• Sonuç bulunamadı

2. REFAH PARTİSİ’NİN KAPATILMASININ YAYGIN YAZILI BASINDA

2.4. Yeni Şafak Gazetesi

Yeni Şafak gazetesinde Refah Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili ilk haber 17 Ocak tarihinde yayınlanmıştır. “RP’de strateji arayışı” başlığıyla yayınlanan haberde, kapatma kararı sonrasında Refah Partili kurmayların toplanacağı ve bir yol haritası belirleyeceği haberin ana konusunu oluşturmaktadır. Haber manşetten verilirken, Erbakan’ın düşünceli bir fotoğrafının da haberde görsel öğe olarak kullanılması dikkat çekici unsurlar olarak göze çarpmaktadır. Haberde Refah Partili vekillerin yeni dönemde nasıl bir politika izleyeceği de ele alınırken, kesinlikle gerginlik politikasını takip etmeyecekleri başlık ve spotlarda ön plana çıkarılmıştır. Aynı sayfada “Kapatmaya tepkiler” başlığıyla yayınlanan haberde ise dönemin kapatma kararı hakkında karşıt görüşler açıklayan siyasetçilerinin açıklamaları ele alınmıştır. Bu açıklamalarda demokrasi üzerine önemle durulmuş ve haber söyleminde Refah Partisi’nin kapatılmasının antidemokratik bir eylem olduğu oluşturulmak istenmiştir. Ara başlıklarda kullanılan “Parti ancak sandıkta kapanır” ve “ Karar demokrasinin kamburudur” cümleleri haberde oluşturulmak istenen söylemi destekleyici unsurlar

olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca bu haberde kullanılan dil yapısında en çok tercih edilen cümleler demokrasiye aykırılık ekseninde oluşmuştur.

Aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise “Hukuk açısından yüz karasıdır” başlığıyla yayınlanan bir başka haberde ise, Aydın Menderes’in kapatma kararını eleştiren değerlendirmeleri haberleştirilmiştir. Haber söyleminde kapatma kararının demokrasi karşıtı bir eylem olduğu ve hiçbir hukuki dayanağının olmadığı ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca Menderes’in açıklamalarından bazı sözcükler doğrudan haberin başlığında ve spotunda kullanılarak, haberde içselleştirme yapılmıştır. Aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise kapatma kararına yabancı basının tepkisi haberleştirilmiştir. Yapılan haberde dünya basınından farklı gazetelerin kapatma kararını eleştiren açıklamaları ön plana çıkarılırken, “Fosilleşmiş devlet ideolojisi”, “Demokratik değerlere darbe” “RP’nin gücünü etkilemez” gibi yabancı basında atılan başlıklar alt başlık olarak kullanılmıştır. Bu sayede haber metninde oluşturulmak istenen kapatma kararının yanlış olduğu söylemi güçlendirilmiştir.

Aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise “RP tamam, sıra DKP’de” başlığı kullanılarak, Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası görüşülecek olan Demokratik Kitle Partisi’nin durumu haberleştirilmiştir. Haberin spotunda parti kapatmanın demokratik değerlerle örtüşmediği dile getirilirken, haberin metninde spottaki görüşü destekleyen bir söylem çerçevesi oluşturulmuştur. Haberde DKP lideri Şerafettin Elçi’nin görüşlerine geniş çapta yer verilirken, Elçi’nin parti kapatmanın totaliter rejimlerde yapılan bir uygulama olduğu ve millet iradesini kapatmanın mümkün olmadığı yönündeki açıklamaları haberde oluşturulmak istenen söylemi desteklemek için kullanılmıştır. Elçi’nin Anayasa Mahkemesi üyeleri ve kapatma kararını destekleyen bürokratların “kendilerini kandırıyorlar” ifadesiyle aktarılması da haberdeki söylem kalıbının yapısını ortaya koymaktadır.

