• Sonuç bulunamadı

Seçimlik (İhtiyari) Dava Arkadaşlığı

1.2. Düzenleme Şekilleri

1.2.8. Seçimlik (İhtiyari) Dava Arkadaşlığı

Dava arkadaşlığı diğer adıyla sübjektif dava birleşmesi, birden fazla kişinin davacı veya davalı tarafta, aynı taraf rolü içerisinde birlikte yer alması durumudur214. Davacı

b4e88 (E.T.:26.12.2019); Ayrıca bkz. Ruhi, Canan / Ruhi, Ahmet Cemal, Vasiyetname ve Miras Sözleşmesi, 1. Baskı (Seçkin Yayıncılık, 2017), s.18.

209 İmre / Erman, Miras Hukuku, s.127.

210 Özkaya, Eraslan, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 7. Baskı (Seçkin Yayıncılık, 2017), s.1055. 211 TMK’da düzenlenmeyen seçimlik vasiyet, Alman Medeni Kanunu’nun (BGB) 2154’üncü maddesinde

düzenlenmiştir.

212 YHGK 02.03.1951 T. 89/30 K. sayılı kararında “…murisin yapmış olduğu mal vasiyeti şeklindeki

bağışlarının Darüşşafaka veya İzmir Çocuk Hastanesi’nden birisine verilmesini, bunlardan birinin musaleh olarak seçilmesi işini vasiyeti tenfiz memuruna bıraktığını” beyan etmesi geçerli sayılmıştır. (İmre / Erman, Miras Hukuku, s.125).

213 İmre / Erman, Miras Hukuku, s.127-128.

214 Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz / Hanağası, Medeni Usul Hukuku, s.539; Atalı / Ermenek /

olarak birden çok kişinin birlikte dava açması veya birden fazla kişiden oluşan davalı tarafa dava açılması, dava arkadaşlığının sonucudur215. Dava arkadaşlığı, maddi hukuktan

veya usul hukukundan kaynaklanabilir. Dava arkadaşlığı ihtiyari (seçimlik) ve mecburi216

(zorunlu) dava arkadaşlığı olarak HMK (m.57-60)’da düzenlenmiştir217.

Doktrinde ve Yargıtay kararlarında çok sık olmasa da ihtiyari dava arkadaşlığı kavramı yerine seçimlik dava arkadaşlığı kavramının kullanıldığını görmekteyiz218.

Kanaatimizce seçimlik dava arkadaşlığı kavramının kullanılması yerindedir. Nitekim seçimlik dava arkadaşlığında birden çok kişi birlikte dava açabilecekleri gibi birden çok kişiye karşı da birlikte dava açılabilir. Birlikte davacı olabilecek kişiler, davalarını ayrı ayrı açabileceği gibi birlikte dava açılabilmesi imkânı bulunan kişilere karşı da davacı, ayrı ayrı dava açabilir. Dolayısıyla ilk durumda davacıların davalarını birlikte açmalarında veya ayrı ayrı açmalarında seçimlik hakları bulunmaktadır. İkinci durumda davacı birden fazla olan davalılara karşı tek bir dava açabileceği gibi her bir davalı için ayrı bir dava açabilir. Bu durumda da davacının seçim hakkı bulunmaktadır.

(Tarafların Taaddüdü), (İstanbul: Namaş Dizgi ve Baskı, 1999), s.30; Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s.358; Görgün / Börü / Toraman / Kodakoğlu, Medeni Usul Hukuku, s.396; Epözdemir, Rezan, Taraf Ehliyeti, 1. Baskı (Adalet Yayınevi, 2017), s.31.

215 Ulukapı, Ömer, “Medeni Usul Hukukunda Dava Arkadaşlığı”, (Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi,

1990), s.172; Kuru, a.g.e., s.359.

216 Mecburi (zorunlu) dava arkadaşlığı, HMK m.59’da “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse

tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.” şeklinde tanımlanmıştır. Birden fazla kiralayanın bulunduğu kira sözleşmesinde kiracıya karşı açılacak tahliye davasını, kiralayanlar birlikte açmak zorundadır. Nitekim kiralananın tahliyesi borcu, bölünemeyen borçlardandır. Yine miras ortaklığı ile ilgili konusu para dışında olan taşınır ve taşınmaz davaları bütün mirasçılara karşı açılmalıdır. İlk örnekte kiralayanlar; ikinci örnekte mirasçılar mecburi dava arkadaşıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. Atalı

/ Ermenek / Erdoğan, Medeni Usul Hukuku, s.231 vd.; Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz / Hanağası,

Medeni Usul Hukuku, s.544 vd.; Görgün / Börü / Toraman / Kodakoğlu, Medeni Usul Hukuku, s.400 vd.; Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s.359 vd.

