• Sonuç bulunamadı

Serbest Rekabetin Temini ve Haksız Rekabetin Önlenmesi

V. Kavramsal Çerçeve

3. Ġhtiyaç

2.4. TÜKETĠCĠNĠN PAZAR AġAMASINDA KORUNMASI

2.4.2. Serbest Rekabetin Temini ve Haksız Rekabetin Önlenmesi

Ġslâm’da iktisadi faaliyette bulunmak yani her teĢebbüs, bir hak olarak tanınmıĢ, hatta teĢvik ve yerine göre emredilmiĢtir.470

Kur'an’ın “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karĢılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa baĢka”471

ayetinde olduğu gibi her türlü akid

468 Ergin,1995:I/378-401. 469 Uysal, 1992:4-7. 470 AkĢit, 2004:21. 471 Nisâ, 4/29. مْ ُ مْلِم ٍ اَ َ ت مْيَع ًاَراَِ َا ُ َت مْاَأ َّ ِ ِ ِطاَبمْلاِ مْ ُ َلمْ يَ مْ ُ َلاَ مْمَأا ُ ُكمْ َت َ ا ُلَمآ َييِذَّلااَهُّ يَأاَي

ve sözleĢmelerde bir yandan “hukukîlik” öngörülürken öte yandan bunlarda “karĢılıklı rıza” ilkesine uyum öngörülmüĢtür. Bunlardan “karĢılıklı rıza” ilkesi serbest piyasayı öngörmüĢ olmaktadır. Hz. Peygamber'in uygulamalarında da serbest piyasanın esas alındığı fakat baĢıboĢ bir piyasaya da izin verilmediği açıkça görülebilmektedir.472

Hz. Peygamber’in, “Hiç bir Ģehirli hiç bir köylü adına satıĢ yapmasın. Ġnsanları alıĢ-veriĢlerinde serbest bırakın. Allah insanları birbirlerinden rızıklandırır”473

hadisi Ġslâm'da serbest rekabet hakkının varlığını ve gerekliliğini belirtmektedir. Buna göre, Ġslâm’da serbest rekabet esası cârî olup, ekonominin tabiî seyrine bırakılması ve devletin tabiî seyrini sürdüren iktisadî yapıya müdahale etmemesi esastır.474

Ayrıca, “kimseye zarar verilmeyeceği ve iyi niyetle davranılacağı esaslarına aykırı, zarar verici hareketlerle iktisadi faaliyetler serbestisinin suistimali”475

Ģeklinde tanımlayabileceğimiz haksız rekabet, tüketicilerin zarara uğramasına neden olduğundan Ġslâm’da men edilmiĢtir. Bu hükümden açıkça anlaĢılan odur ki iktisadî faaliyet hürriyeti ve rekabet hakkı kullanılırken baĢkasına zarar vermek yasak olduğu gibi, zarara zararla mukabelede bulunmak da yasaktır. Zarar ve zarara zararla mukabele yasaklanınca, zararın devletin ilgili kurumları tarafından meĢru bir yolla giderilmesi kaçınılmaz olur. ġu halde haksız rekabeti engelleyecek tedbirleri almak, vukuunda izâle etmek ve icab-ı halinde gerekli cezaları vermek devletin ilgili kurumlarının sorumluluğunda olmaktadır.476

Haksız rekabet, rekabet hakkının kötüye kullanılması, yani bir kötülüktür. Ġslâm’da ise kötülükler yasaklanmıĢtır. Haksız rekabet, baĢkasına zarar vermektir. Ġslâm’da baĢkasına zarar vermek yasaktır. Bu zararın meĢru ölçülerde ortadan kaldırılması gereklidir. Bu sebeple haksız rekabete meydan vermeyecek tedbirleri almak, devam etmekteyse onu kaldırmak ve iktisadi faaliyetin normal seyrini

472

Yeniçeri, 1996:131. 473

Buhârî, “Buyu”, 69-71; Müslim, “Büyû”, 20; Ġbn Mâce, “Ticâret”, 15; Ebû Dâvûd, “Büyû”, 45; Tirmîzî,

“Büyû”, 13; Nesâî, “Büyû”, 17. » ٍ مْعَ مْيِم مْ ُهَ مْعَ ُ َّ لا ِوُزمْ َ ي َساَّللاا ُعَد ٍداَبِل ٌ ِ اَ مْعِبَي َ «

474

AkĢit, 2004:26; Kallek, 1994:185.

