• Sonuç bulunamadı

1.6. Hindi Endüstrisinde Uygulanan Sözleşme Biçimleri

1.6.3. Sözleşmeli Yetiştiriciliğin Yararları

Ekonomik olarak yetiştiricilerle entegrasyonu yöneten firma arasında ortak çıkarlar nedeniyle spot pazar satışı hindi yetiştiriciliğinde ekonomik olmamaktadır. Hindi eti sektöründe satışların, arz ve talebin çok değişken olması, yatırım kararlarında geleceğin belirsiz oluşu üretimin genel olarak entegrasyon ve bireysel yetiştiriciler arasında sözleşmeli yetiştiricilik tarzında yapılmasına neden olmuştur.

Hindi yetiştiriciliğinde entegrasyonlar ile bağımsız yetiştiriciler arasında sözleşmeli yetiştiricilik; hindi yetiştiriciliğinin gerektirdiği mekanik, yatırım finansmanı, bina, donanım ve vergilerde tedarik ve risk paylaşımı, teknolojik gelişmenin takibi, ürünün kalitesi ve değişen tüketici taleplerini karşılayabilmede hem entegrasyona hem de yetiştiriciye sağladığı ortak faydalar nedeniyle dünya çapında yaygın hale gelmiştir (Knoeber, 1989).

Sözleşmeli yetiştiricilik sayesinde entegrasyona bağlı sözleşmeli yetiştiricilerin; kredi darboğazı aşılabilmiş, ulaşım maliyetleri en düşük düzeye indirgenmiş ve tek başlarına girişleri mümkün olmayan pazarlarda ürünlerini satabilmeleri mümkün hale gelmiştir (Begum, 2005).

Sözleşmeli yetiştiriciliğin temel faydaları 4 madde halinde sınıflandırılabilir.

1.6.3.1. Finansman kaynaklarına erişim

Sözleşmeli yetiştiriciliğin kazanımlarından biri yetiştiricilerin özellikle yatırım için ihtiyaç duyduğu finansman kaynağına erişiminin daha kolay ve daha ucuz olmasıdır.

Yetiştiricilerin bu kaynaklara erişiminin kolaylığı ve görece ucuzluğu entegrasyonların yetiştiricilere sağladıkları kredi imkânları sayesinde olmaktadır.

Entegrasyonların yetiştiricilere yönelik yatırım kredileri bankaların şartlarından çok daha uygun olabilmektedir. Çünkü entegrasyonlar da bu kredileri kendileri için bir yatırım fırsatı olarak görmektedirler. Entegrasyonlar özellikle performansından memnun oldukları yetiştiricilerin gelişimini teşvik etmede entegrasyon kredilerini kullanarak kendi içlerinde pozitif seçilim yapmaktadırlar. Yetiştiriciler de uzun vadeli olan bu anlaşmalar sayesinde kendi geleceklerinin uzun vadede garanti altında olmasının güvenini duymaktadırlar (Vukina, 2001).

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde finansman kaynaklarına erişim en önemli fayda niteliği taşımaktadır. Begum (2005) tarafından Bangladeş’te yapılan çalışmada tek başına çiftçilerin sözleşmeli yetiştiricilik yapmalarının başlıca nedeninin (%50) sermaye yetersizliği olduğu belirtilmiştir. Çalışmada, çiftçilerin büyük bir bölümünün sermaye yetersizliği ile karşı karşıya olduğu, sermaye yetersizliği nedeniyle yetiştiricilik için gerekli yatırımı yapamadıkları için de sözleşmeli yetiştiriciliğe ihtiyaç duydukları ifade edilmiştir.

1.6.3.2. Risk paylaşımı

Risk paylaşımı Türkiye gibi az gelişmiş bir ülke olan Bangladeş için sözleşmeli yetiştiricilik yapmada %26’lık payı ile yetiştiriciler tarafından öne sürülen ikinci önemli nedendir. Hindi yetiştiriciliğinde iki temel risk mevcuttur. Bunlarda birincisi üretim riski, diğeri ise fiyat riskidir.

