• Sonuç bulunamadı

ESKİ TÜRKÇEDEN GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNE ÇATI EKLERİ VE İŞLEVİ

3.2.3. Sadece Türetimlik İşlevi ile Kullanılan –(X)t- Eki

Bu başlık altında -(X)t- ekini alarak yeni bir sözlüksel değer kazanan ancak ettirgenlik ifadesi taşımayan eylemler tasnif edilmiştir.

adar- ~ adır- “ayırmak” (Caferoğlu 1968:3)

adart- <ada-r-t- “zarar vermek, engellemek, engel olmak” (Clauson 1972:68)

bilmekke adartdaçı tıdıg adalarıg tarkarıp üçünç orunka kirürler “bilmeye zarar verdirecek engelleri tehlikeleri uzaklaştırıp üçüncü yere girerler” (1994-AY 73/10)

adart- eylemi “zarar vermek, engellemek, engel olmak” anlamları ile adar- eylemininden farklı bir sözlüksel değere sahiptir. adart- eylemin ifade ettiği bu anlamlarda ettirgenlik ifadesi mevcut olmadığından –(X)t- eki sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

ak- “akmak” (Clauson 1972:77)

akıt- < ak-ıt- “akın ettirmek” (Clauson 1972:81) tün akıtdımız “Geceleri akın ettik.” (T 35)

kül tigin ebig başlayu akıttımız “Kül Tigin’i karargahın başında bıraktık”

(KT K8)

akıt- fiili ak- kökünden türemiş olup Tunyukuk yazıtında “akın etmek”, Kültigin yazıtında ise “bırakmak” anlamında kullanılmıştır. Her iki yazıtta da fiil, -(X)t- ekini

almış olmasına rağmen etken bir anlama bir sahiptir. Ekin çatı fonksiyonu bu fiilde görülmemektedir. -(X)t- eki ak- fiiline yeni bir sözlüksel değer kazandırmıştır.

arta- “kötüye gitmek, korkmak, bozulmak” (Clauson 1972:208) artat-<arta-t- “tahrip etmek, yıkmak” (Clauson 1972:208)

üze teŋri basmasar asra yir telinmeser türük bodun eliŋin törüniŋ kem artatı udaçı erti “Üste gök çekmedikçe, altta yer delinmedikçe, Türk halkı, senin devletini (ve) yasalarını kim yıkıp bozabilirdi?” (KT D22)

içgerülüg edgü yemişig kuşlar artatır üçün turkaru kınka teginür men “Saraya ait iyi yemişleri kuşlar talan ettikleri için hep cezaya uğruyorum.” (İKP LXXII-8) arta- fiilinden -(X)t- eki ile türetilen artat- fiili Kültigin yazıtında “yıkmak, bozmak”, İyi ve Kötü Prens Öyküsü’nde “talan atmek” anlamlarıyla kullanılmıştır.

-(X)t- eki, “kötüye gitmek, bozulmak, korkmak” anlamlarını taşıyan arta- fiilinden

“tahrip etmek, yıkmak” anlamına gelen artat- fiilini türetmiş, fiile ettirgenlik anlamı katmamış, yeni bir sözlüksel değer kazandırmıştır.

ay- “söylemek” (Clauson 1972:266) ayıt- <ay-ıt- “sormak” (Clauson 1972:268)

takı ne ayıtmış kergek “Daha ne sormuş (olmak) gerekir.” (1991-AY 167-9) ay- kökünden -(X)t- eki ile türeyen ayıt- fiili “sormak” manasıyla “söylemek”

anlamındaki ay- eyleminden farklı bir sözlüksel değere sahiptir. ay- eylemine eklenen -(X)t- eki ayıt- sözcüğüne ettirgenlik anlamı katmamıştır. Ek türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

el- (il-) “ilişmek, düşmek, inmek, bağlamak, kurmak, indirmek” (Arat 1979:193)

*eli- “ilerlemek” (Hamilton 2011:145)

elit- (ilt-, elt-, ilet-) <el-i-t- “ilerletmek, götürmek, nakletme, iletmek, sevk etmek”

