• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.4. Sınıf Yönetiminde Öğretmen

Öğretim sürecinde amaçlara ulaşılmasında en büyük sorumluluk öğretmene düşmektedir ve bu sorumluluk öğretmene çeşitli görevler yüklemektedir. Bu görevlerin en önemlilerinden biri olan etkili sınıf yönetimi ve pozitif sınıf ortamı öğrencilerin akademik ve sosyal başarılarında yükselmeye neden olmaktadır. Sınıf yönetimi için gerekli olan eğitim süreçlerinin düzenlenmesinden ve yürütülmesinden öğretmen sorumludur (Akgün & Dinçer, 2011). Öğretmenlerin öğretim etkinliklerini gerçekleştirirken kural koyma, çocuklarla sağlıklı iletişim kurma, etkili zaman yönetimi, davranış değiştirme, sınıf düzeni gibi sınıf yönetimi konularında beceri sahibi olmaları gerekmektedir. Öğretmenin sınıfta pozitif atmosfer yaratmak için takınacağı rol, iyi organize edilmiş bir sınıf yönetimine dayanmaktadır. Öğretmenlerin sınıfı iyi yönetmesi; öğrencilerin okula karşı olumlu tavır geliştirmeleri ve başarıları üzerinde etkilidir (Çelik, 2012; Norris, 2003).

Etkili sınıf yönetiminin oluşturulmasında en önemli görev öğretmene düşmektedir. Öğretmenin esas görevi öğrencilerde belirlenen amaçlar doğrultusunda istenilen yönde davranış değişikliği meydana getirmektir. Bunun için öğretmenin etkili bir sınıf yönetim becerisine sahip olması şarttır. Ancak günümüzde öğretmenlerin önemli bir bölümünün sınıf yönetimi konusunda kendi deneyimlerinden çıkardıkları dersler çerçevesinde yeterlilik kazandıklarını, sınıf yönetimi alanındaki becerilerini sınama-

yanılma yoluyla edindiklerini göstermektedir (Türnüklü, 2000; Şentürk & Oral, 2008).

2.4.1. Sınıf Yönetiminde Öğretmen Tutumları

Bir öğretmen, öğretimini etkin kılmak için sınıf yönetiminde kullanabileceği birkaç önemli yöntem vardır. Bununla beraber, her sınıfta her yöntemin kullanılamayacağı da bilinmektedir. Öğretmen kendi öğrencilerinin karakterlerini dikkate alarak en uygun yöntemi belirlemelidir.

Sınıf yönetiminde çok sayıda yaklaşım kullanılmaktadır. Ancak, bu yaklaşımlardan üçü yaygın olarak kullanılmaktadır:

Demokratik Öğretmen Tutumu: Öğrenciler, kuralların oluşturulmasından

uygulanmasına kadar olan tüm süreçte yer alırken, öğretmen rehberlikte bulunarak öğrencilerin kuralları anlamasına yardımcı olur (Edwards, 1997). Demokratik öğretmen tutumunda öğretmen aşağılama ve hakaretlerden kaçınır, sorumlulukları bir takım olma ruhu içinde paylaştırarak öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini geliştirmeye çalışır (Erdoğan, 2001). Demokratik sınıfta öğretmen, öğrencilerine ilgi ve sevgisini açık bir şekilde göstermekten kaçınmaz. Olumsuz davranışlardan çok olumlu davranışlara önem verilir. Demokratik öğretmen farklılıkların farkındadır. Öğrencilerin farklılıklarını zenginlik olarak görür, kınamaz, yargılamaz, kızmaz. Sınıfta farklı düşünen, yaşayan, davranan öğrenciyi anlamaya çalışır. Demokratik sınıf ortamında bulunan öğrencilerin, sorumluluk anlayışları, demokrasi bilinci, yüksek özsaygı ve özgüven duygularının geliştiği, uyumlu kişilik özelliklerinin oluştuğu söylenebilir (Aydın, 2013).

Otokratik Öğretmen Tutumu: Güce dayanan ilke ve kuralların uygulanmasıyla

oluşur. Otokratik öğretmen gücünü öğrencileriyle paylaşmaz, verdiği kararların koşulsuz yerine getirilmesini bekler (Erdoğan, 2001). Öğretmen belirlediği hedeflere öğrencilerin ulaşmasını sağlamak için sık sık fiziksel ve psikolojik cezalara ve tehditlere başvurma eğilimi gösterir. Otokratik tutum benimseyen öğretmen, eğitimde bilgiyi esas aldığı için, öğrencilerin ilgi ve beklentileri, istekleri ikinci plana itilmiştir. Bu anlayışta öğrencilerin görüş ve düşüncelerini açıklamasına, kendisini ifade

etmesine izin vermez (Dönmezer, 1999). Otokratik yönetim biçiminde bireylerin kısa dönemde başarı düzeylerinin yüksek olduğu ancak uzun dönemde başarılarının düştüğü görülmüştür (Plunket, 1998).

