• Sonuç bulunamadı

Resim 257: Samia Halaby “ Niihau from Palestine” adlı tablosu ,

4. ORTADOĞU İSLAM ÜLKELERİNDE GELENEKSEL SANATLAR VE SOYUTLAMA

4.1 İslam Sanatında İlk Mimari Eserler, Kullanılan Formlar ve Semboller

4.1.3 Süsleme Sanatı /Arabesk: Bezeme, Tekrar, Çoğaltma

“Hedef, madeye bir anlam kazandırmak değil, geçici olan hayatın önemsizlğini anlatmaktır”.50

E.Kühnel

Arabesk, karmaşık ve anlaşılması güç olan süsleme örneklerini kolayca, alışılagelmiş bir yoldan ve çok kısa bir form içinde ifade edilebilen bir kelimedir. Eski Türkçe sözlüklerden pek çoğu, arabesk’i “Arapların tarzında yapılan süsleme; Arap tarzı tezyinattaki gibi girift dal ve şekillerden ibaret süsleme; öğeleri birbirine girişik ve iç içe geçme olan bezeme tarzına Avrupalılarca verilen isim olarak tanımlanmaktadırlar.

“Ülkemizde sanat tarihinin temellendirilmesinde rol oynayanlar bu terimi açıkça kullanmışlardır. (Örneğin Celal Esat Arseven, Sanat Ansiklopedisi,1942 Türk süslemeciliği bölümü). Son araştırmalar, bir yandan motif analizlerine ağırlık vermekte; süslemeleri oluşturan motifleri ve dekoratif temaları çözümlemekte; öte yandan büyük bir genelleme yaparak, arabesk terimini kullanmaktadırlar. Son tanım olarak da Oktay Aslanapa arabesk için:

”Kesintisiz kıvrımlar yaparak ilerleyen bütün İslam dekorasyonunun yaygın karekteri” tanımını vermektedir”.51

Doğu mallarının Avrupa’ya taşınmasında İtalyalı gemicilerin oynadığı rol, başta İtalya olmak üzere, bütün Avrupa kültürünü etkileyen sonuçlara yol açmıştır. İspanya’daki İslam sanatı süslemeciliği özellikle Elhamra Sarayı’nın süslemeleri

49

Bkz. (47),Haidar,s.735

50

Selçuk Mülayim, “Türk Süsleme Sanatında Arabesk Problemi”, 62.

51

uzun süre Avrupa’nın hayranlığını çekmiş, bazı yayınlarda bu süslemeler “elhamresque” adıyla anılmıştır.

“Onaltıncı yüzyıl içinde, Doğu-İslam sanatının süslemeleri Avrupa’da moda halini alır. Bu sanatın çekiciliğine kapılan pek çok sanatçı, bazı kopyalar ve uyarlamalarla arabesk formları çalışmışlardır. A.Dürer, N.Zoppino, F.Pellegrino ve P.Flötner gibi sanatçıların yapmış oldukları baskı desenleri İslam sanatının gerçek örneklerinden ayırmak bazen çok zor olmaktadır. Bu denemeleri yapan sanatçılara Hirschvogel, H.Holbein ve Genç Holbein’i ekleyebiliriz”.52

Resim 31: Halı, Türk Halı Müzesi detay,İstanbul.

(www.google.com.tr/turkislamhalımüzesi).

Resim 32: Irak, 13.yy.ortası,13.1x9.8cm Bakır, gümüş, siyah cilalı cami ağaç kapı parçası, yıldız geometrik süsleme etrafı yaprak süslemeli, ortada Allah yazmakta, Al-sabah Koleksiyonu, Kuwait.

