• Sonuç bulunamadı

D. ÜÇÜNCÜ BELEDĠYE BAġKANLIĞI GÖREVĠ (1946-1950)

IV. BASIN YAYIN HAYATI

Mehmet Muhlis Koner, düĢüncelerini, duygularını milletiyle paylaĢmak için gazeteciliği kendisine bir görev kabul etmiĢtir. Çünkü gazete; “Bütün bir milletin

birleĢmiĢ ağzıdır, dilidir. Söz bir tohumdur. Cemiyetin nihayetsiz sahası içinde filizlenir. Fakat mutlaka müessirdir.”190 Memleket matbuatını yakından takip etmek, esaslı ve

faydalı direktifler vermek, icabında teĢvik ve himaye etmek de millî vazifesinin baĢında

gelir.191 Ayrıca bir milletin ilerlemesinde gazetenin büyük kıymeti vardır. Fakat bu

kıymet büyük Ģartlara bağlıdır. Bu Ģartları ise Koner, Ģu Ģekilde ifade eder: “Gazete bir

ticaret emtiası gibi yalnız para kazanmak gayesine bağlı kalmamalı, bir ideal timsali olmalıdır. Herkese karĢı bir neĢir vasıtası olduğu için münevverler kadar halka, halk kadar da çocuklara hitap etmeli ve daima umumi kültürü ele almalıdır. Tenkitlerinde samimî ve bilhassa garazdan, Ģahsî endiĢeden âzade olmalıdır. Nerede çıkıyorsa sahifelerine oranın dertlerini, isteklerini, fikirlerini aksettirmelidir. NeĢriyatında renksizlik ve bu gün yazdığını ertesi günü bozar bir durum göstermemeli sabit ve kuvvetli bir karakter, onun satırlarında daima belirmelidir. Velhasıl gazete gerçekten bir mürĢittir, ne vakit bütün bu kıymetleri kendisinde taĢırsa.” muharrir de bu Ģartları

taĢımakla birlikle kuvvetli bir kültür, yüksek bir ahlâk, halkın güvenini kazanma ve gazete de yazdığı, tavsiye ettiği Ģeyler ile kendisinde tamamıyla mevcut yani sözüyle,

yazısıyla yaĢadığı hayat arasında tam bir uyuĢma olan Ģahsiyet olmalıdır.192

189 Önder, ilave ederek içlerinde Konya‟nın sorunları ile haĢır neĢir olmuĢ, gerçekten değerli kiĢilerin de

var olduğunu ayrıca belirtir Mehmet Önder, “Bir Konya Aydını Mehmet Muhlis Koner”, Yeni Konya, 14 Ocak 1994.

190

Koner, “Gazete Halkın Dilidir, Merkez Ve Mülhakat Sayın Halkımıza, Tüccarlarımıza, Münevverlerimize”, Ekekon, S.1919, 27 Haziran 1942, s.1.

191

Koner, “Memleketle Derin Alâka”, Ekekon, S. 1890, 21 Nisan 1942, s.1.

192

49

Koner‟e göre, demokrasinin dayandığı en güçlü dayanak olan matbuat, halk dileklerini ne kadar doğru, vakıalara uygun olarak aksettirirse o kadar yapıcı ve bunun zıddını yapar ise o nispette de yıkıcıdır. Suistimalleri ortaya koymak, iĢleri temiz ve pürüzsüz yürütmek için her türlü fenalıkları müspet bir Ģekilde göstermek matbuatın

vazifesi olmalıdır.193 Ayrıca Koner, bir gazetenin kıymetini kendinin belirleyeceğini

