• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.7 SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE TUTUM

İnsan toplumun en önemli öğesidir. Eğitimin yaşamsal bir önemi de insanın yaşama uyumunu, toplumsal katılımını sağlamaktır. Toplumlar çağdaşlaşmayı eğitimle gerçekleşen bir süreç olarak görmektedir. Dolayısıyla son yıllarda ülkeler toplumun gereksinimlerini karşılamakta ve sorunların çözümünde insanın önemine, eğitimin insan üzerindeki etkisine giderek daha çok önem vermektedir. Bilgi çağına ayak uydurmak, öğrencilere arzu edilen şekilde eğitim verebilmek, geleceğin bireylerini yetiştirebilmek için günümüzde eğitim sistemi sık sık gözden geçirilmekte ve gerekli değişiklikler yapılmaktadır. Çağımızda değerlerimizle, gerekli bilgi, ustalık ve davranışlarla donatılmış, karşılaşılan problemlere çözüm üretebilen, aktif, mutlu, iyi birer vatandaş olarak toplumsal yaşamı kavramış bireyler yetiştirmek eğitimin en önemli amaçlarındandır (MEB, 2018: 4). Öğretim programlarında toplumsal yaşamı kavrayan bireyler yetiştirmekle beraber, bireyin kendi yaşamına ve toplumsal yaşamına karşı olumlu tutum geliştirmesi de önemlidir (Erden, t.y: 8).

Tutum bir kişi, obje ya da durumla alakalı olabildiğince düzenlenmiş ve devamlılığı olan inanç ve hislerdir. Bu inanç ve hisler bireyin, davranış biçimlerini şekillendirerek tutumlarını etkiler. Dolayısıyla tutumların hayatımızdaki önemi oldukça büyüktür

(Cüceloğlu, 2006: 585). Konularını günlük hayattan aldığı için sosyal bilgiler dersine yönelik tutumlar da bizim için oldukça önemlidir.

Bireyler çevrelerinde olup biten olaylara karşı belirli anlamlar yüklerken bunları kazanılmış bireysel tecrübeler olarak aktarırlar. Bu tecrübeler neticesinde inançlar ve yaklaşımlar oluşur. Tutum olarak adlandırılan bu inanç ve yaklaşımlar davranışa yansır (Özabacı ve Yenilmez, 2003: 132). Sosyal bilgiler dersi günlük hayatla ilişkili en kapsamlı ders olduğu için, tutumların şekillendiği ve davranışlara yansıtıldığı önemli bir derstir.İnsan toplumsal bir varlıktır. Toplumlar sürekli bir değişim ve etkileşim içerisinde karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Sosyal bilgiler dersi öğrencilere bilimsel bilgilerin ezberletildiği bir ders değildir. Bu ders, hayatları boyunca karşılaşabilecekleri sorunların çözümü için gereken tutumların ve zihinsel süreç becerilerinin mümkün olan ölçüde kazandırılabileceği bir derstir (Gelen, 2002: 101).

Sosyal bilgiler, insanların hem sosyal hem fiziki çevresiyle dününde, bugününde ve gelecekteki etkileşimini meydana koyarak açıklar. Doğal çeşitlilikleriyle yeryüzündeki olayları kavramalarını sağlayan, oluş sebeplerini, sonuçlarını, günümüze etkilerini yurttaşlık hak ve görevlerinin mesuliyetinin neler olduğunu ortaya koyan bilgilerdir. Sosyal bilgiler öğretiminde önceki öğrenmeler ve diğer disiplinlerle ilişkilendirilmiş ve bu çerçevede bütünleştirilmiş bir eğitim sistemiyle yaklaşılmıştır (MEB, 2018: 3-8).

