• Sonuç bulunamadı

Nahl Sûresi 90. Âyet

16.YÜZYIL TÜRKÇE DİVANLARINDA ÂYET İKTİBASLARI

1.11 HÛD SÛRESİ

1.16.6 Nahl Sûresi 90. Âyet

ِنَع ى ٰهْنَي َو ى ٰب ْرُقْلا ىِذ ِٸاَتيٖا َو ِناَس ْحِ ْلَا َو ِلْدَعْلاِب ُرُمْاَي َ ٰٰاللّ َّنِا

ِرَكْنُمْلا َو ِءاَش ْحَفْلا

َنوُرَّكَذَت ْمُكَّلَعَل ْمُكُظِعَي ِیْغَبْلا َو

[Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt

veriyor.]

Âyetin iktibas edilen kısmı “inne’llâhe ye’muru bi’l-‘adli ve’l-ihsân”, “Şüphesiz Allah, adâleti, ihsânı emreder.” kısmıdır. Sehâbî divanı dîbâcesinde Kanûni Sultan Süleyman’a yapılan bir dua öncesinde Kanûni Sultan Süleymân’ın iktibas edilen kısmın yani adalet ve ihsanı emreder kısmının timsali bir padişah olduğundan bahsetmektedir:

Bin es-sultâni’l-mümessil bi-emr-i “inne’llâhe ye’muru bi’l-‘adli ve’l-ihsân”es-Sultan

Süleyman Hân… Sehâbî(Dib.)

İlgili tablo şöyledir:

Tablo 120: Nahl Sûresi 90. Âyet. Divan Sayı Nazım Şekli

Sehâbî 1 dîbâce Toplam 1 dîbâce 1.17 İSRÂ SÛRESİ 1.17.1 İsrâ Sûresi 1. Âyet

ى هر ْسَا ى ٖذَّلا َنا َحْبُس

ِدِجْسَمْلا ىَلِا ِماَرَحْلا ِدِجْسَمْلا َنِم ًلَْيَل ٖهِدْبَعِب

ُري ٖصَبْلا ُعي ٖمَّسلا َوُھ ُهَّنِا اَنِتاَيٰا ْنِم ُهَي ِرُنِل ُهَل ْوَح اَنْكَراَب ى ٖذَّلا اَصْقَ ْلَا

[Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.]

İsrâ 1. Âyet peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(SAV)’in İsrâ (Gece yürüyüşü) ve Mi’raç mucizesine işaret eder. Hz. Muhammed(SAV)’in eşi Hz. Hatice’yi ve amcasını kaybetmesi ve putperestlerin üç yıl süren boykotu Hz. Muhammed(SAV)’in çok zor zamanlar geçirmesine sebep olmuştur. Peygamber Efendimizin bu sıkıntılarının akabinde İsrâ ve Mirac olayı gerçekleşmiş ve peygamberimizin sıkıntılarını gidermiştir.

Peygamberimiz amcasının kızı Ümmü Hâni’nin evinde bulunurken Cebrâil yanında bir Cennet bineği olan Burak ile birlikte geldi. Peygamberimiz Burak’a bindi ve önce Mescid-i Aksâ’ya gittiler. Orada

123

bütün peygamberler onu karşılayıp arkasında namaz kıldılar. Sonra mescitten çıktılar ve mirac (merdiven) ile karşılaştılar. Cebrail peygamberimizi kanadına alarak bir rivâyete göre Burak’a bindirerek göğe çıkardı. Peygamberimiz birinci kat gökte melekler tarafından karşılanır. Sonra her kat gökte ayrı ayrı peygamberlerce karşılanıp sohbet eder. Yedinci kat gökte meleklerin Beyt-i Ma’mur’u tavaf ettiklerini görür. Sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya varırlar. O zaman Cebrâil Buradan ileriye varırsam yanarım’ diyerek ,peygamberimize yalnız gitmesini söyler. Yetmiş hicâb sonra Refref denilen yeşil yaygı ile bir müddet daha yolculuk devam eder. Refref Peygamberimizi kürsî’ye dek götürür. Buradan itibaren yalnız başına ilerleyerek yetmiş hicâb daha aşıp Arş’a varır. Arş’a varınca arşın nuru kendisini kaplamıştır. O sırada kalp gözüyle ya da beden gözüyle Allah’ı görür. Buna vasıtasız vahy geldi diyenler de vardır. Orada namaz emrini alır ve Bakara suresinin son iki âyeti ile birlikte geri döner.126

Divanlarda çokça iktibas edilen âyetler arasındadır. Peygamber Efendimiz(SAV)’e yazılan şiirlerde daha çok yer almıştır. Âyetin iktibas edilen kısmı “Sübhanellezi esrâ”, “Götüren Allah’ın şanı yücedir” anlamına gelir. Bazen “Esrâ” kısmı iktibas edilmiştir. İktibaslarda İsrâ ve Mirac maksatlı anlam taşımıştır. Ayrıca Sübhân âyeti olarak da kullanılmıştır.Âşık Çelebi divanında Hz. Muhammed’in Allah’a yakınlığına delil olarak apaçık Kur’an’ın izzet âyeti olan “Sübhânellezî esrâ” gösterilmiştir:

Kurbetün râhına sübhânellezî esrâ delîl

Âyet-i ‘azz u ‘alân âyât-ı Kur’ân-ı mübîn Âşık Çelebi (K.11-35)

Gelibolulu Âlî divanında İsrâ’dan bahsedilmekte ve Peygamberimizin yüzünün ay gibi tüm burçları geçerek çarha ulaştığını şöyle ifade etmiştir:

Kaçan ki leyle-i esrâda ‘ârızuñ mâhı

Kamu burûcı geçüp çarha eyledi tahvîl Gelibolulu Âlî (K.22-17)

Aşağıdaki beyitte Gelibolulu Âlî, tüm karanlıklar geceyi tutsa da asla vahdetin nurunun sönmeyeceğine işaret ederken, sübhanellezi esra sürmesinin de asla gözünden uzak olamayacağını ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz’in İsrâ yürüyüşünün apaçık bir delil olduğunu ve bunun asla sönmeyeceğini dile getirmektedir. Sürme gözdeki görme yetisini kuvvetlendirdiği için Sübhânellezî esrâ ile özdeşleştirilmiştir:

Güm olmaz nûr-ı vahdet tutsa dehri leyl-i zulmânî

Gözümden dûr olur mı kuhl-i Sübhânellezî esrâ Gelibolulu Âlî (G.16-3)

Yakînî divanında ise sevgilinin yanağının ayva tüyleri sübhânellezî esra’ya, siyah saçları da Mirac’a benzetilmiştir:

Şerh-i sübhânellezî esrâ yazar hatt-ı ruhuñ

Leyle-i mi‘râcdur zülf-i siyehkâruñ hemîn Yakînî (K.2-18)

124

Kâdî divanında İsrâ’nın sırrını, Musâ(as)’nin Tur’unu, Hakk’ın fazlını, büyük haccı, bayramı, Kadir ve Berat gecelerini namazda bulduğunu dile getirmiştir. Miraç’ta beş vakit namazın hediye edilmesi ilişkisi de söz konusudur:

Bundadur sırr-ı isrâ Tûr-ı Mûsâ fazl-ı Hakk

Hacc-ı ekber ‘ıyd azâhî Leyle-i Kadr u Berât Kâdî (G.14-4)

Murâdî divanında kendini bilmeyenlerin İsrâ’nın sırrını hiç bilemeyeceğinden bahsedilmiştir:

Bizi şerh eylemez şârih haber bilmez bu ma’nâdan

Çü kendi nefsini bilmez ne bilsün sırr-ı “esrâ”dan Murâdî (G.983-1)

Celîli divanında Peygamber Efendimizin gezdiği yerin esrâ meydanı makamının ise Kabe kavseyni ev ednâ olduğu ifade edilmiştir. Necm suresi 9. Âyette geçen “kabe kavseyni ev ednâ” da Miraç olayına işaret etmektedir:

Zihî cevlângehün meydân-ı esrâ

Makamun “kâbe kavseyni ev ednâ” Celîlî (Mes.1-17)

Nâtıkî divanında sevgilinin yüzünün Mescid-i Aksâ, kaşının da bu mescidin mihrabı gibi olduğunu ifade eder. Mirac mucizesinin nasıl olduğu hakkında ayrıntılı bilgi Kur’an’da yoktur. Orada Peygamberimizin Allah’la görüşmesi, diğer peygamberlerle sohbetleri olmuştur. Olağanüstü bir mucize olması münasebetiyle sevgilinin saçının da Miraç gibi sırlı olduğunu ifade etmiştir:

Sûretüñ Mescid-i Aksâ vü kaşıñ mihrâbı

Şeb-i İsrâ gibi zülfüñde rumûz-ı Mi’râc Nâtıkî (G.71-5)

Nâtıkî divanında vahdet makamına azm etmenin İsrâ gecesini anlamak ile olacağını ve böylece zulmetin korkusundan kurtulup nura ereceğini ifade etmiştir:

Leyletü’l-‘İsrâ’yı bil azm it makâm-ı vahdete

Çekme zulmet vehmini havf-ı asesden fâriğ ol Nâtıkî (G.283-2)

Murâdî divanında âyet “Sübhân” ile başladığı için “sübhân âyeti” olarak kullanılmıştır:

Gülşen-i cennetde gördüm vech-i “sübhân” âyetin

Bülbül-i kudsî okurdı cümle “Rahmân” âyetin Murâdî (G.1093-1)

Âyetin iktibas edildiği beyitlerde ya doğrudan İsrâ olayı anlatılmakta ve Peygamber Efendimiz’in delili olduğu belirtilmekte ya da sevgilinin saçı ile özdeşleştirilmesi gibi farklı durumları ifade etmekte kullanılmaktadır.127 İlgili tablo şöyledir:

127Âyetin diğer iktibasları için bkz.: Behiştî(K.2-34), Gelibolulu Âlî (K.1-20, G.17-2), Hayâlî(G.79-1), Kâdî(K.2-4, G.46-6, G.55-4, G.60-5, G.80-3, G.188-5, G.194-4, G.254-4, G.298-5), Muhyî(G.113-1), Murâdî(G.81-4, G.347-4, G.377-2, G.1225-4, G.1228-5), Nâtıkî(G.4-6, G.6-5, G.28-8), Taşlıcalı Yahyâ(G.426-3, Dib.), Za’îfî (Tar.17-4).

125

Tablo 121: İsrâ Sûresi 1. Âyet.

Divan Sayı Nazım Şekli

Âşık Çelebi 1 kaside

Behiştî 1 kaside

Celîlî 1 mesnevi

Gelibolulu Âlî 4 kaside(2), gazel(2)

Hayâlî 1 gazel

Kâdî 10 gazel(9), kaside(1)

Muhyî 1 gazel

Murâdî 7 gazel

Nâtıkî 5 gazel

Taşlıcalı Yahyâ 2 dîbâce, gazel

Yakînî 1 kaside

Za’îfî 1 tarih

Toplam 35 gazel(26), kaside(6),

mesnevi(1), dîbâce(1), tarih(1)

Benzer Belgeler