• Sonuç bulunamadı

Bursa Yeşil Türbe Hakkında Genel Bilgi

Eserin kuzey cephe ortasındaki taç kapısında ve iç mekânda Çelebi Sultan Mehmet’e ait sandukada yer alan kitabelerde inşa tarihi bildirilmemekle birlikte türbenin H. 824 (M. 1421) yılında vefat eden Çelebi Sultan Mehmet’e ait olduğu dile getirilmektedir. Muhtemelen eser, sultanın ölümünden kısa bir süre sonra

tamamlanmıştır. Mimarı Hacı İvaz Paşadır. Türbe, sekizgen prizmal gövdeli ve üzeri bir tek kubbeyle örtülüdür. Kuzey haricindeki cephelerinde, sivri kemerli nişler içerisinde altlı üstlü iki sıra halinde pencere açıklıkları yer almaktadır. Üstteki pencereler sivri kemerlidir ve alınlık kemeri üzengi hizasından itibaren yükselerek kavsaraya yerleştirilmiştir. Alttaki dikdörtgen şeklindeki pencereler ise iki kademeli söve taşlarıyla kuşatılarak çerçevelenmiş ve bunun üzerine sivri kemerli bir alınlık şeklinde çini kompozisyon yerleştirilmiştir. İki pencere arasında enine dikdörtgen bir pano yer almaktadır.

Çini Süslemeler: Eserin dış mekânında, duvar yüzeyleri, pencere alınlıkları ve taç kapısında yer alan çini süslemeler, iç mekânda duvarlarda, mihrapta bunun yanı sıra pencerelerin yan duvarları, alınlık ve tavanlarında kullanılmıştır. Ayrıca türbenin iç mekanındaki dokuz sandukadan beş tanesi bütünüyle çini ile kaplanmıştır. Türbenin, kuzey haricindeki cephelerinde dikdörtgen görünüşlü yüzeyler ile kemer köşelikleri 21x10 cm ölçülerinde, türkuaz sırlı çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerin etrafı çepeçevre 35x14 cm. ölçülere sahip renkli sır tekniğinde bir bordürle sınırlanmıştır. Bordürde, yılankavi hatlar yaparak ilerleyen iki rumili dal ve şemseyi andıran motifler, birbirleriyle altlı üstlü geçme oluşturarak sonsuz bir bitkisel kompozisyon meydana getirmektedir. Koyu mavi zeminde türkuaz, beyaz ve sarı olmak üzere üç farklı renk, motiflerde değişmeli olarak kullanılmıştır.

İç mekânda, kuzey ve güney haricindeki cephelerde yer alan altı pencerenin alınlık çinileri, teknik ve kompozisyon bakımından dış alınlıklarla büyük ölçüde aynı özelliktedir. Sadece batı cephedeki pencere alınlığını sınırlandıran bordürde, farklı olarak türkuaz ve beyaz renk değişikliği ile ortadaki palmeti iki yandan kuşatan rumiler yer almıştır. Pencere alınlıklarındaki yazılar, kuzeydoğu köşede, Hadis-i Şerif ve Hz. Ali’nin sözlerinden, diğer alınlıklarda ise sadece Hadis-i Şerifler’den seçilmiştir. Pencerelerin profilli silmelerle çerçevelenmiş dikdörtgen biçimindeki tavanları çini mozaik tekniğinde, birbirinin tekrarı kompozisyonlara sahip çinilerle kaplanmıştır. Tavanın merkezinde eksenlere göre ortalanarak yerleştirilmiş bir madalyon yer almaktadır. Madalyonda siyah zemin üzerindeki kompozisyon, ana eksenlerdeki türkuaz ve çapraz eksenlerdeki konturlarıyla işlenmiş beyaz palmetlerle meydana getirilmiştir. Palmetlerin saplar aracılığıyla birbirine bağlanmasıyla merkezde dört kollu yıldızvari motifler meydana gelmiş ve bunun da ortasına stilize bir çiçek yerleştirilmiştir. Türkuaz