Fiyat riski yetiştiricilerin ve entegrasyonların karşı karşıya kaldığı en önemli risktir. Satış fiyatı, şirket kârının ve bağımsız yetiştirici kârının en temel belirleyicisidir. Hindi çok çabuk bozulabilen bir mamul olduğu için uzun süre depolarda uygun satış fiyatı için bekletilememektedir. Zamanında satılamadığında büyük ekonomik kayıp şekilleneceği için yetiştirici ya da entegrasyon bir an önce elinde bulunan hindiyi satmaya çalışacaktır. Hindi endüstrisinde arzın bu hassas yapısı, hindi eti fiyatlarının da çok değişken olmasına neden olmakta ve dolayısıyla yapılan üretim faaliyetinin riski de artmaktadır. Fiyat, performanstan bağımsız olduğu için spot piyasaya üretim yapan ve doğrudan fiyat riski ile karşı karşıya olan bağımsız yetiştiriciler, çok başarılı bir üretim yapmış bile olsalar o an şekillenen fiyatlar beklentilerin altında kalmışsa önemli zararlara maruz kalabilmektedir. Spot üretimde performans ve verimliliğin etkinliği sözleşmeli yetiştiricilik kadar belirgin değildir. Keza kötü ve verimsiz bir üretim devresinin sonunda yüksek bir piyasa fiyatının etkisiyle yetiştirici önemli kârlar elde edebilmekte bir nevi verimsiz üretim, spot piyasada ödüllendirilebilmektedir. Performansın ve verimliliğin daima ödüllendirildiği sözleşmeli yetiştiricilik ise günümüzde bu istikrarı sayesinde hindi yetiştiriciliğinde tüm dünyada en yaygın ve başarılı yetiştiricilik modeli olmuştur.

Sözleşmeli üretim sayesinde hem yetiştiricilerin hem de entegrasyonların fiyat riski azalmaktadır. Yetiştiricilerin fiyat riskindeki azalma yapılan sözleşmenin pazar fiyatına bağlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Bağımsız yetiştiriciler fiyat riski ile karşı karşıya kalırken entegrasyona bağlı sözleşmeli yetiştiriciler, yem dönüşüm oranı esas alınarak yapılmış sözleşmeleri ile performanslarına göre değişen gelirler elde etmektedirler. Entegrasyonların sözleşmeli yetiştiricilikten sağladığı fayda ise arzı yönetme gücü elde etmelerinden kaynaklanmaktadır. Değişken fiyatlar karşısında arzı yönlendirerek fiyat riskini en az düzeye indirgemektedirler (Begum, 2005; Martinez, 2002).

Yetiştiriciliğin sözleşmeli olarak yapılmasının nedenlerinden biri entegrasyonların yetiştiricileri yetiştiricilik risklerine karşı sigortalamasıdır.

Entegrasyonlar yetiştiricileri tam olarak denetleyemediklerinden, yetiştiriciler fırsatçı davranışlar gösterebildiği ya da yetiştiricilik performansları düşebildiği için kısmi olarak sigortalanmaktadır. Sigorta ödeme planları ve miktarları yetiştiricilerin üretim performanslarıyla ilişkili olduğu için entegrasyonlar yetiştirici performansını artırmaya yönelik teşvikler sunmaktadırlar. Yine benzer biçimde yetiştiricilik sonucunda üretilecek et miktarının belirsizliği sigorta maliyetlerini artırmaktadır.

Devre sonunda üreteceği et miktarını taahhüt eden yetiştiricilere de entegrasyonlar teşvik edici sözleşme alternatifleri sunmaktadırlar (Vukina, 2001).

1.6.3.3. Teknolojik gelişim

Teknolojik yenilikleri benimseyip uygulama, sözleşmeli yetiştiriciliğin önde gelen faydalarından biridir. Hızlı teknolojik değişim, verimlilikte hızlı bir kazanım sağlamakta, bu kazanım da üretim masraflarını dikkate değer biçimde düşürmektedir.

