• Sonuç bulunamadı

Bilgi toplumu, 1950 ve 1960’lı yıllarda Amerika, Japonya, Batı Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde bilgi teknolojilerinin giderek artan bir şekilde kullanımıyla gelişme gösteren bir aşamadır. Gelişmiş ülkelerde şekillenen bu aşamanın en önemli özelliği, bilginin ve bilgi teknolojilerinin tarım, sanayi, hizmetler sektörlerinin yanı sıra eğitim, sağlık, iletişim gibi her alanda kullanılabilir olmasıdır. Bu sebeple, bilgi toplumunda meydana gelen gelişmeler kısa sürede üretim ve verimlik artışı sağlamakta ve yeni teknolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeleri teşvik etmektedir. Bilgi toplumundaki tüm bu gelişmeler diğer dünya ülkelerini de kısa zamanda etkisi altına almış ve uluslararası alanda ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanda bütünleşmeyi de beraberinde getirmiştir (Çoban, 1997: 10). Enformasyonla örülü sanayileşme sonrasındaki toplumlarda, bilgi ve bilginin dağıtımına bağlı olarak kurulan iktidar ve güç ilişkileri günümüzde baskıdan ziyade ikna etme stratejisini gerektirmektedir. Zira bilginin dağıtımına hükmetmek ve bilginin içeriğinde belirleyici olmak son derece önemlidir. Sonuç olarak bu faktör bilgiyi kontrol edenlerin ‘bilgi’sinin güvenilir ve geçerli olmasında etkili olmaktadır. Böylelikle bilginin kontrolü, beraberinde gücün elde bulundurulmasının teminatı

32

haline gelmektedir. Burada bilgi; ‘ikna’nın, bilinç ve rıza üretiminin bir aracı/parçası olmaktadır (Göker ve Alpman, 2010: 29). Sanayi toplumundan farklı olarak bilgi toplumu uzlaşma, hoşgörü, çoğunluk ve katılım gibi kavramları bünyesinde barındıran kültürel bir yapıya sahiptir. Toplumdaki zıtlaşmaların temelini ise, bilgi eksikliği oluşturmaktadır. Kültürel çeşitlilik ve hoşgörü, toplum yapısının katılımcı ve çoğulcu olmasını sağlayacak güçtür (Çoban, 1997: 56).

Siyasal iletişim alanındaki birçok çalışma, kitle iletişim araçlarının seçim, aday, imaj ve buna bağlı olarak seçim kampanyası, parti, program, vaat, tartışma, siyasal skandal, kamuoyu yoklaması ve tahminlerinin sonucu gibi konuların toplumu bilgilendirme işlevi gördüğünü değerlendirmiştir (Damlapınar ve Balcı, 2014: 44). Bilgi toplumunda, ekonomik, sosyal ve kültürel aktörlerde olduğu gibi siyaset de bilgiye dayalı olmaktadır. Bilgi toplumunda, temsili demokrasi yerini katılımcı demokrasiye bırakmıştır. Bu sebeple birey; araştıran, inceleyen, sorgulayan bir bilince sahiptir. Özellikle bireylerin siyasal karar verme davranışının oluşumunda elde ettiği ya da ulaştığı siyasal bilgiler doğrudan etkili olmaktadır. Seçmenler siyasal bilgiye özellikle seçim dönemlerinde ihtiyaç duymaktadır (Doğan ve Göker, 2010: 43). Her alanda bilgiye erişimin kolaylaşması siyasal alanda etkisini göstermiştir. Bilgiye erişimin kolaylaşması sayesinde seçmenler siyasal alandaki bilgiyi daha rahat elde edebilmektedirler. Demokratik rejimlerde seçimler sayesinde yöneticiler tüm yetki ve meşruiyetlerini halktan almaktadırlar. Bu bakımdan siyasal anlamda bilgilendirilen ve bilgilenen seçmen daha fazla siyasal katılım davranışında bulunacaktır. Siyasal bilgi sahibi olan bireyler adaylar ile ilgili tüm bilgileri daha kolay hatırlayabilmektedirler. Böylece vatandaşlar yönetimin belirlenmesinde ve meşruiyetini devam ettirmesinde söz sahibi olacaktır.

