• Sonuç bulunamadı

2. REFAH PARTİSİ’NİN KAPATILMASININ YAYGIN YAZILI BASINDA

2.2. Sabah Gazetesi

Sabah gazetesinde Refah Partisi’nin kapatılma kararı ile ilgili ilk haber 17 Ocak 1998 tarihinde yayınlanmıştır. “Şeriatın kestiği parmak acımaz” başlığıyla manşetten yayınlanan haber, iç sayfada da tam sayfa olarak ele alınmıştır. Haberde kapatma kararının hukuki dayanağına yönelik birçok madde ve kanun tekrar edilerek karar yasal bir dayanak üzerinden haberleştirilmiştir. Haber söylemi de bu bağlamda oluşturulmuştur. Haberin spotunda da bu nokta dikkat çekmiş ve kullanılan iki spotta da karar sonrasında Erbakan’ın bundan sonra milletvekili olmasının hayal ürünü olduğu ve hapis tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulanmıştır. Yayınlanan haberde kullanılan bir söylem kalıbı dikkat çekmektedir. Hürriyet gazetesinde de olduğu gibi, Sabah gazetesi de Refah’ın kapatılmasına karşı hayır oyu kullanan iki Anayasa Mahkemesi Üyesini “muhalif” olarak nitelemesi ve “sadece iki kişi” demesiyle, mahkemede alınan kararın çoğunluk esasına dayandığını ön plana çıkarmıştır. Haberi belirli çerçeveleme

yöntemlerinin kullanılmasıyla yayınlayan gazete, parti kapatmayı olumlayan söylem kalıplarını meşrulaştırmak istemektedir. Haber içerisinde siyasi partilerin demokrasilerde kapatılmasına yönelik hiçbir değerlendirmeye yer verilmezken, bu konuda herhangi bir yorum da bulunmamaktadır.

Aynı tarihte “Refah tarih oldu” başlığıyla geniş bir kapsamda yayınlanan bir başka haberde kanun ve yönetmeliklere dayandırılarak kapatma kararını olumlayan bir haber söylemi oluşturulmuştur. Haberin spot ve alt başlıklarında sık sık Refah Partisi’nin kapatma kararından sorumlu olduğu işlenmiş ve haberde oluşturulmak istenilen söylem desteklenmiştir. Bu haberde seçilen sözcükler ve cümle yapılarının hepsinde de demokrasi üzerine dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer’in açıklamaları damgasını vurmuştur. Sezer demokratik rejimlerde siyasi partilerin vazgeçilmez örgütlenmeler olduğunu ifade etmiş fakat partilerin kapatılmasının da demokratik bir süreç olduğunu dile getirmiştir. Bu açıklamayı haberin girişinde kullanan gazete de haberde üretmek istediği kapatma kararını olumlayan haber çerçevesini ön plana çıkarmıştır. Aynı sayfada yayınlanan bir başka haberde ise “2 ‘hayır’cı hukukçu değil” başlığı kullanılmış ve Anayasa Mahkemesi’nin hayır oyu veren iki üyesinin fotoğrafları da ön plana çıkarılarak haber çerçevesi oluşturulmuştur. Bu haberde iki üyenin hukukçu olmadıkları sık sık tekrar edilerek, aldıkları kararın bir anlamda hukuk bilgilerinin eksik olması sebebiyle hayır olduğu vurgulanmak istenmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi üyesi ve hayır oyu veren Haşim Kılıç’ın “Ben Refah Partisi’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmadığı kanısındayım” sözü haber metninde ön plana çıkarılarak, haber söyleminde partinin laiklik karşıtı bir duruş sergilediği düşüncesi oluşturulmuştur. Ayrıca bu iki üyenin atanmasında da bazı tartışmaların yaşandığını haber söyleminde öne çıkaran gazete, bu sayede üyelerin aldıkları kararların sorunlu oldukları gibi bir söylemi haberin içerisinde yeniden üretmiştir.

Aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise, Başbakan Mesut Yılmaz’ın karar hakkında yaptığı yorumlar doğrudan haberin başlığına taşınarak, haber söylemi resmi bir kaynakla güçlendirilmek istenmiştir. Yılmaz’ın “Erbakan’a özeleştiri önerdim” sözünün başlık olarak kullanıldığı haberde, haber söylemi Refah Partisi’nin kapatılmasının esas sorumlusu olarak parti lideri Erbakan’ı işaret edecek şekilde

oluşturulmuştur. Haberde kullanılan ve Yılmaz ile Erbakan’ın beraber oldukları bir fotoğraf karesi de, ikili arasında öncesinde bu konu hakkında herhangi bir görüşmenin yapılmış olduğu fikrini desteklemek için kullanılmıştır. Ayrıca Yılmaz, merkez sağda beraberliği sağlamak için bu kararın bir fırsat olarak düşünülmesi gerektiğini açıklamış ve haberde bu açıklamaya geniş bir yer verilmiştir. Bu sayede Türk siyasi hayatı için Refah Partisi’nin kapatılması bir fırsat olarak haber söyleminde aktarılırken, bu haberde de parti kapatmanın demokratik açıdan açmazları tartışılmamıştır.

Gazete kapatma kararını olumlayan bir yayın politikası izlediği için haberlerindeki söylem kalıplarını da kararı destekleyen uygun çerçevelere göre üretmeye dikkat etmiştir. Tıpkı Hürriyet gibi Sabah gazetesi de yabancı basında Refah Partisi’nin kapatılması hakkında yayınlanan ve kararı destekleyen haberleri aktarmayı tercih etmiştir. Özellikle Avrupa basınından “Ülkenin iç işi”, “Beklenen oldu” ve “Adalet kararı” gibi başlıklı haberleri aktaran gazete, bu sayede kapatma kararını destekleyen yayın politikasını dış basından aktardığı haberlerle de desteklemiştir. Bu haberlerin hiçbirisinde demokrasi vurgusu yapılmamış ve yabancı basında yayınlanan haberler art alan bağlam bilgisi dikkate alınmadan birkaç cümleyle aktarılmıştır. Yabancı basında yayınlanan haberlerin Sabah gazetesinin genel yayın politikasını ve haber kalıplarını destekleyen başlık ve spotları ön plana çıkarılmış, haberlerin tam metinleri hakkında herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir.

17 Ocak tarihinde “3 parti kapattırdı” başlığıyla yayınlanan bir başka haberde ise, Erbakan’ın Cuma namazı kılarken çekilen bir fotoğrafı kullanılmıştır. Haber söyleminde öne çıkarılan daha çok partisinin kapatılmasının sorumlusu olarak Erbakan’ın kendisi olduğu bilgisidir. Geçmişe yönelik olarak iki kez daha bu olayı yaşadığı aktarılan Erbakan’ın, kapatma davalarından bir türlü ders almadığı da haber söyleminde ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca bu haberin hemen yanı başında parti yöneticilerinin bundan önce yaptıkları kişisel açıklamalara değinilerek, haberin söylemi tüm sayfa yapısıyla tek bir boyuta taşınmaya çalışılmıştır. “Tek yol şeriat”, “Kan akacak”, “Kuran nizamı”, “Türkiye yıkılacak”, “Kanlı mı, tatlı mı” ve “Çözüm şeriattır” gibi açıklamalar haberde oluşturulmak istenen kapatma kararını olumlayan haber söylemini destekleyen unsurlar olarak yayınlanmıştır. Bu sayede Refah Partisi’nin rejim

karşıtı görüşlerin merkezi konumuna geldiği ve demokratik bir yapılanmadan yoksun olduğu fikri haber söyleminde yeniden üretilmiştir.

18 Ocak tarihinde “Yenisine de geçit yok” başlığıyla yayınlanan bir başka haberde ise, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın kapatılan Refah Partisi üyelerinin yeni bir partiye toplu olarak geçmeleri, milletvekillerinin toplu olarak aynı partiye geçmeleri, yasaklı liderin bu partiyi işaret etmesi ve parti yanlısı gazetelerin bu oluşumu desteklemeleri halinde yeni kurulacak partinin de kapatılacağına yönelik açıklamaları manşetten verilerek haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Savaş’ın hiçbir yasal dayanağı olmadan tehdit şeklinde henüz kurulmamış bir partiyi kapatma isteği, haber söylemini oluşturan temel dayanak noktası olmuştur. Savaş’ın bir hukukçu olması nedeniyle yaptığı açıklamaları kesin gerçeklikmiş gibi kabullenen bir mantıkla haber aktarılmıştır. Bu haberde farklı düşünce ve görüşlere yer verilmeyerek, demokrasilerde siyasal örgütlenmelerin kapatılmasının antidemokratik bir tavır olduğu dile getirilmeyerek; haber metni kaynağın açıklamaları doğrultusunda anlamsal bir kapanmayla oluşturulmak istenmiştir. Aynı haberin alt başlığında “vicdanı rahat” cümlesi kullanılarak, Vural Savaş’ın aldığı karardan dolayı herhangi bir rahatsızlığının olmadığı da işlenmiştir. Ayrıca Savaş’ın parti kapatmanın bir ceza değil, laik ve demokratik rejimi korumak için bir tedbir olduğu yönündeki açıklaması da haber söyleminde ön plana çıkarılmış ve Refah Partisi’nin kapatılmasının demokratik rejimin geleceği için zorunlu olduğu fikri haber metninde yeniden üretilmiştir.

