• Sonuç bulunamadı

Seyyid Nakib-zâde Ni'metî

3.İRAN İLE YAPILAN SAVAŞLAR

3.3. Seyyid Nakib-zâde Ni'metî

"Úaãide der óaúú-ı äulùan Murad Òan beray-ı ùonanma-yı fetó-i Kal'a-i Revan Ta'ala’l-lah zihi peyàam-ı fetó-i memleket-ârâ

Úulûb-ı mürdeye oldı ãafâ-baòş ü óayat-efzâ

Bi-óamdillâh ki 'ahdinde yine bir şâh-ı Cem-câhuñ Nüvîd-i fetó ü nuãretden şeref buldı bugün dünyâ (…)

O sulùân-ı 'aôîmü’ş-şân o òâkân-ı felek-'unvân Sa'adetle revân oldu Revân üstüne bî-pervâ

Cenâb-ı Óaøret-i Bârî úılup ol dem aña yâri Ùokuz günde Revân fetóin müyesser eyledi Mevlâ

İrince müjde-i nuãret açıldı gül gibi 'âlem

52 Muhbet Toprak, Şeyhülislam Bahayi Divanı Şerhi, Pamukkale Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Denizli 2006 , s.303.

62 Cihâna óaú bu kim oldı meserret-baòş ü rûó-efzâ

(…)

Murâda ten virüp dâ’im murâdı üzre şâd idüp Sürûr-ı fetóü nuãretle daòı mesrûr ide Mevlâ

Yeter ey Ni'metî şimden gerü taãdî'a ruòãat yok Du'â eyle Òudâ’ya diye âmîn pîr ile bernâ (…)

Sühuletle naãîb eyle aña fetóini Baàdâd’ıñ

Be-óaúú-ı sûre-i Meryem be-faøl-ı sûre-i Ùâhâ" (K.11)54

Revan Kalesi’nin fethinin anlatıldığı bu şiir, sevinç veren zafer olayının haberi ile başlamaktadır. Bu haber sonucunda “ölü gönüllere” hayat gelmiştir. Bu fetihle dünya şereflenmiştir, çünkü kazanan İslam devletidir. Bu devletin başında ise IV.Murat vardır. Şair padişahın cengâverliğini överek onun üstün vasıflara sahip olduğunu söylemektedir. O vasıflardan birisi de adaletli olmasıdır ki bu devirde emniyet içinde bir yönetim içerisinde olmuştur ve bu yüzden insanlar rahat bir hayat sürmüşlerdir. Şairin aktardığına göre, Sultan Murat Revan üzerine düzenlediği seferi dokuz gün içinde neticelendirmiştir. Yani Revan, Allah’ın izniyle, dokuz gün içerisinde alınmıştır. Bu fetih haberi, doğaya dahi bir canlılık getirmiştir. Âdeta baharın geldiğini söyleyen şair, Allah’ a şükretmektedir. Nihayet Osmanlı eski başarılarını hatırlatan bir zafer almıştır. Bu zaferin mimarı olan Sultan Murat’ın azmi şairce övülmüştür.

Şiirin son bölümünde şair Allah’tan İslam askerinin her daim galip gelen taraf olmasını istemektedir. Öyle ki Bağdat seferi henüz tamamlanmamıştır, işte bu yüzden Allah’ın yardımının kesilmesini istemeyen şair, fethin tamamlanması için

54 Ahmet Gülen, Seyyid Nakib-zâde Ni'metî Hayatı Edebi Şahsiyeti Eserleri ve Divânı, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyon 2007, s.132-133.

63 dua etmektedir. Zira bu, Yüce Allahiçin zor değildir. Şair bu noktada sözünü desteklemek için Meryem ve Tâ Hâ sûrelerine atıfta bulunur.

Bilindiği gibi Meryem sûresi, Kur’ân-ı Kerîm’in on dokuzuncu sûresidir. Hz.Meryem’in insan eli değmeden hamile kalması, Hz.İsa (r.a.) ‘nın beşikteyken konuşması gibi olayları anlatmaktadır. Bu olaylar üzerinden Allah’ın gücünün büyüklüğü bize anlatılmaktadır.55 Yine Tâ Hâ Sûresinde de Allah’ın kudreti anlatılmaktadır. Meryem sûresinin hemen ardından gelen bu sûrede Hz.Musa (r.a)’ nın Firavunla olan mücadelesi anlatılmıştır. Hz.Meryem olayında olduğu gibi burada da insan aklının açıklayamayacağı olaylar olmuştur. Hz.Musa (r.a)’nın asası yılana dönüşmüş, koynuna sokup çıkardığı eli bembeyaz bir hale gelmiştir. 56 Şair bu sûrelere atıfta bulunarak Bağdat’ın fethinin Allah isterse asla zor olmayacağını anlatmaktadır. Çünkü Allah; çalışıp, sabredip, tevekkül edene yardımını ulaştırmaktadır.