Öztekin (2010: 263-264), bir bireyin herhangi bir siyasal eylemde bulunmadan önce gerekli bilgiyi toplaması gerektiğini ifade etmektedir. Edindiği bu bilgiler ile birey konu üzerinde daha ayrıntılı düşünmekte ve alternatif kararlar içinden tercihte bulunmaktadır. Bireyler siyasi atmosferle ilgili bilgilere farklı araçlar kullanarak ulaşabilmektedir. Bu araçlar içerisinde ilk akla gelenler ise aile, okul, cami, arkadaş, yakın çevre, cemaatler, dernekler ve kitle iletişim araçlarıdır. Bunların tümü, bireylerin siyasal çevresinde yer alırlarken; aynı zamanda daha geniş bir siyasal ve

33

toplumsal çevrede de bulunurlar (Tokgöz, 2008: 118). Vatandaşlar bilgilenme ihtiyacını gidermek için değişik yollara da başvurabilmektedirler. “Örneğin bir kişi, bir aday veya parti hakkında bilgilenmek için kendisinden daha donanımlı bir kişiyi dinleyebilmekte, parti tarafından hazırlanan yayınları takip edebilmekte, adayların veya parti başkanlarının konuşmalarını izleyebilmekte ya da kitle iletişim araçlarını takip ederek aday veya parti hakkında çeşitli bilgilere ulaşabilmektedir” (Akar ve Balcı, 2010: 283). İşte bu aşamada hem genel anlamda hem de siyasal anlamda bilgi edinme son derece önemli bir olgu ve vatandaşlık hakkı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir hak olarak bilgi edinmenin bu denli öneme sahip olması, bünyesinde taşıdığı özelliklerden ve vatandaşlar için sağlamış olduğu olanaklardan kaynaklanmaktadır (Arklan, 2009: 183). Siyasal kurumların resmedilişi siyasal bilgilenmeyi sağlayan faktörler arasında yer alabileceği gibi sisteme, birey ya da gruplara zarar verici nitelikte olabilmektedir. Günümüzde insanlar siyasal bilgiyi elde etmek için çok çaba göstermemektedir. Ancak, siyasetin popüler kültürle karışması önemli bir siyasal bilgi kaynağı haline gelmiştir. Özellikle yayınlanan dizilerle siyasi olaylar hicvedilerek siyasal bilginin kaynağını oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi siyasal iletişim, yalnızca destek toplama amacıyla yapılmış bir faaliyet gibi değerlendirilse de bunun yanında bilgilendirme işlevini de yerine getirmektedir (Lilleker, 2013: 20-23).

Temsili demokrasiler için siyasal bilgi unsuru oldukça önemlidir. Çünkü seçilen temsilciler tarafından alınan kararlar doğrultusunda işleyiş devam etmektedir. Temsili demokrasilerin hâkim olduğu ülkelerde, bu temsilcileri seçen vatandaşlar belirli sürelerle karşılarına gelen siyasi parti veya adaylardan hangisine oy vereceklerini kararlaştırmak için siyasal bilgilenmeye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ihtiyacı gidermek için vatandaşlar çeşitli yollara başvurmaktadırlar. Bu açıdan bireyler bilgilenme ihtiyacını giderebilmek için ulaşabilecekleri en kolay aracı kullanırlar.

Siyasal yaşam için önem arz eden, siyasal bilgilenmenin ise en az üç boyutu mevcuttur. Bunlardan ilki, bilgilenme siyasal sistemin işleyişine ilişkin bilgilere yönelik olabilir. İkincisi, bilgilenme güncel siyasi tartışmalar ve gündeme ilişkin, diğer bir değişle güncel politikalarla ilgili olabilir. Üçüncüsü ise kısmen ikinci boyut

34

ile iç içe bir durumdadır ve siyasi aktörleri, ya da politikaları anlamada ideolojik farklılıkların önemine ilişkin bilgilenmeyi içermektedir (Grönlund’dan akt. Balcı, 2010: 284). Siyasal bilgilenmenin en önemli işlevlerinden birisi de, bireyleri siyasal davranışa yönlendirmektir. Siyasal bilgilenme aşaması bireyleri bir sonraki aşama olan siyasal davranışa hazırlayacaktır. Seçmenler, seçim sürecinde karar verme aşamasına gelebilmek için; adaylar, siyasi konular ve gelişmeler hakkında siyasal bilgilenme sürecini yaşamak zorundadırlar. Çünkü seçmenlerin alacağı kararlar ve oy verme davranışlarının şekillenmesi edinilen bilgi ile doğrudan bağlantılıdır. Siyasal iktidarı belirleyebilmek için sandığa giden seçmenlerin en çok ihtiyaç duydukları konu ‘siyasal bilgi’dir. Ancak, seçmeni bilgilendirme aşamasında siyasi kadrolar genellikle, kendileri ve icraatlarıyla ilgili taraflı bilgileri iletmektedirler. Halkın ihtiyacı olan bilgileri yeterince denetim altında tutma eğilimi göstermekte ve halka yeterli bilgi aktarımı yapmadan halkın tutumlarını ve oylarını kendi lehlerine yönlendirmek istemektedirler (Özkan, 2004:106). Kitle iletişim araçlarının etkisine maruz kalan bireyler dünyada ve ülkesinde olup biten tüm olayları bu araçların süzgecinden görmektedirler. Çevresinde gelişen olayları değerlendirirken tamamen ya da kısmen kitle iletişim araçlarının etkisi altında kalmaktadır. Siyasal bilgilenme ve medyanın kullanımı arasındaki ilişki bu noktada önemlidir. Bu sebeple seçmen kitlesi de tarafsız bilgilere ulaşmayı amaçlamalıdır.