söyler. Gazete herhangi bir konuda beni ilgilendirmez dememelidir. Böyle derse halk gazete ile ilgilenmez. Bunun için mahalli gazetelerin görevi mahalli her türlü ihtiyaçları müspet bir Ģekilde göstermek, yine Ģehir veya kasabanın halk dert ve ihtiyaçlarını müspet bir Ģekilde belirterek onların iyi bir Ģekilde yola girmesini sağlamaktır. Bütün bunları yaparken de ciddi, samimi ve iyi niyetle yapılırsa gazete memleketin lisanı olacaktır. Böylece “haklı davaların yükselen haklı sesini” her ilgili makam büyük bir

ilgiyle dinleyecektir.194

Matbuatla ilgili bu düĢüncelere sahip olan Koner, 1908‟den itibaren duygu ve düĢüncelerini Hakem, Bârika, Babalık, Öğüt, Ufk-ı Âti, ġahap, Ocak, Yeni Ses, Selçuk,

Ekekon, Selçuk Dergisi, Konya Dergisi, Din Yolu Dergisi gibi çeĢitli gazete ve

dergilerde aksettirmeye baĢlamıĢtır.195 Kimi zaman baĢyazar olarak kimi zaman da

193 Koner, “Gazetelerimiz ve Demokrasi”, Selçuk, S.193, 30 Eylül 1947, s.1. 194

Koner, “Vilayetlerde Gazetenin Kıymeti Ve Tesiri”, Selçuk, S.25, 2 ġubat 1946, s.1.

195 Hakem Gazetesi: Gazete, 10 Kanun-ı Sâni 1324 tarihinde II. MeĢrutiyet sonrasının genel havası

içinde, Anadolu‟da siyasi çevrelerin sözcülüğünü yapan yayın organlarının çoğunlukta olduğu bir dönemde yayınlanmaya baĢlamıĢtır. Ġmtiyaz sahibi ve mes‟ul müdürü Mehmet Tevfik‟tir. BaĢyazarları ise sırasıyla Hüseyin Nazmi, Süleyman Necati ve Yusuf Mazhar‟dır. Gazete, Ġttihat ve Terakki Cemiyetinin yayın organıdır. Ġttihat ve Terakkinin Konya‟daki örgütüyle sıkı bir iĢbirliği içindedir. Ayrıca cemiyetin, Konya‟daki merkezinin bütün faaliyetlerine geniĢ yer verir. Gazete 1910 yılında kapanmıĢtır.

Bârikâ: 1 ġubat 1324 (1908) tarihinde Ahmet Ġhsan tarından çıkarılır. Konya basın tarihinin dergi

formatındaki ilk yayınıdır. Önder, Bârikâ‟nın halk arasında Baraka diye adlandırıldığını ve Nazım PaĢa zamanında ancak birkaç sayı çıkıp kapandığını yazmaktadır.

Babalık: MeĢrutiyet döneminde yayın hayatına girerek Cumhuriyet döneminde devam eden, yayın süresi

itibariyle 42 yıl hayatta kalan uzun soluklu özel bir gazetedir. 23 Aralık 1910‟da çıkmaya baĢlamıĢtır. Sahibi Bosnalı Nedim Bey‟in oğlu Yusuf Mazhar‟dır. Gazeteye babalık ismini, tarihsever bir insan olan devrin Konya Valisi Arif PaĢa vermiĢtir. Babalık gazetesi, önce vilayet daha sonra kendi özel matbaasında basılmıĢ, 1917-1918 yılları arasında Türk Sözü adını almıĢ ancak daha sonra tekrar Babalık adıyla yayına devam etmiĢtir. Milli Mücadele yıllarında, Anadolu‟nun mücadeleci, uyanık tek gazetesi olmuĢ, sahibi Yusuf Mazhar‟ın gayretiyle en müĢkül Ģartlar altında dahi yayınını aksatmamıĢ, büyük hizmetlerde bulunmuĢtur. Babalık aynı zamanda Anadolu‟nun gazetecilik okulu olmuĢ, yüzlerce yazar bu gazete de yetiĢmiĢ ve basın hayatına buradan atılmıĢtır. Yusuf Mazhar‟ın vefatından sonra (1930), gazeteyi eĢi Nedime Babalık ve kızı ġehvar Babalık (Duyuran) devam ettirmiĢ ve yazı iĢlerini yıllarca

50

Afif Evren yönetmiĢtir. 42 yıl Konya basınına, fikir ve kültür hayatına hizmet ettikten sonra 1952 yılında kapanmıĢtır.

