• Sonuç bulunamadı

Demokratik Toplum Partisi’nin Kapatılmasının Yazılı Basında Sunumu

2. REFAH PARTİSİ’NİN KAPATILMASININ YAYGIN YAZILI BASINDA

3.1. Demokratik Toplum Partisi’nin Kapatılmasının Yazılı Basında Sunumu

3.1.1. Hürriyet Gazetesi

Hürriyet gazetesinde Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılması 12 Aralık günü yapılan ve sürmanşetten yayınlanan “DTP kapatıldı” başlığıyla aktarılmıştır. Yapılan haberde partinin kapatılmasının gerekçesi haber söyleminde ön plana çıkartılarak, partinin terör odaklı bir siyaset anlayışına sahip olduğu ifade edilmiştir. Aynı haberin devamı gazete içerisinde geniş bir alanda “DTP terör odağı” başlığıyla yayınlanmıştır. Yapılan haberde DTP’nin kapatılma kararını açıklayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözleri haberde kaynak olarak kullanılmış ve kapatma kararının partinin terör odağı haline gelmesinden dolayı alınmak zorunda kalındığı fikri haber söyleminde yeniden üretilmiştir. Haberin genelinde kullanılan başlık, spot ve ara başlıklar partinin terörle arasına mesafe koymaması nedeniyle kapatıldığını dile getirirken, kapatma kararı sonrasında yasaklı duruma gelen partililerin hepsinin fotoğrafları tek tek yayınlanmıştır. Aynı sayfada yayınlanan “Batasuna kararını göz önüne aldık” başlıklı bir başka haberde ise, kapatma kararını açıklayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın DTP’nin neden kapatıldığını Avrupa’dan bir örnekle açıklaması haberleştirilmiştir. Haberde kapatma kararının AİHM’nin kararına

uygunluk taşıdığı Haşim Kılıç’ın sözleriyle desteklenirken, haber söylemi de kapatma kararının demokratik ölçütlere uygun bir şekilde alındığını aktarır şekilde oluşturulmuştur. Ayrıca haberde Haşim Kılıç’ın Demokratik Açılım olarak adlandırılan demokrasi alanında yaşanan iyileştirme çalışmalarına atıf yaparak, böyle bir ortamda parti kapatmak istemediklerini ancak DTP’nin şiddete bulaştığını ve bunun da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olması nedeniyle DTP’yi kapattıklarını açıklaması haberin genel söylem çerçevesini oluşturmuştur. Bu sayede haberde alınan kararın bütüncül bir şekilde demokratik süreçlere uyumlu olduğu ve DTP’nin kapatılmasının demokratik değerlerin yükseltilebilmesi için gerekli olduğu düşüncesi oluşturulmuştur. Ayrıca haberde kullanılan başlıklar ve spotlar da Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerinden doğrudan alınarak, haber metninde içselleştirme yapılmıştır. Haberin hemen yanı başında ise bir kutucuk içerisinde “Batasuna kararı nedir” başlığıyla bilgi verilerek, DTP’nin kapatılmasının AİHM’nin kapattığı İspanyol Batasuna Partisi’nin kapatılmasıyla benzer gerekçelerden kaynaklandığı aktarılmıştır. Bu bilgi ile haber genelinde oluşturulmak istenen kapatma kararının demokratik ölçütlere uygunluğu söylemi desteklenmiştir. “Gerilim artacak” başlığıyla aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise, DTP’nin kapatılmasının uluslararası haber ajanslarında nasıl yorumlandığı haberleştirilmiştir. Yapılan haberde kapatma kararının sağlam gerekçelere dayandırıldığı dış basından aktarılırken, toplumsal yapıda kararın bir gerginliğe neden olacağı endişesi de haber söyleminin genel boyutlarını oluşturmuştur. Bu bağlamda haberde alınan kararın demokrasi ile örtüştüğü ön plana çıkarılırken, gerginliğin sebebinin kararı kabullenemeyen bir kesim tarafından başlatılacağı da aktarılmıştır.

