• Sonuç bulunamadı

Seçim Kanununda Yapılan Değişiklik ve Seçim Kararının Alınması

Şubat 1947 tarihinde yapılan muhtarlık seçimlerine yine CHP tek parti olarak katılmış ve baskıcı politikalarına devam etmiştir. Muhtarlık seçimlerinde istediğini alamayan DP, 1947 yılında yapılan milletvekili ara seçimlerine katılmama kararı almış ve aktif siyasetten çekilmiştir. Gergin olan siyasi ortam daha da gerginleşmiştir. 6 Nisan 1947 yılında yapılan ara seçimlerde CHP, karşısında rakip olmayınca tek parti olarak seçimleri kazanmıştır. Bundan sonra DP, iktidara karşı olan muhalefetini artırma yoluna gitmiş ve 16 Ekim 1949’da yapılan ara seçimlere de MP ile birlikte CHP’nin baskıcı politikasını gerekçe göstererek katılmamıştır.262

1948 ara seçimlerinden sonra iktidara gelen Şemsettin Günaltay, yeni bir seçim kanunu hazırlamak için ilim heyeti teşekkül ettirmiştir. Günaltay hükümeti tarafından kurulan ilim heyeti, üniversite profesörleri, Yargıtay, Danıştay ve en kalabalık üç baro olan İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının mensupları arasından seçilmiş 11 hukukçudan oluşturulmuştur. 263

Bilim Kurulunun hazırladığı tasarıya egemen olan esaslar şu şekildedir:

1. Seçimin bir hükümet işi olmaktan ziyade bir halk ve siyasi parti işi sayılması ve kurullarda halk ve parti mümessillerine geniş ve tesirli bir

262 İbrahim Sertkaya, Demokrasi Şehidi Adnan Menderes, Yağmur Yayınları, İstanbul, 2007, s. 75. 263 Adem Çaylak, Osman Bölükbaşı ve Siyasal Hareketi, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2010,

58

yer verilmesi ve idare amir ve memurlarının seçim mekanizması dışında bırakılması

2. Seçimin intizamına nezaret ve seçim ihtilaflarının çabuk ve tesirli bir surette halli vazifesinin adalet yargıçlarına verilmesi

3. Seçmen sicil ve listelerinin pratik ve halkın ve yargıcın en kolay murakabe edebileceği bir şekilde düzenlenmesi

4. Seçim işlerinde açıklık ve halka en kolay şekilde şikayet ve itiraz imkanlarının sağlanması

5. Seçim işlerinde halka yükletilecek külfetlerin azaltılması ve seçim operasyonlarının seçmenlerin bulunduğu ve en kolay şekilde murakabe edeceği yerde ve tarzda yapılması

6. Seçim işlerindeki kötü fiillerin ve kanuna aykırı hareketlerin birer suç sayılması ve işleyenlerin fiilin ağırlığına göre cezalarla cezalandırılması ve bu suçların takip ve cezalandırılmasının çabuk ve kolay usullere bağlanması264

Hazırlanan rapor hakkında partilerin görüşlerine de başvurulmuştur. İlk görüşünü açıklayan parti MP olmuştur. MP : “Önceki seçimlerde suç işlemiş kişiler ve seçime

hile karıştıranlar, sıfat ve mevkilerine bakılmaksızın cezalandırılmadıkça yeni bir seçim kanunu hazırlığı mesuliyetine iştirak etmeyeceğini” bildirmiştir. Yeni seçim

kanunun meclis görüşmelerinde en uzlaşmaz tavır takınan parti MP olmuştur.265 CHP’nin rapor hakkındaki görüşleri ise Genel Sekreter Konya Milletvekili T. Fikret Sılay tarafından hazırlanan mütalaa ile açıklanmıştır. Bilim Kuruluna gönderilen cevapta CHP şunları söylüyordu: “Partimiz Hükümetince seçim emniyetini layıkıyla

sağladığı kanaatiyle tanzim edilmiş ve bir daha tetkik edilmesi için yüksek heyetinize sunulmuş olan seçim kanunu tasarısı hakkında partimizin düşüncesi; hiçbir politik mülahazaya iltifat etmeyerek tamamıyla ilmi bakımdan bu tasarının tetkikini de ele almış olan muhterem heyetimizin seçim emniyeti, seçim selameti ve seçim tekniği noksanları olarak tasarıda göreceği hususları ikmal etmesi ricasından ibarettir.”266

264 Erol Tuncer, 1950 Seçimleri, Tesav Yayınları, Ankara, 2010, s. 69. 265 Çaylak, a.g.e., s. 134.

59

CHP, Bilim Kuruluna seçim emniyeti, selameti ve tekniği bakımından tasarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini söylemiştir.

