• Sonuç bulunamadı

DÜ merkez kampüsünde yer alan fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve rektörlük binasında görev yapan akademik ve idari personel ile yapılan bu çalışmada, ankete yanıt verenlerin çoğunluğunu idari personelin oluşturduğu belirlenmiştir. Katılımcıların %54,4’ünün 26-35 yaş aralığında olduğu, anketi cevaplayanların büyük çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu görülmektedir. Katılımcıların %33,7’sinin 6-10 yıl arasında ofis ortamında çalıştıkları belirlenmiş olup, çalışanların yaş ortalamasının düşük çıkması çalışanlar arasında genç nüfusun yoğun olarak yer aldığını göstermektedir. Bununla birlikte elde edilen veriler sonucunda, DÜ bünyesinde çalışanların %85,3’ünün lisans ve üstü eğitim seviyesine sahip olması, çalışanlar arasında eğitim seviyesinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Katılımcıların büyük çoğunluğunun günlük ortalama 4 ile 8 saat arasında bilgisayar kullandıkları tespit edilmiş, bu çalışmalar esnasında %6,6’lık kesimin beş dakikadan az mola verdikleri belirlenmiştir. Katılımcılara iş başında geçirdikleri aralıksız 30-45 dakikalık çalışmalarda en az 5 dakika ara vermeleri ve bu arada basit egzersizler yaparak rahatlamaları önerilmektedir. Katılımcıların yaklaşık yarısının 1,5 saat ile 3 saat aralığında, hafta içi mesai saatleri dışında da bilgisayar kullandıkları çalışma sonucundan anlaşılmaktadır. Yine bu çalışmayla birlikte katılımcıların büyük çoğunluğunun, masa başı çalışmalarının yaklaşık %80’ini bilgisayar kullanarak geçirdikleri görülmektedir. Anketi cevaplayan katılımcıların büyük çoğunluğunun 40-50 cm mesafede bilgisayar ekranıyla çalıştıkları belirlenmiş, bununla birlikte çalışanların tamamına yakınının işe başladığında ya da devam ederken ofis ergonomisi hakkında herhangi bir eğitim almadıkları tespit edilmiştir. Bu durumun sonucu olarak katılımcıların büyük çoğunluğunun ergonomik bilgisayar kullanımı hakkında ya kısmen bilgi sahibi olduğu ya da herhangi bir bilgisinin olmadığı sonucu çıkmaktadır. Ayrıca herhangi bir eğitim almayan katılımcıların %80,4’ü ergonomik bilgisayar kullanımı hakkında eğitim almak istemektedir. Elde edilen bu sonuçlara göre DÜ merkez kampüsünde çalışan akademik ve idari personele ofis ergonomisi ve kas iskelet sistemi rahatsızlıklarını önlemeye dönük eğitimler verilmesi önerilmektedir.

Çalışmaya katılanların büyük çoğunluğunun bilgisayar kullanımına bağlı herhangi bir rahatsızlık geçirmedikleri, rahatsızlık geçirdiğini ifade eden katılımcıların ise kas iskelet sistemine bağlı rahatsızlık geçirdiği, görme bozukluğuna bağlı görme problemi yaşadığı ve karpel tunel sendromuna bağlı rahatsızlıktan şikâyetçi oldukları belirlenmiştir. Çalışanların belirli periyotlarla doktor kontrolünden geçmeleri, ilerleyen dönemlerde yaşanacak problemlerin olumsuz etkilerini önleme açısından önem arz etmekte ve bu nedenle üniversite hastanesinde bulunan sağlık birimlerinden bu konuda tamamlayıcı destek alınması önerilmektedir.

Yapılan çalışmayla çalışanlara ait çalışma ofisi olarak kullanılan alanların ışıklandırılmasının yeterli olduğu sonucuna varılmış, bununla birlikte genel olarak doğal aydınlatmadan yeterli miktarda yararlanıldığı ve bozulan ya da arızalı aydınlatma kaynaklarının hemen düzeltildiği belirlenmiştir. Bu çalışmayla birlikte çalışma masalarının yüzeylerinin göz kamaşmasına neden olduğu ve çalışanları olumsuz etkilediği belirlenmiştir. Bu durumda camdan gelen güneş ışığı masa yüzeyinde parlamaya ve göz kamaşmasına neden oluyorsa, camlarda panjur ve gölgeliklendirme amacıyla perdelerin kullanılması önerilmektedir. Yüzey parlamasına aydınlatma kaynağının neden olduğu durumlarda ise masa konumunun aydınlatma kaynağına göre yeniden belirlenmesi, ışığın masanın yan kenarına gelecek şekilde ya da büyük bürolarda masaların yan yana sıralanmış ışıkların tam arasına gelecek şekilde yerleştirilmesi yansımayı engelleyecek önlemler arasında yer alabilmektedir.

Yapılan çalışmayla birlikte ofislerde havanın temiz ve sağlıklı olduğu sonucuna varılmış, bununla birlikte genel olarak kış aylarında çalışma alanlarındaki ısı kaynağının ve ortam ısısının yeterli düzeyde olduğu anlaşılmıştır. Fakat yaz aylarında çalışma alanlarındaki nem oranı ve ortam ısısının fazla olduğu ve dışarıdan kaynaklanan olumsuz kokuların çalışanları rahatsız ettiği tespit edilmiştir. Bu olumsuz durumların giderilmesi için çalışma alanlarında merkezi havalandırma sistemlerinin tesis edilmesi, merkezi havalandırmanın uygun olmadığı alanlarda klima ya da vantilatör gibi araçlarla sıcaklığın ve nemin öznel etkisinin azaltılabileceği öngörülmektedir. Böylelikle doğal havalandırma için açık tutulan camlardan gelebilecek olumsuz kokuların da önüne geçilebilir.

