• Sonuç bulunamadı

1.5. Siyasal Katılma

1.5.3. Siyasal Katılma Biçimleri

Siyasal katılmanın belli bir biçimi ve düzeyi yoktur. Siyasal katılma birçok biçimde ve düzeyde gerçekleşebilir. Elbette siyasal katılma bir süreçtir ve belirli aşamalarla gerçekleşir. Bu süreçte, dikkat çekici unsurlardan biri de, katılımcıların nitelikleri ve katılım biçimleri gibi temel değişkenlerdir (Çukurçayır ve Gökçe, 2002: 131).

Hükümetleri etkilemek amacıyla gösterilen ve birbirinden farklı şekillerde ortaya çıkan siyasal eylem ve davranışları bazı kriterlere göre sınıflandırmak mümkündür. Bilim adamları siyasal katılma biçimleri üzerinde dururlarken farklı kriterler üzerinden hareket etmişlerdir. Bu alanda ilk dikkat çeken isim L. Milbraith’ın (Milbraith’ten akt. Dursun, 2013: 104) Political Participation adlı eserindeki sınıflandırma şeklidir. Bu kitabında eylemi yoğunluk ve zorluk derecesini kriter olarak ele almış, siyasal katılma eylemlerini de üç kategoride değerlendirmiştir. Bu değerlendirmeye göre en kolay eylemleri izleyici faaliyetler, daha zor olanlarını geçiş faaliyetleri ve en zor olanlarını da gladyatör faaliyetleri şeklinde sınıflandırmıştır. Bir parti veya aday rozeti taşımak, bir kimseyi belli bir yönde oy kullanmak için ikna etmek, bir konuda konuşma yapmak, oy vermek, siyasal uyarılara açık olmak gibi siyasal yoğunluğu düşük eylemler izleyici faaliyetleri olarak değerlendirilmektedir. Bir siyasal toplantı veya gösteriye katılmak, siyasal bir liderle ilişki kurmak, bir partiye yahut adaya para yardımı yapmak, bürokratlarla temas kurmak gibi eylemler geçiş faaliyetleri değerlendirilirken; daha yoğun ve zor nitelikteki seçim kampanyasında çalışmak, siyasal partiye ait bir makamı işgal etmek, bir siyasal makam için aday olmak, faal siyasal partiye ait bir makamı doldurmak, aday olmak, faal parti üyeliği yapmak, siyasal fon temini için çalışmak, siyasal strateji toplantılarına katılmak gibi eylemler de gladyatör faaliyetleri oluşturmaktadır (Dursun, 2013: 104; Kalaycıoğlu, 1984: 517).

Milbrath ve Goel’in (Milbrath ve Goel’den akt. Topbaş, 2009: 143). sınıflandırmasında ise bazı hususlar dikkat çekmektedir. Bunlardan biri de zor olan bir eylemi yapan bir bireyin daha kolay olan bir eylemde bulunması oldukça yüksek olacağı varsayımıdır. Bir siyasal partide idari görevi olan bir bireyin oy kullanma olasılığı, yalnızca her sabah gazetesinin siyasal haberleri okuyan bireye oranla daha

47

yüksek olacaktır. Siyasal katılma biçimlerini eylemlerin zorluk veya kolaylıklarına göre sınıflandırmak pek anlamlı gözükmemektedir. Çünkü siyasal eylemin zorluğu veya kolaylığı yaşanılan siyasal sistemin niteliğine ve zamanına göre değişmektedir. Bu açıdan siyasal katılma açısından pek çok sınıflandırma yapmak mümkündür (Topbaş, 2009: 143).

Baykal (1970: 38) siyasal katılmayı, siyasal olayları izleme, siyasal olaylar hakkında tavır takınma ve siyasal olayların içinde yer alınması şeklinde gruplandırmaktadır. Siyasal olayları izleme çeşitli kitle iletişim araçlarını izleme ve toplantı, miting ve kongrelere katılma şeklinde gerçekleşmektedir. Buradaki amaç izleyerek bilgi edinme şeklindedir. Siyasal olayların hakkında tavır takınma ise kişinin olayları izleyerek, bu olaylara karşı takınılan tavırlardan oluşmaktadır. Son olarak ise birey takınılan tavırla sınırlı kalmayıp, siyasi olayların bizatihi içinde yer almaktadır.

Bu siyasal katılma türleri ise kendi içinde çeşitli biçim ve türlere ayrılmaktadır. Milbraith “Political Participation” adlı eserinde, siyasal katılmayı biçim ve türlerine göre sınıflandırmaktadır (Milbraith’den akt. Çam, 2005: 172; Topbaş, 2009: 148- 149; Daver, 1993: 206-208) bu sınıflandırmalar şu şekildedir:

1. Aktif ve Pasif katılma: Herkes eşit şekilde katılım sağlamamaktadır. Bazıları siyasi konularla daha ilgiliyken bazıları daha az ilgilenirler. Kimi zaman kendilerini ilgilendiren konularda pasif olan bireylerde aktif duruma gelebilirler.

2. Açık ve Gizli Katılma: Bireylerin siyasal eylemlerinin kimi açık ve kamuoyu önünde gerçekleşirken kimisi de kişiye özgü gizlilik taşır. Bazı siyasi davranışlar herkesçe izlenebilirken, bazıları ise gizli şekilde yapılmaktadır.