475 AkĢit, 2004:32.

476

sağlamak gerekir. Ayrıca haklar kullanılırken, borçlar eda edilirken iyi niyetle hareket edilmesi bir zorunluluktur. Bu açıdan ticaret yapmak, iktisadi faaliyette bulunma serbestisi varsa da bu, iyi niyetli olması ve karĢılıklı rızanın bulunması Ģartına bağlıdır.477

Ġktisadi faaliyette iyi niyet hudutları aĢılırsa, Kur’an emrine478 aykırı hareket edilmiĢ olur ve bu haksız rekabete neden olur.

Ġslâm Hukuku açısından, ticari sahadaki kötüleme, hakikate aykırı malumat verme, aldatıcı reklam, sırrı ifĢa, satıcıları pazara girmeden karĢılama, müĢteri kızıĢtırma, pazarlık üstüne pazarlık yapma, Ģehirlinin köylü adına satıĢ yapması, gerçeğe aykırı belge vermesi, iĢ hayatı Ģartlarına uymama haksız rekabet sayılmıĢ ve yasaklanmıĢtır.479

Hz. Peygamber döneminde haksız rekabet sayılabilecek karaborsacılık, kabz'dan önce satıĢ, kalite kontrol, ölçü ve tartılar gibi bazı hususlarla mücadele edildiği görülmektedir.480

Ġslâm Hukuku, Hz. Peygamber’in Medine’de bir pazar yeri kurdurması ile baĢlayan süreçte iktisadî hayatta tekelleĢmelere, piyasaya tahakküm etmeye karĢı çıkmıĢ, pazardan kimse için önceden boĢ yer ayırılmamasını, erken gelenin istediği yere yerleĢmesini, gümrük vergisi alınmamasını,481

normal koĢullarda piyasa fiyatlarına müdahale edilmemesini istemesi ve karaborsacılığı, fiyat kızıĢtırmayı, dıĢarıdan mal getirenleri pazara ulaĢmadan karĢılamayı, sonuçlanmamıĢ alım-satım ve pazarlıklara müdahale etmeyi, Ģehirlinin köylü adına satıĢ yapmasını yasaklamıĢ olması gibi önelemlerle serbest pazar ekonomisini hedeflemiĢtir.482

Nitekim, Hz. Ali Mısır Valisine gönderdiği mektubunda, alım-satımlara tahakküm edenlere fırsat verilmemesini ister,483

Ġbn Kayyım el-Cevziyye de 477 AkĢit, 2004:28-31. 478 Nisâ, 4/29. مْ ُ مْلِم ٍ اَ َ ت مْيَع ًاَراَِ َا ُ َت مْاَأ َّ ِ ِ ِطاَبمْلاِ مْ ُ َلمْ يَ مْ ُ َلاَ مْمَأا ُ ُكمْ َت َ ا ُلَمآ َييِذَّلااَهُّ يَأاَي 479 AkĢit, 2004:32-44. 480 Kallek, 1994:187. 481

Hamidullah, 1990:I/114; II/1074; Köksal, 1981:I/195; Akyüz, 1996:I/56, 57.

482 Yeniçeri, 1996:131-134.

483

tekelleĢmelere engel olmanın hisbe görevleri arasında olduğuna değinir.484

Böylece, haksız rekabetin olmadığı, tekellerin bulunmadığı bir piyasanın tüketicilerin yararına olacağı anlaĢılmaktadır.

