• Sonuç bulunamadı

Siyaset daha önce de tanımlandığı üzere insanlar ya da eski yunan da olduğu gibi şehirleri yönetmek, idare etmek, insanların refahlarını artırmak anlamına gelip; bu süreçte ortaya çıkan sorunların giderilmesini sağlamak gibi anlamlar ifade etmektedir. Siyasetin henüz bir bilim dalı olmadığı klasik dönemde siyasetin konusu, devleti yönetmek ve devletle ilgili işleyişi, bu süreçte ortaya çıkan soruları çözmek gibi konuları kapsamaktaydı. Bu yüzden devlet bilimi olarak da ifade edilmiştir. Modern manada ise siyaset bilimin kapsamının genişletilip siyaseti bir devlet yönetim ya da yönetim sürecinde ortaya çıkan sorunların giderilmesinin ötesinde; siyasal nitelikteki güç, etki ve otoritenin de siyaset kapsamına alınmıştır. Bu değişim ve gelişim süreci ile birlikte siyasal sistemlerde, siyasal sürecin aktörleri ve bunların birbirileri olan ilişkilerinde de değişiklikler oluşmuştur.

İstikrar kavaramı yukarıda ifade edildiği uzun süre kararlı ve düzenli bir şekilde aynı eğilim içinde kalabilme, bu düzen ve kararlılığı koruyabilme anlamına gelmektedir. Siyaset kavramındaki istikrar kavramı da benzer şeyler ifade edip, siyasal karar alma ya da uygulamadaki düzenlilik, amaçlanan hedeflere ulaşmak için kararlılık oluşturduğu sistemin sürekliliğini açıklamaktadır. Bu sebeple siyasetteki istikrar kavramı hem sisteme ilişkin istikrarı, hem siyasal sürecin aktörleri olan siyasi partiler, seçmenler, bürokrasi ve baskı gruplarının düşünce ve eylemlerindeki kararlılık ve devamlılığı içermektedir. Ancak siyasi istikrar kavramı, demokratik toplumlar için geçerli olup, tüm toplumsal ve siyasal kararların bir diktatör ya da ayrıcalıklı sınıf tarafından alınan yönetimlerde siyasal istikrardan söz etmek pek mümkün olmayacaktır. Çünkü bu tür otokratik yönetim sistemlerinde bireylerin kişisel ya da toplumsal tercihlerde bulunma; halkın doğrudan veya temsili bir şekilde yönetime katılma gibi bir tercihleri söz konusu değildir. Kısacası, demokratik süreç açısından istikrarsızlık söz konusu olmadığı için istikrardan da bahsetmek olanaksızdır. Siyasal iktidarı elinde bulunduranların verecekleri toplumsal ya da bireysel kararlar tekdüze, net ve nihaidir. Bu yüzden istikrarsızlık daha çok demokratik kurumları haiz yönetimler çerçevesinde açıklanacaktır.

Demokratik yönetimlerin en temel unsurları hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, seçimler ve siyasal partilerin varlığı, çoğunluğun yönetme ya da hükümet etme

hakkı ve şeffaflık şeklinde sıralanabilir. Siyasal karar alma sürecinde bu unsurların tümünün birbirileri ile etkileşim içinde olup, toplumsal kararlar alınırken kanuni çerçevenin dışına çıkılamaması demokratik bir gerekliliktir. Bu yüzden siyasal istikrar da, karar alma sürecinde ortaya çıkan ilişkiler sarmalında düşünülmelidir. Her ne kadar hukukun üstünlüğü ve kanuni çerçevenin dışına çıkılmaması demokratik bir zorunluluk olsa da; uygulamada karar alma sürecinde yer alan aktörler, siyasal iktidarı çeşitli çıkar güdüleri ile etkileyip, toplumsal çıkarları bireysel çıkarlara dönüştürebilmektedirler. Siyasal süreci etkileme şekli yasal yollardan olabileceği gibi, gayri resmi yollardan da olabilmektedir. Bu da siyasal iktidarı kullanma hakkını çoğunluğun mutabakatı ile elde eden partilere olan güvenin ve toplumsal beklentilerin yerini siyasi rant süreçlerine bırakmış olduğu anlamına gelir.