3. Zorunlu ve Bağımsız Katılma: Yasalar gereği vergi ödeme zorunluluğu siyasal katılımdır. Bazı kararlar ise bireyin verdiği bağımsız kararlardan oluşur. Bunun için siyasal katılmada bazı davranışlar istenerek, kendiliğinden yapılırken; bazıları da karşı gelinmeyecek istekler doğrultusunda yapılır.

48

4. Sürekli Katılma ve Süreksiz Katılma: Oy verme davranışı sadece seçim zamanları için geçerli bir katılma türüdür. Siyasal partiye üyelik ise sürekli bir katılmadır.

5. Siyasal Sisteme Veren ve Alan Katılma: Oy verme gibi kimi davranışlar sisteme katkıda bulunmaktayken, siyasal sistemden hizmet talep etmek (okul ve yol istemek gibi) şeklinde de gerçekleşebilmektedir.

6. Açıklayıcı ve Araçsal Katılma: Bu ayrımı kesin olarak yapmak zordur. Belli bir durumda belirli kişi için açıklayıcı olan siyasal katılma diğerleri için araçsal olabilir. Örneğin, seçim kampanyasına katılma (düzenleyici ya da dinleyici olarak) araçsal katılmadır; buna karşılık seçimde oy verme ise amaçsal bir katılma şeklidir. Araçsal katılım, araçların kullanılmasını ve değiştirilmesi ile ilgili eylem ve faaliyetleri kapsamaktadır. Örneğin, lider seçimi, parti içi faaliyetlere yardımda bulunma, siyasal konuda bilgi toplama gibi.

7. Sözlü ve Sözsüz Katılma: Siyasal konuyu tartışmak, açık oturuma katılmak sözlü siyasal katılmayken; miting, protesto yürüyüşleri, mektup yazma, propaganda amaçlı broşürler gönderme gibi eylemlerde sözsüz siyasal katılmadır.

8. Sosyal ve Sosyal Olmayan Katılma: Siyasal katılma eylemi ne zaman kişisel düzeyde ne zaman sosyal düzeyde eylem olduğu sorusuna yanıt olarak toplumun diğer kişileri ile beraber olur ve belirli grup dinamiği içerirse sosyal katılım vardır. Örnek verilecek olursa kapı kapı dolaşarak parti için destek istemek. Tersi durumlarda ise bireysel katılmadan söz edebiliriz.

49

Şekil 2: Milbraith ve Goel'in Siyasal Katılma Düzeyleri

Bireylerin Siyasal Sisteme Verdikleri Bireylerin Siyasal Sistemden Aldıkları AKTİF KATILMA Aletsel Lider Seçimi(oylama) Parti Faaliyetleri Para yardımında bulunma Gönüllü işe koşma İtaatsizlik Mevki sağlama Haberleşme imkânları Hizmetler Ekonomik fırsatlar Menfaat çatışmasının çözümü Adalet Açıklayıcı Sadakat Gösteriler Protestolar Siyasal tartışma Ulusal Semboller Kimliğin idraki Hükümet protestoları Üstünlüğün idraki PASİF KATILMA İtaat Rıza Vergi Ödeme İlgisizlik Kamu düzeni Güvenlik

Kaynak: MILBRAİTH, Lester W, GOEL, Madan. L; (1977). Political Participation ; How and Why Do People, Get Involved in Politics?, Chicogo: Rand Mc Nally College Publishing Company, ss:14.

Toplumda yer alan bireylerin siyasal katılım düzeyleri yukarıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bireylerin siyasal sisteme verdikleri ve bireylerin siyasal sistemden aldıkları belirlenerek, aktif (aletsel ve açıklayıcı) ve pasif katılma eylemi açısından değerlendirilmiştir. Böylece bireylerin siyasal katılım adına yaptıkları eylemler katılma türleri açısından aktif ve pasif katılma olarak nitelendirilmiştir.

Bunun yanında siyasal katılma eylemlerini olağan ve olağandışı davranışlar şeklinde ayırmak da mümkündür. Siyasal rejim tarafından konulmuş kurallara ve normlara uygun olanlar olağan siyasal katılma eylemlerini oluştururken mevcut kurallara ve normlara uygun olmayan ve onlara karşı çıkmak amacıyla gösterilen eylemler de olağandışı siyasal katılım davranışlarını oluşturmaktadır. Oy kullanmak, siyasal konularda tartışmalarda bulunmak, siyasal miting ve toplantılara katılmak, siyasal faaliyetlerde ve kamu görevlileriyle ilişki kurmak, başkalarını siyasal bakımdan etkilemek için faaliyetlerde bulunmak gibi eylemler olağan siyasal katılma

50

davranışları oluştururken toplu dilekçe vermek, gösteri yapmak, boykot, işgal ve grev yapmak, trafiği engellemek, yollarda barikatlar kurmak, vergi vermeyi reddetmek, kamu mallarına zarar vermek, silahlı saldırı ve bombalamalar yapmak, suikast ve saldırılarda bulunmak gibi eylemler olağandışı protesto davranışlarını oluşturmaktadır (Dursun, 2013: 105). Olağandışı siyasal katılma, sistemin katılığından ve baskılarından kaynaklanabileceği gibi belirli çıkar ve düşünce gruplarının toplumdan destek görmediği durumlarda, yasal yollardan etkili olamamalarından da kaynaklanmaktadır (Kışlalı, 1993: 139).