• Sonuç bulunamadı

Sosyal Faaliyetlere Yönelik Hizmetleri

D. ÜÇÜNCÜ BELEDĠYE BAġKANLIĞI GÖREVĠ (1946-1950)

4. Sosyal Faaliyetlere Yönelik Hizmetleri

Koner, Konya halkının kılık kıyafetine de bir düzen getirmeye çalıĢır. Bununla ilgili düĢüncesini 20 Haziran 1947 tarihli “Bu Ne Kıyafet, Bu Ne GiyiniĢ” baĢlıklı yazısında açıklar. O‟na göre, Ģehirde yaĢayan insanların Ģehir hayatına uygun Ģekilde giyinmeleri gerekir. Erkeklerin ceket, pantolon, yelek ve ayakkabı kadınların da bir entari, üstünde bir manto ve ayakkabı giymesi gerektiğini, bunun basit bir halk kıyafeti olduğunu söyler. Belediyenin bu konuda harekete geçeceğini, halkın tarif edilen kıyafette görülmezse otobüse, parka, kahvehaneye, sinemaya girenleri ve çarĢıda ne

olduğu belirsiz kıyafetlerle gezenlerin cezalandırılacağını belirtilir.174

Asrî bir Ģekilde zevkin fertlere verdiği içtimaî ahlakî psikolojik geliĢmelerin, bir milletin her sahada umumî terbiye ve ilerlemesine büyük tesirler yaptığına inanan Koner, sanata ve sanatkâra da önem verir. Çünkü O‟na göre, bir Ģehirde tiyatro, konservatuar, opera gibi yüksek his ve heyecanların tatmin ve serpilmesine hizmet eden büyük müesseseler, o Ģehir halkını cemiyet hayatına doğru götüren en yüksek

vasıtalardır.175 Bu amaçla belediyenin aldığı yeni kararla Konya‟ya gelen tiyatro

kumpanyalarından, konser heyetlerinden ve her türlü sanat gruplarından alınmakta olan yüzde yirmi beĢ belediye resmi yüzde ona indirilir. Bu arada senede yalnız üç dört aylık bir faaliyet gösteren yazlık sinemaların hafta tatili ruhsatiyesi yirmi lira olarak tespit edilir. Ekekon gazetesi ise belediyenin almıĢ olduğu bu kararın çok hayırlı ve faydalı olacağına yüzde yüz inandığını yazar. Gazete, üç beĢ kuruĢ kazanmanın hırsıyla yıllarca

171

Koner, “Londra Mektupları”, Selçuk, S. 183, 26 Ağustos 1947, s. 1-3.

172

Selçuk, 9 Eylül 1947.

173 Yener, “Ölümünün 9. Yıldönümünde, Anılar ile Muhlis Koner”, baĢlıklı mektup. 174

Koner, “Bu Ne Kıyafet Bu Ne GiyiniĢ”, Selçuk, S. 165, 20 Haziran 1947, s.1.

175

44

bu Ģehir ve halkının sanatında, kültüründe terbiyesinde kurak, görgüsüz ve bilgisiz

bırakılıp gittiğini; hiçbir sanat grubunun, hiçbir konser heyetinin, hiçbir sanatkârın Konya‟ya uğramadığını, arada sırada uğrayanlar olduysa da neye döndüklerini bilemeden ağızlarının yana yana çekilip gittiklerini yazar. Ve Konya‟nın sanata, edebiyata, sanatkâra kapısını kapalı tuttuğunu, bunun sebebinin de yüzde yirmi beĢ belediye resmi yüzünden olduğunu belirtir. Bilgili, görgülü ve sanatsever olarak gördüğü Belediye BaĢkanı Muhlis Koner‟in ve arkadaĢlarının almıĢ olduğu bu kararın

Konya‟nın gelecekteki sanat hareketlerinin geliĢmesinde baĢ amil olacağını açıklar.176