Uygulamada siyasal istikrar kavramı, yürütme organının istikrarı şeklinde algılanıp dar bir çerçevede düşünülmektedir. İstikrar kavramının içeriğinde hükümetleri oluşturan siyasi partilerin iktidarda kalma süreleri, hükümeti tek bir partinin mi yoksa birden çok partinin koalisyonu mu oluşturduğu, koalisyon ise koalisyon protokolüne bağlılığı ve karar alma sürecinde koalisyon ortaklarının birbirileri olan iletişimleri gibi konuları içermektedir. Ancak siyasi istikrarı sadece yürütme organının istikrarına bağlamak yetersiz olacaktır. Çünkü siyasi istikrar kavramı sadece yürütme organının istikrarı olmayıp, bununla birlikte demokratik sistemde yasama organının istikrarı, siyasi partilerin yapısı, şeffaflık, yargı bağımsızlığı gibi birçok unsuru içine alan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Bu anlamda siyasal istikrar; hükümetlerin kurulma biçimine ve iktidarda kalma süresine, siyasal şiddet biçimi olarak darbelerin, ideolojik gruplar arasındaki şiddetin ve ayaklanmaların düşük düzeyde olmasına; seçmen kararlılığına, siyasal kurumların ve siyasal aktörlerin sık değişmemesine; siyasal partilerin rejime yaklaşımlarını, amaçları, siyasi üslupları, tabanlarının genişliği ve niteliğine, diğer partilere yaklaşım biçimlerine; siyasi partilerin ve kişilerin oluşturduğu programların ülkenin sorunlarına çözüm olma başarısına, toplumsal talebe cevap verebilmesine, iktidara gelmek için gösterilen çabanın yasallığına, toplumsal refahı gözetmesine, lider eksenli yapılan siyasetin bulunmamasına, siyasi parti ve kurumların sorunlara çözüm bulma derecelerine, siyaseti belirleyenlerin ve yürütenlerin iyi niyetli, üretken, dürüst, çağdaş, yüksek birikim düzeyine ve yurtsever niteliklere sahip olmasına; seçim sistemlerinin ülkenin genelini yansıtma derecesine, parlamentoya taşınacak siyasi partileri ve oluşturulacak hükümeti belirlemedeki başarısına, anayasal ve kurumsal yapıların meşruluğuna ve anayasal sınırlar içerisinde kalınmasına, rejimin tehlikede olmamasına, orta sınıfın güçlü olmasına, ideolojik farklılıkların geniş bir yelpazeye dağılmamasına, sosyo-ekonomik konularda toplanmış olmasına ve ulusal politikanın yerel politikayı geçmesine,

sistemdeki partiler arası kutuplaşmanın derecesinin düşük olmasına, birbirine yakın talep ve çıkarları birleştiren siyasi partilerin mevcudiyetine bağlıdır135.

Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere siyasal istikrar kavramıyla ifade edilen şey; toplumsal nitelik arz eden siyasi, ekonomik ve sosyal konular hakkında siyasi iktidarlar tarafından alınan kararların ve nihayetindeki uygulamaların toplumun beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamadaki başarısı, kararlılığı ve devamlılığının sağlanıp sağlanmadığıdır. İşte bu devamlılık, karalılık ve belirlenen ya da vaat edilen şeylere ulaşmadaki başarı şansı sadece hükümetlere bağlı olmayıp; bunun öncesinde siyasal rejim, parti ve seçim sistemleri, siyasal sürecin dışındaki aktörlerin etkileri, seçmenlerin sosyo-kültürel yapıları, ülkenin içinde bulunduğu iktisadi ve mali durum, uluslar arası siyasal konjonktür, gibi bir dizi etmene bağlıdır. İşte siyasal istikrarın unsurlarını oluşturan bu konular aşağıda kısaca incelenecektir.