• Sonuç bulunamadı

Hisbe TeĢkilatı (Ġhtisâb Kurumu)

V. Kavramsal Çerçeve

3. Ġhtiyaç

3.1. Hisbe TeĢkilatı (Ġhtisâb Kurumu)

Ġslâm dünyasında, Hz. Peygamber devrinden itibaren varlığı bilinen “hisbe”,953

Ġslâm’ın ilk dönemlerinde tüketiciyi koruma, iktisadi hayatı ve çarĢı-pazarı kontrol etme, iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vaz geçirmek gayesiyle kurulan bir müessesedir. Sistematik yapısına Hz. Ömer zamanında kavuĢan hisbe teĢkilatı hemen hemen bütün Ġslâm devletlerinde ya baĢlı baĢına bir müessese olarak ya da kaza makamının görevleri arasında yer alarak canlılığını sürdürmüĢtür.954

Osmanlılara kadar varlığını sürdüren hisbe teĢkilatı, Osmanlılarda Ġhtisab Ağalığı, Ġhtisab

953

GeniĢ bilgi için bkz.; Ġbnü'l-Uhuvve, Meâlimü’l-Kurbe fî Ahkâmi’l-Hisbe; ġeyzerî, Nihayetü'r-Rütbe fî Talibi'l-Hisbe; Kavakcı, Hisbe TeĢkilatı; Kazıcı, Osmanlılarda Ġhtisab Müessesesi.

954

Eminliği, Ġhtisab nazırlığı gibi isimlerle anılmıĢ ve nihayet 1855 yılında lağvedilerek görevleri “ġehremaneti”ne devredilmiĢtir.955

Kur’ân ve Sünnet temeli üzerine kurulu, çarĢı-pazarı ve genel ahlakı gözeten sosyal güvenlik gücü956

olan “hisbe” tüketicinin korunmasının pratik bir uygulamasıdır. Lügatte ücret, sevap, güzel idare ve bakıp gözetmek957

gibi anlamlara gelen “hisbe” kelimesi terim olarak, emri bi’l-ma’ruf nehyi ani’l-münker prensibi958

gereğince gerçekleĢtirilen genel ahlakı ve kamu düzenini koruma faaliyetlerini ve özellikle bununla görevli müesseseyi ifade etmektedir.959

Belli bir ücret karĢılığında hisbe görevini yerine getiren kiĢiye de “muhtesib” denmektedir.960

Hz. Peygamber çarĢı ve pazarları denetlerdi. Bu denetimlerinin birinde çarĢıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaĢtı. Adama: “Ey satıcı nedir bu?” diye çıkıĢtı. Adam: “Ey Allah'ın Resulü, yağmur ıslattı” deyince: “Bu yaĢlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlayamaz mıydın? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir”961

buyurdu.

Hz. Peygamber’in çarĢı ve pazarların denetlenmesi için Saîd b. el-Âs’ı Mekke pazarında,962 Abdullah b. Saîd b. Usayha b. el-Âs,963 Ömer b. el-Hattâb964 ile Semra bintu Nuheyki'l-Esediyye ve ġifa bint Abdullah965 gibi kadınları da Medine pazarlarında görevlendirdiği belirtilmektedir. Bu denetçilerin elinde bir kırbaç taĢıyıp, onunla hak edeni cezalandırdığı,966

Semra’nın da çarĢı pazar dolaĢıp

955

Kazıcı, DĠA, 1998:XVIII/143-145; 1987:13; 1999:214; Arslan, 1994:87. 956

Mısrî, 1993:163. 957

Ġbn Manzûr, “hsb” md.; Fîrûzâbâdî, “hsb” md.; Hammâd, 1996:119; Kavakcı, 1975:11-12 958

Âl-i Ġmrân, 3/104, 110, 114; Tevbe, 9/71, 112; Hac, 22/41. 959

Kallek, DĠA, 1998:XVIII/133. 960

Mısrî, 1993:163. 961

Müslim, “Ġman”, 164; Ġbn Mâce, Ticarat, 36; Ebû Dâvûd, “Büyû”, 52; Tirmîzî, “Büyû”, 74. ي عللهاى ص- ِ َّ ل