Osmanlı Ġktisat Sisteminin eski Anadolu uygarlıkları, Türkistan tecrübesi ve Ġslâm ekonomisinden beslendiğini kaydeden Tabakoğlu, sistemin oluĢmasında ilkeler ve kurumlar açısından Ġslâm ekonomisi ile Ġslâm devletlerinin katkısının önemine iĢaret eder. Üretici ve tüketiciyi birlikte korumayı amaçlayan uygulamaların gerçekleĢtirildiğine değinerek, üretim miktarının, kalitesinin ve standartlara uygunluğunun denetim altında tutulduğunu, ülkede mal bolluğunu esas alan ticari serbestinin geleneksel olarak ilke edinildiğini, ancak, tekelci eğilimlerin önlenerek tüketiciyi koruyacak denetimlerin iĢletildiğini ifade eder. Yine Osmanlı ekonomisinde bir yandan, tam rekabet Ģartları gerçekleĢtirilirken; diğer yandan da rekabetin rekabeti öldürmesinin önlenmesi için etkili piyasa denetimi, ihtikâr ve tekelci eğilimlerle mücadele, fiyat istikrarının sağlanmasının sosyal refah için gerekliliği gözardı edilmeyip üretim, dağıtım ve tüketimin makro düzeyde planlandığını ifade eder. Tahsis sistemi ile tekelciliğin önlenip, aracıların ortadan kaldırılıp, malların en kısa yoldan tüketicilere intikal etmesi sağlanmaya çalıĢılırken mal arzında miktar kadar kalite ve standartlara uygunluk üzerinde de durulduğunun485

nakledilmesi kayda değerdir.

Tüketicinin korunması açısından haksız rekabetin önlenmesi zorunludur. Zira, üretici, satıcı ve sağlayıcıların kapasite ve güçleri farklı farklı olup aralarında gizli anlaĢmalar bulunmaktadır. Ayrıca ticari birimlerin her birinin temsil edilebilirliği gibi bir hal mümkün olmamaktadır. Her üretici kendi ürününün diğerlerinde ayırt edilmesi için uğraĢır. Bunu bazen ilan, reklam ve ambalajlama Ģekli ile yapmaktadır. Üretime katılmak ve ayrılmak serbest değildir. Çünkü anlaĢmalar, birleĢmeler, spekülasyonlar, korumalar, özel imtiyazlar gibi bir dizi farklı nedenler rol oynamaktadır. Ya da örtülü veya açık birliktelikler görülmektedir. Yer değiĢtirme açısından da üretim faktörleri tamamen serbest değildir. Diğer taraftan, piyasa

484 Ġbn Kayyım, 1961:288-289.

485

denildiği gibi Ģeffaf değildir. Kimi insanlar piyasanın Ģartlarını bilmezken kimi de piyasaya hakim olup piyasa ile oynar. ġayialar yayarak veya arz, talep ve fiyat üçlüsüne müdahale ederek piyasaya hakimiyetini göstermektedirler.486

Tüm bu zorlukların aĢılarak tüketicilerin korunmasının tam olarak sağlanabilmesi ve haksız rekabetin önlenerek serbest rekabetin temini için piyasanın öncelikle Ģu özellikleri taĢıması gereklidir. Ġlkin, arz ve talebi oluĢturan güçler sayıca çok, hacim bakımından küçük olmalıdır. Böylece herhangi biri, gerçekte mal miktarları ve fiyatları üzerinde bir etki bırakamayacaktır. Ġkinci olarak, tüm ticari birimler temsil edilmeli ve piyasaya tek satıcı hakim olmamalıdır. Aksi halde ihtikâr ortaya çıkabilmektedir. Üçüncü olarak, üretim alanına giriĢ ve çıkıĢlar serbest olmalı, herhangi bir ürün, anlaĢma veya koruma ile bazı üreticilerin elinde kalıcı olmamalıdır. Dördüncü olarak, değiĢik iktisadi piyasalar arasında üretim faktörlerinin hiçbir engel olmadan serbestçe dolaĢabilmelidir. Serbest dolaĢım üreticinin ilgi duyduğu piyasada istediği kârı elde etmek üzere yerleĢmesi için gereklidir. Son olarak da, piyasa Ģeffaf olmalı, örtülü ve gizli iĢlememelidir.487