Ayrıca 5237 sayılı kanuna göre sinemalara giriĢ ücretleri bilhassa yerli filmciliğin inkiĢafı, kanununun maksadı da göz önüne alınarak yeniden kararlaĢtırılır ve yeni fiyat listesi tespit edilir. Yeni fiyat listesine göre sinemalara giriĢ ücreti balkon 500 kuruĢ, salon 40 kuruĢ, 4 kiĢilik localar 225 kuruĢ, talebe 25 kuruĢ Ģeklinde belirlenir. Bu yeni fiyatlarla yerli ve yabancı filmlerden alınan vergiler değiĢtirilir ve özellikle yerli

filmlerin geliĢebilmesi için sinemacılardan daha az vergi alınması yoluna gidilir.177

Eğitime ve eğitimciye her zaman önem veren Koner, öğretmenlere Ģehir otobüslerinde indirim yaptırır. 30 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra ölen öğretmenlere ise cenaze töreni

yapılmasını ve mezar taĢlarının dikilmesini sağlar.178

E. BELEDĠYE BAġKANLIĞI HAKKINDA DEĞERLENDĠRMELER

Memleket iĢlerinin tenkitle düzeleceğine inanan179 Koner, gerek Ģahsına yönelik

gerekse belediye hizmetlerine yönelik eleĢtirileri her zaman hoĢ görmüĢtür. Çünkü “temeli halk hâkimiyeti olan demokrat bir rejimde hiçbir tenkit ve münakaĢa

yapılmaksızın ağzı kapalı durmak, ruhunu istibdattan alan yaldızlı bir demokrasi”180 den baĢka bir Ģey değildir. Tenkit, bir tahlildir. Bir iĢin, bir eserin, bir müessesenin bütün hüviyetiyle her cepheden vicdan ve basiret gözü altına alınarak onu açmak, en

176 Ekekon, 15 Haziran 1949. 177 Ekekon, 11 ġubat 1949 . 178 Selçuk, 17 Haziran 1947. 179

Koner, “Övmekten Ziyade Tenkit”, Ekekon, S. 2364, 31 Mayıs 1945, s.2.

180

45

ince noktalarına kadar nüfuz ederek meziyet ve eksikliklerini ayırt etmek ve nihayet

onun kıymetini ortaya koymaktır. O‟na göre bu, makbuldür, iyidir ve lâzımdır.181

Bu yüzden Koner, belediye baĢkanı olduğu zaman olumlu olumsuz eleĢtirilerden yararlanmıĢ, kendisini eleĢtirenleri de hoĢ görmüĢtür. Avukat Fakir Usman, Koner‟in kendilerini “dev aynasında gören” günümüz yöneticilerden çok farklı bir hoĢgörü anlayıĢına sahip olduğunu “Bir Anı” baĢlıklı yazısında belirti. Usman yazısında, kalem tecrübesi yapmak için, Selçuk gazetesini seçtiğini, Muhlis hocaya gazetesinde yazı yazmak için müsaade istediğini söyler. Koner‟in ise “iĢte gazete iĢte sen, dilediğin gibi

yaz” dediğini yazar. Müsaade aldıktan sonra her yeni gazetecinin yaptığı gibi

belediyeye çatmağa baĢladığını, her gün yazdığı fıkralarda belediyenin aksayan bir yönünü bulduğunu, güya ateĢ püskürdüğünü söyler. Belediye BaĢkanın kendi gazetesinde belediyeyi ve baĢkanını tenkit eden baĢlıklar atmağa bile baĢladığını açıklar. Ancak Muhlis Hoca‟nın bunların hiçbirine aldırmadığını, okumamazlıktan, duymamazlıktan geldiğini belirtir. Buna yönelik bir gün “Konyada Ne var, Ne yok?” baĢlıklı bir fıkra yazar. “ÇeĢmesi var, suyu yok, Elektriği var, ceryanı yok. Meydan saati

var, ayarı yok” diye aksayan belediye hizmetlerini belirttikten sonra nihayet fıkrayı

