• Sonuç bulunamadı

Aldatıcı Reklam Yasağı

V. Kavramsal Çerçeve

3. Ġhtiyaç

2.4. TÜKETĠCĠNĠN PAZAR AġAMASINDA KORUNMASI

2.4.4. Aldatıcı Reklam Yasağı

Reklam sözlükte, bir mal veya hizmetin satıĢını sağlamak için çeĢitli vasıtalar kullanarak yapılan duyurma iĢlemidir.521

Ġktisadî bir terim olarak: “Mal, hizmet veya marka tanıtmak, hedef kitleyi oluĢturanları bilgilendirmek ve ikna etmek, satıĢını veya kiralanmasını sağlamak ya da arttırmak amacıyla reklam veren tarafından herhangi bir mecrada yayımlanan pazarlama iletiĢimi niteliğindeki duyurudur.”522

518 KılkıĢ, 1977:64. 519 KılkıĢ, 1977:66. 520 KılkıĢ, 1977:67. 521 Doğan, 1990:933. 522

Bir reklam, tamamen ya da kısmen yalan olduğunda veya yanlıĢ ya da yanıltıcı olduğu hallerde aldatıcıdır. Yalan reklamlar yanında, aldatma eğilimi taĢıyan reklamların da, tüketicileri aldattığı ya da aldatma ihtimali bulunduğu hallerde, aldatıcı sayılacağı kabul edilmektedir. Yine bir reklamda tüketim malları ve hizmetlerle ilgili önemli noktaların ihmal edildiği hallerde de, reklam aldatıcı nitelikte sayılmaktadır.523

Bugün tüketicilerin bilgilendirilmesinde önemli rol üstlenen reklâmlar, aldatıcı niteliğe büründüklerinde tüketicilerin zararına yol açabilmektedir. ĠĢletmeler ürettikleri mal ve hizmetleri topluma tanıtmak, böylece talep meydana getirmek, dolayısıyla da kârlarını artırmak istemektedirler. Ancak mal ve hizmetin tanıtımı doğruları yansıtacak Ģekilde yapılmalıdır.

Genellikle mal ve hizmetin kalitesi ve fiyatı konusunda aslına uymayan iddialar içeren her türlü reklâm, aldatıcı ve yanıltıcı olup tüketicilerin korunmasını gerekli kılar. 19. asır öncesi okuma-yazma oranındaki düĢüklükle paralel olarak yazılı reklâmlar yerine, kumaĢçılar için bir kumaĢ parçası, kunduracılar için bir ayakkabı gibi, göze hitabeden alâmetler kullanılıyordu. Ayrıca satıcılar, sabahın ilk saatlerinden itibaren sokak sokak dolaĢtırdıkları çığırtkanlar vasıtasıyla neyin, nerede, hangi fiyatla satıldığını tüketicilere duyurarak satıĢ sağlamaya çalıĢıyorlardı. O zamanlar tüketici mal ve hizmeti kendisi üreten küçük esnaf ve sanatkârla bire bir görüĢerek satın alabiliyor, kalite ve fiyatlar konusunda Ģahsen tanıdığı satıcıya güven duyuyor, bir zarara uğradığında telâfisini isteyebiliyordu. Günümüzde ise, mal ve hizmetlerde çeĢitlilik artmıĢ, alternatifler çoğalmıĢ, tüketiciler çok çeĢitli mallar karĢısında seçme zorluğu içinde kalmıĢ, tanımadığı kimselerle temasa geçmiĢ ve göze hitap eden ve çok çeĢitli araçlarla yapılan reklâmlar yüzünden karar veremez hale gelmiĢtir. Bu yüzden, yapılan yanlıĢ, aldatıcı ve abartılı reklâmlara karĢı tüketicilerin korunmaları gerekmektedir.524

523

Göle, 1983:60-61.

524 Göle, 1983:5-9, 33-35, 58-61; Aslan, 2006:245-249; Akan, 1995:18-28; Seçim, 1992:I/1-4; Salman,

Ġktisat tarihi boyunca kimi üretici ve satıcılar mallarını satabilmek için aldatıcı veya abartılı tanıtımlarla malını olduğundan farklı göstererek tüketicilere pazarlama yoluna gitmektedirler. Bu durum açıkça tüketicilerin aldatılması sonucunu doğurmaktadır ki, Hz. Peygamber “Bizi aldatan bizden değildir”525

buyurarak aldatmanın ne denli kötü bir akıbeti olduğunu göstermektedir. Aynı Ģekilde Türkçedeki “papucu dama atılmak”526

deyimi de Bursa’da Ahilik teĢkilatı kurallarına uymayıp standartlara aykırı hileli mal üreterek tüketicileri aldatan birinin mesleğinden men cezasıyla dükkânının kapatılması üzerine doğmuĢ bir deyim olarak tüketicileri aldatmanın eski geleneğimizde ne gibi sonucu olduğunu açık bir Ģekilde ortaya koymaktadır.

