mazeret sayılabilmesi için hukuki hatasının fiil üzerinde hataya dönüşmüş olması şarttır.

Suçun kanuni unsuru açısından sözü edilebilecek ve vergi mahremiyetini ihlal suçu bakımından da önem arz eden bir başka durum, kanunda düzenlenen suçun işlenmesinin mümkün olmaması halidir. İşlenemez suç adı verilen bu gibi hallerde ya suçun maddi konusunun bulunmaması veya kullanılan araçların elverişsiz olması nedeniyle fail kanunda tanımlanan fiili gerçekleştirmek için hareket etmesine rağmen fiilin gerçekleştirilme imkânı bulunmamaktadır313. Vergi mahremiyetini ihlal suçunda örneğin vergi sırrını oluşturan bilgilerin daha önceden açıklanmış olması halinde, fail bu bilgileri ifşa etmek amacıyla hareket etse dahi bilgiler vergi sırrı olma niteliklerini kaybettiklerinden hareket ifşa olarak adlandırılamaz ve dolayısıyla işlenemez suç söz konusu olur.

Suçun kanuni unsuru bakımından ortaya çıkabilecek bir başka durum ise failin kanundaki tanıma uygun bir fiili gerçekleştirdiğini sanmasına rağmen,

312 TOROSLU, Ceza Hukuku, s. 233 – 234.

313 DÖNMEZER / ERMAN, Ceza Hukuku Genel Kısım, C. I, s. 364.

157 gerçekleştirdiği fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamasıdır314. Bu durumda suçun kanuni unsurunun varlığından söz edilemez. Hayali suç olarak da adlandırılan, fiilin kanunda suç olarak düzenlenmediği bu gibi hallerde suç oluşmaz ve dolayısıyla failin ceza sorumluluğu da bulunmaz. Vergi mahremiyetini ihlal suçunda örneğin bir bilirkişinin Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca ilan edilen cetvellerden öğrendiği bir gelir vergisi mükellefine ait vergi matrahına ilişkin bilgiyi vergi mahremiyetini ihlal suçu işlediği zannıyla üçüncü kişiye söylemesi durumunda hayali suç söz konusudur.

Belgede VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL (sayfa 163-169)