• Sonuç bulunamadı

BĠRĠNCĠ BÖLÜM Ġġ TATMĠNĠ

1.4. ĠĢ Tatmini Teoriler

1.4.2. Süreç Teoriler

Süreç teorileri adı altında toplanan motivasyon teorileri kiĢilerin hangi amaçlar tarafından ve nasıl motive edildikleri, diğer bir deyiĢle belirli bir davranıĢı gösteren kiĢinin bu davranıĢı tekrarlaması veya tekrarlamaması nasıl sağlanır sorusuna cevap arar. Süreç teorilerine göre ihtiyaçlar kiĢiyi davranıĢa sevk eden etmenlerden sadece bir tanesidir. Bu içsel faktörlere ek olarak pek çok dıĢsal faktör de kiĢi davranıĢı ve motivasyonu üzerinde rol oynamaktadır (Koçel, 2001: 517). Süreç teorileri davranıĢın ortaya çıkıĢından durduruluĢuna kadar olan faaliyetlerdeki değiĢkenleri açıklar aynı zamanda bu teoriler kiĢisel farklılıkların motivasyondaki önemini incelemiĢlerdir (Eren, 2001: 526).

1.4.2.1. DavranıĢ ġartlandırması YaklaĢımı

Süreç teorilerinin temelinde öğrenme süreci yer almaktadır. Ġnsan davranıĢlarını etkileyen temel etmenlerden birisi öğrenme sürecidir. Öğrenme gerek biçimsel eğitim gerekse deneyimler sonucu davranıĢlarda değiĢiklik sağlama sürecidir. Örgütlerdeki davranıĢların tümünün öğrenilmiĢ davranıĢlar olduğu düĢünüldüğünde konunun önemi daha da artmaktadır (Can, 1999: 180).

ġartlandırma kavramlarından birisi klasik Ģartlandırma diğeri ise sonuçsal Ģartlandırmadır. Klasik Ģartlandırma Pavlov‟un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle geliĢtirilen bir Ģartlandırma türüdür. Bu tip Ģartlandırmada davranıĢlar belirli uyarıcılar tarafından harekete geçirilir. Bu Ģartlandırmada önemli olan husus uyarıların davranıĢları etkilemesidir (Koçel, 2001: 517).

Motivasyon teorisi olarak ele alınan Ģartlandırma türü ise davranıĢların karĢılaĢtığı sonuçlar tarafından Ģartlandırıldığı varsayımına dayanan Skinner tarafından geliĢtirilen sonuçsal Ģartlandırmadır. Bu Ģartlandırmaya göre birey çeĢitli nedenlerden ötürü bir davranıĢ gösterir ve bu gösterilen davranıĢın alacağı tepki önemlidir. DavranıĢ sonucu karĢılaĢtığı tepkiye göre kiĢi ya o davranıĢı tekrar gösterecek veya göstermeyecektir (Koçel, 2001: 518).

Klasik koĢullandırmada olaylar dizisi davranıĢtan bağımsızdır. Diğer bir ifade ile tepki zaten vardır ve uygun bir koĢullandırma ile bu tepki harekete geçirilir.

Sonuçsal koĢullandırmada ise davranıĢ sonuç adı verilen araçlarla kontrol edilir. KiĢinin karĢılaĢtığı sonuçlar aynı davranıĢın tekrar edilip edilmemesini etkiler (Can, 1999: 181).

KoĢullandırma ile ilgili olarak E. Thorndike tarafından geliĢtirilmiĢ olan Etki Kanunu kiĢilerin davranıĢlarının sonuçlarına göre nasıl hareket etmeleri gerektiğine ıĢık tutar. Bu kanuna göre kiĢi kendisini mutlu edecek davranıĢları tekrar ederken kendisine zarar verebilecek davranıĢlardan kaçınır. Bu anlayıĢ öğrenme konusunun temel ilkelerinden birisi haline gelmiĢtir (Koçel, 2001: 519).

Yönetim biliminde DavranıĢ DeğiĢtirme Modeli olarak kullanılan sonuçsal koĢullandırmaya göre yapılması istenen davranıĢ ödüllendirilmeli, istenmeyen davranıĢ ise cezalandırılmalıdır. Bu sonuca ulaĢabilmek için ilkelerden birisi öğrenmede çok önemli bir yeri olan pekiĢtirmedir. Güdüleme davranıĢın içsel nedeni olurken, pekiĢtirme davranıĢın dıĢsal nedeni olarak kullanılmalıdır. Tekrar edilmesi istenen davranıĢlarda olumlu pekiĢtirmeye ağırlık verilirken, tekrarlanması istenmeyen davranıĢlara da olumsuz pekiĢtirme uygulanmalıdır. Diğer önemli ilke ise cezalandırmadır. Genellikle baĢka bir uygulama yolu varsa tercih edilmemesi gerekir ancak davranıĢ değiĢikliğinde etkili olduğu kabul edilir. Kayıtsız kalmakta davranıĢ değiĢikliğinde diğer bir ilkedir. KiĢinin belirli aralıklarla yaptığı davranıĢın görmezden gelinmesi durumunda kiĢi davranıĢını tekrarlamada bir yarar görmeyeceğinden davranıĢı tekrarlamayacaktır (Can, 1999: 182).