Aynı gün “Milli Nizam’dan Refah’a 30 yıllık mücadele” başlığıyla tam sayfa olarak yayınlanan ve Erbakan’ın siyasi geçmişi ve demokrasi mücadelesi ekseninde oluşturulan yazıda ise, kapatma kararının demokratik süreçlere darbe vurduğunu dile getirmektedir. Kapatma davasının yasal bir dayanağının olmadığı yönünde geniş çaplı bilgiye yer verilirken, davayı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş’ın bazı gazete patronlarından iddianamenin gazeteler tarafından ücretsiz ek olarak dağıtılmasını

istemesi de, açılan davanın taraflı bir bakış açısıyla açıldığını kanıtlamak için yazıda aktarılmıştır. Ayrıca yazıda geçmişiyle birlikte Erbakan’ın ve Refah Partisi’nin demokrasinin yükselmesi için çalıştığı ve hiçbir antidemokratik eyleme onay vermediği de ön plana çıkarılarak aktarılmıştır. Bu sayede alınan kapatma kararının eleştirisi yapılırken, oluşturulmak istenen söylemde desteklenmiştir. Ayrıca yazı için kullanılan görsel öğelerde dikkat çekmektedir. Özellikle Erbakan’ın görev ve çalışma sırasında çekilen fotoğrafları, onun halk arasındaki fotoğraflarıyla da desteklenerek haber söylemine uygun bir imaj oluşturulmak istenmiştir.

“Karar AB’den kopuşu hızlandırır” başlığıyla aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise, Türkiye’de çalışan yabancı basın temsilcilerinin Refah Partisi’nin kapatılmasına ilişkin değerlendirmeleri haberleştirilmiştir. Haberin spotunda yabancı basın temsilcilerinin de karara tepkili oldukları aktarılarak, haberde alınan kararın yanlış bir karar olduğu söylemi oluşturulmak istenmiştir. Haberin içeriğinde kapatma kararının demokratik sitemlerde olmaması gerektiği fikri ele alınırken, bu karar nedeniyle Avrupa Birliği’nden de uzaklaşıldığı görüşü aktarılmıştır. Haberde ayrıca AB’nin Refah Partisi’ne karşı olmadığı tam aksine Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik olmayan yasa ve kurumsal yapısına karşı olduğu aktarılmıştır. Bu sayede haber metninde kapatma kararının yurt dışında geniş tabanlı bir rahatsızlık uyandırdığı ve alınan kararın demokratik değerlerlerle örtüşmediği söylemi üretilmiştir. Ayrıca yabancı basın temsilcilerinden bazılarının kapatma kararının siyasi olduğu yönündeki açıklamaları da haberin spotunda kullanılarak, haberde üretilmek istenen kapatma kararının demokratik olmadığı söylemi pekiştirilmiştir. “İşçiler kapatmayı sorguluyor” başlığıyla yayınlanan bir başka haberde ise, sendikaların Refah Partisi’nin kapatılmasına yönelik tutumları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde büyük sendika yöneticilerinin kendi çıkarları nedeniyle Refah Partisi’nin kapatılmasını olumlayan açıklamalar yapması ele alınırken, bazı sendika başkanları ve genellikle işçi kesimi arasında kararın rahatsızlık uyandırdığı haberde ön plana çıkarılmıştır. Haber söylemi bazı sendika başkanlarının kapatma kararının yasal bir dayanağının olmadığı ve bu kararla Türk demokrasisinin zarar gördüğü yönünde yaptığı açıklamalar çerçevesinde oluşturulmuştur. Bu bağlamda kararı eleştiren sendika yöneticileri ve üyelerinin görüşlerine geniş çapta yer verilirken, bu kişilerin açıklamaları haberin spotunda da kullanılarak haberde tek yönlü bir kaynak ilişkisi oluşturulmuştur.