(Fotoğraf The Art From The Islamic Civilization adlı kitaptan tarafımdan çekilmiştir)

52

Süsleme sanatının, mezar taşları, çiniler, renkli camlar, kürsüler, şamdanlar, lambalar, kapılar, parmaklıklar, cam eşya, sedef işçilikleri, tezhip, cilt gibi malzemenin doğasına uygun çeşitleri vardır. Örneğin Türk sanatında dört farklı süsleme türü veya teması görüyoruz:

1. Sembolik süsleme, 2. Geometrik süsleme, 3. Çiçek şeklinde süsleme, 4. Kitabe ve yazı şeklinde süsleme

Selçuk Mülayim bunlara (tüm İslam âlemini düşündüğümüzde) figürler, günlük eşya motifleri ve mimari form ve mukarnasları da ilave eder. Bunlardan bir ya da birkaçı uyumlu biçimde olsa da bazı istisnaları da vardır. Örneğin sülüs yazıyla insan figürü yan yana gelmez. Bu süsleme çeşitlerinde geniş anlamda arabesk, asma imajından esinlenerek, stilize edilmiş sarmaş dolaş yaprakları ve birbirine sarılarak dolanan dallarıyla dalgalı ve sarmal bitki şekilleriyle yapılan süslemeyi ve katı geometrik ölçülerle yapılan girift tezyinatı ifade eder. Bunlardan birincisi ritmin gerçekten mükemmel bir uyarlaması olduğu halde, ikincisi şeffaf bir mahiyete sahiptir. Burada da, İslam’daki bütün artistik ifadenin iki kutbunu keşfediyoruz: ritim duygusu ve geometri ruhu.

Özellikle, arabesk, hem düzenli hem de sonu gelmez açılışlarıyla, ritmin görsel planda en dolaysız ifadesidir. Bunun en mükemmel şekilleri Orta Asya göçebelerinin katkılarıyla aslında tüm İslam âleminde verilmiştir. İslam dünyasının kendine özgü olan bir başka unsuru da ‘girişik bezemedir (interlacement)’. Bu sanat, bütün mükemmelliği ile ilk kez oyma kafes işi şeklinde cami ve sarayların pencerelerinde görülür. Mükemmel örneklerini Emevi yapılarından, Hırbettu’l-Mefcer Sarayı’nda, Şam Ulu Camii’nde görmek mümkündür. Allen’ e göre, İslam sanatında geometri gibi soyut unsurlar, klasik sanattaki temsillerin bütünleyici işlevine hizmet ederler. Tahvir, yani farklı gösterme ve arabesk, bu sanatın evrenin merkezine ve İslam düşüncesinde ön planda yer alan birlik düşüncesine dayandığını doğrularlar.

Burchardt İslam sanatında görülen geometrik bezemelerin niteliklerini özetler:

“İslami geometrik girişik bezeme biçimleri, bir daire içine yerleştirilen bir ya da birçok düzenli figürden oluşturulur ve sonra bunlar da yıldız biçimli belli bir çokgen ilkesine göre geliştirilir. Birbirine benzer içerikteki farklı desenler birbirine geçerek, aynı anda bir ve birçok merkezden yayılan çizgilerden sürekli şekilde uzayıp giden ağ oluşturabilir. En gözde kalıplar, bir dairenin altı, sekiz ve beşe bölünmesiyle oluşturulan kalıplardır. Altılı bölme en ‘organik’ olandır. Çünkü bu doğal radyustan meydana gelir; on ikiye bölündüğünde de Zodyak’a tekabül eder. Dairenin sekize bölünmesi daha

muazzam bir bolluğa yol açar; zira bu bir şekilde kare haline getirilmiş dairenin olağanüstü kontrastını kucaklar. Bir daire içine yerleştirilmiş sekizgenden veya daha açık bir şekilde ifade edersek, iki kareden oluşan geometrik açılım İslam sanatında en alışılmış bezemedir. (Kubbet-us Sahra’da da kullanılmıştır). Aynı şekilde bu, kare zemin üzerine oturan ve sekizgenin aracılık ettiği kubbe inşasında da görülür. Dairenin beş ya da ona bölünmesinin “Altın Kuralına” uygun olduğu kabul edilir.53