DP, Bilim Kuruluna cevabını 10 Ekim 1949’ta vermiştir. Parti cevabında seçim sistemlerinde bulunması gerektiğine inandığı koşulları sıralamış özelikle seçim güvenliği üzerine durmuştur. Bu bağlamda; Sürekli bir seçmen sicil memurluğu

kurulması, seçime katılımın kolaylaştırılması ve seçim işlerinde hile ve baskıya fırsat verilmemesi, oy gizliliği dışında seçim işlemlerinin her aşamasında açıklık sağlanması, seçim ilanlarının ve denetimimin Yargıtay üyelinden oluşan bir kurul tarafından yapılması ve partilerin bu kurula birer temsilci göndermesi, kamu yönetiminin seçimle hiçbir ilişkisi olmaması ve halkın güvenini yitiren kamu görevlilerin seçim dışında tutulması gibi konulara yer vermiştir.267

Hazırlanan yeni Milletvekili Seçim Kanunu TBMM’de 7 Şubat 1950’de görüşülmeye başlanmıştır. Kanun tasarısı hakkındaki bilgileri TBMM Seçim Komisyonunda görev alan ve Geçici Komisyon Sözcüsü olan Kayseri Milletvekili Sait Azmi Feyzioğlu vermiştir. Feyzioğlu:

“ Muhterem Arkadaşlar, Milletvekili Seçimi Kanunu tasarısı yüksek teklif ve tasvibinize arz edilmiştir. Komisyon, seçim emniyetini tamamen sağlayan bir tasarı ile huzurunuza çıktığına kanidir. Tasarının hiçbir eksiği, kusuru olmadığı bir iddia değildir. Müzakere sırasında yapılacak müdahale, ikaz ve alınacak kararlarla eksikler giderilir. Seçim emniyeti diye bir şey kalmayacak. Seçim emniyeti gizli oy, aleni (açık) tasnif ile temin edilecek. Hükümet tesiri diye bir şey mevzubahis olmayacak. İlim Heyetinin önerisi ile idare amirleri seçim dışı bırakılmıştır.

Seçimler yargıçların nezaretine bırakılmıştır. Siyasi partilere geniş haklar verilmiştir. Beş kişilik sandık kurullarına siyasi partilerden 3, on bir kişilik il seçim kurullarına 6 üyelik verilmiştir. Sandıkların başında siyasi partilerin ve bağımsız adayların birer müşahitleri bulunacak ve seçimin her aşamasında görev alacaklardır.

60

Yargıtay ve Danıştay üyelerinden gizli oyla seçilecek bir heyetten müteşekkil Yüksek Seçim Kurulu, seçim sonuçlarına itirazları değerlendirecek ve kesin kararı verip bir

nüshasını meclise sunacak.” 268 Bundan sonra tasarı hakkında MP İstanbul

Milletvekili Osman Nuri Köni söz almıştır. Köni tasarı hakkında şunları söylemiştir:

“Muhterem Arkadaşlar; Bütün tenkitlerim hükümete olacaktır, komisyona değil. Bundan 9-10 ay evvel Şemsettin Günaltay ile görüştük. Seçim kanunu hazırlıklarına girişmek istediklerini söyledi. Tasarı üzerinde sizin partinizin de teklifleri, mütalaaları varsa söylersiniz bir araya getiririz. Sonra bu talebe ret cevabı verdik, iştirak etmedik. Sebep seçim suçlularının tecziye edilmediğini ve bunların kollarını sağlayarak gezdiğini, takibat yapılmadığını müşahede ettik. Bu teklifin samimiyetine inanmadık ve ret ettik.

Arkadaşlar, bu tasarı evvela adalet kaidelerine külliyen mugayirdir. Bu bir, 2- Anayasa hükümlerine mugayirdir. 3- Demokrasiye mugayirdir. 4- İnsan hakları beyannamesine külliyen aykırıdır. Bu tasarı bana diyor ki ben memlekete nâfi olamayacağım, seçim emniyeti benimle sağlanamayacak çünkü ben zincirbendim diyor. Seçim kurullarında hakimin bulunması seçimlerdeki güvenliği sağlamaz.”269

DP adına konuşanlardan biri de Adnan Menderes’tir. 16 Şubat 1950 Perşembe günü tasarı hakkında söz alan Adnan Menderes şu konuşmayı yapmıştır:

“ Muhterem arkadaşlar; milli hakimiyet prensiplerinin tam olarak tatbik yeri bulabilmesi, iktidarı tayin eden seçmenlerin serbest ve dürüst yapılmasına bağlıdır. Bunun içinde seçim kanununun her türlü hile ve fesadı önleyecek ve vatandaş vicdanında tazyik ve tesirler yapılabilmesi imkanlarını ortadan kaldıracak hükümleri ihtiva etmesi şarttır.

