• Sonuç bulunamadı

1.2. Kurmaylık Dönemi

1.2.3. Abdülhamit Yönetimine KarĢı DireniĢ ve Mustafa Kemal

Balkanlar‘daki kaynamalar devam ederken, yurtsever aydınlar da boĢ durmuyordu. II. Abdülhamit‘in istibdat yönetimi çatırdamaya baĢlamıĢtı. Artık meĢrutiyetin ilan edileceği herkesin malumu bir hal almıĢtı. Bu durum için Mustafa Kemal‘in tek çekincesi meĢrutiyetin ilanından sonra cemiyetin bir programının olmaması idi. Zaten zaman da Mustafa Kemal‘in ne kadar haklı olduğunu gösterecektir. MeĢrutiyetin ilanına yaklaĢılan bu günlerde Mustafa Kemal Selanik‘te bulunan 38. Piyade Alay Komutanı izne çıkınca, Kurmay Kolağası rütbesiyle Alay Komutan vekili yapıldı. Alayı teslim almaya geldiğinde, atının üzerinde askerlere ―merhaba asker!‖ dedi. Bugüne değin böyle bir selamlaĢma ile karĢılaĢmayan asker duraksadı. Daha sonra onlar da ―merhaba‖ dedi. Bu olayla birlikte tek kelimelik selam usulü orduya girmiĢ oldu.82

1909 yılının Temmuz ayı gelmiĢti. Osmanlı aydınlarının çoğunun Rumeli‘de bulunması istibdada tepkinin de merkezinin burası olmasının baĢlıca amillerinden biriydi. Nitekim de öyle oldu. MeĢrutiyet, Rumeli‘de ilan edildi. MeĢrutiyetin ilanı Trablusgarp‘ta da coĢkuyla karĢılanmıĢtı. Bu coĢkunun arkasından halk, hükümetten

79

Atay, F. R., age., s. 56.

80 Turan, ġ., age., s. 89. 81 Ġnan, A., agm., s. 429. 82 Atay, F. R., age., s. 75.

genel af istemeye baĢladı83. Çok geçmeden yeni hükümet sadece siyasi af ilan edince,

Trablusgarp‘ın dağınık aĢiret yapısı ve zorunlu asker alma iĢlemleri havayı daha da sertleĢtirdi. Çok geçmeden de bölgede isyan baĢladı. Bu sorun, cemiyetin merkez komitesinde görüĢülmüĢ ve Mustafa Kemal bölgede görevlendirilmiĢti. Ayrıca bu durum aynı zamanda Mustafa Kemal‘den rahatsızlık duyanlara onu uzaklaĢtırılması için de bir fırsat olmuĢtur.84

Trablusgarp‘a varan Mustafa Kemal, ordunun ne halde olduğunu daha yakından görme imkânına da kavuĢmuĢtu. Merkezden uzakta Osmanlı adeta yok gibiydi. Ordu bünyesinde siyaset almıĢ baĢını gitmiĢ, asker mesleği dıĢında her Ģey ile ilgilenir olmuĢtu. Birlikleri toplayan ve düzene sokan Mustafa Kemal, isyanı kısa sürede bastırıp tekrar Selanik‘e dönmüĢtür.

Trablusgarp‘ta da fiilen yaĢadığı ―askerin siyasallaĢması‖ Mustafa Kemal‘in Cemiyet ile ilgili endiĢelerinin haklılığını da ortaya koymuĢtu. Zira meĢrutiyet ilan edildikten sonra, Cemiyetin bir programı olmadığı ortaya çıkmıĢtı. Ġktidara geçmeyip Sait ve Halim PaĢalar gibi yaĢlı paĢaları kullanma yoluna gitmiĢlerdir. Kendileri de Ġstanbul‘da muhalif avına çıkıp, polis koruması altında cinayet iĢliyorlardı. Artık orduda, teğmen yarbaya selam vermez olmuĢtu. Bu ve benzeri Ģekilde ordunun iyice siyasete bulaĢmasına Mustafa Kemal ―Ordu derhal politikadan çekilmelidir. Bu

yapılmazsa ordu bir kuvvet olmaktan çıkar.‖ diyerek durumu ortaya koymuĢtur.

Mustafa Kemal‘in sürekli eleĢtiren ve çözüm yolları üreten fikirleri Cemiyetin ileri gelenlerince hoĢ karĢılanmıyordu. Trablusgarp‘a gönderip uzaklaĢtırmayı düĢündükleri Mustafa Kemal, oradan baĢarılı bir Ģekilde dönünce baĢka yollar aramaya baĢladılar. Mustafa Kemal onların gözünde içtiği için sarhoĢun biri, zevkine düĢkün olduğu için belki de ahlaksızın biri, askerlikte değeri varsa da ne verilirse doyurulması imkânsız harisin biri idi.85

Cemiyetin ipe sapa gelmez hareketleri Mustafa Kemal‘i haklı çıkardı. Keyfe keder uygulamalar ve herkesin gözü önünde iĢlenen cinayetler pusuda bekleyen gericilerin ayaklanması için fırsat doğurdu. Ġstanbul‘da bulunan ―Avcı Taburları‖nda baĢlayan hareketlilik kısa sürede Ġstanbul‘a yayıldı. Her ne kadar cemiyetin politikalarını beğenmese de, Mustafa Kemal ilerlemeden geri dönülmemesi adına bu isyanının bastırılması için yola çıkan Hareket Ordusu‘na Kurmay BaĢkanı olarak katıldı.

83 Ġlhan, S., Atatürk ve Askerlik, Ankara, 1990, s. 27. 84 Turan, ġ., age., s. 92.