217 Pekcanıtez / Özekes / Akkan / Korkmaz, Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, C.1, s.686; Atalı /

Ermenek / Erdoğan, a.g.e., s.231

218 Bozkurt, H. Argun, İş Yargılaması Usul Hukuku, 6. Baskı, (Seçkin Yayıncılık, 2018), s.274; “Gerek

maddi bakımdan gerek şekli bakımdan birden fazla kişinin birlikte dava edilmesi zorunlu değilse, ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. İhtiyari dava arkadaşlığında, borçluların tümüne karşı dava8 açma zorunluluğu yoktur. Alacaklının, müteselsil borçlulardan her birine karşı ayrı ayrı dava açabileceği gibi isterse, müteselsil borçluların birkaçına veya tümüne karşı birlikte dava açabilir. Dava arkadaşı sayısı kadar dava vardır. Davacı yanın davalı şirketler arasında organik bağ olduğu iddiası karşısında benzer dava sebebi bulunduğundan davalılar arasında ihtiyari (seçimlik) dava arkadaşlığı bulunmaktadır.” Yargıtay 22. HD 19.03.2013 T. 2012/17090 E. 2013/5730 K.; Yargıtay 22.HD 19.03.2013 T. 2012/16951 E. 2013/5693 K. https://www.sinerjimevzuat.com.tr/index.jsf?dswid=347# (E.T.: 21.01.2020).

İhtiyari dava arkadaşlığında her dava arkadaşının davası birbirinden bağımsızdır ve dolayısıyla dava arkadaşı sayısı kadar dava vardır219. Dava şartı ve ilk itirazlar her bir

dava arkadaşı için ayrı olarak değerlendirilir; dava arkadaşları kişisel iddia ve savunmalarını diğerlerine bağlı olmaksızın bağımsız olarak yürütür. Dava sonunda her bir dava arkadaşı için ayrı ayrı hüküm verilir. İhtiyari dava arkadaşlığında tahkikat aşamasında delillerin tartışılması, bilirkişi incelemesi, keşif gibi bazı işlemler ortak yapılır. Dolayısıyla tek bir mahkemede, ortak olan işlemler her bir dava arkadaşı için birlikte yapılır ki bu durum usul ekonomisi ilkesine220 uygundur221.

İhtiyari dava arkadaşlığının hangi durumlarda söz konusu olduğu HMK’nın 57’nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre üç durumda ihtiyari dava arkadaşlığından söz edilebilir:

 İlk olarak, davacılar veya davalılar arasında davanın konusunu oluşturan hak veya borcun iştirak halinde olması durumu222. Örneğin, müteselsil alacaklılar veya

borçlular arasında hak veya borç ortaktır ve bu kişiler dava arkadaşı olarak dava açabilirler veya kendilerine karşı dava açılabilir223. 634 sayılı Kat Mülkiyeti

Kanunu’nun 18/2’nci maddesinde ana gayrimenkulün genel giderlerine katılma bakımından kat malikleri ile kiracılar, oturma (sükna) hakkı sahipleri veya

219 Görgün / Börü / Toraman / Kodakoğlu, Medeni Usul Hukuku, s.399; Kuru, İstinaf Sistemine Göre

Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, s.366; Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz / Hanağası, Medeni Usul Hukuku, s.542-543; Epözdemir, Taraf Ehliyeti, s.32; Bulut, Uğur, Medeni Usul Hukukunda Davaların Yığılması (Objektif Dava Birleşmesi), 1. Baskı (Adalet Yayınevi, 2017), s.9.

220 Ayrıntılı bilgi için bkz. Yılmaz, Ejder, “Usul Ekonomisi”, AÜHFD, C.57, S.1, (2008): s.243-274,

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/263/2367.pdf (E.T.: 08.01.2020); Rüzgaresen, Cumhur, Medeni Muhakeme Hukukunda Usul Ekonomisi İlkesi, (Yetkin Yayınları, 2013); Sarısözen, Murat Serhat, “Usul Ekonomisi İlkesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki Yansımaları”, Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.1, S.1, (2013): s.63-90, https://jurix.com.tr/article/4146 (E.T.: 08.01.2020);

Karaaslan, Varol, Medeni Usul Hukukunda Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi, 1. Baskı, (Ankara: Seçkin

Yayıncılık, 2013), s.83; Tutumlu, Mehmet Akif, “Usul Ekonomisi İlkesine Göre Yargılamada Hakimin Rolü”, Terazi Hukuk Dergisi, C.4, S.29, (2009): s.193-200, https://jurix.com.tr/article/493 (E.T.: 08.01.2020).

221 Pekcanıtez / Özekes / Akkan / Korkmaz, Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, C.1, s.698.

222 Ayrıntılı bilgi içi bkz. Ulukapı, “Medeni Usul Hukukunda Dava Arkadaşlığı, s.182; Atalı / Ermenek /

Erdoğan, Medeni Usul Hukuku, s.239.