Bir yüzeyi süsleyecek sanatçı ya da zanaatkâr için geometrik girişik bezeme, entellektüel bakış açısından şüphesiz en tatmin edici formu temsil edecek tarzı uygulamıştır. Çünkü bu form âlemdeki bitip tükenmez çeşitliliğin altında yatan İlahi birlik fikrinin son derece açık ve doğrudan ifadesidir. İlahi Birlik her türlü temsilin ötesindedir. İslam inancına göre ‘O’ tektir bununla birlikte, O’nun âlemdeki yansıması, ahenk aracılığıyla olur; yani ‘çoklukta birlik’ ve aynı şekilde ‘birlikte çokluk. Girişik bezeme ve sonsuz bir şekilde tekrar kendine dönen formlarla sanatçı bu inancı bize yansıtır.

Bu motifi, Orta Asya Türklerine ait en eski eşya üstünde dahi görüyoruz. Sümerler, Hititler, Asurlular hatta Mısırlılar gibi eski Doğu halklarının süs motifleriyle de benzerlik göstermektedir. Örneğin helezon, ışınları gösteren sekiz kolu kursla temsil esen tanrı-güneş gibi formlar bu uygarlıklarda da vardır.

Mükemmel bir üslup birliği içindeki süsleme sanatları İslam sanatında yazıların ve yapıların tamamlayıcısı olarak her dönemde önemli olmuştur. Süslemeler; taş, maden, ahşap, kumaş, alçı, deri, cam, kâğıt gibi akla gelebilecek her türlü malzeme ile ve her çeşit eşya ve yapı üzerine oyma, kazıma, boyama, dökme, kakma vb. farklı tekniklerle yapılmıştır.

“Arabeskin, bir dizi sarmal ve girift/ birbiriyle yer değiştiren kıvrımlardan oluşan bu ‘soyut’ üslubu arabesk tezyini anlamda İslam‘ in sanatsal gücünü bizlere gösterir. Zamanla mimaride soyut spiral formlar asma motifi yerine de görülmüştür. Sanatın, başta İngiltere olmak üzere, Kuzey Avrupa’daki girişik bezeme, çifte spiralli, üçlü girdaplar, kesiksiz gamalı haçlar vs. gibi geometrik motiflerle olan çiçeklenişi ile tam da bu formların, olgunlaşmaya başlayan İslam sanatı ile birlikte ortaya çıkışı ilginçtir. Soyut formlara sahip bu tarz Hristiyan sanatında çok kısa süreli olmuştur. Oysa İslam sanatı arkaik motifleri en soyut ve genel ilke ve usullerine çevirerek ve dönüştürerek kendine mal eder”.54 53 Bkz. (25), Burchardt, s.99. 54 A.g.k.,s.94.

Resim 33: Kayıtbay Türbesi’nin arabesk formlarla işlenmiş taş kubbesi, 1472,Kahire, Mısır, (www.zaman.com.tr).

“Arabeskin, bir dizi sarmal ve girift/ birbiriyle yer değiştiren kıvrımlardan oluşan bu ‘soyut’ üslubu arabesk tezyini anlamda İslam‘ in sanatsal gücünü bizlere gösterir. Zamanla mimaride soyut spiral formlar asma motifi yerine de görülmüştür. Sanatın, başta İngiltere olmak üzere, Kuzey Avrupa’daki girişik bezeme, çifte spiralli, üçlü girdaplar, kesiksiz gamalı haçlar vs. gibi geometrik motiflerle olan çiçeklenişi ile tam da bu formların, olgunlaşmaya başlayan İslam sanatı ile birlikte ortaya çıkışı ilginçtir. Soyut formlara sahip bu tarz Hristiyan sanatında çok kısa süreli olmuştur. Oysa İslam sanatı arkaik motifleri en soyut ve genel ilke ve usullerine çevirerek ve dönüştürerek kendine mal eder”.55

Resim 34 : Elhamra Sarayı, arabesk süsleme. (www.wikipedia.org./wiki/arabesk sanat).