Ģöyle, bitirir: “Belediyesi var, Reisi yok.” Yazının gazetede çıktığı gün ikindi üzeri Muhlis hoca ile yolda karĢılar ve Usman yaĢadıklarını Ģu Ģekilde anlatır: “Hoca yarı

öfkeli yarı Ģaka yapar tarzda „gel buraya‟ diye çağırdı. Yanına çekinerek gittim. Zira Muhlis Koner sadece Belediye baĢkanı, gazetenin patronu değil, aynı zamanda hocamdı, azarlamasına, çıkıĢmasına aldırmayacaktım ama iĢ baĢıma cadde ortasında gelirde rezil olursam diye korkuyordum. Yanına çekine, çekine gittim. Kendisine mahsus neĢ‟eli ve fakat yapmacık öfkeli hali ile : „Ulen.. Belediye Reisi yok diye yazmıĢsın.. Görmüyormusun. Aslan gibi herifim..‟ dedi ve cadde ortasında ikimizde gülmeğe baĢladık.”182

Mehmet Muhlis Koner, çok yanlı bir Konya hemĢerisidir. Selçuklu medeniyetine beĢiklik, Anadolu Selçuklu devletine merkezlik etmiĢ, tarihî, ünlü bir Ģehirde öylesine

181

Koner, “Tenkide AlıĢalım”, Ekekon, S. 1887, 14 Nisan 1942, s.1.

182

46

sevilmiĢ ve güvenilmiĢtir ki Belediye BaĢkanlığı sandalyesine üç kez oturtulmuĢ ve kimseyi kırıp incitmeden ilk yenilikleri belediye hizmetleri arasına katmıĢtır.

Belediye BaĢkalığı döneminin önemli Ģahsiyetlerden biri olan Mehmet Önder, Koner‟in Belediye Reisliğini Ģu Ģekilde değerlendirir: “Belediye Reisliği sırasında,

mevcut imkânları içinde çalıĢan, oldukça baĢarılı hizmetler gören ve eserler bırakan bir yapıcı insan için, sadece „Vazifesini yaptı‟ demek, kanaatimce yersiz bir hükümdür. O, vazifesinden çok daha fazlasını, maddî ve manevî yönlerden yapmıĢ ve bize daima yaĢayacak ölmez bir isim, dürüst, memleketsever bir insan örneği bırakmıĢtır”.Celâleddin KiĢmir‟e göre de Konya‟da batılı anlamda belediye

çalıĢmalarına ilk baĢlayan Koner‟dir. KiĢmir, Koner‟in üç defa Belediye BaĢkanlığı

yapmıĢ olmasının “aranan adam” olmasından ileri geldiğini söyler.183

Bu fikrini de Ģöyle açıklar: “Bir dev adam var, karĢımızda. Durup dinlenmeden Konya‟nın kaderini

elinde tutmuĢ, hem de elli sene müddetle. YılmamıĢ, usanmamıĢ! Küçük, zayıf cüssesiyle dağları devirmiĢ, karanlıkları yırtmıĢ, aydınlığa, sürekli aydınlığa doğru yürümüĢ... Bu kentin elli sene kültürüne, sanatına, imarına, sosyal hayatına onun kadar etki yapan kiĢi pek azdır, sanırım. Mum alevi gibi yanıp sönüveren güçlerin, çabaların onun yanında sözü mü olur?” Ayrıca KiĢmir, Koner‟in yaĢıtlarının ideal arkadaĢlarının, çevresinin

onun bu sürekli olarak Konya‟ya ıĢık yaymasını, pek o kadar beceremediğini belirtir. Bu düĢüncesine örnek olarak da Namdar Rahmi, Naci Fikret, Naim Hazım, Muzaffer Hamit gibi kiĢileri verir. Bu kiĢler; “beraber baĢladıkları, beraber yürütmeye söz

verdikleri ideallerinin gün ıĢığına çıkmasında türlü nedenlerle yarı yolda ayrılmıĢlardır. Kimisinin ömrü vefa etmemiĢ, kimisinin geri kalan günlerini politikaya ayırması hoĢa gitmiĢ!” dir. KiĢmir‟e göre “Konya‟nın kahrını, acısını ölünceye kadar bir O sırtlamıĢ. Meselelerine o el atmıĢ, aradan zaman geçmiĢ, yine aynı meselelerin halline çalıĢmıĢ”184

tır.