3.4.Seyyid Nakib-zâde Ni'metî

"Târîò li-kâtîbîhi berây-ıúal'â-i fetó-i Baàdâd Óaøret-i Sulùân Murâd ol òusrev-i âlî-nijad Oldı ma'mûre zamân-ı devletüñde her şehir

Fetó-i Baàdâd’ıÒudâ úıldı müyesser õâtına Düşmen-i bed-ò'âh-ı dîn ü devletiñ idüp úahır

Ni'metî târiò olur aña óurûf-i mu'ceme

Sa'y idüp Baàdâd’ı aldıóâkim-i berr ü baóir" (T.1)57

Ni’metî, Revan’ın alınmasını anlattığı yukarıdaki şiirinin sonunda Bağdat’ın fethini istemiş, bunun Allah’ın yardımıyla zor olmayacağını Meryem ve Tâ Hâ sûrelerine

55 Hayrettin Karaman vd., Kur’an-ı Kerîm Açıklamalı Meâli, “Meryem Sûresi”, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 3.Baskı, Ankara 2015, s.290-298.

56 Hayrettin Karaman, a.g.e., “Tâ Hâ Sûresi”, s.299-309.

64 atıfta bulunarak ifade etmiştir. Bu şiirde de anlaşılacağı üzere, şairin duasındaki gibi, Allah Sultan Murat’a yardımıyla Bağdat’ın fethini Osmanlı devletine yeniden nasip etmiştir. Bu fetihi Allah’ın izniyle yapan Sultan Murat’ın azmi ve çalışkanlığı da şair tarafından anlatılmaktadır. Sultan’ın döneminde elindeki tüm yerler imar edilmiştir. Denizler ve karalar fetheden bu çalışkan padişah Bağdat’ı da almıştır.

3.5.Hikmetî

“Târiò-i Bağdâd Be-dest-i Sulùan Murad Óan-ı áâzî ‘Tûtiél-mülke limen’ olduúda istiånâ-yı Óaú

Evliyâ burcın görüp Sulùan Murad’a müstaóa (…)

Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı dîn penâh Virdi ol ãubó-ı saèâdet ãan úudûmından şafaú

Leşker-i encüm-şümâr ile úuşatdı úalèayı Ol meh burç-ı saèâdet è âlem üzre ôıll-ı Óaú

Úulle-i eflâke iletdi àubârın úalèanuñ Burc-ı bâr ùob-ı âteş-bârdan buldı rehaú

Úalèa içre sürò dirler idi el-amân (amân) Birimüzüñ úalmadı yâ Rab óayâtından ramaú

Sâbıúa fetó olduàı-tek oldı úurèadan emân Úalèa içre ãoñra barut-òâne k’oldı muóterıú

Tîà-ı úaãr-ı dökdi úanın şöyle kim sürò-serüñ äafóa-i rûy-ı zemîni úıldı ãan al varaú

65 İltifât-ı pâdişâhî kâdrini ol úavm-i şum

Bilmeyüp nâr-ı caóîme baãdılar bir bir ayak

Ùoàru dirler eski düşmen degmede olmaz mı dost Dost olınca bir ùarafdan gösterür lâ-büd rehaú (…)

Úalèa-i burc-ı evliyâdan fırúa-i sürò-serüñ

Refèine ey Óikmetî târiò düşdi óaşem-i haú (H1048-M1638)

Başumuzdan sâyesin Sulùan Murad-ı áazi’nün

Bir zaman dûr itmeye Perverdigâr mâ-òalaú” (282.Şiir)58

Şiir, Âl-i İmrân sûresinin yirmi altıncı ayeti ile başlamıştır. Bu ayet bize şöyle buyurmaktadır:

“(Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye kâdirsin.”59

Bu şekilde Bağdat’ın fethini haber eden şair, Allah’ın takdiriyle Sultan Murat’ın galebe geldiğini anlatmaktadır. Padişah İslâm için savaşan bir komutandır. Dinimizi ayakta tutmak için mücadele veren Sultan Murat’a biat etmek Hak ehlinin görevidir. Şair, o olmasaydı heryerin karanlığa boğulacağını söylemektedir.