Üretim masraflarındaki düşüş, tüketici fiyatlarına da düşüş olarak yansımaktadır. Bu etkilerin büyük ölçüde sözleşmeli üretimden kaynaklandığını görmenin en kolay yolu sözleşmeli üretim uygulanmayan sığır eti ve son yıllarda sözleşmeli üretim uygulanmaya başlanan domuz eti endüstrisi ile kanatlı eti endüstrisini, tüketici fiyatları düşüş hızı yönünden kıyaslamaktır. Kanatlı endüstrisinde sözleşmeli üretim II. Dünya Savaşı’nın ardından başlamış hızla yaygınlaşmıştır. 1950 – 1980 yılları arasında üretim sözleşmesi uygulanan tek sektör kanatlı sektörü olmuştur. Domuz eti endüstrisinde sözleşmeli üretim 1970’li yılların sonlarında başlamıştır. Et sektörleri içinde sözleşmeli üretimin sadece etlik piliç sektöründe uygulandığı yıllar olan 1955 – 1980 arasında, etlik piliç sektöründe yemden yararlanma oranında %30’luk azalma (2,85’den 2,08’e), market ağırlığına ulaşma için gerekli sürede 21 günlük kısalma (73 günden 52 güne) gibi verimlilik artışları olmuştur. Bu da tüketici fiyatlarına aynı dönemde %54’lük bir azalma olarak yansımıştır. Aynı dönemde etlik piliç ve diğer etlerin tüketici fiyatları Çizelge 1.35’de incelenmektedir.

Çizelge 1.35. ABD’de farklı et ürünlerinin tüketici fiyatlarındaki değişiminin seyri (1955 – 1980), (Lasley, 1983).

Zaman aralığı Et fiyatlarındaki değişim yüzdesi

Kanatlı Sığır Domuz

1955–1960 -29 17 -7

1960–1965 -11 -4 10

1965–1970 -13 3 -1

1970–1975 8 3 23

1975–1980 -23 4 -31

1955–1980 -54 18 -14

Teknolojik değişim hızının önemli bir göstergesi olarak kullanılan tüketici fiyatlarında yaşanan azalma Çizelge 1.35’deki verilere göre en çok kanatlı etindedir.

Bu bulgular ışığında belirtilen dönemde kanatlı sektörüne sözleşmeli üretimin teknolojik değişim bakımından büyük bir sinerji kattığı söylenebilir (Lasley, 1983).

1.6.3.4. Tüketici tercihindeki değişimlere yanıt verme yeteneği

Kanatlı eti tüketiminin hem toplam hem de gerek hindi gerekse etlik tavuk tüketimi bakımında tüm dünyada dikkate değer biçimde arttığı görülmektedir. Dünyada kanatlı eti tüketiminin pazar payı günden güne artmaktadır. Bu durum kanatlı eti tüketimine doğru bir talep kayması yaşandığının delilidir.

Sözleşmeli üretim ve dikey entegrasyon kanatlı endüstrisine ürün hacmi, ürün kalitesi ve tüketici tercihlerine uygun ürünler geliştirme bakımından önemli kontrol ve uyum yeteneği sağlamıştır. Örneğin ABD’de 1980’li yıllara kadar tek başına tüm piliç ve hindi satışları pazar payının yarısından fazlasını oluşturmaktayken, 1980 – 1990 arasında parça ürünler ve diğer işlenmiş ürünler pazar payının yarısını geçmiştir. 1995’e gelindiğinde etlik piliç sektöründe satışların %63’ü, parça satışlar,

%11’i ise diğer işlenmiş ürünlerden oluşmaktaydı. Yine kanatlı sektörünün hazır gıda tüketimindeki payı ve restoran zincirlerinin menülerinde teşkil ettiği yer de günden güne artmaktadır (Martinez, 2002).

Kanatlı sektörü tüketiciye bir örnek, yüksek kaliteli mamulleri çağrıştıran markalar üretiminde önemli bir aşama kaydetmiştir. ABD’de yapılan bir araştırma tüketicilerin kanatlı ürünlerinde marka ismine pazar satış fiyatının %14 üzerinde ödeme yaptığını göstermiştir (Bugos, 1992).