İlgisiz Öğretmen Tutumu: Sınıf içi etkinliklerde belirsizliğin, güçsüzlüğün,

düzensizliğin, başıboşluğun ve yönlendirme yetersizliğinin olduğu öğretmen tutumudur. İlgisiz sınıf öğretmeni öğrencileri güdülemek, etkilemek ya da özendirmek için hiçbir girişimde bulunmaz, elindeki yetkileri kullanmazlar. İlgisiz sınıflarda öğrenciler, kendi amaçlarını kendileri belirler, bu amaçlara ulaşmak için kendi belirledikleri eylemleri gerçekleştirmeye çalışırlar ve sorunları kendileri çözmeye çalışırlar. Öğretmen ise bu sürece ancak kendisine başvurulduğu zaman sınırlı olarak müdahale eder (Erdoğan, 2001).

2.4.2. Sınıf Denetiminde Öğretmen Tutumları

Sınıf içindeki denetimde üç ayrı öğretmen tutumu vardır. Bunlar:

Demokratik Denetim: Öğretmenler sınıfta karar alırken öğrencilerin görüşünü alır,

onlara söz hakkı tanır. Öğrenciler kuralların oluşturulmasında ve uygulanmasında söz sahibidir. Kuralların işletilmesinde ödül ve ceza, nesnel biçimde konuya ve davranışa yönelik olarak öğrencinin kişiliğinde yıkım yaratmadan verilir. Öğretmen, sınıfın nabzını elinde tutan bir hekim, hayatın kurallarına göre oynanmasını sağlayan bir hakem, sınıf içerisinde uyum ve ahengi gerçekleştiren bir orkestra şefidir (Jones & Jones, 1982).

Otokratik Denetim: Sınıfın tek hakimi ve dersin tek yöneticisi durumundadır.

Öğrenciler için en iyisine o karar verir. Kayıtsız şartsız itaat ister. Ceza sistemine sık sık başvurur. Notu bir silah olarak kullanır. Öğrencinin görüş ve düşüncelerine önem vermez. En küçük sorun ya da eksiklikte öğrenciyi suçlama davranışı görülür. Öğrenci, genellikle korkak çekingendir, bağımsız düşünce ve karar verme davranışları geç oluşabilir.

İlgisiz Denetim: Öğretmenin yönetsel ve öğretimsel etkinliklerde bulunmaması,

olur. Sınıfta başıbozukluk hâkimdir, herkes gönlünce hareket eder (Başaran, 2001). İlgisiz denetim ortamında bulunan öğrencilerin, iç denetimden yoksun, doyumsuz, demokratik toplum kurallarına uymada güçlük çeken, paylaşma ve işbirliği yönünden yetersiz oldukları söylenebilir (Dönmezer, 1999).

2.4.3. Sınıf Rehberliği ve Öğretmen Tutumları

Her öğretmen, öğrencinin gelişim özelliklerini izlemeli, öğrencilerinin ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate almalıdır. Öğrencilerin ilgi ve dikkatleri doğrultusunda onlara rehberlik yapmalıdır. Öğrencilerini iyi tanıyan öğretmen, onların akademik beklentilerini de daha iyi karşılayarak, öğrencilerinin başarılı olmasına ve gelişimine katkı sağlamalıdır (Sarpkaya, 2012).

Öğretmenler, sınıf ortamında istenmeyen davranışta bulunan öğrencilerin sorununu anlamaya çalışır, onlara kendilerini daha iyi anlamaları, yetişkinlerle işbirliği yapmaları ve daha üretici olmaları için rehberlik yapar. Bu davranış şekli demokratik öğretmen tutumuna sahip sınıf yöneticisine aittir.

Otokratik ortamda rehberlik ise; öğrencilerin bireysel farklılıkları, ilgi ve ihtiyaçları, beklentileri geri plana itilmiştir. Öğretmenin fazlaca baskıcı olmasından dolayı öğrenciler kendilerini denetleme yerine itaat etmeyi öğrenmektedirler. İtaat anlayışıyla yetiştirilen bireyler özerk bir kişilik geliştirmekten yoksun kalarak bağımlılık ilişkisi içinde yaşamlarını devam ettirirler (Kaya,2013).