18 Ocak tarihinde “Sermaye karara sevindi” başlığıyla yayınlanan haberde ise, uluslararası sermaye ile ilişki içerisinde olan bir grup sermayedarın alınan kapatma kararını sevinçle karşıladığı haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Refah Partisi’nin milli bir ekonomi modeli uyguladığı ve bunun uluslararası sermayedarları rahatsız ettiği söylemi oluşturulmak istenmiş ve bu yönde cümle tercihleri yapılmıştır. Haberde ayrıca uluslararası sermayenin Türkiye’deki uzantısı olan grupların yaptıkları açıklamalar ara başlığa taşınırken, bu grupların demokratik değerlerden çok kendi mali kaygılarına göre hareket ettikleri vurgulanmıştır. Haberde kapatılan Refah Partisi’nin ekonomi politikasının milli unsurlar içerdiği haberde yan anlamlarla oluşturulurken, bu sayede kapatma kararı da eleştirilmiştir. Aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise “ Özden: Babam bile olsa asarım” başlığı kullanılarak, Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in Refah Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili açıklamaları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Özden’in karara saygı duyulması yönündeki açıklamaları ele alınırken, haber söyleminde Özden’in AB ve AİHM’nin kapatma kararına ilişkin değerlendirmeleri daha fazla ön plana çıkarılmıştır. Özden’in “AB’nin hukuka en uygun kararları bile Türkiye aleyhine sonuçlandıracağı” ve “AB kararları kendi siyasi ideolojisi doğrultusunda verir” şeklindeki açıklamaları ile AİHM’den çıkacak bir kararın önemsiz olduğu ve taraflı olduğu düşüncesine sahip olduğu aktarılmıştır. Bu sayede Özden’in AİHM’den çıkacak olan bir kararı tanımamaya yönelik düşüncesinin olduğu haber söyleminde üretilmiştir.

Arap dünyasından kapatma kararına gelen tepkilerin konu edildiği bir başka haberde ise “İnsanları zorla şiddetin içine çekiyorlar” başlığı kullanılmıştır. Arap düşünürlerden alınan görüşler çerçevesinde şekillendirilen haber söyleminde, Refah Partisi’nin demokratik değerler üzerinde siyaset yapan bir kitle partisi olduğu ve bu nedenle kapatılmasının yanlış olduğu fikri üretilmek istenmiştir. Haberde kullanılan ara başlıklarda demokratik koşullarda bir partinin asla kapatılmaması gerektiği aktarılmış ve bu düşünürlerin sözlerinden doğrudan alıntı yapılarak başlıkta kullanılmıştır. Ayrıca haberin söyleminde alınan kararın İslam coğrafyasında üzüntüyle karşılandığı ve Türk demokrasisinin bölgenin diğer totaliter rejimlerindeki uygulamalara benzediğinin aktarılması, haberin söyleminde kapatma kararının demokratik koşullara uygun olmayan bir karar olduğu görüşünü oluşturmuştur.

19 Ocak tarihinde “Sükunet tedirginliği” başlığıyla manşetten yayınlanan haberde ise, Refah Partisi’nin tabanının siyasi gerekçelerle alınmış olan kapatma kararını büyük bir olgunlukla karşılaması haberleştirilmiştir. Haberde Refah’ı kapatan iradenin kapatma kararı sonrasında toplumsal olayların patlak vermesi beklentisi içerisinde olduğu fakat parti seçmeninin büyük bir olgunluk göstererek bu kararı kabul ettiği haber söylemi olarak oluşturulmuştur. Haberde kullanılan spotta da bu konu ön plana çıkarılırken, haberin ara başlıklarında “Tabandan taşkınlık bekliyorlardı” ve “Bakanlıkta gizli genelge” kelimelerinin tercih edilmesi ile haber söyleminde partililerin alınan karar ne olursa olsun saygılı oldukları oluşturulmak istenmiştir. İçişleri Bakanlığı’nda bu konu hakkında gizli bir genelgenin hazırlandığını da ele alan haber metni, Refah Partili seçmenin demokratik değerleri özümsediği fikrini de işlemiştir. Ayrıca Refah Partili Şevket Kazan’ın görüşleriyle de desteklenen haber söyleminde kapatma kararının yanlış bir karar olmasına rağmen, parti tabanının hukuka saygılı olduğu görüşü üretilmek istenmiştir. Aynı haberi destekler şekilde iç sayfalarda yayınlanan bir başka haberde ise Erbakan’ın Ankara’da partililerle katıldığı bir toplantıda kapatma kararı hakkında parti tabanının vermiş olduğu tepkiyi “Hukuka saygılı bir partiyiz” başlığıyla gazetenin haberleştirmesi dikkat çekmektedir. Gazete bu iki haberde de parti tabanının demokratik değerleri özümseyerek alınan karara sükûnet içerisinde tepki verdiği söylemini oluşturmak istemiştir. Bu haberde Erbakan’ın görüşlerine geniş çapta yer verilirken, onun partisinin demokratik değerler ve bu toplumun birliği için mücadele ettiği yönündeki açıklamaları haberin söylemini destekleyen en önemli içerik olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise “Refah Partisi’nin kapatılmasına tepkiler sürüyor” başlığı kullanılarak, yurt içinden siyasetçilerden kapatma kararını haksız bir karar olduğu yönünde yapılan açıklamalar haberleştirilmiştir. Haberde kapatma kararını eleştiren siyasilerin görüşlerine geniş çapta yer verilirken, haber söyleminde kapatma kararının hukuka ve demokratik değerlere uygun olmadığı, var olan anayasanın parti kapatmayla ilgili hükmünün değiştirilmesi gerektiği oluşturulmak istenmiştir. Siyasetçilerin bu konu hakkında yaptıkları yorumların demokrasi ve kapatma kararının yanlışlığı yönündeki açıklamaları art alan bağlam bilgisinden soyutlanarak haber metnine yerleştirilmiştir. Ayrıca bu haberde kararı olumlayan hiçbir farklı görüşe yer verilmeyerek, haber metni tek boyutlu bir anlamsal kapanmaya izin verecek şekilde oluşturulmuştur.