Aynı tarihte “İslamcılar yasadışı” başlığıyla yayınlanan haberde, haber çerçevesi Fransız basınının ve Fransız hükümetinin Refah Partisi’nin kapatılmasına yönelik olarak yaptıkları değerlendirmeler ekseninde oluşturulmuştur. Haber söyleminde kapatma kararını olumlayan açıklamalara fazlaca yer verilmiş ve farklı yorum ve değerlendirmelerden bahsedilmemiştir. Fransız basınının demokrasilerde bu tür önlemlerin üzücü olduğu fakat laik sistemi korumak için gerekli olduğu fikri sık sık ön plana çıkarılarak, Refah Partisi’nin kapatılmasının gerekli olduğu söylemi haber metninde üretilmek istenmiştir. Ayrıca haberde Fransız hükümet görevlilerinin kapatma kararının hukuki olduğu ve sorunun temel kaynağının Refah Partisi olduğu yönündeki açıklamaları da haberde ele alınarak, haberin bütününde oluşturulmak istenen kapatma kararını olumlayıcı söylem desteklenmiştir. Aynı sayfada yer alan bir başka haberde

“Erbakan sabırları taşırdı” başlığı kullanılmıştır. Haberde Rus medyasında Refah Partisi’nin kapatılmasının nasıl algılandığı ele alınmış ve değerlendirmeler yapılmıştır. Özellikle Rus Resmi Haber Ajansı Itar-Tass’ın Erbakan’a yönelik eleştirel değerlendirmeleri ön plana çıkartılırken, kapatma kararının hukuki bir boyut taşıdığı ve demokrasinin geleceği için yararlı olduğu vurgusu, haberde oluşturulmak istenen söylemi desteklemek için ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca gazete aynı gün tam sayfa olarak Erbakan’ın siyasi geçmişi ve özgeçmişini anlatan tam sayfa bir bölüm hazırlamış ve Erbakan’ın geçmişinde aldığı din eğitimi ve hoca unvanının nasıl oluştuğu da başlıktan vermiştir.

Aynı tarihte yayınlanan “Karar saygıyla karşılanmalı” başlıklı bir diğer haberde ise Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in, kapatma kararı ile ilgili yorumları haberleştirilmiştir. Özden’in karar saygıyla karşılanmalı yönündeki açıklaması doğrudan haberin başlığına taşınarak, haberde kaynağa yönelik olarak içselleştirme yapılmıştır. Ayrıca Özden’in alınan kararın demokratik bir süreç sonrasında oluştuğunu ve bunun tartışılmaması gerektiğini dile getiren sözleri de haberde ön plana çıkarılarak, kaynağın hukukçu kimliğiyle haberde oluşturulmak istenen söylem desteklenmiştir. Haberde kullanılan cümle yapıları ve sözcük seçimlerinde de özenle, alınan kararın hukuki bir boyutunun olduğu ve bu nedenle tartışılmaması gerektiği yönünde bir haber çerçevesi üretilmiştir.

18 Ocak tarihinde yayınlanan bir başka haberde dönemin siyasi liderlerinden Hüsamettin Cindoruk’un Refah Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili yaptığı yorumlar “Cindoruk kararı yerinde buldu” başlığıyla yayınlanmıştır. Haberde Cindoruk’un görüşleri ön plana çıkarılarak, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın doğru ve hukuka uygun olduğu söylemi üretilmek istenmiştir.

