• Sonuç bulunamadı

Günümüzde iş hayatında bireylerin sıklıkla karşılaştıkları bir başka kavram ise iş stresidir. İş stresi çalışanların işlerinden kaynaklanan kaygı gerginliğini hissetme derecesidir. Bir başka tanımla iş stresi, işin gerekleri ile işçinin yetenekleri, kaynakları veya ihtiyaçları eşleşmediğinde ortaya çıkan zararlı fiziksel ve duygusal tepkilerdir (Hazell, 2010: 69). İş stresi, biri ekonomik ve biri insani olmak üzere iki nedenden ötürü önemlidir. Yanlış yönetilen iş stresi sonucunda doğrudan ve dolaylı örgütsel maliyetler ortaya çıkar. Ayrıca, yanlış yönetilen iş stresi, işyerinde fiziksel ve duygusal acılara neden olmaktadır (Quick vd., 2017: 467). İnsanlar, işlerinin gereklilikleri zihinsel ve fiziksel kaynaklarını aştığında ve tehdit edici hatta zararlı olarak algılandığında, işlerinde stres yaşarlar. İşten kaynaklanan stres sadece işteki performansı kötüleştirmekle kalmayıp aynı zamanda genel olarak sağlık durumunu ve refahı da olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca, işle ilgili stresin toplumsal maliyetleri (örneğin, sağlık bakım maliyetleri ve verimlilik kaybı) önemlidir. Bu kişisel ve toplumsal maliyetleri azaltmak için, işle ilgili stresin nedenleri ve bağıntıları hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.(Hessels vd., 2017: 178).

Son zamanlarda iş stresi çalışma ortamında bir salgın haline gelmektedir. Bu nedenle çok sayıda araştırmacı, iş stresi ve iş stresinin örgütsel çıktısının çeşitli yönleri üzerindeki etkilerine odaklanmıştır. İş yükünün artması, iş güvensizliği ve yaşamın hızının artması sonucu, sürekli artan bir sayıda insanın strese maruz kalması nedeniyle iş stresinden şikayet edilmektedir. İş stresi, bireysel bir tepkidir ve aynı zamanda organizasyon ve iş ile ilgili olduğu için genel stresten farklıdır. İş stresi, önemli fakat belirsiz sonuçlara sahip olan talepler, kısıtlamalar ve fırsatlarla karşı karşıya kaldığı zaman bireyler tarafından algılanan psikolojik bir durum olarak tanımlanmaktadır (Yozgat vd., 2013: 518-519). Bireyler çalışma ortamında rahatsızlık hissettikleri zaman çevreleri ile ilişkilerini keserek içe kapanma davranışı sergileyebilmektedirler. İş beklentileri insanların düşündükleri kapasitenin üst sınırını geçtiğinde, ortaya çıkan ve öznel bir duygu olarak ifade edilen iş stresi, insanlarda kaygı ve gerilim oluşturabilmektedir. Aynı zamanda iş stresinin ekonomi üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır (Cropanzano vd., 1997: 162-165).

Bir iş, bünyesinde zorlukları, iş yükünü ve karmaşıklık unsurlarını barındırır. Bu sebepten dolayı işin kendisi streslidir. Diğer taraftan birçok iş tam anlamıyla tanımlanmadığı için farklı stres unsurlarına sahiptir ve bu durum farklı tepkilerin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bundan dolayı iş ve performansla birlikte dört işlevsel ilişki mevcuttur ve bu unsurlar iş stresi ile işteki başarı arasındaki bağlantıyı göstermesi yönünden de önemlidir. Bunlar (Ertekin, 1993: 149-150);

 İşin kendisinde stres yaratma özelliği bulunmaktadır ve çalışan bireylerin yeteneklerini kısıtlayıcı ve zorlayıcı etkiye sahiptir.

 Başka unsurlardan dolayı ortaya çıkan stres unsurları belirli süre sonra iş üzerinde de etkiye sahip olmaktadırlar.

 Bireyler bazı stres unsurlarını yaptıkları iş sayesinde ortadan kaldırmaya veya azaltmaya çalışabilirler.