1.4.2.2. Beklenti Teorileri

Motivasyon konusundaki önemli teorilerden birisi de Beklenti Teorileridir. Bu teori Vroom ile Lawler ve Porter tarafından geliĢtirilen iki ayrı teoriden oluĢmaktadır (Koçel, 2001: 520). Beklenti teorileri genel olarak insan davranıĢlarını bireyin amaç ve seçimleri ile bu amaçları baĢarmadaki beklentileri yönünden açıklamaya çalıĢır (Can, 1999: 182).

1.4.2.2.1. Vroom’un BekleyiĢ Teorisi

Victor Vroom‟a göre bir kiĢinin belli bir iĢ için gayret sarf etmesi iki faktöre bağlıdır. Birincisi Valens (kiĢinin ödülü arzulama derecesi), diğeri ise bekleyiĢtir. Teorinin matematiksel olarak ifadesi ise Ģu Ģekildedir (Koçel, 2001: 520):

Motivasyon = Valens X BekleyiĢtir.

Bu modele göre iĢ ve görev baĢarısı büyük ölçüde ödüllendirilmiĢ davranıĢın sonuçları olarak açıklanmaktadır. Bu modele özgü üç varsayım ise Ģu Ģekilde ifade edilmektedir. Birincisi kiĢilerin davranıĢlarının ortaya çıkmasında kiĢisel özellikler ile çevresel etkilerin önemli bir yeri vardır. Ġkinci varsayım ise kiĢilerin ihtiyaçları, arzuları ve yetiĢme tarzları farklı olduğu için kiĢilerin beklediği ödüller de farklılık gösterir. Bazı çalıĢanlar yaptıkları iĢ karĢılığında bir teĢekkür beklerken bazıları ise daha büyük ödüller bekleyebilirler. Diğer varsayım ise kiĢilerin arzuladıkları ödüllere yönelik davranıĢlarda bulunmalarıdır (Eren, 2001: 527).

BekleyiĢ teorisinin üç temel kavramı mevcuttur. Bunlardan birincisi baĢarı, ödül ve ümit iliĢkisi olarak belirtilen bireyin her davranıĢının sonucuna göre ödül veya ceza alacağına inanması, her ödül veya cezanın her bireye göre bir ihtiyaç ya da istek Ģiddeti olduğunu ifade eden istek veya ihtiyacın Ģiddetidir. Bir diğer kavram ise çaba-baĢarı ve beklenti iliĢkileri olarak ifade edilen bireyin bir iĢte göstereceği çabanın kendisini baĢarıya ulaĢtırıp ulaĢtıramaması olasılığının beklentilerini karĢılayıp karĢılayamayacak olmasıdır (Eren, 2001: 528).

Modelde yer alan kiĢinin ödülü arzulama derecesi olarak ifade edilen Valens kavramının alacağı değer -1 ile +1 arasında yer alır. BekleyiĢ kavramı ise kiĢinin ödül ile belirli bir davranıĢ arasında iliĢki görmesi sonucunda 1 değerini alırken tersi durumunda ise 0 değerini alacaktır. Modele göre çalıĢanın hem valensi hem de bekleyiĢi yüksek ise o çalıĢan motive olacaktır. (Koçel, 2001: 521).

Bu modelde yer alan üçüncü bir kavram ise araçsallık kavramıdır. Buna göre birinci kademe sonuçların ikinci kademe sonuçlara ulaĢtıracağı konusunda kiĢinin sübjektif yargıları olabilir. Araçsallık çeĢitli kademeler arasındaki iliĢkiye, bekleyiĢ ise gayret ile birinci kademe sonuçlar arasındaki iliĢkiye iĢaret etmektedir. Dessler‟e

(1979) göre, çalıĢan belirli bir düzeyde gösterilen bir gayretin belirli bir performans ile sonuçlanacağına ve bu performansında belirli bir birinci kademe sonuç-ödül ile karĢılanacağına inanıyorsa çalıĢmasını arttırır. Aynı zamanda çalıĢan bu belirli birinci kademe ödülü bazı ikinci kademe sonuçlar için gerekli görüp hem birinci hem de ikinci derece ödülleri arzu ediyorsa bu çalıĢan motive olacaktır (Aktaran: Koçel, 2001: 521).

1.4.2.2.2. Lawler – Porter Modeli

Lawler-Porter modeli Vroom‟un modelini esas almakla birlikte bazı ilaveler de yapmaktadır. Vroom‟un modelinde yer aldığı gibi kiĢinin motive olma derecesi valens ve bekleyiĢ tarafından etkilenmesi bu modelde de yer almaktadır. Lawler ve Porter kiĢinin yüksek performans gösterebilmesi için iki değiĢkenin daha olduğunu belirtmiĢlerdir. Bunlardan birincisi kiĢinin iĢini baĢarabilecek yetenek ve bilgiye sahip olmasıdır. Diğeri ise kiĢinin kendisi için algıladığı rol ile ilgilidir (Koçel, 2001: 523).