19 Ocak tarihinde yayınlanan “Bizi de alacaklar” başlıklı haberde, Refah Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in açıklamaları manşetten verilmiştir. Gökçek partinin kapatılacağını daha önceden dile getirdiğini, şimdi kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevden alınacaklarını dile getirmiş; bu açıklamalar haberin ana çerçevesini oluşturmuştur. Haberde Gökçek’in söylediklerinin senaryo olduğu, haber spotunda ve ara başlıklarda tercih edilen sözcük seçimleriyle ispatlanmak istenmiştir. Ayrıca haberin söyleminde

bunların temelsiz iddialar olduğu ve alınan kararın da hukuki olduğunu destekleyecek cümle yapıları kullanılmıştır. Ayrıca bu haberde kullanılan fotoğraf haber söylemiyle çok örtüşmemekte, daha çok Refah Partisi’nin laiklik karşıtı odakların merkezi olduğu yönünde bir söylemi oluşturmak için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Haberin fotoğrafında “Mücahid Erbakan” yazılı bir Erbakan fotoğrafı kullanılarak, haber söylemi görsel olarak desteklenmiştir. Fakat fotoğraf haberin temel konusuyla doğrudan herhangi bir ilişki taşımamaktadır.

20 Ocak tarihinde manşetten “Hoca neyin peşinde” başlığıyla yayınlanan haberde, kapatma kararından sonra Erbakan’ın kendi siyasi kariyerini ve yeni kuracağı partinin geleceğini kurtarmak için hükümetteki siyasi gruplarla görüşmesi haberleştirilmiştir. Bu haberde Erbakan’ın tek kaygısının yeniden milletvekili olarak seçilebilmesini garantiye alması ve hangi siyasi oluşumla olursa olsun bu koşulları sağlayan hükümete, milletvekilleriyle destek sağlayacağı sözünü vermesi ön plana çıkarılmıştır. Haber metninde oluşturulmak istenen temel söylem, Erbakan’ın ilk hedefinin kendi siyasi geleceğini garanti altına almak olduğu ve bu nedenle her türlü çıkar ilişkisini meşru gördüğü olmuştur. Haberde Refah Partisi’nin kapatılmasının nasıl bir etkiye sahip olduğu ve kapatma kararının diğer siyasi partiler tarafından nasıl algılandığına yönelik hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Gazetenin bu konu hakkındaki diğer haberlerinde olduğu gibi bu haberinde de, demokrasi üzerine bir söylem geliştirilmemiş ve kapatma kararının demokratik olup olmadığının değerlendirilmesi yapılmamıştır.

“RP’nin Avrupa başvurusu zorlaştı” başlığıyla aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise, kapatma kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmeyi amaçlayan Refah Partisi’nin isteğinin hukuki olarak temelsiz olduğu haberleştirilmiştir. Haberde, alınan kararın yasal olduğu aktarılırken, bu konuda haber söylemini desteklemek için haber metninde çok sayıda kanun ve yasaya atıf yapılmıştır. Bu sayede Refah Partisi’nin hukuki bir işleyiş sonrasında kapatıldığı ve parti yöneticilerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitme istekleri olumsuzlanarak haber söylemine yerleştirilmiştir. Ayrıca haberde kullanılan başlık ve spotta bu söylem kalıbını destekleyici cümle yapılarıyla oluşturularak aktarılmıştır. 20 Ocak tarihinde yayınlanan bir başka haberde ise “ 2 Refahlı yurtdışında kulis yapıyor” başlığı kullanılmıştır.

Yayınlanan haberde Refah Partisi’nin kapatılmasına açıklamaları ve eylemleriyle neden olan Şevki Yılmaz ve bir milletvekilinin Avrupa’da partiye destek aradıkları ön plana çıkarılarak aktarılmıştır. Haberde iki Refahlının Avrupa’da bulunan ve Refah Partisi’nin en güçlü kozu olarak kabul edilen Milli Görüş Teşkilatı üyeleriyle görüşerek, Avrupa genelinde protesto mitingleri organize ettikleri haberin temel söylem kalıbını oluşturmuştur. Haberde iki milletvekilinin de yurtdışına çıkışlarının sorunlu olduğu vurgulanırken, bu bilginin dayandırıldığı hiçbir resmi kaynak ya da görüşe yer verilmemiştir. Haberin odak noktasını milletvekillerinin örgütlediğine inanılan protesto gösterileri oluşturmaktadır. Bu bağlamda haber vekillerin insanları kapatma kararına karşı sokak eylemleri yapmaya teşvik ettiği ve bu çalışmaları illegal yollardan da destekledikleri görüşünü yeniden üretmektedir.

