• Sonuç bulunamadı

II GENEL ÖZELLİKLERİYLE MECÂMİU’L-HAKÂİK A ESERİN İSMİ

İKİNCİ BAB: HÜKÜMLER (36) BİRİNCİ RÜKÜN: HÜKÜM (36)

D. SONRAKİ ÇALIŞMALARA ETKİSİ

Mecâmi’ usul ve küllî kaideler olmak üzere birden iki yönü olan bir kitaptır ve her iki açıdan da hukuk çalışmalarına önemli etki ve katkıları olmuştur. Mecâmi’in, Osmanlı’nın ortadan kalkmasından sonra bile bazı Ortadoğu ülkelerinde geçerliliğini sürdüren Mecelle’nin küllî kaideler açısından kaynaklarından birisi olması onun kendinden sonraki hukuk çalışmalarına yaptığı en büyük etki ve katkı sayılabilir. Bu husus üzerinde, küllî kaideler bölümünde biraz daha geniş durulacaktır.

Mecâmi’ usul çalışmaları açısından da kendinden sonrakilere ışık tutmuş ve katkı sağlamıştır. Bunların başında II. Abdülhamid devrinin (1878-1908) önemli devlet ve hukuk adamlarından, fıkıh usulüne özel bir ilgisi olan, Hıristiyan inancına mensup80 Sava Paşa’nın (ö.1318/1901) yukarıda da ismi geçen İslam Hukuku

Nazariyatı Hakkında Bir Etüt isimli çalışmasını sayabiliriz. Bu eserin iki temel

kaynağından birisi Mecâmiu’l-Hakâik’tir ki Sava Paşa eserinin mukaddimesinde

77 Mecâmi’ 5, 29. 78 Mecâmi’, 14; 37; 44.

79 Çeker, Ebu Said Muhammed el Hâdimî’nin Mecâmiu’l-Hakâik Adlı Eseri, SÜİFD, VIII, (1998) 45; Sarıkaya, Merkez ile Taşra Arasında Bir Osmanlı Alimi Ebu Said el-Hâdimî, 149.

80 Sava Paşa, İslam Hukuku Nazariyatı Hakkında Bir Etüt isimli eserinde bizzat kendisi, hıristiyan olduğunu birkaç kez hatırlatır ve kitabını telif ederken tarafsız baktığını dolayısıyla iyi niyetinden şüphe edilmemesi gerektiğini ifade eder. Sava Paşa’nın hakikaten bu taahhüdüne sadık kaldığı görülür. Bkz: Sava Paşa, İslam Hukuku Nazariyatı Hakkında Bir Etüt, I, 13; II, 6.

25

“Bu eserde Molla Hüsrev’in medreselerde okutulmakta olan ve klasik eserler meyanında bulunan Mir’atü’l-Usûl’ü ile Hâdimî’nin Mecâmiu’l-Hakâik’i hülasa edilmiş olarak görülecektir.” demektedir.

Kuşkusuz ne Sava Paşa sıradan bir hukukçudur, ne de sözünü ettiğimiz eseri sıradan bir eserdir.81 Aslında sadece bu eser bile Mecâmi’in o dönemde ne denli etkin ve etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Sava Paşa’nın aynı eserinde geçen şu sözleri bunun bir kanıtıdır:

“İslam hukuku'nun bu sahasını ben de uzun müddet, anlamış olduğum kanaatinde bulunuyordum. Usulü, fevkalade esaslı bir surette bilen hocam Nuri Efendi ile karşı karşıya gelince, bu husustaki malumatımın bir hiçten ibaret olduğunu anladım. Molla Hüsrev'i ders edinerek her dersi, hocanın nazareti altında, istenoğrafi ile Türkçe olarak yazmıya başladım. Bu mesai üç seneden fazla devam etti. Böylece sarih bir surette anladığım bir metin elde ettikten sonra, bunu ikmal için, yukarda da söylediğim gibi, kılasik bir eser olan Hâdimî'ye müracaata baş- ladım. Bunu da ikmalden sonra, ikisini birden kül halinde mütalaaya mübaşeret ettim. Ancak bundan sonradır ki hukukun bu kısmında Arî ve Turanî ilim adamları tarafından da takip olunan Sami alimlerin usulü hakkında bir fikri sarih edinebilmiş oldum...”82

Son devrin en önemli İslam hukukçularından Ömer Nasuhi Bilmen’in (ö.1971) mümtaz eseri Hukuk-ı İslamiyye Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu’nda da Mecâmi’in etkileri görülür. Söz konusu eserin fıkıh usulünü muhtevi birinci cildi incelendiği zaman içerik ve sistematik açısından Mecâmi ile büyük oranda örtüştüğü gözlenebilir. Emir-nehiy ve mutlak-mukayyed konuları dışında eserin dizaynı aynıdır. Öyle ki Mecâmi’in sonunda küllî kaidelere yer verildiği gibi, aynı şekilde Bilmen’in kitabının sonunda da küllî kaidelere yer verilir. Nitekim küllî kaideler kısmında sık sık Mecâmi’e atıf yapılır ve eserin me’hazleri arasında Mecâmi’ de yer alır.83 Şu var ki Hâdimî’nin Mecâmi’i muhtasar bir eser iken Ö. Nasuhi Bilmen’in usulü mufassaldir.