13 Aralık tarihinde “Meclisten çekildiler” başlığıyla manşetten yayınlanan haberde, kapatma kararından sonra DTP’li vekillerin Meclis çalışmalarına katılmama kararı almaları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde konu hakkında basın toplantısı düzenleyen kapatılan DTP’nin yasaklı lideri Ahmet Türk’ün görüşleri ekseninde haber söylemi oluşturulmuştur. Haberde Türk’ün kapatma kararını eleştiren açıklamaları aktarılırken, kararın kardeşlik ve barışa karşı alınmış bir karar olduğu ve bu nedenle de Meclis çalışmalarına katılmayacakları yönündeki sözleri ön plana çıkarılmıştır. Haberin spotunda alınan kararın sine-i millete dönüş olmadığı koyu bir tonda aktarılırken, kararın sadece Meclis çalışmalarına katılmama olduğu da belirtilmiştir. Ayrıca haberde bu kararın Meclis içtüzüğüne aykırı olduğu yönünde geniş çaplı bilgi verilirken,

milletvekillerinin Meclis üyeliğinin de düşebileceği yönünde görüşlere de haberde yer verilmiştir. Bu sayede alınan kararın yanlış ve yasal olarak sorunlu olduğu görüşü haber söyleminde işlenerek, habere konu edilen vekillerin eylemleri olumsuzlanmıştır.

Aynı gün yayınlanan “Linçten DTP’liler kurtardı” başlığıyla yayınlanan haberde ise, DTP’nin kapatılması sonrasında Van ve Hakkâri’de yapılan sokak gösterilerinin demokratik tepkiden çok şiddet olaylarına dönüştüğü ve birçok polisin yaralandığı haberleştirilmiştir. Haberde göstericilerin linç etmek istedikleri iki sivil polisin yine bir grup sağduyulu partili tarafından kurtarıldığı aktarılırken, polis memurlarının yaralı fotoğraflarıyla haber söylemi görsel olarak desteklenmiştir. Ayrıca haberde göstericilerin eylemleri aktif cümle yapıları kullanılarak aktarılırken, haberde oluşturulmak istenen tepkinin şiddet içerdiği ve demokratik olmadığı söylemi kullanılan görsel öğelerle de desteklenmiştir. Haberde taş ve molotof kokteylleriyle saldırılan bir askeri aracın görüntüsü kullanılarak, demokratik tepki adı altında şiddet eylemleri yapıldığı dile getirilmiştir. Ayrıca fotoğraf altında kullanılan yazıların cümle yapıları da bu söylem kalıbını destekleyen sözcükleri barındırmaktadır. “İstanbul’da evlere biber gazı” başlığıyla aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise, DTP’nin kapatılmasını protesto eden bir grubun İstanbul’da olaylara neden olduğu ve polisin biber gazı kullanmak zorunda kaldığı haberleştirilmiştir. Haberde göstericileri dağıtmak için atılan biber gazının iki eve isabet etmesi sonrasında, vatandaşların yine polis tarafından kurtarılarak, ilkyardım gördükleri aktarılmıştır. Haberde kullanılan sokaklarda kurulan barikatlar ve molotof kokteyllerini gösteren görsel öğeyle, yapılan protestonun amacının şiddet eylemi olduğu haber söyleminde üretilmek istenmiştir.

“Karadağ’dan çağrı: Halkımız sabotajı görsün” başlığıyla aynı gün yayınlanan bir başka haberde ise, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün resmi ziyaret için gittiği Karadağ’dan DTP’nin kapatılması ve sonrasındaki sokak gösterileri hakkında yaptığı değerlendirmeler haberleştirilmiştir. Yapılan haberde Cumhurbaşkanı’nın itidal çağrısı haber söyleminde ön plana çıkarılmak istenmiş, DTP’nin kapatılmasının sorumluluğu da yine Gül’ün ağzından cümlelerle DTP’li yetkililere yüklenmiştir. Gül’ün cümleleri ara başlıklarda doğrudan kullanılırken, “Mahkeme ne yapsın” alt başlığı içerisinde alınan kararın anayasal bir dayanağı olduğu aktarılmıştır. Ayrıca haber söyleminde kapatma kararını protesto etmek adı altında, provakatif eylemler içerisinde olmanın

demokratik tepki anlamına gelemeyeceği, tam aksine bu eylemlerin demokrasiye karşı gerçekleştirilen antidemokratik ve şiddetten beslenen eylemler olduğu düşüncesi ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca Gül’ün alınan kararın AİHM kararlarıyla paralellik gösterdiğini dile getirmesi de, kapatma kararının demokratik süreçlere hiçbir zararının olmadığı söylemini haber metninde üretmiştir.