“Ürün: RP medyanın tahriğiyle kapatıldı” başlığıyla aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise, Refah Partisi Konya Milletvekili Halil Ürün’ün kapatma kararını eleştiren açıklamaları haberleştirilmiştir. Haberde Ürün’ün alınan kararın yasal olmaktan öte, medyanın Refah Partisi üzerinde oluşturmuş olduğu negatif ortam sayesinde ortaya çıktığı anlamındaki açıklamaları ön plana çıkarılarak, haber söylemi kapatma kararını yasal dayanaktan uzak olduğu fikri çerçevesinde kapatılmıştır. Ürün’ün medyanın bu konuda vermiş olduğu demokrasi sınavından kaldığını dile getiren sözleri daha da genişletilerek Türk hukukunun demokrasi sınavından kaldığı şeklinde haber söylemine yerleştirilmiştir.

Aynı tarihte “Türkiye kendine etti” başlığıyla geniş bir yer ayrılarak yayınlanan haberde ise, dış basın ve yabancı devlet adamlarının kapatma kararı hakkında yapmış oldukları açıklamalar haberleştirilmiştir. Haber söyleminde genellikle kapatma kararının hatalı bir karar olduğu yönünde bir düşünce işlenmek istenmiş ve bu bağlamda söylemi destekleyecek açıklamalara haberde yer verilmiştir. Özelikle yabancı basından kararın hatalı olduğu ve Türkiye’de demokratik süreçleri aksattığı yönünde yapılan açıklamalar haberin başlık ve spotunda işlenerek haberin söylem çerçevesi oluşturulmuştur. Haber metninde de aynı söylem kalıbı çerçevesinde görüşlere yer verilerek, haberde söylemsel bir bütünlük sağlanmıştır. Kapatma kararını olumlayan görüş ve düşüncelere haberde yer verilmezken, kararın demokrasiye zarar verdiği düşüncesi de sık sık haber metninde işlenerek haber söylemi pekiştirilmiştir. Özelikle yabancı basından alıntılanan “Demokrasiyi yaralayan beceriksiz davranış”, “Karar demokrasiyi tehdit ediyor” gibi ara başlıklar haberdeki söylem çerçevesinin oluşmasına çok büyük etki yapmıştır.

