• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Okul Yönetimi

2.1.2. Sistemin Bir Parçası ve Alt Sistem Olarak Okul

Sistem birbirleriyle ve çevresiyle etkileşimli aralarında ilişkiler bulunan öğelerden oluşan bir bütündür. Her sistem bir amaca yönelik olarak çalışmaktadır. İşlevleri birbirlerinden farklı birçok öğeden oluşmaktadır. Bu öğeler birbiri ile karşılıklı ve karmaşık bir etkileşim içinde çalışmakta ve bir bütünlük göstermektedir (Açıkalın, 1998). Senge’nin (1993) ifade ettiği gibi sistem düşüncesi bir bütünü görme disiplinidir. Belirli amaçları gerçekleştirmek üzere kurulan eğitim sistemi; canlı, açık, dinamik ve sosyal bir sistemdir. Eğitim sistemi sosyal, siyasal, ekonomik sistemler arasında yer almakta ve diğer sistemlerle etkileşim içinde bulunmaktadır. Sosyal bir açık sistem olan eğitim; içinde bulunduğu bütün sistemlerden etkilendiği gibi çıktıları ile de bu sistemleri etkiler (Yiğit ve Bayrakdar, 2006). Okul sistemi alt sistemleri ile bütünlük göstererek, uyumlu çalışmalıdır. Alt sistem öğeleri de uyumlu ve işbirliği içinde çalışmalıdır. Toplumsal çevresi ile ilişkileri sürekli olmalıdır. Okul açık bir sistem olmalı, çevredeki sistemlerle etkileşim içinde olmalıdır. Çevredeki yenilik ve değişimlere göre gelişme sağlayabilmelidir. Çevreden aldığı girdileri iyi işleyerek beklenen çıktıları verebilmeli, çevrenin yıpratıcı etkilerinden de kendini koruyabilmelidir (Taymaz, 2007).

Okulu etkileyecek olay ve olgular okul yöneticisinin okulu bir sistem olarak algılamasındaki yeterliği ile ilişkilidir. Okulu sistem olarak düşünmek çevresindeki sistemlerle birlikte düşünmek demektir. Böylelikle ortaya çıkan sorunları da bir bütün içerisinde, ilişkili olan tüm sistemler içinde bütüncül bir anlayışla görülmesine olanak sağlamaktadır. Okulun sistem olarak çözümlenmesinde yönetim açısından sistemin parçalarını veya alt sistemlerini tanımlamak önemli görülmektedir (Açıkalın, 1998).

Okulun da diğer örgütlerde olduğu gibi üretim, alış- veriş, uyarlama, yaşatma, yönetim alt sistemleri alt sistemi vardır ( Başaran 2000, s. 124-137; Gürsel 1997, s. 5-6):

“Üretim alt sistemi okulun amaçlarını gerçekleştirir. Okulun dersliklerinde, atölyelerinde, işliklerinde okulun var olma amaçları gerçekleştirilir.

Alış-veriş alt sistemi okulun çevreyle olan iletişimini sağlar. Okuldaki kayıt, okul-aile birlikleri, koruma dernekleri okulun çevreyle olan ilişkisini sağlar.

Uyarlama alt sistemi okulun değişmeye uyumunu sağlayan sistemdir. Okullardaki araştırma - geliştirme birimleri bu görevleri yerine getirirler.

Yaşatma alt sistemi okulun var olmasını sağlayan sistemdir. Okuldaki personel, öğrenci işleri ödül ve ceza sistemi okulun yaşamasını sağlar.

Yönetim alt sistemi okulun karar, planlama, örgütleme, eşgüdümleme, iletişim, değerlendirme gibi yönetim süreçlerini yürütür. Okula ilişkin stratejileri belirler, varolan çatışmaları çözümler”.

Sosyal bir sistem olarak okulun öğeleri şekilde gösterilmiştir (Hoy ve Miskel, 1998):

Şekil 1. Okullar için sosyal sistemler modeli (Hoy, W.K. & Miskel, C.G. 2010, Eğitim

yönetimi. Çev:Turan, S. Ankara: Nobel.