Mecâmi’in usul eserleri arasındaki yerinin ve kendisinden sonraki dönemde yaptığı etkilerin en önemli göstergelerinden biri de Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş olmasıdır. Sava Paşa Mecâmi’in ders kitabı olarak medreselerde okutulmasına yukarıda ismi geçen eserinde birkaç yerde vurgu yapar.84

81Sava Paşa’nın bu eserini bir makale ölçeğinde değerlendiren Ferhat Koca, makalenin sonuç kısmında söz konusu eserle ilgili şunları söyler: “Sava Paşa’nın bu eseri mütercim Baha Arıkan’ın

nefis Türkçesiyle, bugün dahi ilahiyat fakültelerindeki İslam hukuku bilim dalında yapılan yüksek lisans ve doktora ders programlarında kaynak olarak yararlanılabilecek bilimsel içeriğe, üsluba ve sistematiğe sahip temel kitaplardan birisidir.” Bkz: Koca, Ferhat, Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir İslam Hukukçusu: Sava Paşa, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, VI, (2006) 113.

82 Sava Paşa, I, 20.

83 Bilmen, Hukkuk-ı İslamiyye, I, 299. 84 Sava Paşa, I, 19, 117.

Öyle ki Mecâmi, bir ders kitabı olarak Osmanlı medreselerinde, Osmanlının yetiştirdiği önemli alimlerden Molla Hüsrev’in (ö. 885/1480) meşhur usul kitabı

Mir’ât’ı ikinci plana itecek kadar meşhur olmuştur.85

Mecâmiu’l-Hakâik’i Türkçe’ye tecüme etmiş olan ve Ahmed Cevdet Paşa’nın (ö.1312/1895) maarif-i umumiye nazırlığı döneminde mearif nezareti bünyesinde görevli bulunan Şirvanlı Ahmed Hamdi (ö.1307/1890), yaptığı tecümenin önsözünde Mecâmiu’l-Hakâik’i tercümeye girişme serüveniyle ilgili malumat vermektedir ki bu sözler, Mecâmi’in o dönemdeki hukuk ve hukuk eğitimi alanında icra ettiği rol ve etkileri tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır:

“ ...Bir müddetten beri Mekteb-i Sultanî dairesinde açılmış olan Hukuk Mektebi'nde Mecelle tedris olunmakta olduğundan bunun suret-i hasenede tahsili keyfiyeti Maarif-i Umumiyye Nezareti celilesinin dikkatini calib olmakla nezaret-i müşarun ileyha tarafından mekteb-i mezkur ders tertibi cetveline bir de usûl-i fıkh ilave olunmuştur.”

“Lakin ilm-i mezkurede kavaid ve mesaili kesir ve ibaresi mucez ve müfid olan kitab-ı mütebahhirîn-i müteahhirînden Ebu Said Hâdimî tab-ı serah hazretlerinin gerek Hanefi ve gerek Şafii mezhepleri üzere telif olunmuş olan Mir’ât ve Tavzîh ve Cem’u’l-Cevâmi’ ve emsali kitapların havi oldukları bilcümle mesail-i mühimme ve kavaid-i nafiayı cami' olan Mecâmiu’l-Hakâik nam kitab menafi-i nesabi olmasıyla bunun mekteb-i mezburede marifet-i acizanemle tedrisine dahiliyye nazırı devletlü Cevdet Paşa hazretlerinin Maarif-i Umumiyye Nezaret-i celilesinde bulundukları esnada karar verilmiş olduğundan tedrisine bede’ ettiğim günden beri derse hazır olan tullâbın ibram ve ilhahıyla kitab-ı mezkurun tercümesine şurü' ve kıyam olunmuş idi...”86

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki Hâdimî eser ve görüşleri ile tüm İslam dünyasında tanınmış, önemli etkiler bırakmıştır. Nitekim, yaptığı bilimsel çalışmayla Hâdimî’yi bütün yönleriyle ele alıp değerlendirmiş olan araştırmacı Yaşar Sarıkaya, Hâdimî’nin, ünü Osmanlı sınırlarını aşan sayılı alimlerden biri olduğunu, Berika başta olmak üzere eserlerinin, İslam dünyasının güneyden kuzeye, doğudan batıya her bölgesinde tanınmış, okunmuş ve üzerinde çalışılmış olduğunu vurgular. Daha başka örneklerle birlikte, başta Berika olmak üzere Hâdimî’nin birçok eserinin Medine kütüphanelerinde farklı nüshalarının bulunduğunu örnek olarak nakleder.87 Hakikaten biz de Mecâmi’e yönelik yaptığımız bir internet aramasında Mecâmi’in Arapça internet sitelerinde indirilip paylaşıldığını gördük.

85 Yaşaroğlu, Kamil, “Mecâmiu’l-Hakâik” DİA, XXVIII, 217. 86 Şirvanlı Ahmed Hamdi, Levâmiu’d-Dekâik, s. II.

27