Dinin koruyucusu olan Halife Murat Han ordusuyla Bağdat’a gelmiştir, asker kaleyi kuşatmıştır. Ateşlenen toplar neticesinde kaleden kalkan tozlar gökyüzünü sarmıştır. Bu noktada şair bize kale içindeki baruthanenin yandığını söylemektedir. Şiirin

58 Aysel Eğri, 17.yy. Şairlerinden Hikmetî ve Divanı, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006, s.253-255.

66 devamında “Eski düşmandan dost olmaz” diyen şair, önceleri Bağdat ahalisine padişahın iltifat gösterdiğini ancak halkın buna nankörlükle karşılık verdiğini anlatmaktadır. Şimdi ise onlar ateşe doğru yürümektedirler.

Şiirin on sekizinci beyitinde bu fetihin tarihini (H 1048- M 1638) veren şair, şiirini bir duâ ile bitirmektedir. Sultan Murat’ın gölgesinin başlarından eksik olmamasını, Allah’tan istemektedir.

3.6.Cem’î

“Òoşâ ey müjde-gûy-ı fetó u nuãret Hümâyûn maúdem ü feròunde ùalèat

Ki oldı ãît-zenüñ maúdemünden Güşâde dîde-i aèyân-ı devlet

Bu âvâzeyle ser-òayl-i èadûnuñ Gözinden uçdı murà-ı òâb-ı râhat (…)

K’alup Baàdâd’ı şâhenşâh-ı islâm Diyâr-ı ehl-i raføı úıldı àâret

Miåâl-i kâse-i pür-òân-ı yaàma Şikest oldı o sûr-ı çarò-ı hey’et

Bu dem ol òân-ı yaàma ile kıldı İmâm-ı Aèôam’uñ rûóın øiyâfet

Yed-i ùûlâ ile bânî-i luùfı Hem itdi türbe-i pâkin èimâret

67 Cemèî-i evliyâ oldı ôahîrî

Òuãûãâ Çâr-yâr-i pâk-ùıynet

Ne şübhe bu àazâdan oldı òoşnûd Cenâb-ı Óaøret-i şâh-ı risâlet

Alup ol úalèa-i çarò-üstüvârı Anuñla dehre virdi başúa zînet

Muóaããal şâhid-i iúbâl-i şâha Güzel yaúışdı ol Baàdâdî óilèat

Şeh-i òûrşîd-râyât ile itdi O burc-ı evliyâ kesb-i saèâdet

Úodı bir âsâf-ı kâr-âzmâyı İde ol úalèayı tâ kim óırâset

Sürüp aèdâ-yı sebbâbı içinden Úılıç úoydı şeh-i Rüstem-şecâèat

Ne şeh şâhenşeh-i Îrân u Tûran Ne şeh ãâóib-kırân-ı Sâm-ãavlet (…)

Şeh-i İslâm’a ser-òayli úızılbaş èAceb kendin niçe eyler ki nisbet

O tâc ile òorûs-ı bâmdur ol Bu şehbâz-ı hümâ-perdâz-ı èizzet

68 Òorûs-ı cengî de olsa ne mümkin

K’ide şehbâz ile úaãd-ı òuãûmet

Şâhenşâh-ı cihânuñ şâh-ı evbâş Eger emrine itmezse itâèat

Ne Şirvân’ı úalur ne Isfaóân’ı Olur hep pây-mâl-ı cünd-i nuãret

Alup taòtın hemân tâc ile ol bûm Olur virâne-gerd-i gûy-ı óayret

Olur her atduàı ol bed-úumârun Cihân-ı şeşderîde naúş-ı nekbet (…)

Ruò-ı mir’ât-ı şemşînde dâ’im Nümâyan ola rûy-ı fetó u nuãret

Be-sırrı-ı âyet-i ‘Naãrun mina’llâh’ Be-óaúú-ı Óaøret-i Furúân-ı èizzet (K.6)”60

Cem’î’nin Dîvân’ında altıncı sırada yer alan bu kaside IV. Murat’a Bağdad’ın fethinden dolayı verildiği için “Fethiyye” olarak adlandırılmıştır.61

Fethiyye, büyük bir çoşku ile başlamaktadır. Ne hoş ki fetih zamanı gelmiştir, bu durum düşmana rahat bir uyku uyutmamaktadır. Bu haberle başarı davulları çalmaya başlamıştır. Gelen müjde ile yeryüzünde bir canlılık vuku bulmuştur. İslam’ın şahı

60 Birgül Koparan, Cem’î Hayatı, Edebî Şahsiyeti Ve Dîvânı’nın Tenkîdli Metni, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Eski Türk Edebiyat Bilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 1995, s.88-94.