Aynı tarihte “Delil titizliği 6 vekili kurtardı” başlığıyla yayınlanan haberde ise, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararı almadan önce çok titiz bir çalışma yaparak, terörü öven ve destekleyen kişilerden ayrı olarak iddianamede ismi geçen fakat bu eylemlere karışmayan 6 vekile siyasi yasak getirmemesi haberleştirilmiştir. Yapılan haberde haber söylemi Anayasa Mahkemesi’nin çok titiz bir çalışma yürüterek hak edenleri cezalandırdığı ve cezalandırma gerekçesinin de terör örgütüyle organik bağlar kurmak ve terörü desteklemek olduğu açık bir şekilde ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca yargılanan altı vekilin ise çok adil bir yargılama süreci sonrasında ceza almadan kurtuldukları haberde işlenen bir başka konudur. Son olarak haber metni içerisinde alınan kararın AİHM’nin Batasuna Partisi hakkında almış olduğu kararla paralellik göstermesi ele alınarak, kapatma kararının demokratik süreçler sonrasında alınmış olduğu söylemini üretmiştir.

Aynı gün “AB hedefine çok zararlı” başlığıyla yayınlanan haberde ise, kapatma kararının dış basında nasıl yankı bulduğu haberleştirilmiştir. Haberde birçok ülkeden basın kuruluşlarının konu hakkında yayınladıkları haberlerden kesitler aktarılmıştır. Haber söyleminde ön plana çıkan konu ise kapatma kararı sonrasında ülkenin toplumsal olaylara şahit olacağı ve sokak gösterilerinin olabileceği olmuştur. Ayrıca haberde görüşlerine yer verilen hiçbir basın kuruluşunun alınan kararı sorgulamaması ve demokrasiye yönelik eleştiride bulunulmaması, alınan kapatma kararının yasal bir dayanağının olduğu fikrini haber metninde üretmiştir.

14 Aralık tarihinde “Diyarbakır’da sine-i millet buluşması” başlığıyla manşetten yayınlanan haberde, kapatma kararından sonra DTP’li vekillerin Meclis çalışmalarına katılmayarak Meclis’i boykot etmesi ve bir anlamda “Sine-i Millet’e” dönecekleri yönündeki açıklamaları için Diyarbakır’da yapılacak olan gösteri haberleştirilmiştir. Haberde ön plana çıkarılan söylem ise terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın bu konu hakkında hafta içerisinde yapacağı değerlendirmenin, vekillerin

kararını belirleyeceği olmuştur. Bu sayede kapatma kararında açıklanan terörle parti arasında organik bir bağın olması gerekçesi, haber söyleminde doğrulanırken; partililerin Abdullah Öcalan’ın açıklamalarıyla karar aldıkları ve bu bağlamda örgütün bir parçası oldukları haberleştirilmiştir. Aynı haberin hemen yanı başında yine bir gün önce DTP’li belediye başkanlarının kapatma kararı sonrasında yapmış oldukları Demokratik Toplum Kongresi ve sonrasında ortaya çıkan kongre bildirisi haberleştirilmiştir. Haberde “Öcalan ev gözetimine alınsın” başlığı kullanılarak, DTP’li belediyeler ve yetkililerin terör örgütünü destekleyen açıklamaları ön plana çıkarılmıştır. Haber söyleminde ayrıca kongrede terör örgütünü desteklemek için alınan diğer kongre kararları da detaylıca ele alınarak, DTP’nin demokratik olarak siyasal bir aktör olmaktan çok terör örgütünün siyasi kanadı olduğu fikri dile getirilmiştir.