21 Ocak tarihinde “Hoca işaret verdi” başlığıyla sürmanşetten yayınlanan haberde, Erbakan’ın parti grubunda yaptığı son konuşma ve bu konuşmanın içeriği haberleştirilmiştir. Yayınlanan haberde Erbakan’ın yeni kurulacak olan parti hakkında bilgi verdiği ve bu partinin de milli görüş düşüncesi çerçevesinde işleyişini devam ettireceği fikri ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca gazete haber fotoğrafı olarak başlığa uyumlu bir fotoğraf seçmiş ve haber metininde oluşturmak istediği haber söylemini desteklemiştir. Haberin fotoğrafında Erbakan’ın işaret parmağıyla bir yeri göstermiş olduğu bir kare fotoğraf kullanılarak, başlıktaki “işaret” kelimesi görsel olarak desteklenmiştir. Haber yapılan sözcük seçimlerinde de dikkat çeken konu, sözcüklerden çoğunluğunun Milli Görüş ve Refah Partisi’nin devamı gibi kelime kalıplarını içermesidir. Aynı haberin politika sayfasında daha detaylıca verilen bölümünde ise, Erbakan’ın grup toplantısında gerekli yasal düzenlemeleri kısa zaman içerisinde yaparak kendisini ve partisini kurtarmaya çalıştığı haberleştirilmiştir. Haberde kullanılan “Baklayı ağzından çıkardı” başlığıyla, aslında Erbakan’ın başından beri samimi bir tavır sergilemediği ve kullandığı demokrasi söyleminin arkasında şahsi çıkarlarının olduğu dile getirilmiştir.

Sabah gazetesi yayın politikası çerçevesinde Refah Partisi’nin kapatılması hakkında yayınladığı haberlerde partinin kapatılmasının yasal bir dayanağı olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Gazete haberlerinde kullandığı söylem kalıplarında Refah Partisi’nin kapatılmasının tek sorumlusu olarak, partinin kendi yöneticileri olduğu

fikrini sık sık dile getirmiş ve bu söylemi haberlerinde kullanmıştır. Ayrıca gazete haber söylemini yurtdışından konu hakkında yayınlanan haberler ve yapılan açıklamalar ekseninde destekleyerek güçlendirmeyi amaçlamıştır. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin kararı destekleyen açıklamalarını ön plana çıkarmaya dikkat eden gazete, konu hakkında yurtdışından yapılan farklı yorum ve değerlendirmelere haberlerinde asla yer vermemiştir. Sabah gazetesi haber söyleminde demokrasi vurgusunu ve demokratik rejimlerde parti kapatma uygulamalarının olabileceği görüşünü ön plana çıkararak, alınan kararın demokrasiye uyumlu olduğu fikrini üretmek istemiştir. Bu fikri desteklemek için de sık sık kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerinin ya da Refah Partisi’ne kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın konu hakkındaki açıklamalarını haberlerinde söylemin merkezine yerleştirerek, kapatma kararının yasal bir eylem olduğunu vurgulamayı amaçlamıştır. Özellikle bu tip haberlerde resmi bir kaynağa bağımlılığa dikkat eden gazete, aynı zamanda bu kaynağın görüşlerinin de kapatma kararını olumlayan bir çerçevede olmasına dikkat etmiştir. Kapatma kararının demokratik olup olmadığı hakkında farklı bakış açıları ve değerlendirmeler asla gazetenin haberlerinde ele alınmamış ve yok sayılmak istenmiştir. Bu bağlamda gazetenin haberlerinde baskın olarak kullanılan söylem, alınan kararın antidemokratik bir yönünün olmadığı ve bu kararı alan kişilerin hukukçu kişiliklerine saygı duyulması gerektiği şeklinde biçimlenmiştir. Ayrıca gazete haberlerinde tek yanlı kaynak kullanmayı tercih ederek, haber söyleminde oluşturmak istediği söylem çerçevesini de desteklemiştir.

Benzer Belgeler