• Sonuç bulunamadı

ĠVAZIN HAPĠS HAKKINI DÜġÜREN VE DÜġÜRMEYEN DURUMLAR

V. KAYNAKLARIN TANITIMI

2.7. ĠVAZIN HAPĠS HAKKINI DÜġÜREN VE DÜġÜRMEYEN DURUMLAR

Ġvazlı akitlerde teslim, akdin gereğidir. Bir kimsenin bir malı satıcının evde teslim etmesi veya müĢterinın parayı peĢin olarak vermesi yahut mala malik olmayı Ģart koĢması veyahutta satıcının satıĢ bedelinin tamamını alıncaya kadar satılan malı hapsetmeyi Ģart koĢması akdin gayesine de uygundur. Diğer taraftan teslim etme, teslim

327 Heyet, a.g.e., S.Arabistan, V,141.

328 Abdusselam b. Abdillah b. el-Hıdır b. Muhammed Ġbni Teymiyye el-Harrânî, el-Muharrer fi‟l-Fıkhi

ala Mezhebi el-Ġmam Ahmed b. Hanbel, Mektebetu‟l-Mearif, Riyad 1984, I, 335.

329 Kâsânî, a.g.e., IV, 214. 330 Behûtî, a.g.e., VII, 322.

79

alma, mülkiyet hakkının sabit olması, satılanın bedel ödeninceye kadar hapsedilebilmesi ivazlı ( bedelli) akitlerin gereğidir.332

MüĢterinin satıĢ bedeline karĢılık bir rehin veya kefil göstermesi, satıcının malı hapis hakkını düĢürmez. Esasen rehin ve kefalet, satıĢ bedelini müĢterinın zimmetinden düĢürmediği gibi, onu isteme hakkını da düĢürmez. Buna göre, satıĢ bedelini alıncaya kadar satıcının, satılanı hapis hakkı devam eder. Çünkü rehin ve kefâlet satıĢ bedeli için bir teminattan ibarettir.

MüĢteri satıĢ bedeli için çek333

kullanmıĢsa çekin durumuna bakılır. Eğer kendisinin özel çeki ise, satıcının parayı tahsil edinceye kadar malı hapis hakkı devam eder. Eğer çek baĢkasına ait olup ciro334

edilmiĢse, Ebu Yusuf‟a göre satıcının malı hapis hakkı düĢer. Çünkü borç asıl borçlunun zimmetinden, çek sahibinin zimmetine geçmiĢ olur. Bu çeki satıcının da ciro etmesi, sonucu değiĢtirmez. Ġmam Muhammed'e göre, çek cirosu müĢteri tarafından yapılmıĢsa, satıcının malı hapis hakkı düĢmez. Çünkü satıcının çek borçlusundan alacağını tahsil edinceye kadar malı hapsetme hakkı vardır. Çek satıcı tarafından ciro edilmiĢse, mutlak ciro halinde yine satıcının malı alıkoyma hakkı devam eder. Ancak satıcının cirosu belli bir alacaklıyı kendi borçlusuna havale etmek gibi kayıtlı olursa, böyle bir ciro malı hapis hakkını düĢürür. Çünkü bu durumda artık satıcının müĢteriden alacağını isteme hakkı üçüncü kiĢiye geçmiĢ olur. Bu yüzden de onun, malı alıkoyma hakkı düĢer.335

Hanefîlerden Kâsânî, Ģöyle der:

'' Ġmam Muhammed'in de dediği gibi, Ġslam hukukunda malı alıkoyma hakkı, satıĢ bedelini isteme hakkı ile birlikte söz konusu olur, satıĢ bedelinin bizzat varlığı ile birlikte değil.''336Satıcı, sattığı malı müĢteriya ödünç (ariyet) olarak verse veya onun

332

Kasânî, a.g.e., V, 171.

333 Çek, bir bankaya hitaben yazılmıĢ ve TTK da belirtilen hükümlere göre düzenlenmiĢ, ödeme emri niteliğinde olan kıymetli bir evraktır. Bk. http://www.muhasebedersleri.com/ticari-belgeler/cek.html-

02.12.2015

334

Ciro: Bir ticaret senedinin, alacaklı tarafından arka yüzüne imza atılarak baĢkasına devredilmesidir. Bk.http://ciro.nedir.com/#ixzz3t9z7MjiA-02.12.2015

335 Döndüren, a.g.e., 150. 336 Kâsânî, a.g.e.,V, 250.

80

yanında emanet (vedîa) olarak bıraksa, alıkoyma hakkı düĢer. Çünkü müĢterinın satın aldığı malı emanet olarak elinde bulundurması mülkiyet niteliğindedir.337

MüĢteri, malı satıcının yanında emanet, ariyet veya kira akdi ile bıraksa, satıcının malı alıkoyma hakkı düĢmez. Çünkü alıkoyma hakkı, satıcıya ait sabit bir haktır. Parayı tam olarak tahsil edinceye kadar bu hakkını kullanması mümkündür.

