• Sonuç bulunamadı

1.4. Mondros Mütarekesi ve Mustafa Kemal PaĢa

1.5.4. Sivas Kongresi ( 4-11 Eylül 1919)

Mustafa Kemal PaĢa, Erzurum Kongresi‘ni tamamladıktan sonra, 29 Ağustos‘ta Erzurum‘dan Sivas‘a hareket eder. Ġstanbul‘da Dahiliye Nezareti daha 29 Temmuz‘da Sivas Valisi‘ne, ―Mustafa Kemal ve Rauf Beylerin tevkifleriyle

İstanbul‘a gönderilmeleri‖ için emirler vermiĢtir. Harbiye Nezaretinin bu yolda

kolordu kumandanlıklarına tebligat yaptığı da bildirilir. Ama bu emirleri yazanlar da, alanlar da bu emrin yerine getirilemeyeceğini bilirler. Fakat bürokrasinin acz içinde kaldığı zaman, kendi kendini aldatarak oyalaması bir gelenektir. ĠĢte Ģimdi Mustafa Kemal, kendisinin tevkifi ve Ġstanbul‘a yollanması hakkındaki yazıĢmaların dosyalar teĢkil ettiği Sivas yolundadır. 2 Eylül‘de Sivas‘a varacaktır. Fakat yolda sıkıntılı bir gün yaĢanır. Erzincan‘dan ayrılırken Çardaklı Boğazı‘nın kesildiği ve hareket etmemeleri söylenir. Çardaklı Boğazı, Erzincan Ovası‘nın batısında baĢlar. Yer Hanları‘ndan Çardaklı Hanları‘na kadar yükselerek devam eder. Güneyde Danaveli Dağı ardından uzakta ebedî karlı Munzur silsilesi görünür. Kuzeyde Çemen Dağı ve Karadağ uzanır. Çardaklı‘dan sonra Bulgur Çayırı‘na inilir ve nihayet ilk köye varılır: Melek ġerif. Erzincan‘dan buralara kadar ve aĢağı yukarı bir günlük yolda hiç köy yoktur. Dağlar, yollar ıssızdır.

Bir kuĢak önce bu dağlarda, boğazlarda, ormanlardan güneĢ görünmezmiĢ. Ama Ģimdi her yer çıplaktı. ĠĢte bu boğaza girerken, Mustafa Kemal‘e: „Boğaz tutulmuĢtur, gitme‘ derler. Ama o, birkaç arkadaĢını öncü çıkarır ve emri Ģu olur: ―Sağdan, soldan gelen ateşe bakmayarak, otomobiller süratle yol üzerinde hareket

edeceklerdir. Vurulan, ölen olursa onlarla meşgul olunmayacaktır. Şoseyi kapayan eşkıya ile temas olursa otomobillerden inip onlarla çarpışarak yolu açacağız ...‖

Kafile bu emir üzerine harekete geçer, hiçbir sıkıntıyla karĢılaĢmaksızın 2 Eylül 1919‘da Sivas‘a varılır.149

Tokat‘tan Kongre‘ye gelen Bekir Sami Beyin kaldığı evde; Rauf, Kara Vasıf, Ġsmail Hâmi Beyler ve daha baĢkaları toplanırlar. Mustafa Kemal‘in Kongre‘de Reis olmaması için karar alırlar. Kongre‘nin açılıĢından az önce Rauf Bey, bu kararı kendi düĢüncesiymiĢ gibi PaĢa‘ya açıklar. Ama PaĢa, bu toplantıdan da, karardan da

haberlidir ve Rauf Bey‘e karĢılığı biraz sert olur. Mustafa Kemal PaĢa da Erzurum Kongresi‘ne katılıp oradan gelen ve kendisiyle Rauf Bey, Hoca Raif Efendi, ġeyh Feyzi Efendi‘den ibaret olan heyeti, Doğu vilâyetleri temsilcileri olarak Kongre‘ye sokar. O sırada Ġstanbul‘dan ve Amasya üzerinden gelip, Sivas‘ta bulunan Bekir Sami Bey‘i de heyete katar. Heyet üyeleri için temsil belgesi imzalanır.150

Bu sırada Ġstanbul Hükümeti Kongre‘yi baltalamak ve Mustafa Kemal‘i tutuklamak için Elazığ Valisi Ali Galip‘ten medet ummaktaydı. Mustafa Kemal‘in erken davranarak Ali Galip üzerine asker sevk etmesi sonucu tehlike bertaraf edilmiĢti. Ancak bu olay Ġstanbul Hükümeti ile iplerin kopmasına sebep olacaktı. Mustafa Kemal Heyet-i Temsiliye‘yi milletin yetkili organı olarak ilan etmiĢ151, vilayetlere Ġstanbul Hükümeti ile her türlü iliĢkinin kesilmesi talimatını vermiĢti.

Kongre baĢlayınca, Millî Ġstiklâl değil, bir yabancı devletin himayesini isteyen delegeler, daha Kongre açılmadan özel toplantılar tertibine baĢlamıĢlardır. Ġstanbul‘dan gelen delegasyona, Ġstanbul‘da ayrıca telkinler de yapılır. Erzurum Kongresi‘nde Trabzon delegeleri olarak Temsil Heyeti‘ne seçilen, fakat kongre bitmeden Erzurum‘dan memleketlerine dönen ve Sivas‘a da gelmeyen bazı eski Trabzon mebusları, oradan Mustafa Kemal‘e yazdıkları bir mektupla, Sivas Kongresi‘nin umumî bir kongre haline gelmesine ve bir Temsil Heyeti seçmesine karĢı olduklarım bildirirler. Aynı tarihte Erzurum‘da Mustafa Kemal‘e karĢı bir kıpırdanma baĢlamıĢtır. Kâzım Karabekir PaĢa bile, Mustafa Kemal‘e Trabzon delegeleriyle aynı görüĢte olduğunu bildirir. Himaye meselesi ortaya atılınca, karıĢıklık daha da artar. Pek az delege dıĢında, hemen herkes yabancı himaye peĢindedir. Ayrıca Sivas‘a birtakım yabancı subaylar da gelmiĢtir. Tam o sırada Ġstanbul‘la münasebetler tamamen kesilir.