Öğüt: Gazete ilk önce Afyonda Selânikli Abdulgani Ahmet tarafından çıkarılır. Ahmet Bey, Selânik‟te

matbaacılıkla uğraĢırken Balkan SavaĢları sonunda Anadolu‟ya göç eder. Önce Ġzmir‟e, Ġzmir‟in iĢgali üzerine Afyon‟a oradan trenle Konya‟ya taĢınır. Böylece gazete Konya‟da 1 Temmuz 1919 tarihinde tekrar basılmaya baĢlar. Gazetenin sahibi Abdulgani Ahmet, mesul müdürü Saatçizade Hüsnü, baĢmuharrir ise Nuri Tahsin‟dir. Kendi matbaasında basılır. Gazete Millî Mücadele‟nin yanında yer alır. Gazete, Heyet-i Temsiliye göreve baĢladığı zaman, iĢgal altındaki Ġzmir baĢta olmak üzere bütün Anadolu‟nun tek günlük gazetesidir. Gazete, özellikle Ġngilizlerin Türklere karĢı takip ettiği politikayı, cesaretle sürekli tenkit etmesi üzerine Ġngilizlerin emriyle Ġtalyanlar tarafından matbaa iĢgal edilir. Ancak matbaanın iĢgali çok sürmeyerek Nasihat ismiyle yeniden 6 Mart 1920 tarihine kadar çıkar.

Ufk-ı Âti: 17 Mart 1327(1911) tarihinde yayınlanmaya baĢlayan edebî bir dergidir. 15 günde bir MeĢrik-i

Ġrfan matbaasında basılır. Konya Lisesi‟nin son sınıf öğrencileri olan Halid Zeki, Cevdet Tahir ve Naci Fikret tarafından çıkarılmaya baĢlanır. Genellikle edebî, felsefî, ahlakî ve tarihî yazılar yayınlanır. Dergide, Konya Lisesi öğrencilerinin yazıları yanında Mehmet Muhlis, Mahmut Fakîr gibi önemli Ģahsiyetlerde yazı gönderir. 4 Eylül 1911 tarihinde kapanır.

ġahap: 15 Mart 1328 (1912) tarihinde Muzaffer Hâmit baĢkanlığında Hulki Âmil ve arkadaĢları

tarafından çıkarılır. Aylık, edebî, felsefî bir risaledir. Sahibi, Hulki Âmil (Keymen), NeĢriyat Müdürü ise Muzaffer Hamid‟dir. Merik-ı Ġrfan ve Vilayet Matbaasında basılır. Dergi, 22 Mart 1329 (1913) tarihinde kapanır.

Ocak: Türk Ocağı Konya ġubesi‟nin yayını olan dergi, 8 Kasım 1917 tarihinde yayınlanır. Yazı iĢleri

müdürü, Namdar Rahmi (Karatay), idarehanesi ise Konya Türk Ocağı‟dır. Babalık matbaasında basılır. Konya Valisi Muammer Bey zamanında çıkan ve 19 sayı devam eden bu dergide, millî ve mahallî adetlerimiz, an‟anelerimiz hakkında orijinal etütler yayınlanır. Dergi bunlarla birlikte daha çok milliyetçi bir söylemin temel taĢı olan dil üzerine yazılar yayınlar. Çünkü ulus-devlet sürecinin temel taĢı olan dil, Türk Ocakları tarafından üzerinde en çok durulan konulardan biridir. Yazarları arasında Ahmet Necati, Mehmet Muhlis, Namdar Rahmi, Ali Ragıp, Besim Atalay gibi birçok önemli Ģahsiyetler vardır. Dergi, o güne kadar çıkan dergilerin en uzun ömürlüsü olmakla birlikte 7 Temmuz 1918 tarihinde kapanmıĢtır.