Gayret, bilgi ve yetenek ve algılanan rol değiĢkenlerine göre gösterilen performans belirli bir ödülle ödüllendirilecektir. Bu birinci kademe sonucu ifade etmektedir. Bu ödüller içsel veya dıĢsal olabilir. Burada önemli olan ve Vroom modeline ek olan kısım algılanan eĢit rol değiĢkenidir. Buna göre herkes kendi performansını baĢkalarının performansı ile karĢılaĢtırır ve kendi performansının nasıl bir ödülle ödüllendirilmesi gerektiği konusunda bir anlayıĢa ulaĢır. KiĢinin fiilen algıladığı ödül bu algılanan eĢit ödülden az ise kiĢi tatmin olmayacaktır (Koçel, 2001: 523).

Bu teoride yüksek baĢarının yüksek tatmin verebilmesi için çalıĢanların bekleyiĢleri ile ödül arasında bir dengenin kurulması ve örgüt içinde dağıtılan ödüllerin adil olması gerekmektedir. Teori, bir örgütte düĢük baĢarılı fakat aradığını bulmuĢ kimselerin olabileceğini yine aynı zamanda yüksek baĢarılı fakat bekleyiĢlerine uygun biçimde ödüllendirilmemiĢ çalıĢanların olabileceğini de vurgulamaktadır (Eren, 2001: 534).

Beklenti modelinin literatüre temel katkısı çalıĢanların amaçları ile iĢteki davranıĢları arasındaki iliĢkiyi açıklamasıdır. Bu modeli kullanacak yöneticileri; çalıĢanların görevlerini baĢarmaları için gerekli eğitimleri almalarını sağlamaları,

çalıĢanların karĢısına çıkabilecek örgütsel engelleri ortadan kaldırmaları, çalıĢanlarına iĢlerini baĢarabilecekleri konusunda güven vermeleri, çalıĢanların belirli ihtiyaçlarını karĢılayacak örgütsel ödülleri bulmaları, ödüller ile iĢ arasındaki iliĢkileri açıklığa kavuĢturmaları, iĢ ile ödüller arasında iliĢki olduğu konusunda çalıĢanların algılarını bir ödül sistemini uyum ve eĢitlik içinde yönetmeleri gereklidir (Can, 1999: 183).

1.4.2.3. EĢitlik Teorisi

Süreç teorilerinden bir diğeri de EĢitlik Teorisidir. Grey‟e (1977) göre bu teorinin ana fikri, çalıĢanların iĢ iliĢkilerinde, diğer çalıĢanlarla eĢit muamele görmek arzusunda oldukları ve bu arzunun çalıĢanların motivasyonu etkilediği Ģeklinde ifade edilebilir (Aktaran: Eren, 2001: 524).

J. Stacy Adams tarafından geliĢtirilen bu teoriye göre, kiĢinin iĢ baĢarısı ve tatmin olma derecesi çalıĢtığı ortamla ilgili olarak algıladığı eĢitlik veya eĢitsizliğe bağlıdır. Adams‟a göre çalıĢan gösterdiği gayret ve karĢılığında elde ettiği sonucu aynı iĢ ortamında diğer çalıĢanların gösterdiği gayret ve elde ettikleri sonuç ile karĢılaĢtırır. Bu karĢılaĢtırma genellikle çalıĢanın, sergilediği gayret ve bu gayretin sonucunu içeren bir oran oluĢturması ile olur. KarĢılaĢtırma sonucu bir eĢitsizlik algılayan çalıĢan bu eĢitsizliği giderici Ģekilde davranacaktır. Bu davranıĢın yönü algılanan eĢitsizliğin derecesine, kiĢinin olanaklarına ve göstereceği davranıĢın kolaylık derecesine bağlı olacaktır (Eren, 2001: 525).

1.4.2.4. Cranny ve Smith’in BasitleĢtirilmiĢ Süreç Modeli

Cranny ve Smith‟in ümit teorisinden etkilenerek geliĢtirdikleri basitleĢtirilmiĢ süreç modelinde ümit kuramının karmaĢıklığını gidererek çaba, doyum, baĢarı ve ödüller arasındaki iliĢkiyi anlaĢılır hale getirmeyi amaçlamıĢlardır. ġekil 2‟deki modele göre, ödül, doyum ve çabadan oluĢan bir üçgen oluĢmuĢtur. Bu üç değiĢken birbirleri üzerinde ya tek yönlü ya da karĢılıklı etkide bulunmaktadırlar. BaĢarı modelin ortasında yer alırken ödül ve doyum üzerinde tek yönlü etkide bulunmaktadır. BaĢarı değiĢkeni çaba değiĢkeninden etkilenmektedir (Eren, 2001: 536).

Modele göre ödüllendirme tek baĢına baĢarıyı etkileyememektedir. BaĢarıyı doğrudan etkileyen unsur çabadır. Çaba ise ödüllerden etkilenmekte ve ödüller ona doyum sağladığı oranda baĢarıyı etkilemektedir.

ġekil 2. Cranny-Smith‟in Süreç Modeli

Kaynak: Eren, 2001, s. 537.