• Sonuç bulunamadı

V. KAYNAKLARIN TANITIMI

2.11. KABZA VERĠLEN ĠZĠNDEN DÖNME

3.1.1. Menkul Mallarda Kabz Öncesi SatıĢ

3.1.1.2. Sarf Akdinde

Sarf, def‟ü red demektir.425

Fakihlere göre, bey‟in bir nevidir; parayı para ile mübadeledir. Bu tebdil muamelecisine sarraf denir.

Genel olarak malların kabzı el ile, yiyeceklerde tartı,ölçü veya alanın insiyatifine nakil ve tasfiye ile salt (somut olarak) tutmakla gerçekleĢtiği gibi, tasarruf imkanı yanında tahliyenin hükmen ve hakikaten olmasıyla da gerçekleĢir. Sarf muamelesine konu olan Ģeylerin kabzının keyfiyeti ise duruma göre değiĢir. Örfün değiĢmesine paralel olarak kabz Ģeklinin de değiĢmesi tabiîdir,426denmiĢtir.

Sarf bedeliyle rehin verme, havale ve kefalet gibi tasarruflar, Hanefilerin her üç imamına göre de caizdir. Çünkü sarf akdinin bedeli bir deyndir. Bu yüzden sarf akdinin bedeliyle diğer deynlerde olduğu gibi rehin verme, havale ve kefalet gibi tasarruflar caiz olmaktadır. Bu tasarruflar bu Ģekilde caiz olunca, bundan sonra biz deriz ki; kendisine rehin verilen ve kefil ayrılmadan önce bedeli kabzederse veya ayrılmadan önce rehin konusu Ģey mürtehinin elinde helak olduktan sonra aralarında sarf akdi icra edilirse, akit taraflarının mecliste hazır bulunmalarına itibar edilir. Yoksa kefilin, kendisine rehin verilenin ayrılmıĢ olmalarına veya ayrılmanın olmamasına itibar edilmez. Zira kabz akit taraflarına taalluk eden akdin hukukundandır. Tarafların mecliste kaim olmalarına itibar edilir.427

Kabzından önce sarfın bedelinde istibdâl (değiĢtirme) caiz değildir.428Kabzından önce sarf bedelinin istibdâlinin caiz olmayıĢı Ģu Ģekilde açıklanmaktadır:Kabzından önce sarf bedelinin istibdali, sarf bedelinin kabzının hakikatinin ruhuna aykırı olmaktadır. Ġstibdalden sonra müĢteriden alınan dinarların bedeli olan dirhemlerin

424 Serahsî, a.g.e.,II, 305.

425 Ali bin Muhammed bin Ali es-Seyyid ġerif Cürcânî, Târifât (trc. Abdülaziz Mecdi Tolun), Litera Yay., Ġstanbul 2014, 132.

426 Bk.www. Fatawa.al-Ġslam.com., mecmau‟l-fıkhi‟l-islam, karar rakamı: 6/4/55. 17.03. 2011 427 Kasânî, a.g.e., XI, 416.

113

hakiki manada kabzından söz edemeyiz.429Feshinden sonra ve kabzından önce sarf bedelinin değiĢtirilmesi ise caizdir.430

Sarf akdinin taraflarından birisi sarf bedelini sahibinden kabzından önce hibe etse ve kabul etse, bu durum akdi ifsat eder.431Sarf akdinde taraflardan birisi bedeli kabız etmeden ayrılırsa satıĢ fasit olur. Bu konuda bedellerin ayrılmıĢ olması yeterli değildir. Fiilen tesliminin gerçekleĢmesi gerekir.432Sarfla ilgili bir hadiste Ģöyle rivayet edilmiĢtir:

“Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma

hurmayla, tuz tuzla başa baş misliyle, peşin olarak satılır. Kim artırır veya artırılmasını talep ederse faize girmiş olur. Bu işte, alan da veren de aynıdır.”433

Bu hadise istinâden bütün ulema, sarf muamelelerinde tarafların parayı akit meclisinde kabz etmelerinin Ģart olduğu konusunda ittifak etmiĢlerdir. Yalnız sarf ve tebdil mukâbili olarak bir Ģey almak câiz midir? Bu konuda ihtilaf etmiĢlerdir. Ancak en sahih olan kavle göre bir cinsten olan paranın tebdilinde fazlalığın caiz olmadığıdır.434

Bir diğer hadiste de Ģöyle buyrulmuĢtur:“Altın altın ile misli misline ve peşin olarak; gümüş gümüş ile misli misline ve peşin olarak satılmalıdır.”435

Bu hadise binanen, altın, gümüĢ veya para mübadelelerinde taraflardan birisi veya her ikisi bedeli teslim almadan akit meclisinden ayrılırsa, sarf muamelesi ortadan kalkar. Burada taraflar alıĢveriĢi sürdürmek isterlerse yeniden sarf muamelesi yapmaları gerekir. Zimmet borcunun zimmet borcu (deyn) karĢılığında satılarak faize düĢülmemesi için bedellerin peĢin verilmesi Ģart koĢulmuĢtur.436

Sarf muamelesinde her iki taraf veya bir taraf için vadenin söz konusu olmaması gerekir. Aksi halde akit fasit olur. Çünkü vade kabzı erteler. Eğer lehine vade konuĢulan

429 Maze, a.g.e.,VII, 432 430

Maze, a.g.e.,VII, 435 431 Serahsî, a.g.e.,XIV,148

432 Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuku Ġslamiyye veIstılahat-ı FıkhiyyeKamusu, Bilmen Yay. ty.,VI, 9. 433Müslim,Müsakat,82.Daha geniĢ bilgi için;

bk.https://trtr.facebook.com/Sirk.Bidat.Tevhid.Sunnet/posts/442342145923476:0, 28.01.2016. 434Zebîdî, Tecrid, VI, 359.