183

Celâleddin KiĢmir, “Muhlis Koner”, Yeni Konya, S. 5058, 21 Ekim 1963, s.1-3.

184

47

Koner, belediyenin dar gelirli bütçesi, oluĢ halindeki bir Ģehrin türlü ihtiyacına yeterli değilken, bulduğu mali formüller ve kombinezonlarla Ģehre, çeĢitli ve halk için

çok yararlı kurumlar kazandırmayı baĢarabilmiĢtir.185

Konya Büyük ġehir Belediyesi de Konya‟nın Ģerefli geçmiĢi içinde Mehmet Muhlis Koner adına özel bir değer vermiĢ ve

bir kadirĢinaslık örneği göstererek “Muhlis Koner Caddesi” olarak bir caddeye O‟nun

ismini vermiĢtir.186

Mehmet Muhlis Koner‟in en büyük arzusu, Konya Milletvekili olarak meclise girmek ve buradan Konya‟ya hizmet etmektir. Bu amaçla 1950 yılında Konya Milletvekilliğine adaylığını koymuĢ seçim kanunu hükümlerine göre Belediye BaĢkanlığı vazifesinden istifa etmiĢtir. Koner‟in istifa etmesinden kısa bir süre sonra Belediye BaĢkanlığı için 6 Nisan 1950 tarihinde Belediye Meclisi salonunda belediyenin en yaĢlı üyesi Ġbrahim Turhan‟ın baĢkanlığında seçim yapılmıĢ ve

baĢkanlığa oy birliği ile Samet Kuzucu seçilmiĢtir.187

Milletvekilliğine adaylığını koyan

Koner ise sonuç alamamıĢtır.188

Mehmet Önder, Koner‟in milletvekili seçilememesini “kurt politikacılar onu aldatmıĢlardır” Ģeklinde açıklar. Önder‟e göre Koner‟in kusuru gerçek bir Konya aydını olmasıdır. Çünkü Fransızcayı ana dili gibi bilirdi. Farsça ve Arapça da onun eline kimse su dökemezdi. Konya‟nın iftihar ettiği bir bilgin, bir yazar, pek çok öğrenciler yetiĢtirmiĢ bir öğretmen, Konya‟yı gerçekten seven, Konya‟nın ve halkın sorunlarını iyi bilen bir dava adamıydı. Yazdığı kitaplar ciltler tutardı. Böylesi bir adam Konya‟ya milletvekili olabilir miydi? Önder‟in saydığı bütün meziyetleri, politika için bir kusurdu. Önder‟ göre milletvekili olabilmek için “çoğu zaman cahil

olmak, yalnız kendi çıkarını düĢünmek, milletvekili olduktan sonra da bir an önce kendi kesesini doldurmak, Konya‟ya yüz çevirmek gerekirdi” ve M. Muhlis Koner‟de bunlar

185 Yener, “Ölümünün 9. Yıldönümünde, Anılar ile Muhlis Koner” baĢlıklı mektup. 186

Bu cadde, Millet Caddesi‟nin devamı olup, eski Feridiye Karakolu‟ndan güneye doğru uzanan ve trafik lâmbalarının bulunduğu yerde biten caddedir. Küçükkoner, 14 Aralık 2011 tarihli mülâkat.

187

Ekekon, 31 Mart 1950; 7 Nisan 1950.

188

48

yoktu. Onun için girdiği her seçimde kaybediyordu. Her Konya Milletvekili böyle

miydi? KuĢkusuz değildi.189

IV. BASIN-YAYIN HAYATI

Benzer Belgeler