20 Ocak tarihinde “Demokrasi atağı” başlığıyla manşetten yayınlanan haberde, Refah Partisi lideri Erbakan’ın diğer parti liderleriyle parti kapatmayı zorlaştırmak ve demokratik uygulamaların düzeyini arttırmak için yapmış olduğu görüşmeler haberleştirilmiştir. Haber söylemi Erbakan’ın ve Refah Partisi’nin demokratik değerlerin güçlenmesi için çalıştıkları çerçevesinde kurulmuştur. Haberin başlık, spot ve ara başlıkları bu söylemi destekleyen unsurlar olarak kullanılmıştır. Ayrıca haberde kullanılan “Demokrasi cephesi” ara başlığının içerisinde Refah Partisi’nin tam anlamıyla demokrasiyi hedefleyen ve hatalı kapatma kararı sonrasında da bu amacından vazgeçmeyeceğini dile getiren ifadelere geniş çapta yer verilmiştir. Aynı sayfada

yayınlanan “IMF’den Refah endişesi” başlıklı bir diğer haberde ise kapatma kararından sonra bozulan siyasi yapının erken seçimle sonuçlanacağı ve bununda ekonomik yapılanmaya zarar vereceği yönündeki Uluslararası Para Fonu’na (IMF) atfedilen görüşler haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Refah Partisi’nin kapatılması ile var olan siyasi yapının bozulduğu aktarılırken, haberde örtük olarak Refah döneminin siyasi ve ekonomik olarak istikrarlı bir dönem olduğu söylemi üretilmek istenmiştir. Haberin başlığında da IMF yetkililerinin açıklamaları kullanılarak, haber söylemi tek yanlı olarak bir anlamsal kapanmaya tabi tutulmuştur.

Aynı tarihte “RP’ye uluslararası destek” başlığıyla yayınlanan bir başka haberde ise, Refah Partisi’nin kapatılması sonrasında yurt dışından kapatma kararını eleştiren ve Refah Partisi’ne destek yönünde açıklamalar yapan uluslararası derneklerin açıklamaları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde ABD merkezli önemli derneklerin Refah Partisi’nin kapatılmasını eleştirdiği ve buna dönük olarak kapatma kararının demokratik düşünceyle örtüşmediği haber söyleminde ön plana çıkarılmıştır. Bu sayede gazete kapatma kararının yanlış bir karar olduğu yönündeki düşüncesini, yurtdışından kaynakların açıklamalarıyla da destekleyerek haber söyleminde aktarmıştır. Aynı tarihte “Erbakan: Bu yanlış karar kesinlikle düzeltilecektir” başlığıyla yayınlanan haberde, Erbakan’ın kapatma kararı sonrasında Bülent Ecevit’le yapmış olduğu görüşme sonrasındaki açıklamaları haberleştirilmiştir. Haberde yapılan görüşmenin detaylarından çok, Erbakan’ın kapatma kararıyla ilgili açıklamalarına yer verilmiştir. Haber söylemi Erbakan’ın kapatma kararının yanlış olduğu ve düzeltilmesi gerektiği yönündeki açıklamaları ile kapatma kararını eleştiren bir çerçevede oluşturulmuştur. Haberde tek yönlü bir kaynağa bağımlılık söz konusudur. Haberde Ecevit’in bu konu hakkında herhangi bir açıklamasına yer verilmezken, Erbakan’ın yaptığı açıklamaların toplum genelinde olumlu karşılandığı ve destek bulduğu şeklinde cümle yapıları kullanılmıştır. Ayrıca bu haberde de alınan kararın antidemokratik bir uygulama olduğu ve karar nedeniyle demokrasinin zarar gördüğü haber söyleminde ön plana çıkarılan konu başlıklarıdır.

21 Ocak tarihinde manşetten yayınlanan “Gerekirse sine-i millet” başlıklı haberde, Erbakan ve Tansu Çiller’in diğer siyasilerle yaptıkları görüşmelerden bir sonuç çıkmaması halinde sine-i millete dönecekleri haberleştirilmiştir. Yapılan haberde

Erbakan’ın ve Çiller’in demokratik değerlerin yeniden hayata geçirilebilmesi için bu kararı alabilecekleri aktarılırken, bu kararı doğrulayan herhangi bir kaynağa yer verilmemiştir. Haber söyleminde Büyük Birlik Partisi (BBP) Lideri Muhsin Yazıcıoğlu’na da yer verilirken, bu üç liderin fotoğrafları altında “demokratik ittifak” alt başlığı kullanılmıştır. Haber söylemi liderlerin demokrasi için ittifak içerisinde olduklarını ön plana çıkarırken, bu oluşuma destek vermeyen diğer siyasileri de demokrasiyi özümseyememekle suçlamaktadır. Haberde ayrıca Erbakan’ın, Çiller’in ve Yazıcıoğlu’nun bu mücadeleleri ile toplumun gönlünü kazandıkları dile getirilirken, mücadelelerinin toplumsal bir desteğinin de olduğu vurgusu yapılmak istenmiştir.