“DTP sivilleşemedi” başlığıyla aynı tarihte yayınlanan haberde ise, DTP’yi kapatma kararına götüren sürecin genel bir değerlendirmesi uzman görüşleriyle desteklenerek haberleştirilmiştir. Yapılan haberde DTP içerisinde sivil bir yapılanmanın olduğu fakat bu yapının demokratik bir tavır gösteremeyerek parti içerisindeki örgüt taraftarlarına teslim oldukları haberde söylem olarak ön plana çıkarılmıştır. Özellikle terörü destekleyen tarafa karşılık, parti içerisindeki sivil oluşumun iradesizliği nedeniyle kapatma kararının ortaya çıktığı haberde sık sık dile getirilmiştir. Aynı tarihte geniş bir yer ayrılarak yayınlanan “Dolapdere savaşı” başlıklı haberde ise, kapatma kararını protesto etmek isteyen ve protestolarını saldırıya dönüştüren DTP’liler ile Dolapdere Mahallesi sakinleri arasındaki gerginlik haberleştirilmiştir. Yapılan haberde DTP’lilerin demokratik tepki vermek yerine toplumsal huzuru bozdukları ve Türk bayraklı ev ve kahvehaneleri taş yağmuruna tuttukları hatta saldırdıkları söylem olarak ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca haberde oluşturulmak istenen bu söylemi desteklemek için kullanılan ara başlıklar ve özellikle fotoğraflar çok belirgindir. Haberde kullanılan birçok fotoğrafta taş ya da molotof kokteyli atan DTP’li göstericiler görüntülenirken, fotoğraf altı yazılarda da “Bu mu demokratik tepki” gibi cümleler kullanılarak haberde oluşturulmak istenen söylem desteklenmiştir. Ayrıca haberde bu olayların ülke genelinde yaşandığı aktarılarak, yurdun bazı bölgelerinde de olay fotoğrafları yayınlanmıştır. Haberde olayların provakasyon amaçlı olduğu aktarılırken, İstanbul’da bazı vatandaşların göstericilere tepki gösterdiği ve silahla kovaladığı da haber

söyleminde aktarılarak, yaşananların toplum genelinde rahatsızlığa neden olduğu fikri oluşturulmuştur.

Aynı tarihte yayınlanan “Siyasetten çekilmeyiz” başlıklı haberde ise, kapatılan DTP’nin Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna’nın açıklamaları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde kullanılan başlık Ayna’nın açıklamalarından alınarak doğrudan aktarılırken, haberde Ayna’nın siyaseti asla bırakmayacakları yönündeki görüşü ön plana çıkarılmıştır. Haberde Ayna ve Ahmet Türk’ün kapatma kararını AİHM’ye götürecekleri yönündeki açıklamalarına da geniş çapta yer verilmiş fakat kapatma kararının AİHM’den dönmesinin ihtimal dışında olduğu aktarılmıştır. Bu sayede haber söyleminde kapatma kararının yasal dayanağının olduğu ve haklı gerekçelere dayandığı fikri üretilmiştir. Aynı sayfada yayınlanan “Yüksekova’da kapatma eylemi” başlıklı bir diğer haberde ise, kapatma kararı sonrasında DTP sempatizanlarının Abdullah Öcalan fotoğrafları ve örgüt bayrakları ile Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yolu trafiğe kapattıkları ve polis araçlarına taş ve molotof kokteyli ile saldırdıkları haberleştirilmiştir. Haber söyleminde DTP’lilerin terör örgütü lehine slogan attıkları ön plana çıkarılırken, haberde kullanılan fotoğrafta taşlanan bir polis panzerinin olması haberde oluşturulmak istenen söylemin inandırıcılığını arttırmıştır.