 Yapılan işin başarımındaki bir azalma stres göstergesi olarak kabul edilebilmektedir.

Literatürde iş stresi kavramı bazı yazarlar tarafından farklı kavramlarla ifade edilmektedir. Bu kavramlardan bazıları, “mesleki stres”, “çalışma stresi” ,“endüstriyel stres”, “örgütsel stres”, “iş baskısı” ve “iş gerilimi” olarak sıralanabilir

(Tutar, 2000: 238). İş stresi her geçen gün daha da gelişen ve karmaşıklaşan iş hayatının herkes açısından kabul edildiği bir gerçek haline gelmiştir. Çalışma ortamları stres için elverişli ortamlardır. İnsanlar yaşamlarının büyük bir bölümünü iş yerinde geçirmektedirler. Bu sebepten dolayı da iş stresi günlük hayatın içinde önemli bir pay sahibi haline gelmektedir (Keser, 2014: 20).

Bir işletmede yönetici olan ya da olmayan genç veya yaşlı çalışan herkesi etkileyen stres, insanlarda bedensel, zihinsel ve duygusal yapı üzerinde etkili olan ve bu yapıları zorlayan bir durumdur. Stres, baskı hisseden kişiler için kullanılan bir kavramdır ve bu baskılar sonucunda çalışanların sağlıkları ve performansları etkilenir. İş stresi evrensel ve aynı zamanda şiddeti fazla olan bir stres türüdür. Çalışanların işlevsel ve toplumsal çevreleri ile etkileşimi soncunda ortaya çıkan işgören davranışı, iş stresinin ortaya çıkmasında etkili olabilir. Başka bir anlatımla iş stresi, çalışan, işlevsel çevre ve toplumsal çevrenin etkileşiminden kaynaklanabilmektedir (Pehlivan, 2000: 22). Fakat stres insanların fizyolojik ve psikolojik sağlıklarını tehdit eden, zaman zaman örgüte zarar veren bir unsur olarak nitelendirilmesine rağmen bir ölçüde stresin doğal olduğu söylenebilir. İş hayatında belirli bir ölçüde stres kesinlikle sağlıksız bir durum olarak nitelendirilmemelidir. Stres olmadan hiçbir şeyin başarılamayacağını düşünmek yerinde olacaktır. Belirli bir miktar olumlu stres, çalışanları motive eder, iş doyumunu artırır, çalışanların performans ve gelişimini destekler. Fakat başarı için gerekli olan bu stresin seviyesini kontrol etmek gereklidir. Şiddet ve yoğunluğu aşırıya kaçan stres, çalışanlarda tükenmişlik yaşanmasına ve performansın hızla düşmesine sebep olabilecektir (Tınaz, 2013: 37).

Bu tanımlara dayanarak iş stresi, hem birey hem de örgüt için motivasyon düzeylerini ve performansı düşürme etkisine sahip olduğundan ve işten ayrılma niyetlerini artırdığından dolayı olumsuz sonuçlar doğurabilir (Yozgat vd., 2013). İş stresi, kişinin kontrol kaybı hissini artırabilir, aynı zamanda işyerinde iş performansını azaltabilecek ve işten çıkmalarını ve sağlık hizmetlerinin kullanımını artırabilecek bir psikososyal risk faktörüdür. Ayrıca işyerinde stres, hastalık oranındaki artış ile pozitif ve yaşam beklentisi ile negatif ilişkilidir. Bireysel sonuçların ötesinde, işyerindeki stres deneyimlerinin önemli toplumsal maliyetleri de vardır. 2013 yılında, Avrupa'da işten kaynaklanan depresyonun (stres dahil)

maliyetlerinin yıllık 617 milyar Euro olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakam işverenler için üretkenlik kaybı maliyeti, sağlık maliyetleri ve engelli yardım ödemeleri şeklinde olan sosyal yardım masraflarını içermektedir. Bu nedenle, iş stresinin nedenlerini ve bağıntılarını anlamak, bu toplumsal maliyetleri azaltmaya yönelik politikaların geliştirilmesi için çok önemlidir (Hessels vd., 2017: 179).