Aynı tarihte yayınlanan “Türkiye’yi asker yönetiyor” başlıklı bir diğer haberde ise Alman basınında Refah Partisi’nin kapatılması kararının nasıl yankı bulduğu haberleştirilmiştir. Haberde Alman basınının ağır ithamlar ile Türkiye’yi suçladığı spota taşınırken, haber metninde de demokratik değerlerin güç kaybettiğine yönelik cümleler tercih edilmiştir. Bu sayede haber kapatma kararının demokrasiye uygun olmayan bir davranış olduğu söylemi ekseninde anlamsal olarak kapanmıştır. Ayrıca haberde kullanılan ara başlıklarda “Çoğulcu demokrasiler için büyük tehlike”, “Türkiye’nin esas tehlikesi Refah değil”, “Yılmaz’ın timsah gözyaşları” gibi cümlelerin kullanılmasıyla, kapatma kararının demokratik açıdan yanlış bir karar olduğu fikri haber söylemini destekler biçimde kullanılmıştır. Ayrıca haberde Alman basınının ordunun kapatma kararında etkili olduğu görüşüne de geniş çapta yer ayrılmıştır. Haber söyleminde Türkiye’de askeri bir demokrasinin varolduğu da işlenmiştir. “Generaller kapattı”, “Son karar generallerde” ara başlıklarının kullanılması ile kapatma kararının demokratik sistemin işleyişine ara verdiği düşünülen ordu tarafından alındığı söylemi desteklemiştir.

“Refah Partisi’ni Susurluk kapattı” başlığıyla yayınlanan haberde ise Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve Refah Partisi Milletvekili Mehmet Elkatmış’ın kapatma kararıyla ilgili görüşleri haberleştirilmiştir. Refah Partisi’nin Susurluk skandalının üzerine dirayetle gitmesi sonrasında önce hükümetten düşürüldüğünü sonrada kapatıldığını ileri süren Elkatmış, Susurluk’tan derin devletin çıkmasının Refah’ın sonunu getirdiğini ifade etmiştir. Haber söylemi de bu bağlamda geliştirilerek alınan kararın hiçbir yasal dayanağının olmadığını ön plana çıkarılmış, Refah Partisi’nin

de siyaseten dürüst bir tavır sergilediği haberde aktarılmıştır. “RP’yi kapatmak itibarımızı sıfırladı” başlığıyla aynı tarihte yayınlanan bir başka haberde ise Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Hasan Celal Güzel’in Refah Partisi’nin kapatılması sonrasında yaptığı açıklamalar haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Güzel’in konu hakkındaki yorumları doğrudan haberin başlık ve spotunda kullanılarak içselleştirme yapılırken, haberde Güzel’in ifadelerine geniş çapta yer verilerek alınan kararın yurtdışında da geniş çaplı rahatsızlık uyandırdığı aktarılmıştır. Güzel’in yurt dışında görevli olan Türk büyükelçilerinin kapatma kararı nedeniyle gelen yoğun tepkilerden dolayı konutlarından dışarı çıkamadıkları ve toplantılarda sorulan sorulardan çok rahatsız oldukları yönündeki sözleri de haber söyleminde ön plana çıkarılmıştır. Haber söylemi bu bağlamda oluşturulurken alınan kapatma kararı nedeniyle ülkenin demokratik imajının inandırıcılığını kaybettiği de aktarılmak istenmiştir.

Yeni Şafak gazetesi Refah Partisi’nin kapatılması sonrasında partiye siyasi görüş olarak yakınlığı ve izlediği yayın politikası çerçevesinde haber söylemleri kullanmayı tercih etmiştir. Yeni Şafak gazetesinin Refah Partisi’ne yakınlığı nedeniyle yayınlanan haberlerin büyük bir kısmında partili kurmaylar ya da bizzat partinin genel

Benzer Belgeler