• Sonuç bulunamadı

1.3. Siyasal Toplumsallaşma

1.3.1. Siyasal Toplumsallaşmayı Belirleyen Etkenler

1.3.1.1. Birincil Gruplar

Siyasal toplumsallaşmayı belirleyen etkenler içerisinde değerlendirilen birincil gruplar; aile ve akran gruplarından oluşmaktadır. Bu grupların etkisi aşağıda daha ayrıntılı şekilde değerlendirilecektir.

1.3.1.1.1. Ailenin Etkisi

Toplumun en küçük birimini oluşturan aile bir toplumsallaşma okulu olarak işlev göstermektedir. Toplumda yaşayan her bireyin ilk toplumsallaşma süreci aile içinde başlar. Hayatta öğrenilen çoğu şey daha önce öğrenilen bilgi, değer ve beceriler üzerine inşa edilmektedir. Bireyler bu bilgi, değer ve becerilerini aile ortamında öğrenir. Böylece birey için aile sosyalleşme sürecinin en önemli aşamasını oluşturur. Ailede gerçekleştirilen sosyalleşmenin demokratik temelde şekillenmesi için öncelikle ebeveynler olmak üzere bütün aile bireylerinin tutum ve davranışlarında, etkileşim ve iletişim biçimlerinde demokratik bir duyarlılık içinde bulunmalarını gerekir. Erken çocukluk dönemindeki birey, davranışları daha çok taklit ederek öğrenmektedir. Doğal ve gönüllü öğrenme modeli içinde yetişen birey,

22

toplumun kurallarını bu yapı içinde öğrenir. İnsanın içinde doğup büyüdüğü, sevgi ve himaye gördüğü aile, toplumun temel taşıdır. En önemli toplumsallaşma kaynağı olan aile, korunması gereken saygın bir sosyal kurumdur (Özpolat, 2010: 15). Nitekim toplumsal yapıyı şekillendirebilme gücüne sahip olan bu kurum, toplumların gelecekleri açısından da etkili bir kurumdur.

Çocuğun fikirleri ilk olarak ailede içinde şekillenir. Daha sonra da toplum tarafından biçimlendirilmektedir. Ama bu ifade madalyonun sadece bir yüzüdür. Çocuk toplumsallaşma sürecinde pasif bir eleman olarak görülemez. Çünkü çocuk toplumsallaşma sürecine müdahale edebilir. Yani bu sürece katılabileceği gibi sürecin ilerleyişine direniş de gösterebilir. Bu bakımdan toplumsallaşma çift yönlü ilerleyen bir süreç olarak ifade edilebilir. Bu aşamada toplumsallaşan bireyler süreç tarafından etkilenmez, süreç de toplumsallaşanlar tarafından yönlendirilebilir (Sarıbay ve Öğün, 1999: 59).

Ailenin siyasal toplumsallaşma sürecine olan etkisi açıkça gözlemlenebilmektedir. Çünkü aile, çocuğun dış dünyaya açılan ilk penceresidir. Çocuğun otorite kavramıyla ilk defa karşılaşması aile içinde gerçekleşmektedir. Yapılan araştırmalar ailenin oy davranışı ile çocukların siyasal davranışları arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Aile içinde hâkim olan bazı siyasi değerler ve tutumlar bilerek ve isteyerek çocuğu aktarılmaktadır. Bazen de çocuklar aile bireylerini gözlemleyerek siyaset ile ilgili konular hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar (Türkkahraman, 2000: 31). Bu açıdan siyasal toplumsallaşma süreci öncelikle ailede başlar, ailedeki bireylerin siyasal kültür düzeyleri, çocuğun siyasal anlamda bilinçlenmesinde ilk önemli etken olarak görünmektedir. Çocuklar, siyasal davranışlar, siyasal tutum ve beklentilere temel oluşturacak inanç ve değerleri öncelikle aile içinde edinmeye başlar. Anne ve babanın siyasal sistemle ilgili bilgileri, kültür düzeyleri, ülkelerin yönetimleriyle ilgili temel yaklaşımları, takındıkları tavırlar çocukları büyük ölçüde etkilemektedir. Gelecekte çocukların siyasal anlamdaki düşünceleri bu etkilenme ölçüsünde şekillenecektir (Öztekin, 2000: 214).

Bireyin yetiştirilme şekli bireylerin kişilikleri ve eğitimleri de toplumsallaşma sürecine etkide bulunmaktadır. Birey, siyasal sistemle ilgili ilk izlenimleri, bilgileri,