Burada da görüldüğü gibi siyasal katılmayı attırmanın başlıca unsurunu “bilgi” oluşturmaktadır. Siyasal bilgi arttıkça, hem siyasal kaynaklar çeşitlenmekte hem de siyasal katılım artmaktadır. Siyasal sistem hakkında herhangi bir bilgiye sahip olunmadan etkin bir siyasal katılım davranışı sergilemek mümkün gözükmemektedir (Özkan, 2004: 99). Siyasal bilgi eyleme geçebilmenin koşullarındandır. Siyasal bilgi bilinçsel hazırlık oluşturarak, siyasal katılım ve siyasal katılma çeşitlerini artırmaktadır (Kalaycıoğlu, 1983: 42).Kitle iletişim araçları aynı zamanda siyasal bilgi edinme ve siyasal ilgi düzeyini de artırmaktadır. Özellikle seçim dönemlerinde bu daha da yoğunlaşmaktadır. Seçim zamanlarında kitle iletişim araçlarının taşıdığı siyasal malzeme artış göstermekte, kitlelere verilen siyasal mesajların miktarı artmaktadır (Tokgöz, 1979: 4). Siyasal olaylar hakkında bilgilenen bireyler, edindikleri bilgileri kendi açılarından yorumlayarak onlara yeni anlamlar

35

kazandırmaktadırlar. Bu sayede, toplumsal sorunlarla ilgilenen ve bu sorunların farkına varan bireylerin siyasal katılma eğilimleri de artış gösterecektir. Özellikle son dönemlerde bilginin elde edildiği alan kitle iletişim araçları ve bu araçların gösterdiği baş döndürücü gelişmeler, insanların her konu hakkında anında bilgi sahibi olmasına neden olmuştur. Elbette bu durum kişilerin karar verme süreçlerini de etkilemiştir. Kitle iletişim araçları sayesinde bilgiye daha çabuk ve düşük maliyetlerle erişen bireylerin işleri daha kolaylaşmıştır. Damlapınar ve Balcı (2014: 44), siyasal konular, sorunlar ve problemler ile ilgili edinilecek bilgilerin ve elde edilecek haberlerin kitle iletişim çağında dolaylı hale geldiğini vurgulamaktadırlar. Bu durumda seçmenlerin, siyasal gündeme dair ilgili bilgileri doğrudan almak yerine kitle iletişim araçlarının hazırlamış olduğu imajlar ve fikirler yoluyla fikir sahibi olmaktadır. Bu değişim vasıtasıyla geniş seçmen kitleleri siyasal alanlardaki faaliyetler, gelişmeler, tartışmalar ve gündemi kitle iletişim araçlarının diliyle kavramaktadır. Böylece kitle iletişim araçlarının hazırlamış olduğu ‘imaj’lar bireylerin zihin dünyasını inşa eder hale gelmiştir.

Genel gündem ve siyasal gündeme dair küçük büyük haberlerin medyada yer alması ve kitlelere ulaştırılması McLuhan’ın ifadesiyle dünyanın küresel bir köye dönüştürülmesiyle, insanlar medya bağımlısı haline gelmiştir. Böylece iletişimin küreselleşmesi ve bilginin sınırlarını aşmasına sebep olmuştur. Bilgi toplumuna geçilmesi ile birlikte, yeni iletişim teknolojileri kitle iletişim araçlarının yapısını değiştirmiştir. Bu sayede medyanın bilgilendirici işlevi sayesinde, bilgi ve haberler bireylere daha hızlı ve etkili bir şekilde aktarılmaktadır. Çeşitli kitle iletişim araçlarının olması kitlelerin farklı kanallardan da bilgilenmesinin yolunu açmıştır. Kitle iletişim araçlarının manipülatif etkilerine maruz kalsalar da bireyler siyasal bilgilenme ihtiyaçlarını bu araçlarla giderebilmektedirler. Her ne kadar iletişim araçlarının toplum ve siyaset üzerindeki yönlendirici etkisi artsa da, demokrasinin ilerlediği ülkelerde insanların gündeme ve siyasete ilişkin bilgileri o oranda artmaktadır (Arklan ve Karakoç, 2013: 327).