55

4.2. Tezhip

Tezhip (Osmanlıca: Tezhip) kelimesi, Arapça zehap (altın) kökünden türemiş olup, ‘altınlamak’ anlamına gelir. Çoğulu olan “tezhibat” “altınlama süslemeler” demektir. Tezhip günümüzde daha çok İslam kökenli kitap bezeme sanatlarına verilen addır. Tezhip sanatını icra eden erkeklere müzehhep kadınlara müzehhebe adı verilir. Tezhipçiler, aynı zamanda birer minyatür ressamıydılar. Kur’an ve yazmaların ilk iki sayfaları hep renkli ve altın yaldızlı motiflerle süslenirdi.

Minyatür ve tezhip birbirinden farklıdır. Minyatür daha çok tasvire dayanır. Bitki, hayvan, insan ve/veya mekân tasvirleri içerir. Minyatürler yapıldıkları dönemin sanat anlayışı ile koşut olarak genellikle iki boyutlu ve perspektifsiz olarak yapılmış tasvirlerdir. Tezhip sanatı ise öncelikle hat sanatının etrafının bezenmesi amaçlı kullanılmış, günümüzde ise tek başına pano olarak da kullanılmaktadır. Basit bir anlatımla çoğunlukla stilize edilmiş bitki formları ya da desenlerden oluşan kimi zaman simetrik tasarımlardır.

Türk süslemeciliğinde saz yolu (saz üslubu) olarak bilinen eserler ise Klasik dönemde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Helezoni dallar üzerinde zengin, çeşitli hatayı ve sivri uçlu, iri yaprak bezemeleriyle oluşan bu üslubu Tebriz’den getirip uygulayan Kanuni’nin nakışhanenin başına getirdiği usta sanatçı Şah Kulu’ dur. Onun en önemli eserlerinden biri Kanuni Sultan Süleyman’ın şiirlerini içeren Divan-ı Muhibbi nüshasıdır.

Resim 35: Kur’an folyo, Doğu İran, X.yüzyıl, mürekkep, altın, renkli boya. (Fotoğrafİ Giovanni Curatola, Art Form the İslamic Civilization, s.57).

Resim 36: Kuran,16.yy ortası, Osmanlı, 30x22 cm, kağıt, deri, mürekkep ve altın yaldız, Louvre Müzesi.

(Fotoğraf; İslam Sanatının 3 Başkenti,2008, s.89).

16. Yüzyıl Osmanlı tarihindeki en yoğun üretim yılıdır. Osmanlı Padişahlarının resimli şahnameleri, 1584 tarihli Hünername’nin tezhip ve hakarları önemlidir. 17. Yüzyılda Batı tesiriyle ortaya çıkan değişmeler Osmanlı toplumunu öncelikle askeri, siyasi ekonomik alanlar olmak üzere her yönden önemli ölçüde etkilemiştir. Bu değişim sanatı büyük ölçüde etkisi altına alır. Lale Devri’ne (1718-1730) kadar devam eden klasik dönem süsleme sanatı 1720’ de III. Ahmed zamanında Batıyla başlayan ilişkilerle değişmeye başlar. 18.Yüzyıldan başlayarak Türk sanatçıları Avrupa’nın barok ve rokoko üslubunu tezhibe uygulamıştır. Tezhipte klasik motiflerle yapılan kompozisyonların yanında yeni bir anlayışla çizilmiş gölgelendirmelerle üçüncü boyut verilmeye çalışılmış çiçek demetleri görülür. Kitap sanatları içinde çeşitli veya tek çiçeklerin resimlerinin yer aldığı çiçek ressamlığı denilebilecek yeni bir tür gelişir.