23

duyguları, kavramları ve olayları ilk olarak ailede öğrenir. Ailenin toplumsallaşmadaki etkisi iki alanda ortaya çıkmaktadır. Aile üyelerinin çocuğa bazı siyasal değerleri, inançları, kuralları ve tutumları aktarmalarıyla birlikte siyasal bilgilerini elde etmektedir. Diğer yandan ise ailede siyasal bilgiler bireye aktarılmasa bile burada tanık olduğu otorite ilişkisi, ilerideki siyasal alana yansıyacağından dolaylı bir etkilenme süreci yaşanacaktır. Böylece ailenin birey üzerinde etkisi iki şekilde kendini gösterir. İlki doğrudan öğretme yoluyla etkileme; ikincisi dolaylı olarak etkileme şeklindedir. Ailede otoriter, sert ve disipline aşırı önem veren bir babanın yanında yetişen bir kişinin siyasal otoriteye karşı boyun eğici, itaatkâr ve muhalefetten çekinen bir tutum içinde olacağı; kendisinin otorite konumunda olması durumunda alttakilere karşı sert, otoriter, disiplinli bir tavır sergileyeceği kabul edilebilir. Bir kişinin anarşist, sosyalist, tutucu veya suikastçı; iyimser, kuşkucu veya güvensiz oluşunda ailedeki ilişkilerin ve yetişme biçiminin önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Bireyin siyasal güvensizliğinin ardında anne ve babanın bireyi aşırı derecede koruma içgüdüsü yatar. Böylesi korumacı bir ortamda yetişen çocuklar, kendilerini gerçekleştirememektedir. Ancak kendi ayakları üzerinde durabilen ve zorlukları aşabilen bireyler, toplumsal hayatta daha aktif olmayı başarabilmektedir (Dursun, 2013: 98-99).

Siyasal toplumsallaşmanın sağlanabilmesi aile içinde gerçekleşmektedir. Bu bakımdan ailenin siyasal toplumsallaşma üzerindeki etkisi de yadsınamaz. Aile kurumu, çocuğun gelecekteki davranışlarını etkilemekte ve yönlendirebilmektedir. Yine ailenin, demokratik yapıda olup olmaması ya da aileyi ilgilendiren bir kararda çocuğa söz hakkının tanınması siyasal davranışın oluşmasında önemli bir pay sahibidir. Bu anlamda çocukluk dönemlerinde fikirlerini ifade etmesine izin verilen ve kendisine saygı duyulduğunu hisseden birey, daha demokratik bir toplumsallaşma süreci yaşayacaktır. Eğitim düzeyleri ve toplumsal statüleri yükselen bireylerin, aile içindeki kararlara katılma eğilimleri de artmaktadır. Buna paralel olarak bireylerin siyasal katılım eğilimleri ve siyasal etkinlikte bulunma oranları da artış göstermektedir (Alkan, 1989: 69). Bu noktada dikkat çeken bir husus da, bireyin katılım davranışının aile içindeki demokratik ortamla ilgili olduğu gerçeğidir.

24

Demokratik ortamda yetişen birey siyasal katılım sürecine de ilgi göstermekte ve toplumsal olaylara duyarsız kalmamaktadır.

Kişi tüm değerlerini aile içinde elde eder. Aile içinde gerçekleşecek herhangi bir görüş farklılığında bu tüm aile fertlerine yansıyacaktır. Çocuklar da genellikle ailenin görüşünü benimseyecektir. Bu özellikle alt sınıf grubunda bulunan ailelerde böyledir. Bu aile yapısında yer alan çocuklar, görüşlerini değiştirecek ekonomik ve eğitim yeteneklerinden uzaktadır. Böylece aileden elde ettikleri düşünce biçimlerini kabul etmektedirler. Aynı çevrede yaşamanın etkisi ile de görüşlerini değiştirecek herhangi bir ortam bulamamaktadırlar (Yücekök, 1987: 26). Kimi zamanda bu siyasallaşma süreci aile yapılarına bağlı olarak farklılıklar gösterebilmektedir. Dış çevre etkilerine daha açık aile yapılarında bireyselliğe ön planda tutan fertlerin yetiştiği söylenebilir. Bunun aksine, dış etkilerin daha sınırlı olduğu aile yapılarında ise, ailede benimsenmiş olan siyasal tutum ve davranışlar çocuklara aktarılmaktadır. Bu açıdan çocukluktan itibaren bireyi çevreleyen aile değerleri onların siyasal tercihlerinde yönlendirici bir fonksiyona sahip olabilir. Bireyin yaşının ilerlemesi, eğitim seviyesi, ekonomik bağımsızlığını kazanması, medeni durumu ve diğer toplumsal kurumlarla olan münasebeti sonucunda yönlendirilme unsuru en aza inmektedir (Güllüpunar, 2010: 47).

Bebeklik ve erken çocukluk döneminde genellikle aile bireylerinden etkilenerek toplumsallaşan çocuk, zamanla değişik ortamlarda toplumsallaşmasını devam ettirir. Toplumsallaşmanın devam ettiği kurumlar ise okul, iş hayatı, sosyal gruplar ve değişik ortamlardır. Burada yaşadığı ilişkiler yoluyla toplumsallaşmasını sürdürmektedir (Özpolat, 2010: 12). Toplumsallaşmanın ilk temellerini ailede atan birey, daha sonra diğer kurumlarla bu sürecin ilerlemesini sağlamaktadır.