- َّ َم ىَ َع ِاَ مْ بُص ٍااَعَط َ َ مْدَ َف َ َي ُ اَهيِف مْ َلاَلَ ف ُ ُعِ اَصَأ ً َ َ َااَ َ ف « اَم اَذَ اَي َ ِ اَص ِااَعَّ لا » . َااَ ُ مْ َ اَصَأ ُااَ َّللا اَي َا ُ َر ِ َّ لا . َااَ « َ َفَأ ُ َ مْ َعَ َومْ َ ف ِااَعَّ لا مْىَك ُواَ َ ي ُساَّللا مْيَم َّ َ َ مْيَ َ ف ّْ ِم »

962 Ġbn Abdilber, 1328:II/8; Ġbn Hacer el-Askalânî, 1328:II/47; Kettânî, 1990:II/44; Hamidullah, 1990:II/959;

Kavakcı, 1975:41. 963

Ġbnü’l-Uhuvve, 1937:36. 964

Kettânî, 1990:II/45; Hamidullah, 1990:II/959; Kavakcı, 1975:41.

965 Ġbn Abdilber, 1328:IV/335; Kettânî, 1990:II/44; Hamidullah, 1990:II/935, 959; Kavakcı, 1975:41.

966

denetlediği aksi davranıĢta bulunanları elinde taĢıdığı bir kamçı ile menettiği967

bildirilmektedir.968 Pazarlarda kadın denetleyicilerin görevlendirilmiĢ olması, buralara kadınların da ürettikleri malları satmak üzere geldiklerini göstermektedir.969

Hz. Peygamber’in yolunu izleyen Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin de bizzat Ģehir ve pazar denetimlerine çıktıkları, ayrıca bu iĢler için özel görevliler tayin ettikleri, hatta Hz. Ömer’in elinde kırbacı ile çarĢı ve yolları kontrol ettiği ve hilafeti sırasında ġaib b. Yezid ile Abdullah b. Utbete b. Mes’udi’yi Medine çarĢısı muhtesipliğine tayin ettiği nakledilmektedir.970

Hisbe teĢkilatının; ölçü-tartı, sağlık ve temizlik kontrolü yanında, faiz, Ģüpheli ticarî faaliyetler, aldatma, karaborsacılık, ölçüden kısma, fiyat kızıĢtırma, leĢ, içki ve domuz ticaretini önleme, pazarlarda iĢgörenler arasındaki anlaĢmazlıkları giderme, borçluları borçlarını zamanında ödemeye teĢvik etme, zengin ve varlıklıyı dilencilikten menetme, güçlü ise bir meslek edinmeye mecbur kılma gibi fonksiyonları bulunmaktadır.971

Hisbe teĢkilatının görev alanı temelde üç ana baĢlık altında toplanmaktadır. Bunlar; Allah hakkı, kul hakkı ve her iki yönü de bulunan haklarla ilgili görevlerdir. Birinci gruptaki görevleri, topluca yapılan ibadetlerin aksamadan yürütülmesini sağlamak, ibadetlerle ilgili münkerleri engellemek, haramların irtikâbını önlemek, hukûkî muamelelere ait kötülüklerden alıkoymak, hile ve aldatmaların, ölçü tartı alet ve birimlerinde sahtekârlığın önlenmesi, dilenciliğin menedilmesi türünden dini içtimai faaliyetleri içermektedir. Ġkinci gruptaki görevleri, umumî ve ferdî haklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunlar, memleketin içme suyunun ıslahı, kalelerinin inĢası ve korunması, yolların yapılması ve temizliği gibi kamuya ait iĢlerin devlet bütçesinden yapılamadığı takdirde halkın imkânlarıyla yapılması, borçların geciktirilmeden ödenmesi, vasiyet, nafaka hakkı, vedîalar gibi hakların ifasının sağlanması; komĢuluk hukuku, tarla ve bahçe ihtilafları ve her türlü

967

Ġbn Abdilber, 1328:IV/335; Kettânî, 1990:II/44; Hamidullah, 1990:II/935; Kavakcı, 1975:42. 968

Kallek, 1994:167. 969

Hamidullah, 1990:II/959; Kavakcı, 1975:42.