Yine bu çalışmayla birlikte çalışma ofislerinin dışarıdan gelebilecek sesleri engelleyecek şekilde tasarlandığı ve ses yalıtımının yeterli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Fakat bununla birlikte çalışma alanlarında kapı ve pencerelerin açık olduğu zamanlarda çevresel kaynaklı gürültü ile çalışma ortamında yer alan ekipmanların gürültüsünün çalışanları

rahatsız ettiği sonucu ortaya çıkmıştır. Bu durumda hava akımı sağlamak için açılan kapı ve pencerelerin mümkün olduğu kadar kapalı tutulması, kapı ve pencerelerin mola verildiği zamanlarında açılarak odanın havalandırılması dışarıdan gelebilecek gürültünün etkisini en aza indirebilir. Çalışma ofislerinde yer alan ekipmanların gürültüsünü en aza indirebilmek için de ses emici halı ve parkeler zemin kaplamasında kullanılabilir. Bunun yanı sıra gürültüye sebep olan makine ve sistemlerin düzenli olarak bakımının yapılması, mümkünse bu ekipmanların çalışma alanı dışında başka bir odaya konulması gürültü düzeyini en aza indirebilecek önlemler arasındadır.

Yine bu çalışmayla birlikte çalışma ofislerinin yeterli büyüklükte olduğu ve ofis içlerinin çalışanlar için uygun bir şekilde düzenlendiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca çalışma alanlarda temizliğin düzenli ve yeterli seviyede yapıldığı yapılan çalışma sonucunda görülmektedir. Bununla birlikte çalışma alanlarında çalışanları görsel olarak rahatlatacak estetiği artıran aksesuarların bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Çalışma alanlarında görüş olanağını engellemeyen, çevreye ferahlık ve huzur veren canlı bitkiler, akvaryum ya da tabloların konulması çalışanların verimine ve temposuna olumlu katkı yapacağı düşünülmektedir.

Yine bu çalışmayla birlikte ofis mobilyaları incelendiğinde çalışma masalarının çalışanlar için uygun yükseklikte olduğu, masa çevrelerinin hareket kabiliyeti sağlayacak yeterli alana sahip olduğu ve masa ve bilgisayar ünitelerinin çalışma alanına göre tasarlanmış olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca koltuk yüksekliğinin çalışanlara göre ayarlanabilir olduğu ve rahat hareket etme olanağı sağladığı görülmektedir. Bununla birlikte çalışma koltuklarının çalışanların bel kısmını arkada sararak destek sağlayan fonksiyonel özelliklere sahip olmadıkları belirlenmiştir. Günümüz ofis mobilyaları içerisinde iyi bir duruş ve konforlu bir çalışma olanağı sağlayan fonksiyonel ve ergonomik çalışma koltuklarının tasarımı her geçen gün artmaktadır. Satın alma birimlerinin ofis mobilyası tercih ederken maliyetin yanında ergonomik özellikleri bulunan ofis mobilyalarını göz önünde bulundurması çalışan sağlığı açısından önem arz etmektedir.

Yine bu çalışmayla birlikte personelin bilgisayar ve donanımını kullanırken sergilediği durumlar incelendiğinde; katılımcıların %34,2’sinin bilgisayar kullanırken baş ve boynunu öne ya da arkaya eğerek yanlış pozisyonda tuttuğu, %45,2’sinin bilgisayar kullanırken dirseğini yukarı kaldırarak ya da aşağı eğerek yanlış pozisyonda tuttuğu, %43,5’inin bilgisayar kullanırken el ve el bileğini bükerek ya da eğerek yanlış pozisyonda tuttuğu, %59,5’inin klavye kullanırken kollarını yukarıda kalacak biçimde el ve el bileğini

bükerek ya da eğerek yanlış pozisyonda tuttuğu, %22,5’inin klavye kullanırken kolların birbirine çok yakın ya da uzak kalacak biçimde el ve el bileğini bükerek ya da eğerek yanlış pozisyonda tuttuğu, %20,6’sının bilgisayar kullanırken monitöre göre sağda ya da solda kalacak biçimde yanlış pozisyonda oturduğu, %70,9’unun mouse kullanımı sırasında kolunu omuz hizasından geri çekerek yanlış pozisyonda kullandığı, %39,6’sının mouse kullanırken el bileğini içe ya da dışa bükerek yanlış pozisyonda kullandığı, %21,8’inin mouse kullanırken el bileği açısını yukarı ya da aşağı eğimli şekilde yanlış pozisyonda tuttuğu belirlenmiştir. Personelin ilerleyen dönemlerde baş, boyun, sırt, bilek rahatsızlıkları ile karşı karşıya kalma durumları göz önünde bulundurulduğunda, çalışanların eğitim ve seminerlerle ergonomik bilgisayar kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi ve kullandıkları bu ekipmanların ergonomik olarak uygun ekipmanlarla değiştirilmesi veya desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Sonuç olarak DÜ merkez kampüsünde çalışan akademik ve idari personelin çalışma ofislerinin ve kullandıkları ekipmanların ergonomik olarak yeterli olduğu, çalışma ofisleri ile fiziki çevre şartlarının da genel olarak çalışanlar üzerinde olumsuz herhangi bir duruma neden olmadığı sonucuna varılmıştır.