• Sonuç bulunamadı

Sovyetler Birliği’nin Dağılmasının Kuzey Kafkasya’ya Etkileri

3.4. SOVYETLER BİRLİĞİ’NİN DAĞILMASI

3.4.1. Sovyetler Birliği’nin Dağılmasının Kuzey Kafkasya’ya Etkileri

Sovyetler Birliği’nin dağılması Kuzey Kafkasya’da büyük etkilere yol açmıştır. Bağımsızlığının yolu açılan Kuzey Kafkas halkları, artık dini temelden çok milliyetçiliğe dayanan hareketlere başlamışlardır. Bölgede yönetim boşluğunun oluşması, her türlü hareketin başlamasına yol açmıştır.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla beraber Kuzey Kafkasya’da sınır çatışmaları başlamıştır. Bu çatışmalar, Kuzey Kafkasya halklarının egemenliklerini kazanmalarını ve gelişmiş bir toplum olmalarını geciktirmiştir. Selefilik adı verilen dini akım, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Kuzey Kafkasya’da hızlı bir şekilde yayılmıştır.210

SSCB’nin dağılmasının bir başka etkisi de Türkiye’nin, Kafkaslardaki siyasi boşluğu doldurmak için harekete geçmiş olmasıdır. Bölgede etkin bir rol olmak için çabalayan Türkiye, Kafkaslarda aktif bir politika seyretmiştir. Bunun sonucunda ise, Rusya ve Türkiye arasında bir rekabet ortamı oluşmuştur.211

210 Bingöl, a.g.m., s.149

211 Fatih Özbay, (2011), “Soğuk Savaş Sonrası Türkiye-Rusya İlişkileri: 1992-2010”, Bilge Strateji Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 4, İstanbul: s.48

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SOĞUK SAVAŞ SONRASINDA RUSYA FEDERASYONU VE KUZEY KAFKASYA İLİŞKİLERİ

4.1. RUSYA FEDERASYONU’NUN KURULUŞU

Sovyetler Birliği’nin dağılması, Rusya’nın jeopolitik durumunda değişime yol açmıştır. Bağımsızlığını ilan eden ülkelerde de, Rusya’da da güçsüz bir iktidar oluşmuştur. Rusya, uluslararası alanda da eski itibarını kaybetmiştir. Rusya’nın İslam karşıtı politikaları dolayısıyla önce Tacikistan’a sonra da Çeçenistan’a karşı savaş açması, kargaşayı daha da artırmıştır. Sovyetler Birliği döneminde Rusya’nın sosyal koşulları en kötü halini almıştır. Sovyetler Birliği dağılınca, bağımsızlıklarını kazanan devletler, Rusya’nın etki alanını daraltmıştır. Baltık Denizi ve Karadeniz’de, sahip olmak için tarih boyunca büyük mücadeleler verdiği hâkimiyetini kaybetmiştir. 212

İki kutuplu dünya düzeninde iki büyük güçten biri olan Rusya, bu dağılmadan sonra eski günlerine dönmesi için büyük çaba göstermesi gerekmiştir. Ancak Rusya’nın yeni jeopolitiği, Rusya’nın dışarıya açılmasını güçleştirmiş, güvenli bir bölge olmanın da dışına çıkmıştır.

Şekil 4.1: SSCB’nin Dağılmasıyla Bağımsızlığını Kazanan Türk Cumhuriyetleri Haritası

Kaynak: https://www.stratejikortak.com/2017/10/kazakistan-latin-alfabesi.html, 2017.

212 Zbigniew Brzezinski, (1997), Büyük Satranç Tahtası, Yelda T. (Çev), İnkılap Kitabevi Yayını, İstanbul: ss.128-134.

Rusya Federasyonu, Parlamenter Demokrasi ile yönetilmektedir. Rusya Anayasası’nın Giriş Bölümü’nde, Rusya’nın adaletçi, eşitlikçi, federal ve ulusal bir devlet olduğu yazılmıştır. Rusya’nın en temel özelliği federal bir devlet oluşudur. Federasyona bağlı olan devletler kendilerini yönetebilir, fakat Rusya’nın denetimi altındadırlar. Rusya, Merkezi Federal Bölge, Güney Federasyon Bölgesi, Kuzey Batı Federasyon Bölgesi, Volga Federasyon Bölgesi, Urak Federasyon Bölgesi, Sibirya Federasyon Bölgesi ve Uzak Doğu Federasyon Bölgesi olarak yedi bölgeye ayrılmıştır. Özetle Rusya, 21 Cumhuriyet, 6 Kray, 49 Oblast, 1 Özerk Oblast, 10 Özerk Okurg ve 2 Federal Kenti içinde barındırmıştır. 12 Kasım 1993 yılında Rusya Federasyonu’nun Anayasası yürürlüğe girmiştir.213