Serbest ve dürüst seçimlere temel olacak bir emniyetli seçim kanununun millete mal edilmesi meselesi, memleketimizde çok partili siyasi hayatın başladığı günden itibaren karşılaşılan ve birçok sebeplerle hali çok müşkül görünen büyük bir dava

268 TBMM TD, D. 8, C. 24, B. 40, s. 149-150.

269 TBMM TD, D. 8, C. 24, B. 40, s. 150-151, Osman Nuri Köni’nin tüm konuşması için bkz. s.150-

61

olmuştur. Bu itibarla kaç yıllardır devam eden siyasi mücadelelerin mihverini bu dava teşkil etmiştir denilebilir. Ancak şimdi ifadeden büyük bir memnuniyet duymaktayız ki kanun vâzu bir kere karar verdikten sonra bu davanın hali hiçte güç olmamıştır.

Filhakika uzun yıllar devam eden mücadelelerde bütün memleketin bu mevzuda emsalsiz bir alaka ve hassasiyet göstermesi ve yüksek meclisin halkımızın bu büyük alakasına kayıtsız kalmaması sayesindedir ki nihayet şimdi kabul buyrulan Seçim Kanununun memlekete mal edilmesi gibi ileri bir neticenin istihsali mümkün olabilmiştir. Memlekette hürriyet nizamının tam teminat altına alınması ve demokrasi cephesini teşkil eden milletler arasında mevkiimizin bir kat daha yükselmesi 1950 seçimlerinde milletçe vereceğimiz büyük imtihanın muvaffakiyet derecesine bağlıdır. Partimiz seçim kanununu kabul etmektedir.”270 İfadeleriyle tasarı hakkında olumlu konuşmuştur.

Yapılan konuşmalardan sonra oylamaya geçilmiş ve kanun tasarısı kabul edilmiştir. Değiştirilen milletvekili seçimi kanun tasarısının bazı önemli maddeleri şunlardır:

Birinci Madde ─ Milletvekili seçimi tek derecelidir. Ve ekseriyet usulüne göre genel, eşit, gizli oyla yapılır. Oy serbest ve şahsidir. Oyların sayılması ve ayrılması açıktır. İkinci Madde ─ Milletvekili seçiminde her il bir seçim çevresidir.

Dördüncü Madde ─ Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından her 40.000 kişi için bir milletvekili seçilir. Nüfusu 40.000 den yukarı olan seçim çevreleri için aşağıdaki işlem yapılır:

55.000’ e kadar 1, 55.001’den 95.000’e kadar 2, 95.001’den 135.000’e kadar 3 milletvekili seçilir. Nüfus miktarı artıkça milletvekili sayısı da artar.

Yedinci Madde ─ Milletvekilliği seçiminde 22 yaşını bitiren her vatandaş seçmendir. Sekizinci Madde ─ Kısıtlı olanlar, Yabancı devlet uyrukluğunu ileri sürenler, Kamu hizmetlilerinden yasaklılar seçmen olamazlar.

62

Dokuzuncu Madde ─ Emniyet müdürleri, Emniyet amirleri, komiser ve komiser muavinleri ve polisler, Subaylar, Askeri memurlar ve askeri adli yargıçlar, Askeri öğrenciler ve silah altında bulunan erler oy kullanamazlar.

Onuncu Madde ─ Her seçim bölgesinin bir seçim kütüğü vardır. Bu kütük daimidir. Otuz Üçüncü Madde ─ Otuz yaşını bitiren her vatandaş milletvekili seçilebilir. Otuz Dördüncü Madde ─ Kısıtlılar, Türkçe okuyup yazma bilmeyenler, yabancı devletlerin uyrukluğunu ileri süren ve hizmetinde bulunan resmi görevliler, müebbet veya muvakkat ağır hapis, beş seneden fazla hapis veya müebbet sürgün cezalarından biri ile hüküm giymiş olanlar, yüz kızartıcı suç işleyenler ve kamu hizmetinden yasaklılar milletvekili seçilemezler.271

DP’nin tasarı üzerindeki bazı maddeleri kabul edildi. Bunlardan bir tanesi 36. madde idi. Bu madde ile tek yerden adaylık kaydı kaldırılıp muhalefetin isteğine uygun olarak, çift yerden adaylık olanağı tanınmıştır.272 Kanun tasarısı üzerinde konuşmalar bittikten sonra oylamaya geçilmiştir. 346 milletvekilinin katıldığı oylama, 336 kabul, 10 ret, 0 çekimser olarak sonuçlanmıştır.273 Demokratlar, Halkçılarla birlikte lehte oy kullanmışlardır. Geriye seçim tarihinin saptanılması kalıyordu. Demokratlar, hava şartları yüzünden katılma oranın düşmesi endişesiyle seçimin Haziran başında yapılmasını istediler. Halk Partisi Grubu, buna kısmen uyarak 14 Mayıs tarihini uygun gördü. Hüküm günü de böyle saptandıktan sonra meclis, 24 Martta aldığı kararla kendini feshetmiştir.274Seçim kararı alınmasından sonra partiler seçim hazırlıklarına başlamışlardır.