Yeni Ses: 1 Kasım 1934 tarihinden itibaren yayınlanmaya baĢlayan günlük bir gazetedir. Sahibi Tacettin

Cavit (Öney)‟dir. Yazı iĢleri müdürlüklerini sırayla Zekeriya, M. Nuri (Özkara) ve Ali Rıza Kilimci yapar. Tek parti döneminin parti yayın organıdır. ġeref Aykut, Tacettin Cavit (Öney), Celil Yakup gibi yazarların arasında Mehmet Muhlis de vardır. 1939 yılında “Yeni Babacan” adını almıĢ, 1940 yılında kapanmıĢtır. Yeni Ses kendi matbaasında basılmıĢtır. 11 Ağustos 1941‟den itibaren tekrar “Yeni

Babacan” ismiyle yeniden yayınlanmaya baĢlanmıĢtır.

Selçuk gazetesi ve Selçuk dergisi: Ayrı bir baĢlık altında verileceği için burada anlatmıyoruz. Ekekon:

Gazete 14 Mart 1935 tarihinde CHP il yönetim tarafından yayınlanmaya baĢlamıĢtır. Gazetenin adını Atatürk vermiĢtir. CHP‟ye ait Ekekon Basımevi‟nde basılan gazetenin sahibi ġevki Ergun, yazı iĢleri müdürü Ziya Çalık‟tır. Gazete inkılâpların yayılmasında öncülük ederek Atatürk ilke ve devrimlerinin toplumda yerleĢmesi amacını güder. Gazete 1 Mayıs 1950 tarihinde yayınına son verir. Yazar kadrosunda ġevki Ergun, Ziya Çalık, Ferit Uğur, Ġbrahim Hakkı Konyalı, Naim Onat, Hulki Karagülle, Naci Fikret BaĢtak, Sadrettin Karatay ve Mehmet Muhlis gibi dikkat çeken isimler vardır. Mehmet Muhlis, bir dönem baĢyazarlığını da yapmıĢtır.

Konya Dergisi: Konya Halkevi tarafından 1936 yılı Eylül ayından itibaren çıkarılmaya baĢlanmıĢ, 1950

yılındaki 140. sayısıyla yayınına son vermiĢ uzun soluklu bir dergidir. Derginin tüm yayın hayatı boyunca imtiyaz sahipliği ve sorumlu müdürlüklerini, Konya Halkevi baĢkanları ve yöneticileri üstlenmiĢtir. Buna istinaden 1943-1944 yılları arasında Halkevi BaĢkanlığı yapan Mehmet Muhlis Koner, 53-72 sayıları arasında imtiyaz sahibi, mesul müdür de Mithat ġakir Altan olmuĢtur.

Din Yolu: 1956 yılında çıkmaya baĢlayan dini ve içtimai bir dergidir. Sahibi ve mesul müdürü Ġsmayıl

Hakkı Baltacıoğludur. Her ayın 1. ve 15. günlerinde çıkar. Fiyatı 60 kuruĢtur. Ankara‟da Güney matbaasında basılır. Ayrıntılı bilgi için bk; Caner Arabacı-Bünyamin Ayhan-Adem Demirsoy-Hakan Aydın, Konya Basın Tarihi, Konya 2009; Mehmet Önder, Konya Matbuatı Tarihi, Konya 1949;