15 Aralık tarihinde “Diyarbakır’da sine-i millet” başlığıyla manşetten yayınlanan haberde, kapatma kararı sonrasında ne yapacakları merakla beklenen DTP’li vekillerin sine-i millete dönme kararları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde yasaklı parti lideri Ahmet Türk’ün açıklamalarına geniş çapta yer verilirken, haberin spotunda Türk’ün istifa edeceğiz açıklaması koyu tonlarla yayınlanarak ön plana çıkarılmıştır. Ayrıca haberde Türk’ün açıklamalarından bazıları doğrudan ara başlık olarak kullanılmıştır. Haber söyleminde ise Türk’ün kapatma kararının demokrasiye zarar verdiğini ve kendilerinin partileri kapatılırsa Meclis’te kalmayacakları yönündeki açıklamaları aktarılmıştır. Bu sayede sine-i millet olarak adlandırılan eylemin daha önceden planlı olduğu ve DTP’li vekillere zaman kazandırmak amacıyla gerçekleştirildiği aktarılmıştır. Ayrıca haberde Hatip Dicle’nin Barış ve Demokrasi Partisi’ni (BDP) işaret etmesi ve bundan sonra siyasi faaliyetlerine orada devam edeceklerini açıklaması, DTP’liler tarafından dile getirilen sine-i millete dönüş fikrinin temelsiz ve samimi olmayan bir fikir olduğu söylemini güçlendirmek için ele alınmıştır.

Aynı sayfada yayınlanan bir başka haberde ise “Bitmiyor” başlığı kullanılmış ve DTP’nin kapatılması sonrasında başta Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere birçok ilde sokak gösterilerinin devam etmekte olduğu haberleştirilmiştir. Yapılan haberde göstericilerin polise taş ve molotof kokteylleriyle saldırdıkları aktarılırken, gerçekleşen eylemlerin demokratik tepki olmaktan çok terör eylemine dönüştüğü de dile getirilmiştir. Haber söylemi de bu bağlamda oluşturulurken, haberde kullanılan fotoğrafta taş atan göstericilerin görüntülerinin kullanılması ile haber söylemi desteklemiştir.

Aynı tarihte “Uras boş DTP sıralarında” başlığıyla yayınlanan haberde ise, İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras’ın Meclis görüşmeleri sırasında DTP grubunun kullandığı sıralara oturması haberleştirilmiştir. Haberde işlenen esas konu ise DTP’lilerin Meclis iradesini hiçe sayarak oturumlara katılmamaları olmuş, bu hareketleriyle demokratik tavır almak yerine belirli güçlerinde kontrolünde politika yapmakla suçlanmışlardır. Ayrıca haberde Meclis oturumunun açılışında Meclis başkanının DTP’nin kapatılma kararını okuması ve DTP tabelalarının sökülmesi aktarılmıştır. Haberde işlenen demokrasi olgusu daha çok DTP’li vekillerin Meclis iradesini hiçe sayması boyutuyla ele alınmıştır. Aynı tarihte yayınlanan “Başbakanlıkta sürpriz açılım zirvesi” başlığıyla yayınlanan haberde ise, DTP’nin kapatılması sonrasında birçok şehirde yaşanan sokak gösterileri ve taşkınlıklar haberleştirilmiştir. Haberde kapatma kararını protesto adı altında provakatif eylemlerin yapıldığı başbakanlıktan yapılan açıklamayla desteklenirken, haber söylemi de protestoların demokratik ölçütleri aşıp terör olaylarına dönüştüğü bağlamında oluşturulmuştur. Haberde ayrıca güvenlik güçlerinin konu hakkında titiz çalışmalar yürüttüğü dile getirilirken, haber resmi kaynakların açıklamaları doğrultusunda anlamsal bir kapanma yaşamıştır. Haberde demokrasi ve terör arasında net bir çizginin olması gerektiği dile getirilirken, sokak gösterilerinin demokratik değerlerle örtüşmediği dile getirilmiştir.

16 Aralık tarihinde “Tehlikeli gidiş” başlığıyla yayınlanan haberde ise Muş’un Bulanık ilçesinde DTP’nin kapatılmasını protesto eden grup ile bir esnaf arasında yaşanan gerginlik haberleştirilmiştir. Haberde protestocuların bir manifaturacının otomobilini ve dükkânını tahrip etmesi sonrasında esnaf ve grup arasında çıkan tartışma sonrasında 2 kişinin ölmesi ve 8 kişinin de yaralanması ön plana çıkarılmıştır. Grubun