renkli palmetlerin iki yana doğru uzayan yan yaprakları, beyaz palmetlerin içerisinde kıvrım dala dönüşmektedir. Madalyonun dışında, köşelere yakın yerleştirilmiş simetrik damla motifleri dikkati çekmektedir. Damla motifinin içerisinde beyaz bir ortabağ ile türkuaz kıvrım dalın birbirine dolaştıkları görülmektedir. Damla motiflerinin aralarında ise birer stilize çiçek yer almaktadır. Pencerelerin yan duvarlarındaki çiniler, duvar yüzeyindekilerin tekrarıdır (Top, 1997:84-86).

Türbedeki çini süslemeli diğer dört sanduka iç mekânın doğusunda yan yana sıralanmıştır ve Hafsa Hatun, Sitti Hatun, Ayşe Hatun ve Daye Hatun’a aittir.

Hafsa Hatun sandukasının kaide cepheleri birbirinin tekrarı kompozisyonlara sahip tek renk sırlı çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerde kompozisyonun merkezinde türkuaz altıgenler yer almakta, bunların her bir kenarına yerleştirilmiş koyu mavi renkte kareler altıgenleri birbirine bağlamaktadır. Karelerin aralarındaki boşluklarda ise türkuaz renkte üçgenler yerleştirilmiştir. Kompozisyonu alttan ve üstten mavi beyaz, sıraltı tekniğinde, dikdörtgen formda çinilerle meydana getirilmiş bir bordür sınırlamaktadır (Koyunoğlu, 1935:55).

Sitti Hatun sanduka kaidesinin cephelerindeki düzenleme, Hafsa Hatun sanduka kaidesine büyük ölçüde benzer; ancak kompozisyonu sınırlandıran bordürler farklıdır. Alttan sınırlandıran bordürde, türkuaz ve lacivert çinilerle basit bir zencirek kompozisyonu yer almaktadır. Üstten sınırlandıran bordür ise sadece türkuaz çinilerden meydana gelmiştir. Kaide yüzeyindeki çiniler, Hafsa Hatun’un sanduka kaidesinin yüzeyindeki kompozisyonla aynıdır ancak bordür kompozisyonu farklılık gösterir. Muhtemelen sonradan yerleştirilen bu bordürde siyah zemin ve beyazla işlenmiş zikzaklar yer almaktadır. Sitti Hatun sandukası altıgen formda, yeşil sırlı çinilerle kaplanmıştır. Ancak bu altıgenlerden doğu yüzündeki bir tek levha yaldızlıdır. Bu durum devrinde sandukayı kaplayan diğer levhalarda da yaldız boyamanın var olabileceğini düşündürmektedir.

Ayşe Hatun sandukası kaide cephelerindeki kompozisyon, Sitti Hatun sanduka kaidesiyle büyük ölçüde aynıdır. Farklı olarak burada türkuaz altıgenlerin kenarlarındaki karelerin aralarında yer alan üçgenler türkuaz değil beyazdır; ayrıca kompozisyonu alttan sınırlandıran zencirek kompozisyonu beyaz bir bordür ile sınırlanmıştır. Kaide yüzeyindeki düzenleme, Hafsa Hatun sandukası kaide yüzeyiyle

aynıdır. Kaide üzerinde yükselen sanduka, tamamen altıgen formda, türkuaz sırlı çinilerle kaplanmıştır. Türbedeki son çinili sanduka Daye Hatun’a aittir ve Ayşe Hatun sandukasıyla büyük ölçüde aynı özelliklere sahip çinilerle kaplanmıştır. Farklı olarak sanduka kaidesinin cephelerindeki çinilerde, altıgenler yeşil, kareler, türkuaz ve üçgenler koyu mavidir. Kaide yüzeyindeki çinileri dıştan kuşatan bordür, batı cephedeki pencere alınlığını sınırlandıran bordürün tekrarıdır (Yıldırım, 2007:58-60).