• Sonuç bulunamadı

2.15. Çinide Kullanılan Tekniklerin Sınıflandırılması

2.15.3. Sır Altı Teknikleri

Osmanlı sanatında birçok teknik, büyük bir sanat anlayışı çerçevesinde sevilerek kullanılmıştır. XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise Osmanlı çini sanatında sadece sır altı tekniği kullanılmıştır. Sır altı tekniği kullanılarak yapılan eserler, çini sanatını bugüne taşımış ve değerinden hiçbir şey kaybetmemiştir. Sır altı tekniği ile yapılan, renkli bezemeler bir bahar havasının huzur ve canlılığını verirken, iki ya da üç renk kullanarak yapılan mavi beyaz bezemelerin asaleti ve sadeliği ile çini sanatında vazgeçilmesi mümkün olmayan bir değer olmuştur.

2.15.3.1. Sır altı Tekniğinin Uygulaması

Sır altı tekniği ilk fırınlamadan sonra, bisküvi pişirimi yapılmış formun üzerine yapılır. Motiflerle bezenen bisküvi şeffaf sır ile sırlanır. Kullanılan renkler firuze, kobalt mavi, yeşil ve tonları, kırmızı sarı, siyah, mordur. Sır altı tekniği uygulanarak yapılan bir tabak örneğini aşamaları ile anlatacağız. Önceden toplu iğne ile delinerek hazırlanmış desen, tabağın üzerine konularak pergel yardımıyla ortası bulunur. Ortası belirlenen desen tabağa yerleştirilir ve içersinde kömür tozu olan bir kese, desenin üzerinde dikkatlice gezdirilir. Daha sonra desen kımıldatılmadan tabağın üzerinden alınır. Pergel daha önceden bulunan tabağın orta noktasına konur ve açılarak tabağın kenar kısmına saat yönünde daire çizilir.

Serçe parmağın desteğiyle fırça tabak yüzeyine temas ettirilir. Temas ettirilen fırça basılı olan desenin üzerinden nüanslı şekilde hareket ettirilerek desenin çizimi gerçekleştirilir. Tabak üzerinde desen tahrirlendikten sonra boyama işlemine geçilir. Boyama işlemi dımdık fırçası (Boyama fırçası) yardımıyla, belirlenen alan üzerinde aşağıdan yukarıya doğru sulu geçiş yapılır, bunun birkaç tekrarıyla açıklık ve koyuluk değerleri oluşur. Boyama işleminde boyanın kalın veya ince sürülmemesine dikkat edilmelidir, aksi takdirde kalın sürülen baya fırında yanarken ince sürülen boya yüksek hararetten dolayı uçacaktır. Tabağın tamamı bu şekilde boyanır.

Sır varillerinden çıkarılan, yeterli miktardaki sırrın içersine 1/3 su ilave edilerek karıştırılır. İstenilen kıvama getirilen sır çukur kovaya alınır. İşlenmiş tabak dikkatli bir biçimde alt kısmından el ile tutulur. El ile tutulan tabak, içersinde sır olan çukur kovanın içine yavaşça daldırılır. Her tarafı sırla kaplandıktan sonra fazla bekletilmeden çukur kovadan çıkartılır. Bir müddet kurumaya bırakılır. Sırlanan tabak kuruduktan sonra bıçak yardımıyla dip kısımlarındaki sırlar kazınır. Kazınan yerler nemli süngerle silinerek tabak fırın içersine hiçbir yere temas etmeyecek şekilde yerleştirilir. Fırın kapandıktan sonra 960–980 C’ye ayarlanır ve fırın yakılır. 960–980 C sıcaklığa yükselen fırın kapağı açılmadan bir gün bekletilir. Eğer fırın sıcakken kapağı açılır ise, hava silkilasyonundan dolayı ürünler çatlar. Fırın kapağı açıldıktan sonra yüksek ısıya dayanıklı fırın eldivenleri ile ürünler, fırın içerisinden dikkatlice alınır. Fırından çıkartılan tabakta sır çatlaklar oluşmaması için ılık bir oda daya konularak soğutulur. Sır altı tekniği yukarıdaki aşamalar sonucu gerçekleşir.