51

yazar kadrosu içinde fikirlerini kaleme almıĢtır. Yazıları genellikle yaĢanılan dönemin Ģartlarına göre ĢekillenmiĢtir. Örneğin gazetecilik hayatının ilk döneminde, MeĢrutiyet günlerinin havasına uygun, II. Abdülhamit devri aleyhtarı, MeĢrutiyetçi, Ġttihat ve Terakki taraftarı, bir yayın tarzı benimseyen Bârikâ Dergisi‟nde baĢyazar sıfatıyla “Devr-i Cedîd” baĢlıklı yazısında; otuz üç yıllık Yıldız baskısına, zulmüne uğrayan yüce Osmanlı Milletinin, “hilâfetinde adil, meĢrutiyetperver” bir padiĢahı görmekle övünç duyduğunu, devletin, milletin ilerlemesinde her türlü zorluğu çözen, kahramanlık

gösteren Ġttihat ve Terakki Cemiyeti‟nin olduğunu belirtmiĢtir.196

Koner, kimi zaman da gençlerin görüĢ ve ufuklarını açmak için liseli öğrencilerin çıkardığı Ufk-ı Âti ve ġahap gibi mecmualara yazılar gönderir. Naci Fikret BaĢtak, Konerin Ufk-ı Âti dergisi‟ne gönderdiği yazılarına yönelik Ģu bilgileri verir: “Büyük

üstad, bizim mecmuayı yazılarıyle Ģereflendiriyordu. Viktor Hugo'nun (Sefiller Les Misérables) isimli eserini okuduğu zaman bunun kendisinde husule getirdiği ihtisasatı uzun bir makale halinde kaleme almıĢ ve bizim mecmuaya vermiĢti. Üstat, bu yazısında içtimaî felsefenin inceliklerini, derinliklerini pek güzel surette göstermiĢti.”197

Sadrettin Karatay ise bu dergilerdeki yazıları hakkında Ģunları anlatır: “O yıllarda ilkin Naci

Fikret ile Cevdet Tahir „Ufk-ı Âtî‟ sonra Hulki Âmil ile Muzaffer Hamit „ġahap‟ adlı birer edebî dergi çıkardılar. Bu küçük okul dergilerinde „Mehmet Muhlis‟ imzalı yazılar da görünüyordu. Kâtip Mehmet Efendi artık gözümüzde büyümüĢ, edip Mehmet Muhlis Bey olmuĢtu. Yazdıklarını pek anlamasak da onun kudretli bir yazar olduğuna inanıyorduk. Naci Fikret‟le Mehmet Muhlis Bey dergilerde bazen ciddî, çok zaman da lâtîfe yollu çatıĢırlardı. Naci‟nin „GösteriĢimiz Mesleğinin Mucidine Ġthaf” diye bir yazısını hatırlarım ki, bunda kadın düĢmanı Naci, feminist geçinen Muhlis Beyin ifrat derecedeki Emil Zola hayranlığını alaya alıyor, bu arada “pirzolayı çok sevmesi de

Hakan Aydın, Ġttihat Ve Mekteplerinin Yapısal Özellikleri Üzerinde Bir Ġnceleme, (S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi), Konya 2008; Mehmet Önder, “Cumhuriyet‟ten Önce ve Cumhuriyet Döneminde Konya‟da Basın”, Millî Mücadeleden Günümüze Konya 1915-1965, C:1, Konya 1999; Din Yolu Dergisi, S. 2, 30 Mart 1956.

196

Nakleden Arabacı vd, Konya Basın Tarihi, s. 335-338.

197

52

ondandır, ama kendisi henüz pîr olmadığından Ģimdilik yalnız Zola olduğunu söyler‟ diye takılıyordu.”198

Koner, Mehmet Önder, Namık Ayas gibi önemli kiĢilerin gazetecilik hayatına baĢlamalarında etkili olmuĢtur. Nitekim Mehmet Önder, ilk yazı hayatına nasıl baĢladığını Mehmet Muhlis Koner‟le nasıl tanıĢtığını ve O‟nun genç gazetecileri nasıl teĢvik ettiğini Ģöyle dile getirmektedir: “Sene 1943. On beĢ yıl evvel... ġimdiki Vakıflar