69 yani Osmanlı padişahı Bağdat’ı alaraki Rafizî diyarına girmiştir. Bağdat’ın alınması ile burası imar edilmiştir. Artık devir bir başka güzel olmuş, insanlar bu fetihle saadete kavuşmuştur.

Şairin haber verdiğine göre, Bağdat’ı fetheden padişah buraya tecrübeli bir vezir tayin etmiştir. Bu vezir düşmana aman vermemiştir. Zaten Sultan Murat oldukça başarılı bir padişahtır ve azmiyle doğudan batıya heryeri etkisi altına almıştır. Kara ve denize hükmederek dünyayı titretmiştir. Adaletli yönetim şekliyle yeniden nizamı kurmuş, insanlar tekrar birbirine güven içinde muhabbet duymuştur. Şair, Kızılbaşın’da fitnesini kesen Sultan’ın kendisine itaat edilmezse Şirvan ve Isfahan’ı da alacağını söylüyor.

Daha sonra uzun bir aralıkta Sultan Murat’ı öven şair son beyitte “Nasrun mina’llâh” diyerek Saff sûresi on üçüncü âyete işaret ediyor. Bu ayette yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “ Sevineceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın

bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.” 62Âyetin yorumunda “yakın bir fetihle” müjdelenen yerin Mekke olduğu ve İran ile Doğu Roma’nın da etki altına alınacağı söylenmektedir.63 Mekke’nin fetih müjdesine atıfta bulunan şair, Allah’ın yardımıyla Bağdat’ın alındığını söyleyerek şiirini sonlandırmıştır.

“Minnet Òudâ’ya Óaøret-i Sulùân Murâd’uñ eyledi Úûsın bülend-âvâze-i fetói cihânı pür-ãadâ

Yaènî o şâh-ı şîr-ceng alup Revân’ı bî-direng Oldı ser-i aèdâya teng bu günbed-i vüsèat-nümâ

O úalèanûn burc u derin ùop ile yıúdı ekåerin èAfv itdi cürm-i leşkerin şâhenşeh-i kişver-güşâ

Bu müjdeyi gûş eyleyüp Cemèî didi târîòini

62Hayrettin Karaman, a.g.e., “Saff Sûresi/13.Âyet”, s.552.

70 Aldı Revânı zoruyla Sulùân Murâd cem levâ (T.8) 1045/1635 “64

Allah’a şükür olsun ki Sultan Murat’ın Revan fethinden dolayı zafer davullarının sesi dünyayı sarmıştır. Sultan Murat, aslanlar gibi savaşıp Revan’ı almıştır. Revan Kalesi’nin burçlarının tamamı top ile yıkılmıştır, padişah bu zaferden sonra düşman askerinin hatalarını affetmiştir. Cem’î bu müjdeli haberin tarihini düşerek, Padişah IV. Murat’ın Revan’ı şiddetli bir gazayla aldığını söylemektedir.

“Ôıll-i Òudâ Óaøret-i Sulùân Murâd O şeh-i dîn-perver-i dâniş-pijûh

Sûy-ı Revân’a yönelüp oldı pür Debdebe-i kûsı ile deşt ü kûh

Úalèayı zûr ile alup èaskeri Oldı perâkende gürûh-â-gürûh

Cemèî bu fetóüñ didi târîòini

Aldı Revân’ı şeh Behmen… (T.9) 1045/163565

Cem’î, bir önceki düşürdüğü Tarih’te olduğu gibi bu şiirinde de Revan’ın fethini kutlamaktadır. Allah’ın himayesi altında olan Sultan Murat Revan’a yönelip kaleye varmıştır. Askerin zorlu çarpışması sonucu Revan düşmandan alınmıştır. Cem’î yine son beyitte fethin tarihini düşmüştür.