Şekilde görüldüğü üzere okul gibi örgütler yapısal, bireysel, politik ve kültürel sistemlerden oluşmaktadır. Yapısal sistemi bürokratik roller ve beklentiler, görev ve

pozisyonların bir hiyerarşisi, kurallar ve düzenlemeler ve uzmanlaşma oluşturur. Bireysel sistem bireylerin davranışlarının ve gereksinimlerinin psikolojik açıdan açıklanmasıdır. Sosyal bir sistemde bir davranışı daha sağlıklı ve doğru anlayabilmek için rolleri üstlenen bireylerin kişiliklerini de bilmek zorunludur. Çünkü bireyler bulundukları konumun rollerini kendi davranış tipleri ve birbiri ile bağlantılı gereksinimleri ile biçimlendirirler (Aydın, 2007).

Kültürel sistem örgütün yazılı olmayan örgüt üyelerinin etkileşimleri sonucu oluşan ortak değerler, normlar, inançlar ve düşünme biçimlerini kapsar. Örgüt kültürü örgütte görevli insanların paylaştıkları beklentiler, duygular, algılar, anlamlar, etkileşimler, etkinlikler, varsayımlar, inançlar, gelenekler, adetler, semboller, tutumlar, normlar ve değerlerdir. Kültür bir örgütü diğerinden ayırır. Örgütler kendi ayırt edici kültür ve alt kültürlerine sahip mini toplumlardır (Morgan,1998). Politik sistem örgüt üyelerinin tercih ve çıkarlarını birbirleri ile olan güç ilişkilerini kapsar. Morgan’da (1998) örgütsel politikayı çıkarlar, çatışma ve iktidar arasındaki ilişkiler üzerine odaklanarak analiz etmektedir. Böyle olduğu için örgütlerin genellikle informal boyutlarında görülmektedir. Örgüt yaşamında politika kaçınılmazdır.

Okulun esas görevi olan öğrenme öğretme süreci tüm bu dört iç öğe ve diğer dış öğelerden etkilenmektedir. İşte bu yüzden okullar sosyal, açık birer sistemdirler. Sistem teorisi felsefesine göre tasarlanmayan ve çalıştırılmayan okullar etkili kontrol ve besleme mekanizmalarından yoksun olduğundan, bu okulların örgütün amaçlarından sapma eğilimlerini erken görmeleri ve buna bağlı olarak önlem almaları mümkün olmamaktadır.

Okul yöneticisini meşgul eden eğitsel süreci ve sonucu etkileyen önemli bir örgütsel faktör, örgütsel kültürdür. Okul yönetimi okul kültürünü yaşatmak ve geliştirmekle de yükümlü olup aşağıdaki rolleri üstlenir (Taymaz, 2009, s.80):

1. Eğitim planlamasında kültür ile ilgili hedefleri öngörme, 2. Okul felsefesi ve değerlerin oluşmasına katkıda bulunma, 3. Bir yönetici olarak temel değerleri kabul ve temsil etme, 4. Değerleri paylaşma ve okul içinde fikir birliği oluşturma, 5. Okul kültüründen yararlanarak örgütsel sosyalleşmeyi sağlama, 6. Belirgin adetler, yaygın olarak paylaşılan inançları belirleme, 7. Gelenekleri okul kültürü ile yaşatma,

9. Özerklik, yenilik ve gelenek arasında gereken dengeyi kurma, okul kültürü ile etkililik ve verimlilik arasındaki ilişkiden yararlanma,

10. Kültürel etkinlik ve törenler düzenleme, katılımı gerçekleştirme, 11. Örgütte yazılı olan ve olmayan kurallara uyulmasını sağlama.

Öğretme ve öğrenme süreçlerinde, çok çeşitli okul görevlerinde, bütünleştirici, örgütleyici ve eşgüdümleyici rolünü oynamak okul müdürünün sorumlulukları arasında yer almaktadır. Okul müdürlerinin güçlü okulları yaratacak ve toplumsal değişmeyi canlandıracak niteliklere sahip olmaları gerekmektedir. Onların yalnızca öğretmenlerin ve dolayısıyla öğrencilerin içindeki var olan potansiyeli harekete geçiren kişiler değil, aynı zamanda veliler yoluyla toplumda sosyal değişime öncelik edecek olan "değişimin" aktörleri olmaları gerekmektedir (Arslan, 2002, s. 85).

Örgütlerin çevrelerindeki, sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişmelerin farkında olmaları ve gerekli değişiklikleri yapmaları yaşamsal bir öneme sahiptir. Sosyal sistemler açık amaç yönelimli yapısal ve insanlardan oluşan sistemlerdir. Kendine özgü kültürleri vardır (Hoy ve Miskel, 1998).