Mustafa Kemal ordu‘nun adını kendisinin bulduğunu anılarında Ģu Ģekilde anlatmıĢtır:

―İstanbul‘a hitaben bir bildiri yazmak gerekiyordu. Bunu ben yazdım. Sonra elçiliklere hitaben ikinci bir bildiri daha yazdık. Bu bildirilerin altına nasıl bir imza atılmasının uygun olduğunu düşündük. Bazı arkadaşlar (Hürriyet Ordusu) dediler. Hâlbuki bütün ordu hürriyet ordusu durumundaydı. Hareket halinde bulunan kuvvetlerin durumunu göstermek için, (Hürriyet Ordusunun operasyon kuvvetleri) denildi. Ben bu operasyon kelimesinin Türkçeye tercümesini uygun görerek (Hareket Ordusu) tabirini

kullandım.86

Mustafa Kemal‘in 31 Mart Vakası ve MeĢrutiyet ile ilgili düĢünceleri dikkate Ģayandır. Bu görüĢlerinde ileride giriĢeceği Türk devriminin ilkeleri bulunmaktadır:

―a. Meşrutiyet de olsa parlamenter rejimlerde anayasanın üstünde hiçbir güç olamaz.

b. Kişisel çıkarları için dini siyasete alet edenler, mutlaka cezalandırılmalıdır. c. Güçlü bir hükümdar, herkesin önünde secde ettiği bir halife de olsa ülkede baş gösteren ulusal heyecana ayak uyduramazsa mevkiinde daha fazla kalamaz.

ç. Akıllıca hazırlanmış ve iyi yönetilen bir ihtilal, kan dökülmeden de amacına ulaşabilir.‖ 87

Hareket Ordusu‘nun isyanı bastırması ve Mehmet ReĢat‘ın tahta çıkmasından sonra, Mustafa Kemal tekrar Selanik‘teki görevine döndü. Selanik‘te bulunduğu sırada 22 Eylül 1909 tarihinde toplanan Ġttihat ve Terakki‘nin Ġkinci Kongresi Mustafa Kemal‘in bu Cemiyetten ayrıldığı kongre olarak tarihe geçmiĢtir. Bu kongreye, Cemiyetin gizlilikten çıkıp siyasi bir parti olması gerektiği ve bunun için ordu ile tamamen ayrılması gerektiği fikriyle, bunun tam zıddını savunanların fikirlerinin tartıĢması damga vurmuĢtur. Mustafa Kemal‘in içinde bulunduğu grup, ordunun zedelenmemesi için siyasetten uzak tutulması gerektiğini savunurken, baĢta Ġsmail Hakkı olmak üzere bir grup da asker-siyaset iliĢkisini yapıĢık kardeĢlere benzetmiĢtir. Sonunda Mustafa Kemal ve arkadaĢlarının fikirleri reddedilmiĢtir. Bir tür suçlamayla karĢı karĢıya kalan Mustafa Kemal, Cemiyetten kopmuĢtur.88

Bu kopuĢun ana eksenini Enver Bey ile olan anlaĢmazlıklarında aramak daha isabetli olacaktır. Zira yukarıda anlatılanlar bu ayrılıĢın görünen kısmıdır. Çünkü Mustafa Kemal ile Enver Bey arasında kıskançlığa varan bir çekiĢme vardır ve o

86 Kasım, N., age, s. 33.

87 Hüseyin, K., Mukaddes Ankara‟dan Mektuplar, Ankara, 1971, s. 36. 88 Turan, ġ., age., s. 97.

dönemde Enver Bey Cemiyetin yöneticilerindendir. Bu çekiĢme Enver Bey‘in Berlin AteĢemiliterliği‘ne giderken Mustafa Kemal‘i Selanik‘ten uzaklaĢtırma çabalarında kendini kuvvetli bir Ģekilde göstermektedir. Mustafa Kemal‘in Cemiyetin üst kadrolarındaki askerlerle arasının iyi olmaması, bu çekiĢmede ağırlığın Enver Bey‘e kaymasında önemli bir rol oynamıĢtır.

Cemiyetten kopan Mustafa Kemal kendisini 3. Ordu‘da devam ettirdiği mesleğine vermiĢtir. Hem askerlik bilgisini hem de Almancasını ilerletmek için çeviriler yapmaya baĢlamıĢtı. Ayrıca tatbikatlara katılarak üst rütbeli subayları gözlemlemekten de geri durmamıĢtır. Fransızlarla ortak yapılacak tatbikatta bulunmuĢ, herkesten önce General Goltz‘a ulaĢarak tatbikat için yapmıĢ olduğu planı sunmuĢtur. Bu davranıĢı üstleri tarafından tenkit edilmiĢ olmasına rağmen, General Goltz planı beğenmiĢ ve tatbikatta bu plan uygulanmıĢtır. Mustafa Kemal, askerlikle ilgili eleĢtirilerini biraz da hiyerarĢiyi bozarak sık sık dile getirmekteydi. DavranıĢları Harbiye Nezaretince hoĢ karĢılanmıyordu. BaĢarılı bir asker olması, orduda kalmasının belki de tek nedeniydi. Buna rağmen görev yeri kısa aralıklarla değiĢtirilerek bezdirilmeye çalıĢılmıĢtır. Buna muvaffak olamayan Harbiye Nezareti, biraz da Mustafa Kemal‘i gözünün önünde bulundurmak için, Ġstanbul‘da bulunan 5. Ordu‘da görevlendirmiĢtir.89

Mustafa Kemal, vatan toprağı Trablusgarp‘ta Ġtalyanlarla çarpıĢmaya gideceği zamana kadar Ġstanbul‘da kalacaktır.