esnafı ve ailesini linç etmek istemesi haberde ön plana çıkartılırken, DTP’li grubun kontrolden çıkarak ilçeyi karıştırdığı ve esnaf ile ailesinin askeri helikopterle ilçeden kurtarıldıkları aktarılmıştır. Haberde oluşturulmak istenen söylem kalıbı kapatma kararını protesto amacıyla toplanan grubun şiddet ve terör eylemleri gerekçeleştirdiği ve bu nedenle de ilçenin karıştığı yönünde olmuştur. Gazete bu ve benzeri protesto haberlerinde genlikle protestonun terör eylemine dönüştüğü ve bu nedenle protestoların demokratik birer uygulama olmadığı söylemini üretmiştir. Haberde kullanılan görsel unsurlar ve başlıklarda haber söylemini destekleyen unsurlar içermektedir. Özellikle tartışmaya katılan esnafın dükkânının yakılması ve aracının parçalanması görüntüleri verilerek, yapılan gösterinin demokratik ölçütleri aştığı ve terör eylemine dönüştüğü söylemi daha da inandırıcılık kazanmıştır. Aynı gün “Halk mecliste kalın diyor ama…” başlığıyla yayınlana haberde ise, Ahmet Türk’ün kapatma kararı sonrasında sine-i millete dönme kararını değerlendirmesi haberleştirilmiştir. Meclis çalışmalarına katılmama gerekçesi olarak kendilerinin Meclis’te istenmediğini ve çalışma imkânı sağlanmadığını öne süren Türk, bu nedenlerden ötürü sine-i millete dönüyoruz açıklaması yapmış ve bu açıklama haberde ön plana çıkarılmıştır. Haberin başlığı da Türk’ün açıklamasından doğrudan alınarak kullanılmış ve tırnak işareti kullanılmamıştır. Bu haberde ayrıca Muş’un Bulanık ilçesinde yaşanan olayları değerlendiren Türk’ün esnafa zarar verilmemesi gerektiği ve tepkilerin daha demokratik yollarla gösterilmesi gerektiği yönündeki açıklamaları verilerek, Bulanık’ta yaşananların demokratik değerlerle örtüşmediği Ahmet Türk’ün açıklamalarıyla desteklenerek haber söylemine dönüştürülmüştür.

17 Aralık tarihinde yayınlanan “Bulanık’ta cenaze töreni” başlıklı haberde ise DTP’nin kapatılmasını protesto etmek amacıyla yapılan gösteride çıkan olaylar sonrasında ölen iki kişinin cenaze törenleri haberleştirilmiştir. Yapılan haberde oluşturulan söylem ölenlerin sebepsiz yere öldükleri ve bu ölümlerin terör yandaşları tarafından demokratik tavır adı altında kullanılmaması gerektiği dile getirilmiştir. Haberde bu söylemi destekler şekilde ölen lise ikinci sınıf öğrencisi Oral’ın cenazesinde terör örgütü lehinde sloganlar atılması ve örgüt posterlerinin taşınması ön plana çıkarılarak, ölümden sorumlu olanların demokrasiye sarılmak istedikleri kullanılan cümle yapılarıyla aktarılmıştır. Aynı gün “Çocukları salanları biliyoruz” başlığıyla, Muş’taki yaşanan olayları değerlendiren İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın açıklamaları

haberleştirilmiştir. Atalay’ın bu olaylarda ön plana çıkarılan çocukların olduğu ve asıl sorumluların çocukları kullandığı yönündeki açıklamaları haberde başlık ve spot olarak kullanılmıştır. Haber söyleminde bu konu hakkında emniyetin titiz bir şekilde çalıştığı da aktarılırken, provakatif eylem içerisinde olan 303 kişinin de tutuklandığı aktarılmıştır. Ayrıca haberde bu eylemlerin demokratik hiçbir değer taşımadığı Atalay’ın açıklamalarıyla haber söylemine eklenirken, eylemlerin kardeşlik projesine de zarar veremeyeceği dile getirilmiştir. Aynı tarihte yayınlanan “Açık seçik İmralı” başlıklı haberde ise, Ahmet Türk’ün BDP ile yola devam edecekleri yönündeki açıklamaları haberleştirilmiştir. Yapılan haberde sine-i millete dönme kararlarından vazgeçtiklerini ifade eden Türk’ün, Abdullah Öcalan’dan emir alarak BDP’ye

Benzer Belgeler