Kongre‘nin açıldığı karıĢık havaya rağmen Mustafa Kemal, üç oy farkla Reis seçilmiĢtir. Ġlk üç toplantı gününü yiyen Ģekil veya duygu tartıĢmalarına rağmen, dördüncü gün konuya girilebilmiĢtir. Erzurum Kongresi‘nin nizamnamesi ve esas gayeleri bu kongreden de geçirilebilmiĢtir: ―Vilâyet-i ġarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti‖ yerine, ―Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti‖, ―Vilâyat-ı ġarkiye‖ yerine ―Vatanın Bütünü‖ gibi sözler konularak Cemiyet, bütün Türkiye‘nin mukavemet teĢkilâtı halini almıĢtır. Kongre, bütün Türkiye‘yi temsil eden bir kongre

150 GeniĢ Bilgi için bkz., Lord Kinross, age., s. 232-233.

haline gelmiĢtir. Seçilen Temsil Heyeti, Türk millî mukavemetini yönetecek bir Temsil Heyeti vasfında görünür. Bu arada manda dilekleri Kongrenin kararı haline girmemiĢ, atlatılabilmiĢtir. Ġstanbul‘la Anadolu‘nun münasebetlerinin kesilmesi buhranı ise, 30 Eylül‘de ve Damat Ferit‘in sadaretten düĢmesi, yerine Ali Rıza PaĢa isminde eski nesilden, fakat sağduyulu bir zatın gelmesi, Anadolu‘daki Millî Hareket‘in ilk defa Ġstanbul‘da bir muhatap olarak sayılması suretiyle sona ermiĢtir. Bu arada bir de ―Misâk-ı Millî‖nin ilk esaslarına vücut verilmiĢtir ki, bu misak, Millî DireniĢ ve Mücadele‘nin hedef ve sınırlarını tespit etmektedir.

Sivas Kongresi, 12 Eylül 1919‘da çalıĢmalarına son verdi. Kongre, Erzurum prensiplerine yeni bir Ģey ilâve etmedi. Beliren çeĢitli eğilimlere rağmen, sonunda, onları zedelenmeden koruyabildi. Millî Harekete milli bir boyut verdi. Millî bir merkez, millî bir mercî vücuda getirdi. Mustafa Kemal bu Millî Hareketin, yetkili öncüsü olarak belirdi.

Yeni hükümet, Anadolu ile iliĢkileri düzeltmek, en azından karĢı bir görüntü çizmemek amacındaydı. Bu amaçla Salih PaĢa görüĢmelerde bulunmak üzere Amasya‘ya gönderildi. Mustafa Kemal, PaĢa‘yı bizzat büyük bir tören ile karĢıladı. GörüĢmenin sembolik önemi Ġstanbul Hükümeti‘nin Mustafa Kemal‘i ve Temsil Heyeti‘ni muhatap olarak kabul etmeye baĢlamıĢ olmasıydı.

Bu görüĢmede Mustafa Kemal Hükümet‘ten Meclis‘in Ġstanbul dıĢında yeniden toplanmasını ve Kongre kararlarının kabul edilmesini talep etti. Hükümet Meclis‘in tekrar açılması konusunda hemfikir olmakla beraber, Ġstanbul dıĢında açılacak bir Meclis‘i kabul etmedi. Mustafa Kemal Anadolu‘da baĢlattığı hareketi Meclis desteği ile sürdürmek isterken, Ġstanbul Hükümeti muhtemelen Meclis‘in kontrolünü elinde tutmak istiyordu. Bütün bunlara karĢın Rauf Bey ve Ali Fuat PaĢa‘nın telkinleri ile Mustafa Kemal yeni meclisin Ġstanbul‘da toplanmasına razı görünüyordu. Hâkim olan düĢünce Sultan‘ın nasıl olsa toplanacak Meclis‘i dağıtacağı yönündeydi152. 7 Kasım tarihinde

Mustafa Kemal Ġstanbul‘da toplanacak Meclis-i Mebusan için Erzurum‘dan milletvekili seçildi.

Mustafa Kemal Heyet-i Temsiliye ile çalıĢmalarına Sivas‘ta devam etmekle beraber merkezi daha batıya taĢımak niyetindeydi. Zaten yeni toplanacak Meclis‘e adres olarak da öncesinde Ankara veya EskiĢehir‘i göstermiĢti. Kazım Karabekir ise doğu illerinin durumu konusunda endiĢe ederek Heyet‘in baĢka bir Ģehre taĢınması

konusunda çekingen davranıyordu. Sonuç olarak PaĢa, merkezi Ankara‘ya taĢımaya karar verdi. Bu Ģehir ulaĢım ve iletiĢim imkânları yanında Ali Fuat PaĢa‘nın baĢında bulunduğu 20. Kolordu‘nun da karargahı durumundaydı. Ayrıca Ġstanbul‘a gidecek olan milletvekilleri ile Heyet-i Temsiliye arasında yapılacak ön görüĢmeler içinde burası uygun görülmüĢtü. Bu amaçla Mustafa Kemal 18 Aralık günü Heyet-i Temsiliye üyeleri ile beraber Ankara‘ya yola çıktı.