Hz. Peygamber “KiĢinin malında bir kusur varsa, söylemeden satması ona helal olmaz”527, “Satıcı ile alıcı meclisten ayrılana kadar muhayyerdirler. Her ikisi de

dürüst olup açıklanması gereken Ģeyleri açıklarlarsa bu alıĢ veriĢ kendilerine bereketli kılınır. Eğer yalan söyler ve açıklanması gerekenleri gizlerlerse bu alıĢ veriĢin bereketi giderilir”528

buyurarak malın kusurunun gizlenmesini yasaklamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, mal veya hizmet emsaline göre kusurlu ise bu söylenmeli veya kusur ve eksikliği hakkında bilgi istendiğinde ya da bazı fonksiyonlar sorulduğunda bunlar gizlenmemelidir. Dolayısıyla müslüman tacir, malın ilanını yaparken “efradını cami ağyarını mani” bir ilanla kusurlarını gizlememekle ve meziyetlerini açıklamakla mükelleftir.529 Aksi halde malın kusurunun sabit olması halinde tüketici Ġslâm Hukuku’na göre muhayyerdir. Dilerse aldığı malı iade eder, dilerse kabul eder.530

Bu sebeple tüketicinin reklam ya da ilan hususunda uyanık ve bilinçli olması lazımdır.

525

Müslim, “Ġmân”, 164; Ġbn Mâce, “Ticâret”, 36; Ebû Dâvûd, “Büyû”, 50; Tîrmizi, “Büyû”, 72; Ahmed b.

Hanbel, II/50. ّْ ِم َ مْيَ َ ف َّ َ مْيَم 526 Kuzgun, 1988:12; Karacan, 1996:36. 527 Tirmîzî, “Büyû”, 26. ُ َ يِ َ مْلَي مْاَأ َ َيمْلَ ُ َ ِ اَص َوِراَ ُ ي مْاَأ ُ َل ُّ َِ َ َ ٍراَيِ َ َ مْ َص َا ُ َت مْاَأ َّ ِ اَ َّ َ َ َ ي مَْ اَم ِراَيِمْااِ ِااَعّْ يَ بمْلا 528

Buhârî, “Büyû”, 19; Müslim, “Büyû” 47; Ebû Dâvûd, “Büyû”, 53; Tirmîzî, “Büyû”, 26; Nesâî, “Büyû”, 8.

ِااَعّْ يَ بمْلا ِراَيِمْااِ اَم مَْ اَ َّ َ َ َ ي - مْ َأ َااَ َّ َ اَ َّ َ َ َ ي - مْاِ َف اَ َ َص اَلَّ يَ َ َ ِر ُ اَ َُلَ ِ اَ ِهِعمْيَ ، مْاِ َ اَ َ َك اَ َذَكَ مْ َ ُِ ُ َكَ َ اَ ِهِعمْيَ 529 Arslan, 1994:123-126. 530 Ġbn Âbidîn, 1984:V/3-6.

Ġslâm’da, bir malın gerçeğinden saptırılmadan tanıtılması yasaklanmayıp, aldatmaya yönelik tanıtımlar yasaklanmıĢtır.531

Hatta asr-ı saadetteki reklam anlayıĢını yansıtması açısından Ģu olay güzel bir örnektir. “Hz. Ömer hurma satan bir kölesinin yanına giderek “Onu temizle, muhakkak ki öylesi daha gösteriĢlidir” dedi. Bu esnada yanına gelen bir baĢka kölesine ise Ģunları söyledi: “Eğer elbise darsa oturduğun yerde, geniĢse ayaktayken sergile!”532

Bu haberin baĢka rivayetinde ise, yanındaki Ebû Zer veya Ebû Mûsâ el-EĢ'arî'nin “Allah'tan korkun ey Ömer ailesi!” Ģeklindeki uyarılarına karĢılık olarak Hz. Ömer’in, “Malındaki mevcut vasfı sergilemende bir mahzur yoktur, mevcut bir kusuru gizleyip kimseyi aldatmıyoruz ki! Burası pazar, dileyen alır dilemeyen almaz” diye cevap verdiği bildirilmektedir.533