“äad müjde kim cenâb-ı Sulùân Murâd-ı áâzî èAzm-i cihâd idince el virdi aña maúãûd

Yaènî be-óüsn-i tedbir hem bâ-òadeng ü şemşîr

64 Birgül Koparan, a.g.t., s.194.

71 Baàdâd-ı úıldı tesòîr ol şâh-ı kişver-i cûd

Dehrüñ nigâhdârı ôıll-i Òudâ-yı Bârî’ Ceng ile ol óiãârı aldı òilâf-ı maèhûd

İúkbâl-i yümn-i pâyı tâbende mihr-i râyı Ol burc-ı evliyâyı óaúúâ ki úıldı mesèûd

Andan İmâm-ı Aèôam hem çâr-yâr-ı Ekrem Sulùân-ı Enbiyâ hem bî-şübhe oldı òoşnûd

Ey Cemèî bu àazâya tarió eyle iki yüzden Mısraè-i ı evvel oldı târiò-i şevú-i bihbûd

Biñ úırú sekizde alup Baàdâd’ı şâh-ı İslâm

Heb òaric-i menóûs oldı içinde nâ-bûd (T.13)1048/1638” 66

Bize Sultan Murat’ın azmi sayesinde Bağdat’ın fetih müjdesini veren şair, padişahın aldığı güzel tedbirlerden dolayısı ile savaş zekâsından bahsetmektedir. Allah’ın gölgesinde savaşan padişah buradaki kaleleri almıştır.

Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta vardır. Bu noktalar; “Burc-ı evliya “ tabiri ve “İmâm-ı A’zam” ismidir. Bu olgular, Bağdat’ın fethini anlatan diğer şiirlerde de sıkça geçmiştir. Burc-ı evliya, Bağdat’ın diğer ismidir. Sebebi ise başta İmâm-ı A’zam ve Abdülkâdir-i Geylânî gibi birçok veli zatın türbelerinin bu şehirde olmasıdır. Üstelik şehre uzaktan gelirken öncelikle bu türbeler görülmektedir.67 Şaire göre bu fetih burada yatmakta olan velileri dahi sevindirmiştir.

66Birgül Koparan, a.g.t., s.199.

67 Emine Yeniterzi, “Klasik Türk Şiirinde Ülke Ve Şehirlerin Meşhur Özellikleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:3, Sayı:15, 2010, s.306.

72 Fethi tarih düşerek müjdeleyen şair, bize Hicri bin kırk sekiz yılını vermektedir.

“Ôıllı -i Òudâ fâtió-i Îrân k’odur Lâyıú-ı olan mesned-i sulùâniye

Ol ki úaøâ óükmini úılmış revân Mâhdan ârâmgeh-i mâhîye

èAzim-i Baàdâd olup raòşını Sürdi bu dem bâdiye-ber-bâdiye

Ùop u tüfeng ile hücûm eyleyüp Úopdı ser-i surò-sere dâhiye

Fetó idüp o úalèayı øamm eyledi Mülket-i maórûsa-i İslâmiye

Yazdı bu fetói işidüp şevú ile Ehl-i dilüñ her biri bir óâşiye

Cemèî bu güne didi târîòini Daàdaàa-i şevú ile bî-kafiye

Úalèa-yı Baàdâdı alubÒân Murâd

Anda kim oldı àaye-i baàye (T.14) 1049-1639”68

Cem’î şiirin başında IV. Murat için “İran Fatihi” demektedir. Kendisinin bir gaza eri olduğunu söyleyen şair, Bağdat fethi için dağlar ovalar aştığını söylemektedir. Top

73 ve tüfekle yapılan hücüm sonucu başarı elde edilmiş ve kale İslam mülkü içerisine katılmıştır. Fetih haberini büyük bir mutlulukla karşılayan şair bugüne bir tarih düşmüştür ve bu şekilde Bağdat kalesinin alınışından bizi haberdar etmiştir.

Ayrıca Cemèî Dîvânında yer alan on sekizinci tarihte şair, vezir Mustafa Paşa tarafından tadilatı yapılan bir köprüye dair tarih düşerken şiirin ikinci beyitinde Mustafa Paşa’nın Bağdad gazasında yer aldığını bildirir:

“Cenâb-ı Òan Murâd-ı dâdgerle dest-i aèdâdan áazâ úıldı alup Bağdâd şehrin fî sebîli’llâh (T.18)”69