(Hamilton 2011:145)

amtı bu erig eliteyin “Şimdi bu adamı götüreyim.” (İKP LXXIII-2)

…sekiz türlüg teginçsiz orunlarka iltdeçi agır ayıg kılınçlarım bar erser…

“…sekiz türlü ulaşılmaması gerekli (?) yerlere götürecek (olan) kötü davranışlarım (var) ise…” (1991-AY 138-10)

buşılık yawuz erke eltür bilig / otunluk kılur buşsa kılkı silig “Hiddetlenmek insan için fenadır, bilgiyi götürür; hiddetlenince yumuşak huylu insan da kabalık yapar.” (KB 335)

küni bir maŋım ol tüni bir maŋım / iletür ölümke kurıtur eŋim “Gündüzü bir adım gecesi bir adım, bu at onu ölüme götürür ve benzini soldurur.” (KB 1389)

Bunların tek kaygıları gördüklerini, duyduklarını okurlara iletmektir.” -S.

Birsel B. T. S.

-(X)t- eki örnek cümlede “götürmek” anlamındaki elit- (ilt-, elt-, ilet-) eylemini ilerlemek anlamındaki eli- kökünden mana bakımından uzaklaştırmış ve türetimlik işlevi görmüştür.

*er- “ermek, vasıl olmak” (Gabain 2007:264)

ert- <*er-t- “geçmek, işlemek, devam ettirmek” (Gabain 2007:265)

keze yoruyu bir kurug öleŋde teriŋ kudugdın erter “sıra ile yürüyerek bir kuru bataklıkta derin kuyudan geçer”(1994-AY 599/14)

kaltı altı kün ertip bardı ögi kaŋı atlıgı yüzlügi iglayu busanu turgurup nen umadı “Aradan altı gün geçince annesi babası onların unvanlı ve önemli kişileri ağlayıp üzülerek onu ayağa kaldırmaya çalıştılar (ama) o hiç razı olmadı.” (İPK XX-2)

-(X)t- eki eyleme er- kökünün ifade ettiği mana dışında yeni bir sözlüksel değer yüklemiştir. Örnek cümlede ert- eylemi “geçmek” manasıyla ettirgenlik ifade etmediğinden –(X)t- eki sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

“iş” (Caferoğlu 1968:99)

işle- “işlemek, görmek, meşgul olmak, çalışmak, yapmak” (Arat 1979:206) işlet- <işle-t- “işletmek, kullanmak, sarf etmek” (Arat 1979:207)

takı bir saw altun kerek ay tetig / anı işletip etse özke itig “Ey zeki insan, bunlardan biri de yerinde kullanmak ve sarf etmek için elde bulunması icap eden som altındır.” (KB 483)

edlig tavarıg kuntum altım ogurladım erkimçe tapımça işletdim erser “değerli mülkü yağmaladım aldım çaldım gücüm isteğim oranınca kullandım ise” (1994-AY 136/1)

O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi.” -H. E. Adıvar B. T. S.

-(X)t- eki, Eski Türkçede “sarf etmek” manasındaki eyleme yeni bir sözlüksel değer yüklemiş ve örnek cümlelerde sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır. Günümüz Türkiye Türkçesinde ise işlet- eyleminde –(X)t- eki ettirgenlik ifadesi taşımaktadır.

*kad- “döndürmek” (Clauson 1972:674)

kadıt- <kad-ıt- “dikilmek, geri dönmek, yüz çevirmek, inat etmek” (Arat 1979:214) uwutluğ kerek er uwutı üçün / yağı birle karşur kadıtmaz öçün “Kumandan haysiyet sahibi olmalıdır, o şerefi için düşmana karşı koyar, ve intikamını almadan ondan yüz çevirmez.” (KB 2290)

-(X)t- eki “yüz çevirmek” manası ile eyleme kad- kökünden farklı bir sözlüksel değer yüklemiş ve türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

kal- “kalmak, durmak” (Clauson 1972:615)

kalıt- <kal-ıt- “bıraktırmak, zaman kazanmak” (Clauson 1972:619)

ak termel keçe ugur kalıtdım“Ak Termel (ırmağını böylece) geçerek zaman kazandım.” (T 25)

kal- fiiline eklenen –(X)t- eki ettirgenlik işlevi ile kullanılmamıştır. -(X)t- eki eklendiği kalıt- fiiline “bıraktırmak, zaman kazanmak” anlamlarında yeni bir sözlüksel değer katmıştır.