435 Buhari, Sahih, Büyu‟, 78-Müslim, Müsâkat, 81-83-85,90. 436 Bilmen, a.g.e., VI,9 ; Zühayli, Fıkhu‟l-Ġslamî, IV, 638.

114

kiĢi akit meclisinden ayrılmazdan önce vadeyi düĢürür ve gereken bedeli öderse, sarf akdi geçerli hale gelir. Ġmam Züfer ise aksi görüĢtedir.437

Hanefilere göre, nesîe ribasının gerçekleĢmemesi için, aynı cinsten olmasa bile, asıl edim yerine konulan yeni edimde veznî mal alsa, mutlaka akit meclisinde kabzı gerekir.438Aynı Ģekilde sarf akdinde de, bedellerin karĢılıklı elden kabzı gerekir. Yalnız mezhep imamları arasında bu konu az da olsa ihtilâflıdır.439

ġöyle ki;

Ġmam Mâlik ile Ġmam ġafiî‟ye göre sarf akdinde müĢteri ayrılıncaya kadar, bir kısmını olsun kabzetmedikçe alıĢveriĢ batıl olur. Buna karĢılık Ebu Hanife ve Ġmameyne göre ise, akit konusunun tümü kabzedildiğinde akit sahih, kabzedilmediğinde ise batıl olur.440

Dolayısıyla yukarıda zikri geçen mezhep imamlarının görüĢüne göre, sarf akitlerinde teslim alınan mebiin karĢılığı olarak peĢin para yerine, akit meclisi dıĢında ele geçirilecek olan çek veya senedin bozdurulması Ģeklinde yapılacak ödemeler sahih sayılmamaktadır. Zira bu durumlar, ödenecek bedellerin akit meclisi dıĢında yapılması anlamına gelmektedir.

Ġbn Ömer‟den rivayete göre kendisi, Beki‟de dinar üzerinden deve sattığını ama dinar cinsinden alacaklarını Neki‟ denilen yerde dirhem olarak tahsil ettiğini Resulüllah‟a anlatıp bunun sakıncası olup olmadığını sorusuna: “Bu anlaşmayı, o günün rayici üzerinden yaptığınız ve aranızda bir şey kalmayacak şekilde ayrıldığınız takdirde bir sakıncası olmaz” Ģeklinde cevap almıĢtır.441

Buna göre yalnızca, asıl edim ile yerine ikame edilen edimin birlikte para olduğu sarf akdinde, kabzın mutlaka akit meclisinde yapılması gerekmektedir. Bu Ģartı para

437 Zühayli, a.g.e., IV, 638- Bilmen, a.g.e., VI, 9. 438 ġeybânî, Kitabu‟l-„Asl, V, 52.

439Muhammed b. Bedruddîn b. Bilban ed-DımaĢkî, Ehsâru‟l-Muhtasarât fî Fıkhi ala Mezhebi el-Ġmam

Ahmed b. Hanbel, (Thk. Muhammed Nasır Acemî), Daru BeĢâiri‟l-Ġslamiyye, Beyrut 1416, I, 170.

440 Kurtubî, a.g.e,,364.

441 Muhammed b. Alî b. Muhammed el-Havlânî eĢ-ġevkânî, Neylü‟l-Evtar, (Thk. Muhammed Subhi b. Hasan Hallak), Ġstanbul 2016, V, 156.

115

dıĢında kalan deyn niteliğindeki bütün borçlara teĢmil etmek vakıaya uygun düĢmemektedir.442

Yukarıda zikrettiğimiz hadis baĢta olmak üzere, serdettiğimiz görüĢler ve bugünkü uygulamalara göre, sarf akdinde altın ve gümüĢün nakit yerine kredi kartıyla o günün rayici üzerinden tek çekim veya online olarak akit meclisinde hesaba havalesinde bir beis olmayacağı kanaatini taĢıyoruz. Zira bedeller akit meclisinde hükmen teslim edilmiĢ ve tarafların karĢılıklı olarak herhangi bir alacağı kalmamıĢtır. Ayrıca hesaba geçen ivaz üzerinde de istenilen her türlü tasarrufun yapılabildiği bilinmektedir. Buna cevaz vermenin, iki kiĢi arasında veya Ģirketler arasında, yurtiçi veya uluslar arası ticarette baĢta güvenlik ve kolaylık olmak üzere ümmetin maslahatına hizmet edeceğini düĢünmekteyiz.