ĠĢ Hanı‟nın bulunduğu yerdeki köhne binanın üst katında Ekekon gazetesi idarehanesi vardı. Çiçeği burnunda bir liseli öğrenciydim. Günlerce özene bezene yazdığım makaleyi cebime yerleĢtirerek; gazete idarehanesinin taĢ merdivenlerinden heyecan içinde çıktım... Ya bu makaleyi beğenmezlerse... Bir kapının üzerinde iri siyah harflerle „BaĢmuharrir‟ yazılıydı. Ellerim titriyordu, kapıyı vurdum ve kimsenin „ge‟ demesini beklemeden içeri girdim. Bir masanın baĢında zayıfça, ufak yüzlü, kısa kır saçlı bir zat: „Ne istiyorsunuz?‟ dedi. Cebimden makaleyi çıkarıp verdim. Gözlüğünü taktı, baĢını kaĢıdı, yüzünü avucunun içinde birkaç kere ovaladıktan sonra makaleye göz gezdirdi. Sonra bana: „Otur Ģuraya!‟ diyerek bir sandalye gösterdi: „Sen mi yazdın bunu?‟. „Evet efendim...‟ „Talebe misin?‟ „Bununla uğraĢacağına dersine çalıĢsan olmaz mı?‟ „ÇalıĢıyorum efendim‟ „Hı... güzel yazmıĢsın!‟ „Sağol efendim....‟. Ertesi günü makale gazetenin birinci sayfasında çıktı. Bununla kalmadı. BaĢmuharrir Mehmet Muhlis Koner, makaleyi öven ve fikirlerimi destekleyen bir de baĢyazı yazdı. Merhum üstad M. Muhlis Koner‟i böyle tanıdım”. Önder sözlerine devam ederek Koner ile kimi zaman

gazete sayfalarında sert yazılar yazmasından dolayı çatıĢtıklarını ancak buna rağmen

Koner‟in kendisini „bir baba gibi‟ daima sevdiğini söyler.199

Mehmet Muhlis‟in gazete ve dergilerdeki yazıları öylesine dikkat çekmiĢtir ki onu belediye baĢkanlığına kadar götürmüĢtür. ġöyle ki; M. Muhlis‟in öğretmenlikle beraber

Babalık gazetesinde yazıları da çıkmaya devam eder. Bu sırada Konya‟ya yüksek ruhlu,

idealist bir vali gelir. Bu Muammer Bey‟dir. Memleketi, hakiki kıymetler üzerinde

198 Karatay, “Rahmetli Muhlis Bey”, s.2.

199 Mehmet Önder, “Mesnevi ġârihi Merhum Mehmet Muhlis Koner Ġçin”, Yeni Konya, S. 3043, 31

53

yükseltmeye çalıĢan, yüksek bir vatanperver olan Muammer Bey, Mehmet Muhlis ve bazı idealist gençler için hissi faaliyet sahaları açar. Babalık gazetesine „Türk Sözü‟ adını verip Mehmet Muhlisi oraya baĢmuharrir yapar. Bununla da kalmaz genç yaĢtaki

Mehmet Muhlis‟i Konya Ģehrinin Belediye Reisliğine getirir.200

Koner‟in gazete ve dergilerdeki yazıları yalnız yurt içinde dikkat çekmekle kalmaz, yurt dıĢında da yankı uyandırır. Ġstanbul‟da çıkan ġehbal isimli bir dergiye gönderdiği edebi makaleleri, Fransa‟daki bilim adamlarının da dikkatini çeker. Fransa‟nın ünlü profesörlerinden birisi Mehmet Muhlis‟e bir mektup yazar ve kendisinin hangi üniversiteden mezun olduğunu, doktorasını nerede, Sorbonne Üniversitesinde mi yoksa Cambridge Üniversitesinde mi yaptığını sorar ve ġehbal