Pehlivan’a (1994: 49-53) göre, son senelerde eğitimle ilgili araştırmalara bakıldığında bireyin kullandığı materyale, öğretmene, öğretmenin tutumuna, bireyin öğrendiği konu alanına yönelik tutumlarının okul başarılarını etkilediği sonucuna varılmaktadır. Bireyin bilişsel giriş davranışlarında(ön bilgi, okuma hızı, anlama kapasitesi ve beceri) önemli eksiklikler yok ise ileriki yaş ve üst sınıflarda öğrenmenin büyük oranda duyuşsal giriş özelliklerinin(ilgi, tutum, akademik benlik) kontrolü altında olması düşünülür. Dolayısıyla tutumların deneyimler yoluyla kazanıldığı düşünülürse, bir duruma veya objeye yönelik olumsuz deneyimlerin olumsuz tutuma, olumlu deneyimlerin ise olumlu tutuma sahip olması beklenir. Öğrencinin yaşantılar sonucunda tutumlar oluşturduğu varsayımından hareket edersek sosyal bilgiler dersiyle ilgili yaşadığı deneyimler bu derse karşı pozitif veya negatif tutum geliştirmesine neden olacaktır. Tutumların davranışları yönlendirdiği gizil bir gücü olduğu düşünülürse sosyal bilgiler dersine yönelik tutumlarla derse yönelik

68

başarının arasında bir ilişkinin olduğu sonucuna varabiliriz. Öğrenmenin parçaları duygusal ve zihinsel süreçlerdir. Bunlar arasında karşılıklı etkileşimden bahsedilebilir. Öğrenciler öğrendikleri konuya dair bilgileri hatırlamasalar da o süreçteki tutumlarını unutmazlar (Akdemir, 2006: 14).

Tutumlar duygusal yönü ağır basan davranışlardır. Eğitimde öğrenciler için tutum nesnesi okul, bir ders, dersin konusu veya öğretmen olabilir (Asan ve Kaya, 1997: 179-791). Günlük hayatta tutumların bireyler için önemi büyüktür. Sosyal bilgiler dersi konularını gerçek hayattan aldığı için tutumların bu derste de oldukça önemli bir yere sahip olduğu düşünülebilinir. Baysal ve Öztürk’e (1999: 2) göre sosyal bilgiler dersinde de önceden belirlenmiş olan eğitimsel hedeflerin sağlanabilmesi için, çeşitli değişkenlerin olumlu özelliklere sahip olması gerekir. Bunların içerisinde, yeterli yetkinliğe sahip, dersine yönelik olumlu tutum sergileyebilen bir öğretmen, öğretim ortamı ikliminin uygun olması ve giriş davranışları olarak hazır haldeki öğrenciler söylenebilinir.

Öğretmenlerin sınıf içerisinde verimli bir sosyal bilgiler dersinin oluşturulmasında oldukça önemli bir görevi vardır. Öğretmenler öğrenme deneyimleriyle ilgili tüm unsurların belirlenmesinde ve amaçlar doğrultusunda tamamlanması aşamasında önderlik görevi üstlenir. Dolayısıyla öğrencilerin öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi ve öğrenme unsurlarına yönelik ilgi, istek, güdüleme ve tutumları üzerinde öğretmenlerin güçlü bir tesiri vardır (Karakuş, 2009: 125). Öğrencilerin daha az tercih etikleri derslerden birisi sosyal bilgilerdir ve bu durumun nedeni öğretmenlerin sınıfta kullandıkları metotlardır. Ülkemizde sosyal bilgiler dersinde daha çok geleneksel yöntemler (müfredat doğrultusunda belirlenen şekilde) kullanılmakta ve ders kitaplarına ağırlık verilmektedir. Derste kullanılan yöntemin yanında öğretmenlerin derse karşı olan tutumu da oldukça önemlidir. Örneğin sosyal bilgiler dersine karşı olumlu tutumları olan öğretmen kitaba bağlı kalmayıp farklı etkinlikler düşünüp uygulatabilir, bu derse karşı olumsuz tutumu olan öğretmen ise gereksiz bir konu olarak görüp kitaba ve kalıplara bağlı kalarak sadece o dersi bitirmeyi düşünebilir. Sosyal bilgiler ders programı öğretmenlerden ihtiyaçları karşılayacak desteği bulamadığı takdirde uygulama aşamasında güçlükler, sıkıntılar yaratacaktır. Yaşanan güçlükler sonucunda öğrencilerin dersle ilgili tutumları etkilenecektir (Çetingöz, Güngör ve Özkal, 2004: 600-615).