970 Hamidullah, 1990:II/959; Mısrî, 1993:163; Kallek, DĠA, 1998:XVIII/135; Kavakcı, 1975:41-42.

971

haksızlıklarla ilgili olarak yapılan Ģikâyetlere bakılması, Ģikâyet vaki olmadan da çarĢı ve pazar kontrolü gibi hususlardır. Üçüncü gruptaki görevlri ise, iĢçi, yetim, köle ve hayvan haklarının korunması, yolların temiz tutulması ve aydınlatılması, kamu yararına aykırı inĢaatlara izin verilmemesi gibi faaliyetleri kapsamaktadır. 972

Ġslâm ülkelerinde cezaî, ticarî ve hukukî davaların tamamına bakma yetkisi kadı’larda olmasına rağmen hisbe teĢkilatının baĢında bulunan muhtesib’in de bazen bu fonksiyonu icra edebilme yetkisi bulunmaktaydı.973

Muhtesib üç grup davaya bakabilmektedir. Birincisi, ölçü ve tartı konusundaki eksik tartma, yanlıĢ ölçme, fazla alıp az verme konularındaki Ģikâyetler. Ġkincisi, alıĢ-veriĢte yapılan herhangi bir hile ve aldatma durumlarına ait davalar. Üçüncüsü, imkân olmasına rağmen hak edilmiĢ bir borcu geciktirmek hususundaki davalardır.974

Muhtesib görevini yaparken, yol gösterme ile baĢlar sonra vaaz ve öğüt verir, Allah korkusunu hatırlatır. Bunlarla da muhatabında düzelme görmezse çirkin olmamak üzere sözle incitme ve bizzat eliyle değiĢtirme yöntemini uygular. Netice vermez ise cezalandırma ile tehdit etme ve ardından azarlama yapar. Beklenen sonucun alınamaması halinde tazir cezası verme, nihayette yardımcılarını kullanma veya silahını kullanma gibi aĢamalar izlenmekteydi.975

Muhtesibin görev yönenden kadıya nisbetle daha üstün olduğu haller de bulunmaktadır. Buna göre, muhtesib açık münker bulunanların dıĢındaki davalara ma’rufu emir ve münkeri nehy hususlarında kontrol ve araĢtırma yapabilir. Kadı ise, ancak huzuruna getirilen dava ile ilgili hususları tetkik ve araĢtırabilir. Ġkinci olarak muhtesib, kadılardan farklı olarak münkerat hususunda sultaya ait selahiyyeti kullanır ve yardımcılarından faydalanabilir. Çünkü hisbenin müeyyidelerinin ana unsuru korkutmadır. Muhtesibin ta’zir Ģeklinde Ģiddet kullanması meĢrudur.976

Hisbe teĢkilatı, Ġslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren iktisadî, ictimaî, dinî ve adlî bir çok konuda önemli görevler yerine getirmiĢ olmakla beraber, en önemli

972

Mâverdî, 1994a:453-480; Kallek, DĠA, 1998:XVIII/134-135; Kavakcı, 1975:65-74. 973

Kavakçı, 1975:33; Kazıcı, 1987:228-229. 974

Mâverdî, 1994a:451; Kavakçı, 1975:33.

975 Mısrî, 1993:165; Kazıcı, 1987:229.

976

görevi iktisadî ve ictimaî görevleridir. Bu açıdan Muhtesibler iktisadî ve ictimaî hayatın tanzîminde büyük rol oynamıĢlardır. Onlar, günlük hayatın akıĢı içinde, halk ile esnaf arasındaki münasebetleri tanzim ve esnafla ilgili kanunların uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmekle görevlendirilmiĢtir.977

Ġslâm Hukuku’nda, muhtesib’in iktisadî ve ictimaî hayatın tanzîmine yönelik görevleri, esasında tüketicinin korunmasını sağlayan en önemli unsur olmuĢtur. Muhtesib’in tüketicinin korunmasını sağlayan görevlerinden baĢlıcalarını Ģöyle özetleyebiliriz;978

 Ölçerken noksan, tartarken eksik ve zenaatında hile yapanlara engel olmak, devamında tazir cezası vermek.

 ÇarĢı ve pazar esnafının durumundan, ticaret ve mallarından, pazara mal getirenlerin pazardaki faaliyetlerinden haberdar olmak.

 Ġhtikâr yapana engel olup, mevcut malların gizlenmeden piyasaya arzını sağlamak ve bu yolla fiyatların istikrarını temin etmek.

 DıĢardan Ģehre mal getirenleri gözetleyip onlardan getirdikleri malları satın almak için bekleyenleri bilip öğrenince onlara engel olup tazir cezası vermek.