Dergisi‟ndeki yazılarını hayret ve hayranlıkla okuduğunu belirtir. Mehmet Muhlis ise,

Konya‟da, Konya‟daki üniversiteleri bitirdiğini, Konya‟nın bir üniversiteler Ģehri olduğunu, Konya‟daki halk üniversitelerinin yerini bu sayılan üniversitelerin

tutamayacağını yazarak cevap verir.201

Koner‟in gazetelerde çıkan yazılarına bakıldığı zaman onlarda çok çeĢitli konulara yer verdiği görülür. Aile, veraset, aile bütçesi, ahlak, sanat, edebiyat, eğitim, devlet, millet, toplum hayatı, belediye iĢleri, Konya‟nın imarı, Konyalıların ihtiyaçları, II. Dünya SavaĢı sırasında toplumda görülen bazı ihtiyaçlara yönelik karaborsa, muhtarlık örgütü, köy ve köylülerin çeĢitli sorunları, ekonomimizin düzgün olmayıĢından doğan sıkıntılar onun ele aldığı konulardan sadece birkaçıdır. O, bu çeĢit yazılarında hem bir yandan günceli yakalamıĢ, diğer yandan da toplumumuzun

sorunlarının çözümü için yollar göstermiĢtir.202

Yazılarında hiçbir zaman kırıcı olmamıĢ, acımasız bir üslup ve eda ile yazmamıĢtır. Argoya, bilgiçliğe yer vermemiĢ, düĢüncelerini halkın kolayca anlayabileceği yahut kavrayabileceği bir açıklık ve sadelikte belirtmiĢtir. Kalemini silâh olarak kullanmamıĢ, tenkitlerini çok seviyeli bir üslupla yapmıĢtır. Gördüğünü en yalın bir biçimde ve bütün çıplaklığıyla yansıtmıĢtır.

200 Karatay, Kitaplarımın Hikâyesi, s. 96.

201 Avukat Mehmet Özgen Küçükkoner ile 15 Eylül 2012 tarihli mülakat. 202

54

Koner‟i yakından tanıyanlardan biri olan Celalettin KiĢmir, Koner‟in bütün bu konular hakkındaki yazılarını “Elli sene durup dinlenmeden gazeteler, dergiler Muhlis

Koner imzalarıyla dolu. En eskisinden, en son tarihlisine kadar bu yazıların hepsi „geçer akçadır‟. Eskime bilmeyen, çoğu bu çevreyi ilgilendiren konulardır.” sözleriyle

değerlendirir. Ayrıca hiçbir zaman değerini kaybetmeyecek olan bu yazılarını yeni

kuĢaklara öğretilmesi ve belletilmesi gerektiğine de belirtir.203

B. SELÇUK DERGĠSĠ

Selçuk dergisi Mehmet Muhlis Bey tarafından 15 Temmuz 1934 tarihinde

yayınlanmaya baĢlayan ve 15 günde bir yayınlanan ilmî ve edebî bir dergidir. Babalık Matbaası‟nda basılan derginin Yayın Müdürü Nazım Evren‟dir.

Derginin yazı kadrosu, tek parti dönemi Konya‟sının yerel aydınlarından oluĢmaktadır. Yazarları arasında baĢta derginin sahibi Mehmet Muhlis Bey, Mehmet Zeki (Dolbay), Mahmut Nedim (Güntel), Hicri (Göncel), Rıkı Melûl, M. F., Ġffet Namık Ayas, Karınca (Namdar Rahmi Karatay), Karaboğa gibi kiĢiler vardır.