Ġslâm’da yasaklanan bir yönüyle de reklama dönük hususlardan biri de yalan yere yemindir. Yalan yere yemin ticarî muamelelerde müĢterileri ikna etmek için baĢvurulan en yaygın yöntemlerden biridir. Bu hususta Buhâri'nin bir rivayetinde; “Satıcılar müĢterileri aldatıp mallarını daha yüksek fiyatla satmak için: "Vallahi bu mala senin verdiğinden fazlası verilmiĢtir," Ģeklinde yalan yere yemin ederlermiĢ ki bununla ilgili olarak: "Hakikat Allah'a olan ahitlerini ve yeminlerini az bir bedele satanlar var ya!. ĠĢte onlar için âhirette hiç bir nasip yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuĢmaz, yüzlerine bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlar için pek acıklı bir azap vardır"534

âyeti inmiĢtir”535 buyrulmuĢtur. Aynı Ģekilde, “Yemin, mala rağbeti arttırır, ancak bereketi giderir”536

diyen Hz. Peygamber, yalan yere yemin edenler için; “Allah kıyamet gününde onlara iltifat etmez, onları temize çıkarmaz, onlar için pek acıklı bir azap vardır” buyurarak, “onlar öyle kimselerki, malını ikindiden sonra pazara çıkarır ve: “Kendisinden baĢka ilâh olmayan Allah'a yemin

531

Kallek, 1994:191-192. 532

Ġbn Ebû ġeybe, 1995:IV/484. 533

Ġbn ġebbe, 1973:II/748; IV/484. 534 Âl-i Ġmrân, 3/77. ِ َماَيِ مْلا َامْ َ ي مْ ِهمْيَلِ ُ ُ مْلَ ي َ َ ُ َّ لا ُ ُهُ ّْ َ ُي َ َ ِاَ ِ مْاا ِ مْ َُلَ َو َ َ َ َ ِ َل ُأ ً يِ َ ًيََ ا مْ ِِنهاَمْ َأَ ِ َّ لا ِ مْهَعِ َا ُ َ مْلَي َييِذَّلا َّاِ َ َ مْ ِهيّْكَيُ ي مْ َُلََ ٌ اَذَع ٌ يِلَأ 535 Buhârî, “Büyû”, 27. ، َ ِ ِ مْلُ مْلا َيِم ً ُ َراَهيِف َعِ ُيِل ، َ مْعُ ي مَْ اَم اَِبِ ىَ مْعَأ مْ َ َل ِ َّ لاِ َا َ َ َف ، ِو ُّللا ِ َ ُ َ ، ً َعمْ ِ َااَ َأ ً ُ َر َّاَأ مْ َلَيَ لَ ف ( َّاِ َييِذَّلا َا ُ َ مْلَي ِ مْهَعِ ِ َّ لا مْ ِِنهاَمْ َأَ اًلََ ً يِ َ ) 536

ederim ki kesinlikle bu mala Ģu kadar para ödedim” der, MüĢteri de onu tasdik ederek istediği fiyatı verir" diyerek, "Hakikat Allah'a olan ahitlerini ve yeminlerini az bir bedele satanlar var ya!.." âyetini okuyarak,537

yalan yere yemin edenlerin ahiretteki durumlarının çok kötü olacağına dikkat çekmektedir.

Tüketicinin korunması açısından malın aĢırı övülerek satılması da yasaklanmıĢtır. Zira Hz. Peygamber; “Bende ondan on kat daha iyisi var, diyerek biriniz diğerinin satıĢı üzerine satıĢ yapmasın”538

buyurmuĢlardır. Bu hadis, malın aĢırı derecede övülmesi Ģeklindeki aldatıcı reklamın yasaklılığına iĢaret etmektedir.539

Görüldüğü üzere söz konusu ayet ve hadisler tüketicilerin korunması açısından, tüketiciyi bilgilendirmek için yapılan, hakkâniyet ve adâlet ölçüleri içinde kalan tanıtımlara izin verirken, tüketiciyi aldatan, malın kusurunu gizleyen ve malı överek veya yalan yeminle malı olduğundan farklı göstererek malın satıĢını sağlayan reklam ve tanıtımlar ise yasaklamaktadır.