223 Ulukapı, a.g.e., s.184-185; Pekcanıtez, Hakan / Atalay, Oğuz / Özekes, Muhammet, Medeni Usul

Hukuku Ders Kitabı, 6. Baskı, (İstanbul: On İki Levha Yayıncılık, 2018), s.159; YHGK 01.02.1967 T. 208/29 K. “Zarar gören, zarar veren kişiler aleyhine, müteselsilen sorumluluk esaslarına uygun dava açabileceği gibi, isterse her birini ayrı ayrı dava edebilir.” ve Yargıtay 4. HD. 29.9.1939, 2272/1835. “Müstahdemin fiilinden zarar gören, zararını isterse onu yapandan, isterse onu istihdam edenden isteyebilir. Evvelâ faili dava ve takip etmeğe lüzum yoktur.” diyerek ihtiyari dava arkadaşlığına işaret etmiştir. (Gürsoy, Kemal Tahir, “Birden Fazla Kimselerin Ayni Zarardan Sorumluluğu”, AÜHFD, C.30, S.1, (1973): s.82) http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/313/3027.pdf (E.T.: 26.12.2019).

bağımsız bölümlerden herhangi bir suretle devamlı olarak faydalananlar müteselsil olarak sorumludur. Açılan davada bu kişiler arasında dava arkadaşlığı ilişkisi vardır.

 İkinci olarak, bir tarafı oluşturan davacı veya davalıların ortak bir işlem ile hepsi yararına bir hak (hakkın yerine getirilmesi) üstlenilmiş olması veya bu kişilerce bir hak (hakkın yerine getirilmesi) üstlenilmesi224. Örneğin, bir sözleşme ile

birden fazla kişi borç altına girmişse veya aynı sözleşme ile birden fazla kişi hak sahibi olmuşsa bu kişiler birlikte dava açabilirler veya kendilerine karşı birlikte dava açılabilir.

 Üçüncü olarak, davanın taraflardan her biri için aynı veya benzer dava nedeninden doğması225. Diğer bir ifadeyle davaların temelindeki olayların ve hukuki

sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması halidir. Örneğin, birden fazla kişinin haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olması. Burada hukuki sebeplerin aynı veya benzer olması dar manada değil geniş manada anlaşılmalıdır. Dolayısıyla aynı olaya dayanılarak farklı sebeplerden açılan davalar da bu düzenlemede düşünülmelidir. Örneğin, haksız fiil teşkil eden aynı olay nedeniyle ancak farklı hukuki sebeplerle birden fazla kişinin sorumlu olması halinde, bu kişiler arasında ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. Davalılardan birinin haksız fiil nedeniyle diğerinin de adam çalıştıran sebebiyle sorumlu olması durumu gibi226.

Kanunda düzenlenen üç sebep dışında ihtiyari dava arkadaşlığı mümkün değildir.

224 Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz / Hanağası, Medeni Usul Hukuku, s.541; Atalı / Ermenek /

Erdoğan, Medeni Usul Hukuku, s.239; Ulukapı, “Medeni Usul Hukukunda Dava Arkadaşlığı”, s.188 vd.

225 HMK m.57/1-c’de düzenlenen bu hüküm ile ihtiyari dava arkadaşlığı, davaların temelini oluşturan

vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı olması halinde, vakıaların ve hukuki sebeplerin benzer olması halinde veya vakıaların aynı veya benzer hukuki sebeplerin farklı olması halinde üç farklı şekilde gerçekleşebilecektir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Arslan / Yılmaz / Taşpınar Ayvaz / Hanağası, a.g.e., s.541 vd.; Görgün / Börü / Toraman / Kodakoğlu, Medeni Usul Hukuku, s.397 vd.; Atalı / Ermenek /

Erdoğan, a.g.e., s.240; Erdönmez, Güray, “HMK. m.57/1, c Hükmü Çerçevesinde İhtiyari Dava

Arkadaşlığının Mümkün Olduğu Haller”, DEÜHFD, C.16, Özel S.: Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ’e Armağan, (2014): s.695-755. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/756053 (E.T.: 24.01.2020); HUMK döneminde (HUMK m.43/1 hükmünde yer alan “aynı sebep” ifadesi nedeniyle) davanın birden fazla kişi hakkında benzer sebeplerden doğduğu hallerde ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olup olmayacağı doktrinde tartışılmış, yargılamanın usul ekonomisine uygun olarak yürütülmesi ve çelişkili kararlar verilmesinin önlenmesi adına benzer sebeplerin varlığı halinde de ihtiyari dava arkadaşlığının doğması gerektiği kabul edilmiştir. Bkz. Alangoya, Medeni Usul Hukukunda Dava Ortaklığı (Tarafların Taahhüdü), s. 84 vd.; Alangoya, Yavuz / Yıldırım, Mehmet Kâmil / Deren-Yıldırım, Nevhis, Medenî Usûl Hukuku Esasları, 7.Baskı, (İstanbul: Beta Yayınları, 2009), s.136; Ulukapı, Ömer, Medeni Usul Hukukunda Dava Arkadaşlığı, (Konya: Mimoza Yayınları, 1991), s.131.

2. GENEL OLARAK SEÇİMLİK DAVA