Koner, bu dergiyi öteden beri bir irfan merkezi olan Konya‟da son zamanlarda görülen boĢluğu doldurmak için çıkardığını belirtir. O, Türkiye‟ye her sahada yepyeni bir istikamet veren yüksek Halk Fırkası‟nın altı umdesine ebedi bağlanmanın açık bir delilini bu mecmua ile gençliğe anlatmaya çalıĢacağını açıklar. Dergide, dil, edebiyat, tarih ve pedagoji içerikli yazılara yer verilir. Ayrıca yetenekli okul öğrencilerinin ilme, edebiyata, sanata iliĢkin yazılarına da açıktır. Ancak dergi 1 Ağustos 1934 tarihinde iki

ay çıktıktan sonra yayın hayatına son verir.204

203

Celâleddin KiĢmir, “Muhlis Koner ve Eserleri”, Yeni Konya, S. 4304, 18 Ağustos 1961, s.2.

204

55

C. SELÇUK GAZETESĠ

Mehmet Muhlis Koner tarafından 6 Kasım 1945205

tarihinden itibaren yayınlanmaya baĢlayan siyasi bir gazetedir. BaĢlangıçta Salı ve Cuma günleri yayınlanan gazete, daha sonra ÇarĢamba-Cuma, bir süre sonra da ÇarĢamba ve Cumartesi günleri çıkmıĢtır. GünaĢırı yayınlanan gazete, 27 ġubat 1946 tarihli 32. sayıdan itibaren ÇarĢamba ve Cuma olmak üzere haftada iki gün yayınlanmaya baĢlamıĢtır. Ġdare evi GazialemĢah Mahallesi Hariciye Hastanesi karĢısı, 28. sayıdan itibaren Uzun Bedesten 7‟nci sokaktır. Umum NeĢriyatı idare eden Osman Olgundur. 8‟inci sayıya kadar Özen Basımevinde basılır. 8 Aralık 1945 tarihli 9. nüshasıyla beraber Ülkü Basımevi‟nde basılmaya baĢlanır ve gazete kapanıncaya kadar orada devam eder. SatıĢ fiyatı 7 KuruĢ, abone ücreti senelik 7 liradır. Resmi ilanların satırı 25

kuruĢtur, diğer bütün ilânlar pazarlığa tabidir.206

Muhlis Koner, daha ilk sayıda gazetenin yayın politikasını “Selçuk‟un Tutacağı

Yol” adlı makalesiyle halka duyurmuĢtur. Yazısında, gazeteyi halkın müĢterek dili

olarak nitelendiren Koner, gazetesinde her türlü dilek, dert ve Ģikâyetlerin dile getirileceğini ve her meselenin açıkça konuĢulacağını belirtir. Daha sonra Ģu sözlerle

Selçuk‟un içeriği hakkında bilgi verir: “Selçuk‟un esaslı bir tarafı da mahalli olmaktır. Bunun için sütunlarımızda, iç ve dıĢ büyük siyasi iĢlerden ziyade Konya‟nın kültürüne, ticaretine, ziraatine, ihtiyaçlarına ve nihayet dertlerine Ģikâyetlerine ait yazılar olacaktır”.207

Koner, aynı yazısında Selçuk‟un ne bir kopya gazetesi olarak iĢ göreceğini ne de sayfalarını ilanlarla doldurarak ilan gazetesi konumuna düĢeceğini belirtir. Koner‟in üzerinde durduğu bir diğer konu ise, Selçuk‟un genç kalemlere kapısının açık olduğudur. Gazete, hem okur hem de yazar potansiyelini büyütmek üzere gençleri

205

Selçuk gazetesinin çıkıĢ tarihi olarak Mehmet Önder Konya Matbuatı Tarihi (s.38) kitabında 1 Kasım‟ı verir. Elimizde bulunan gazete sayıları bu bilginin yanlıĢlığını ortaya koyar. Buna göre Selçuk 6 Kasım 1946 tarihinde yayınlanmaya baĢlamıĢtır.

206

Arabacı vd, Konya Basın Tarihi, s. 231; Selçuk gazetesi.

207

56

teĢvik edici iĢler de düĢünür. Bunlardan birisi, gençliğin yazılarını yayınlayan “bir

Benzer Belgeler