 Ölçü, tartı ve ağırlıkları kontrol eder, ölçü ve tartıda hile yapılmasına engel olur. Ağırlıkların ayarlarını kontrol eder ve onları ayarlar.

 Ticarette helal olmayan alım-satımları engellemek ve ticarette doğruluğu sağlamak.

 AĢırı fiyat artıĢlarını engellemek için fiyat kontrolünü (narh) sağlamak.  ÇarĢı ve pazarın halka herhangi bir zarar vermeyecek Ģekilde inĢasını sağlamak. Gelip geçenlerin zarar görmelerine sebep olacak her türlü yol

977 Kazıcı, 1987:68-74.

978

daraltıcılarından sakındırılması ve sokakların temiz tutulmasını sağlamak. Odun ve saman gibi halkın elbisesini parçalayacak ve kirletecek maddelerin çarĢıya sokulmamasını sağlamak.

 Yiyecek ve içeçeklerin dentimini yaparak, kaliteli ve standarda uygun üretimini sağlamak. Bu açıdan hububatçılar ve değirmencilerin, ekmekçiler ve fırıncıların, kesiciler ve kasapların, kızartmacıların, baĢçıların, aĢçıların, sucukçuların, bakkalların, helvacıların ve zelabiyecilerin, ciğercilerin, bevarid satıcılarının, Ģeraihçilerin, sütçülerin üretimlerini denetlemek. Mesela, Fırıncıların, yanmıĢ unların, uçan kıvılcımlardan yayılan küllerin ekmeğin altına yapıĢmaması için fırının taban taĢını temiz bir bezle silmesi gibi faaliyetlerini denetler. Kasapların, hayvanı usulüne uygun Ģekilde kesmelerini denetler. Kebapçıların, kepaplarını iyi piĢirmelerini kontrol eder.

 Giyecek maddelerini ve imalatçı ile satıcıların denetimini yaparak, kaliteli ve standarda uygun mal imalini sağlamak. Bu açıdan dokumacıların, terzilerin, pamukçuların, ketencilerin, iplikçilerin, iplik ve kumaĢ boyacılarının, pabuççuların mal üretimlerini kontrol etmek. Mesela, Terzilerin, ölçü almadan kimsenin elbisesini dikmemesini, elbise dikildikten sonra artan parçaların müĢteriye verilmesini ve müĢterilerin, eĢyasının terzi yanında uzun süre beklemesi yüzünden mağdur edilmemesini kontrol eder. Boyacıların, insanlardan kumaĢ ve iplerini boyamak üzere aldıkları emanet elbiseleri düğün ve bayram için baĢkalarına kiralamalarına meydan vermez.

 Halkın sağlığının korunması sağlamak amacıyla sağlıkla ilgili hususları denetlemek. Bu açıdan, Ģurupçuların, eczacıların, aktarların, doktorların, damardan kan alanların, hacamatçıların ve sünnetçilerin, hamamcıların, nalbantların iĢlerini kontrol etmek. Mesela, doktorlardan Hipokrat sözleĢmesi gibi bir sözleĢme alarak, mesleğinde yetersiz görülenlerin meslekten men edilmeleri ve tahsile devamlarını sağlar.

 Halkın aldatılmaması için sarrafların, kuyumcuların, bakırcıların, demircilerin, porselencilerin ve topraktan mamul eĢya satanların denetimlerini yapmak.

Hisbe konusuyla ilgili eserlerde açıklanan diğer görevleri ile birlikte değerlendirildiğinde muhtesib, bütün sanat ve meslek kollarını gözetleyecek ve denetleyecek, üretici ve tüketici gibi tüm halkın hakkını koruyacak, gerektiğinde cezai tedbirlere baĢvurabileceği görülmektedir. Hisbe’nin esnaf kontrolüyle ilgili hükümlerinin bir kısmı tezimizin kalite kontrolü bölümünde ifade edildiğinden burada yeniden bu hükümler aktarılmamıĢtır.

Görüldüğü üzere hisbe teĢkilatı, tüketicinin korunmasında en önemli aĢamayı oluĢturan çarĢı, pazar ve esnafın denetimi ile kaliteli ve standarda uygun mal imal edilmesinin denetiminde en önemli fonksiyonu icra etmiĢtir.

Hisbe müessesesi Ġslâm dünyasında asırlarca yaĢadıktan sonra 20. yüzyıl baĢlarında tarihe karıĢmıĢtır.979