Rusya Federasyonu’nun en önemli şehirleri, Kazan, St. Petersburg, Samara, Rostov, Saratov, tarih boyunca Osmanlı Devleti ile aralarında önemli bir yeri olan Astrahan, Volgagrad, Krasnodar ve Stavropol’dür. 1996 rakamlarına göre Rusya Federasyonu’nun nüfusunun %80’ini Slavlar oluşturmuştur. Geriye kalan kısmı ise, Tatarlar, Türkmenler, Başkurtlar, Çuvaşlar, Yakutlar, Kazaklar, Özbekler, Kırgızlar ve Azeriler başta olmak üzere Türkler oluşturmuştur.214

SSCB’nin dağılmasının ardından Rusya’nın başına geçen Boris Yeltsin, 1991- 1999 yılları arasında başkanlık yapmıştır. Bu süreç SSCB’nin dağılmasının hemen ardından gerçekleştiği için, zor bir süreç olmuştur. SSCB dağılınca, Rusya’nın Asya’daki toprakları yaklaşık olarak %20 azalmıştır. Bunun sonucu olarak da nüfusu 75 milyondan, 30 milyona kadar gerilemiştir. Tarım sektörü, sanayi ve endüstrisi gerilemiş, ekonomisi de kötüleşmiştir. Rusya Federasyonu çözümü, Atlantikçilikte ve Avrasyacılıkta bulmuştur. 1993 yılında yayınlanan belgeye göre Rusya’nın, Kafkaslarla ilişkilerini iyileştirmesi için;

 Yakın çevre politikasına göre, Çeçenlerle ilişkilerini düzene sokması gerekmektedir,

 Türkiye, Kafkaslardan uzak tutulmalıdır,

 Rusya Federasyonu’ndaki çözülmeye karşı önlem alınmalıdır.

213 Bekir Parlak ve Cantürk Caner, (2013), Karşılaştırmalı Siyasal ve Yönetsel Yapılar, Orion Kitabevi Yayınları, Ankara: ss. 210-221.

31 Aralık 1991 tarihinde, Yeltsin, istifa ederek tüm yetkilerini Vladimir Putin’e devretmiştir. Putin, Batı yanlısı bir politika izlemiş ve Rusya’yı, Avrupa devleti olarak görmüştür. Batılı devletlerden istediği desteği alamayınca, Avrasyacılığa geri dönmüştür. 2000 yılına gelindiğinde, Rusya Federasyonu, 7 federe bölgeye ayrılmış ve Kuzey Kafkasya bölgesinin adı, Güney Rusya olarak değiştirilmiştir. Adigey bölgesi, Krasnador eyaletinde kalmıştır ve diğer Kafkas bölgeleriyle sınırı kalmamıştır. Bu da Adigey Cumhuriyeti’nin kurulmasında bir engel oluşturmaktadır.215

19 Ocak 2010’da Rusya başbakanı Dimitri Medvedev, Güney Federal Yönetim Bölgesi’ni ikiye bölerek Kuzey Kafkas Federal Bölgesi’nin başına Aleksander Hloponin’i getirmiştir. İnguşetya, Çeçenistan, Dağıstan, Kuzey Osetya, Kabartay- Balkar ve Karaçay-Çerkez Cumhuriyetleri ile Stravpol Kray da Kuzey Kafkas Federal Bölgesine dâhil edilmiştir. Aleksander Hloponin, Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi için, federal kurumlarla Kuzey Kafkasya’yı birbirlerine yakınlaştırmak, federal bütçesinin daha iyi kullanılmasını sağlamak ve federal kurumlar arasındaki işleyiş uyumunu artırmak için çalıştığını açıklamıştır.216

4.2. RUSYA FEDERASYONU DIŞ POLİTİKASINDA KUZEY KAFKASYA