1.3.1.1.2. Akran Gruplarının Etkisi

Bireyin ailesi kadar erken olmasa da yaşamının erken sayılabilecek dönemlerinde onu etkileyerek, siyasal tutum ve beklentilerinin şekillenmesinde önemli rol oynayan bir diğer birincil grup da arkadaş çevresidir. Arkadaş çevresinin etkisi özellikle bireyin siyasal tutumlarının, özgül ayrıntılı bir yapı kazanmaya başladığı yaşlardadır. Arkadaş grubunun etkisi çoğu zaman bireyin ailesinin tutum ve

25

davranışlar üzerinde gösterdiği etkiyi aşabilmektedir (Alkan ve Ergil, 1980: 73). Nitekim çocukluk ve ergenlik döneminde bireylerin akran gruplarının etkisinde kaldığını söylemek mümkündür. Bu sebeple, kendilerini gruplara kabullendirebilmek için tutum ve davranışlarında değişiklik göstermektedirler. Bireyler için gruba dâhil olabilmek ya da grubun lideri olabilmek önemli bir itibar kaynağı sayılmaktadır.

İnsan hayatının büyük bölümü ailenin yanı sıra bu türdeki gruplar içerisinde geçmekte ve bunların toplumsallaşma üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır (Dursun, 2013: 99). Ailenin sahip olduğu etkileme gücü, arkadaş grubu ile karşılaştırmak gerekirse bu grubun bireyleri etkileme gücü aileden bile fazladır. Aile daha temel, yaygın ve genel nitelikli, kısaca temel siyasal değerleri içeren tutumların oluşmasını sağlar. Arkadaş grubu ise, bireyin daha gelişmiş olduğu yollarda siyasal tutumlar geliştirmesini sağlayan, etkileyici bir kaynak oluşturur. Örneğin, birey için aile yalnızca hangi siyasal sistemin üyesi olduğu hakkında siyasal bilginin aktarılmasındaki kaynak rolünü üstlenir. Arkadaş grubu ise, siyasal sistemin ne olduğu, sorunların nasıl çözümlenebileceği ile ilgili bilgileri aktarır. Ayrıca bireyin siyasal yaşama katılmasının uygun veya zorunlu bir davranış olup olmadığını belirleyen tutumlarla donanmasına etki eder (Kalaycıoğlu, 1984: 167). Buradan hareketle bireyler, arkadaş grubunun etkisi sonucu siyasal süreçlerle daha fazla ilgilenmekte ve bu süreçlere katılım sağlamaktadır.

Toplumsal kültürün, değerlerin, inançların, kuralların ve tutumların topluma dâhil olacak bireylere aktarılmasında belli işlevler görmektedir. Bu aktarım sürecinde birey ailesinden etkilendiği kadar arkadaş gruplarının da etkisi altında kalmaktadır. Halk arasında ki yaygın görüşe göre de çocukların arkadaş grubunun etkisinde kaldığı bilinen bir gerçektir (Dursun, 2013: 99). Bu bakımdan arkadaşlık grupları yaşamın her döneminde etkilidir. Benzeyiş grubu olarak, arkadaşların sergiledikleri düşünüş ve davranış modelleri bu süreç için önemlidir. Genellikle bireylerin beklentileri bu grup içinde şekillenir. Arkadaş grupları, topluma karşı yönelen ilgi ve ilişkilerimizin duygusal, kişisel, birincil nitelikteki bağlarıdır. Yaşamın içinde bulunulan döneme göre değişik gösterebilmektedir (Alkan ve Ergil, 1980: 73).

Bilindiği gibi bireylerin siyasal davranışları küçük yaşlardan itibaren şekillenmeye başlamaktadır. Arkadaş çevresinin etkisiyle değişen bu gelişim süreci

26

toplumsallaşma sürecine paralel olarak devam etmektedir. Bireylerin içinde bulundukları grubun özellikleri ve yaşam içinde değişen statüleri toplumsallaşmanın da boyutunu etkileyecektir. Bireylerin, mesleki ilerlemeleri ve sosyal statüleri siyasal davranışlarını belirleyen bir etmen olarak görülmektedir.

Özellikle çeşitli sosyal kesimlerden bir araya gelen öğrenciler, okulda arkadaş grubu ile farklı bir etkileşime girmektedir. Ailelerinden aldıkları toplumsallaşma özelliklerine yeni bir yön kazandırabilmektedirler. Ancak, arkadaşlık kavramı sadece okulda edinilenlerden ibaret değildir. Arkadaş grupları toplumsallaşmanın hayata boyu devam etmesini sağlayan çok önemli bir faktördür. Hayatın çok farklı dönemlerinde edilen arkadaşlar, bireylerin tutum ve davranışlarının şekillenmesinde rol oynamaktadır. Bunların her biri politikleşmeye farklı yönde etkide bulunabilirler. Arkadaş grubunun politikleşmedeki etkisi, özellikle bireysel ve toplumsal değişme koşullarında hissedilir. Elbette politikleşme üzerindeki bu etkiler, sahip olunan inanç, değer ve tutumların pekiştirilmesi yönünde işlev gösterebileceği gibi, bu inanç, değer ve tutumları değiştirme gerektiği yönünde de etkileyebilir (Sarıbay ve Öğün, 1999: 65- 66).