Semenin havalesine gelecek olursak; Ġmam Ebu Yusuf‟a göre hapis hakkını düĢürür. Ġmam Muhammed”in de aynı kanaatte olduğu zikredilmiĢtir. Satıcının bir kiĢiye, müĢteriye havale etmek üzere semeni vermesi ve onun da kabul etmesi veyahut müĢterinin satıcıya havale etmesi için semeni vermesiyle ilgili hüküm aynıdır. Zira satıcı bu durumda semeni eline geçirmiĢ hükmündedir. Hapis hakkı ise, müĢterinin zimmetindeki borcun bekasıyla iliĢkilidir. MüĢterinin zimmeti, havale yapanın borcundan beridir, havale ile hapis hakkı batıl olur.338

Satıcı mebii müĢteriye ariyet olarak verse veya onun yanında emanet olarak bıraksa, satıcının hapis hakkı düĢer. Hatta zâhir bir rivayete göre tekrar mülkiyetine katamaz. Zira ariyet ve vedia müĢterinin elinde birer emanettir. Satıcının vekâleten müĢterinin eline veya tasarruf alanına mebii bırakması uygun değildir. Çünkü mebide asıl olan mülk olmaktır. Elde bulunması da asıldır. MüĢterinin eli mebi üzerinde tespit edildiğinde, bu el mülkiyet elidir. Bu mülkiyet de gereklilik sıfatına sahiptir. Kimse geri dönmek suretiyle bu mülkiyeti iptal hakkına sahip değildir.MüĢteri satıcının yanındaki mebii emanet alsa veya ariyet olarak alsa veyahut da kiralasa, satıcının mebii hapis hakkını düĢürmez. Zira bunun gibi müĢterinin haksız tasarrufları sahih olmaz. Hapsetme, satıcının aslî hakkı olarak tespit edilmiĢtir. BaĢkasının ona vekâleten hapsetme hakkı yoktur.

Diğer yandan müĢteri, malı satıcının izni ile kabzetse satıcının alıkoyma hakkı düĢer. Bu durumda, henüz satıĢ bedelinin ödenmediğini ileri sürerek onun malı geri isteme hakkı da bulunmaz. Çünkü kabza izin vermekle bu hakkını düĢürmüĢ olur. MüĢteri malı, satıĢ bedelini ödedikten sonra satıcının izni olmaksızın kabzetse, alıkoyma hakkı düĢer. Çünkü satıĢ bedeli ödendiği için bu haklı bir kabz olur. Ancak

337 Ġbn Abidin, a.g.e., IV, 44. 338 Zuhaylî, Ġ. Fıkıh Ans., V, 71.

81

müĢteri, parasını ödemeden önce malı, satıcının izni olmadan kabzetse, alıkoyma hakkı düĢmez ve satıcının bu malı geri isteme hakkı bulunur. Çünkü onun satıĢ bedelini tam olarak alıncaya kadar sattığı malı elinde tutma hakkı vardır. Böyle bir hakkın onun rızası dıĢında ortadan kalkması da caiz değildir.

MüĢteri parasını ödemeden önce malı, satıcının rızası dıĢında kabzettikten sonra bu malda satıĢ, hibe, rehin, kira gibi feshedilmeye elveriĢli bir akitle tasarrufta bulunsa, satıcı bu ikinci akdi feshedip malı geri alabilir. Ancak malda üreme, tüketilme gibi geri vermeye engel durumlar olmuĢsa, artık geri isteyemez, çünkü bunda bir fayda yoktur.339

Satıcı, bir borcu müĢteriye havale ederse; bu durumda, satılan Ģeyi vermeme hakkı sakıt olmaz.Ancak müĢteri, satıcıyı bir baĢka Ģahsa havale ederse; bu durumda satıcının, satılan Ģeyi müĢteriye vermeme hakkı sakıt olmaz. Ġmam Kerhi bunun, Ġmam Muhammed‟in bir sözü olduğunu zikretmiĢtir.Ġmam Ebu Yusuf‟a göre, bu durumda da satıcının, satılan Ģeyi hapsetme hakkı düĢer. Ġmam Züfere göre, bir iĢçinin/zenaatkârın çalıĢmasının etkisi eĢya üzerinde görülüyorsa, o ‟ayn üzerinde bedelini almak için hapis hakkı mevcut olur.340

Satıcı, bedeli– günü belli olmayan- bir seneye kadar tehir eder; bir sene geçene kadar da müĢteri bu bedeli hazırlayamaz ve bir sene geçerse, satılan Ģeyi geri alabilir. Bu, Ġmam Ebu Hanife‟nin sözüdür.Bu hüküm, satıcının satılan Ģeyi teslim etmekten kaçındığı içindir. ġayet satıcı bundan imtina etmiyorsa, teslim iĢleminin baĢlangıcı, bi‟l- icma akdin yapıldığı andır. Yani, müĢteri bedeli ne zaman verirse, satılan Ģeyi o zaman alabilir. Bedel, alıĢveriĢten sonra tehir edilirse, satıcının satılan Ģeyi hapsetme hakkı geçersiz olur. Diğer taraftan müĢteri semeni kefil veya rehin olarak önceden vermiĢse, hapis hakkı düĢmez. Zira rehin ve kefalet, semeni müĢterinin zimmetinden düĢürmez. Satıcının bu durumlarda semeni ele geçirmek için mebii hapis hakkı bakidir. Kefalet ve rehin gibi her durum semene bir delildir. 341

Kabza izin veren müĢteri, bu izin karĢılığında semeni alacağını bilmektedir. Özellikle satıcı için bir zarar söz konusu olmadığından fukahanın, geri dönüĢü kabul etmedikleri anlaĢılmaktadır. Ama sadaka gibi ivazsız akitlerde, tek taraflı zarar (sevap

339 Zuhayli, a.g.e., IV, 417-418.

340 ġeybânî, el-Câmi‟u‟s-Sağir ve ġerhuhu en-Nâfi‟u‟l-Kebir, Alemu‟l-Kütüb, Beyrut 1406, I, 448. 341 Kâdihan, a.g.e., V, 123.

82

amaçlı fedakârlık) olduğu için ve karĢılığını teslim etmeye zorlayacak bir ivaz olmadığı için, geri dönüĢ mümkün ise de isalm ahlâkına uymayacağı hadislerde belirtilmiĢtir.