• Sonuç bulunamadı

Soğuk Ortamlarda Egzersiz

Muzaffer SELÇUK

2. GENEL BİLGİLER

2.2 Soğuk Ortamlarda Egzersiz

İnsanlar soğuk ortamda kaldıklarında periferikvazokonstriksiyon oluşur. Periferik kan akışındaki düşüş; vücudun iç kısımlarında, deri ve deri altında, iskelet kaslarında ısı transferinin azalmasına ve ısı yalıtımı- nın etkili bir şekilde artmasına neden olur. Isı, soğuğa maruz kalan vücut yüzeyinden hızlı bir şekilde kaybolur, böylece deri ve deri altı ısısı düşer (Haymes, 1984).

İnsanda soğuğun yol açtığı termogenesis iskelet kaslarının kasılma- sını başlatır ve kişide istemsiz titremeler veya kıpırdanmak gibi istemli fiziksel aktiviteler başlar. Titreme, gövdede başlayıp daha sonra kol ve bacaklara yayılır. Bu titremeler, kaslarda ritmik kasılmalara neden olur ve kişinin oksijen tüketimi artar. Tüketim, 600-1000 ml/dk’ya ulaşır. Kayde- dilen en fazla oksijen tüketimi 2200 ml/dk olarak gerçekleşmiştir. Bu oran dinlenme anındaki tüketimin altı katı kadardır (Acsm, 2006).

Vücut iç sıcaklığının 35ºC’nin altına düşmesi hipotermidir. Bir başka deyişle, normal vücut ısısının 2ºC kadar düşmesi hipotermiye neden olur. İç ısının düşmesi, egzersiz performansının azalmasını da beraberinde ge- tirir. Crowley ve ark. (Crowley ve ark., 1991), kas ısısının her bir derece azalmasına karşılık performansın %4 düştüğünü bildirmişlerdir. Son za- manlarda yapılan bir çalışmada her bir derecelik kassal sıcaklık azalması- na karşılık sprint performansında %1.2 düşüşün olduğu ortaya konmuştur (Mohr ve ark. 2003).

AmericanCollege of Sports Medicine yapılan antrenman sıklığının ya da fiziksel uygunluk düzeyinin soğuğa karşı verilen termoregülatif ya- nıtlar üzerinde önemli bir etkisinin olmadığını bildirmiştir (Acsm, 2006). Soğuk ortamlarda kişilerin aerobik güç kapasitesi ile ısı düzenlemesi ara- sında bir ilişki bulunmasına rağmen, bu ilişki aerobik uygunluktan çok antropometrik farklılıklara bağlanmıştır (Bittel ve ark., 1988). Üst ve daha alt düzey yüzücülerin soğuğa karşı tepkileri karşılaştırıldığında; üst dü- zey yüzücülerin diğer yüzücülere göre daha fazla mesafe kat etmelerine rağmen, suda kalma süreleri açısından iki grup arasında bir fark bulunma- mıştır (Ducharme ve Lounsbury, 2007). Spor yapmak, ya da üst düzeyde fiziksel uygunluğa sahip olmak, soğuğa karşı herhangi bir koruma meka- nizması geliştirmiyor denilebilir.

Sporcular, bulundukları ortamdaki sıcaklık düşüşlerine uygun kı- yafetler, ısıtıcı kremler vb. önlemler alarak uyum sağlamaya çalışır. Isı dengesinin korunması, sporcunun performansını devam ettirebilmesi açı- sından büyük önem taşımaktadır (Erdogan, 2015). Çünkü ısı dengesi ko- runduğu sürece sporcu yüksek oranda bir çalışma yeteneği gösterecek ve antrenman yüklerine en iyi şekilde uyum sağlayabilecektir (Acsm, 2006). Merkezi ve periferik sinirlerdeki ileti oranının sıcaklık şartlarına bağlı ol- duğu bilinmektedir (Jacobs ve ark, 1984). Isı dengesinin bozulması du- rumunda ise, hipotermaltravmaların meydana gelmesi ve kas krampları, oksijen tüketiminde artış, kardiyak yorgunluk ve bir litrelik dehidratas- yon ile ısı kaybı durumunda kalp atım hızının 8 atım/dk yükselmesi söz konusudur. Bu durum, aktivitelerin uygulanma veriminin düşmesine ve enerji rezervlerinde tükenmeye neden olur. Özellikle düşük ısılara uyum süresinin uzaması, kas sisteminin çalışma kapasitesinde azalmalara neden olur (Acsm, 2006).