2.15.3.2. Sır altı Tekniği İle Yapılmış Çini Örnekleri

Şekil 48: Kütahya, 18.-19. yüzyıl, gülabdan sır altı (Kürman, 2005:158)

2.15.3.3. Slip Tekniği

Sır altı tekniğinin bir çeşidi olan slip tekniği, İznik’te XIV. Yüzyılın ikinci yarısı boyunca yapıldığı, çini fırını kazılarında ele geçen birçok parçadan anlaşılmaktadır. “Kalehisar kazısı buluntularına göre kırmızı hamurlu ve tek renkli sır (slip) tekniğiyle yapılan Selçuklu keramiklerinin devamı olarak ilk Osmanlı keramikleri XIV. Yüzyıl ortalarında İznik’te yapılmaya başlamıştır.” (Aslanapa, 1987:4).

Şekil 49: Silip tekniği ile yapılmış firuze renkli bir gurup. (İznik Çini Fırınları kazısı 1984) (Aslanapa, 1987:8)

XIV. yüzyılın ortasından itibaren İznik’te görülen bu çeşit keramiklerde mavi, yeşil, koyu ve açık kahverengi olarak dört ayrı renk görülmüştür. Kompozisyonlarda rumiler, kıvrık dallar ve stilize çiçekler kullanılmış, hiç figürlü örneğe rastlanmamış, tamimiyle figürsüz bitki motifleri görülmektedir.

2.15.3.3.1. Slip Tekniğinin Uygulaması

Slip tekniği, şekil verilmiş keramik form düzgün ve pürüzsüz bir şekilde rötuşlandıktan sonra fırınlanarak pişirilir. Bu ilk fırınlama işleminden sonra, pişmiş keramik formunun üzerine hazırlanan desenler geçirilerek, beyaz renkli bir astarla hafifçe kabarık olarak dekorlanır. Astarla yapılan dekorlama işlemi bittikten sonra, formun üzerine renkli sır ile sırlanarak ikinci defa tekrar fırına verilir.

Fırından çıkan eserlerin hafif kabarık dekorlu kısımlarında renkli sır ince bir tabaka halinde açık renkte görülürken, aşağıda kalan zemin üzerinde kalın bir tabaka oluşturur, renk ise daha koyudur.

2.15.3.3.2. Slip Tekniğinin Osmanlı'daki Bilinen İlk ve Tek Örneği

Selçuklu ve Osmanlı sanatında günlük kap kacak türü kullanıma yönelik formlar üzerinde görülen silip tekniği, Osmanlı çini sanatında da uygulandığı, ilk ve tek örnek Sultan Ahmet Türbesinin çini kaplamalarında görülür. Bu çini levhada görülen Slip tekniği, üslûp ve renklere bakıldığında 16. yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu anlaşılmaktadır.

Şekil 50: Sultan Ahmet Türbesinin çini kaplamalarında bir görünüm (Yetkin,1986:24)

Silip tekniği uygulama, başarılı kompozisyonla daha da etkili olmuştur. Beyaz hamurlu çini levhanın üstü kiremit kırmızısı boyalı astarla astarlanmıştır. Bu kırmızı zemin üzerine, beyaz kısımlar, Slip tekniğinin özelliği olarak kabarık ve beyaz boyalı astarla yapılmıştır.

Ortada, mercan kırmızısı beneklerle süslü, ortası koyu mavi olan on iki dilimli beyaz bir rozet bulunmaktadır. Bu rozet ten dört tarafa doğru çıkan siyah renkte ince çifter dallar, iki sıralı açık mavi küçük çiçekleri taşımaktadır. Çiçeklerin ortaları koyu mavi olup, beyaz beneklidir. Hafif kabarık olan açık mavi çiçeklerin, önce beyaz astarla yapılıp, açık mavi boya ile boyandığı ve ortasının koyu mavi ile dolgulandığı anlaşılmaktadır. Çünkü beyaz benek, astara işaret etmektedir. Dal grupları arasındaki içi koyu mavi dolgulu beyaz renkteki kıvrımlı, lâle soğanına benzeyen dolgulardan, mavi çiçekli dallara doğru çıkan ikişer siyah dal, gene slip tekniğinde kabarık olarak yapılmış iri birer lâleyi taşımaktadır. Lâleler siyahla konturlanmış olup, koyu mavi beneklerle süslüdür. Her lâlenin sapından iki tarafa doğru zeytin yeşili ince birer yaprak çıkmaktadır (Yetkin, 1986:24).

Sultan Ahmet Türbesinin çini kaplamalarında görülen silip teknikli çini levhalar hem Osmanlı çini sanatında da ilk kez kullanılması, ve tek örnek oluşundan, hem de dönemin restorasyon anlayışını göstermesin den dolayı, özel bir önem taşımakta ve değerini yüzyıllardır korumak tadır.