köpir- “köpürmek”

köpirt- <köpir-t- “köpürtmek” (Arat 1979:280)

yağı körse alp er köpirtür izig / bu karşur adınlarka tegmez kezig

“Kahraman yiğit düşmanı görünce tozu dumana katar, her yere o atılır, başkalarına sıra gelmez.” (KB 2382)

Örnek cümlede köpürt- eylemi “tozu dumana katmak” manasıyla kullanlılmıştır. Bu anlamı ile –(X)t- eki eyleme yeni bir sözlüksel değer kazandırmış ve türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

köşi- “örtmek, saklamak” (Clauson 1972:753)

köşit- <köşi-t- “örtmek, siper etmek” (Arat 1979:286)

yana aydı ay toldı oğlum eşit / özüŋ edgü birle tamudın köşit “Ay Toldı devamla: ‘Oğlum dinle, cehennem azabına karşı iyiliği kendine siper edin.’ dedi.”

(KB 1295)

köşit- eylemi örnek cümledeki “siper etmek” manasıyla köşi- eyleminden mana bakımından uzaklaşmıştır. –(X)t- eki eyleme ettirgenlik manası katmamış sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

küçe- “zorlamak, çabalamak, eşkiyalık etmek” (Clauson, 1972:695) küçet- <küçe-t- “güçlendirmek, kuvvetlendirmek” (Clauson 1972:696)

kanınıŋ süülüg küçi asılgay küçetgey “hanının askeri gücü artacak güçlenecek” (1994-AY 89/21)

küçet- eylemi sözlük anlamı bakımından ettirgenlik ifade etse de örnek cümlede

“güçlenmek” manasıyla kullanılmıştır. Fiil “güçlendirmek, güçlenmek, kuvvetlendirmek” manalarıyla küçe- eyleminden farklı bir sözlüksel değere sahiptir.

Bu nedenle -(X)t- eki türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

sa- “saymak” (Clauson 1972:781) sat-<*sa-t- “satmak” (Clauson 1972:798)

etin kanın satar anın öz egidür “Etini, kanını satıyor; kendisini (böylece) geçindiriyor.” (İKP III-5)

Anam avradım olsun, tekmil develerimi satar, uğruna harcarım! –Orhan Kemal

Hamilton (2001:2006) sat- eyleminin kökünü “saymak” manasındaki sa- fiili olarak ele alır. -(X)t- eki bu açıklamaya göre sat- eylemini sa- kökünden mana bakımından uzaklaştırmış ve sa- kökünden sat- eylemini türetmiştir. -(X)t- eki ile türetilen sat- eyleminde ettirgenlik anlamı bulunmadığından ek sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

törü- “türemek, meydana gelmek” (Arat 1979:463) törüt- <törü-t- “yaratmak” (Arat 1979:463)

törütür üdinde köŋül bermese / tilekke tegümez bu anda basa “Tanrı yaratırken gönül vermezse insan hiçbir dileğine erişemez.” (KB 1821)

-(X)t- eki törüt- eylemini törü- kökünden mana bakımından uzaklaştırmış ve türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.

uza- “uzamak, uzanmak” (Clauson 1972:281)

uzat- <uza-at- “uzatmak, uğurlamak, yolcu etmek, eşlik etmek” (Clauson 1972:282) beş yüz erenniŋ aşı suvı kölüki takı ne kergekin alku tüketi berip uzatıp öntürdi “Beş yüz kişinin aşı, suyu, yük hayvanından başka ne gerekiyorsa hepsini, tam olarak verdi onları uğurlayıp yolcu etti.” (İKP XXVIII-5)

-(X)t- eki örnek cümlede “uğurlamak, yolcu etmek” anlamları ile eyleme uza- kökünden farklı bir mana yüklemiştir ve bu manada ettirgenlik anlamı mevcut değildir. Bu nedenle ek sadece türetimlik işlevi ile kullanılmıştır.