Haymes ve ark. “ısı düşmelerinde, sporcunun çabuk adapte olama- ması, kişinin vücut yapısına ve yağ oranına da bağlıdır” demektedir. Ek- tomorfik yapıdaki sporcular, endomorfik yapıdakilere oranla düşük ısılara karşı daha duyarlıdır. Ayrıca, düşük ısılara adaptasyonun cinsiyet ve yaş ile de ilişkisi vardır (Acsm, 2006).

2.2.1. Hipotermide Semptomlar

Normal core ısısının düşmesi sonucu gerçekleşen hipotermi üç önem- li safhada gerçekleşmektedir. Birinci safhada core ısı 1-20C azalmıştır, dengesiz solunum ve motor sinirlerin becerilerinde azalma eşlik etmekte- dir. İkinci safhada; vücut ısısı 2-4 0C azalmıştır, kan akımı yavaşlamış, si- nir hızı yavaşlamış ve normal hareketler olumsuz etkilenmektedir. Üçün- cü aşamada ise vücut ısısının 32 0C nin altına düştüğü durumlarda ise fizyolojik olarak önce organlar sonra beyin ölümü gerçekleşmeye başlar (Kramer ve ark., 2012).

Rektal ısı Semptomlar

37 0C deride vazokonstriksiyon, soğuk deri, soğukluk hissi 36 0C ürperme, yer yer titreme

35 0C titreme, yorgunluk, gerginlik, çok üşüme, uyuşukluk

34 0C mentalkonfüzyon, koordinasyon kaybı, hafıza kaybı, konuşma bozukluğu, sertlik

33 0C halüsünasyonlar, şuur bozukluğu

32 0C kalpte ritim bozuklukları, uyum bozukluğu 30 0C yarı koma(stupor), koma

28 0C ventrikülerfibrilasyon, ölüm

İnsan organizması soğukla karşı karşıya geldiğinde, vücut ısısını belli bir süre koruduğu ancak deride meydana gelen aktif soğuma ile iç ısınında düştüğü gözlenmiştir.

Birçok spor dalında sporcunun hipotermi koşullarına maruz kalma olasılığı vardır. Bu durum, hem sakatlık için uygun zemin hazırlar hem de soğuğun etkisiyle değişik sorunlar ortaya çıkar. Metabolik ısı artıkça soğuk az hissedilir. Böylece; çalışmakta olan vücut enerji üretmek sure- tiyle ısı üretir ve meydana gelen fazla ısı vücudun üşümesini önler. Diğer taraftan, sıcak çevrede olduğu gibi, fazla ısının çevreye atılmasında sorun değildir. Fazla ısı soğuk havaya kolaylıkla atılabilir ve vücut rahat bir sıcaklıkta korunabilir.

Dayanıklılık temeline dayalı sporlar aşırı soğuk olmayan ortamda daha iyi performans elde edilmesine yardımcı olur. Bunun nedeni, sıcak havanın dolaşım sistemi üzerine yaptığı olumsuz etkilerin, soğuk havada meydana gelmeyişidir. Organizma soğuk ortama uyum göstermede, sı- cağa göre daha rahattır (Açıkada ve Ergen, 1990). Ancak soğuk ortama alışmak ve soğuktan aşırı etkilenmemek sıcak ortamla karşılaştırıldığında soğuk ortamın uyumu daha güçtür. Ortamın rüzgârlı olduğu havalarda so-

ğuğa adapte olmak daha da zorlaşır. Egzersiz yapan bireyleri çevreleyen hava kitlesinin sürekli yer değiştirmesinden dolayı, rüzgâr çok düşük ol- mayan sıcaklık derecelerinde bile performans kayıplarına neden olabilir. Açık havada yapılan spor dalları incelendiğinde, uygun giysi terci- hi soğuktan korunmakta yeterli derecede yalıtımı sağlamaktadır. Ancak soğuğun etkisi rüzgarla beraber organizmada daha fazla hissedilebilir ör- neğin rüzgarsız bir havada 0 derece olan hava sıcaklığı saatte 6 km hızla esen bir çevrede -5 derece olarak hissedilmektedir (Ergen, 1992).

Soğuk hava şartlarında deri ve merkezi sinir sistemi sensorları; vü- cut ısısını korumak amacıyla damarlarda vazokonstriksiyon ve kaslarda titreme oluşturarak ısı üretir (Kramer ve ark., 2012). Donma noktasına ulaşana kadar vücut dokularının soğuması hücre metabolizmasını yavaş- latır. Bununla birlikte epinefrin, norepinefrin, trioid ve trioksin artışlarıyla bazal metabolik hız yükseltilmeye çalışılır (Ergen, 1992).

2.3. SoğukOrtamlarda Uygulanan Egzersizin Sağlığa