• Sonuç bulunamadı

Bireyin Sözvarlığı

2.4.5. Sözlük Kullanımının BaĢlıca Yararları

Sözlük kullanımının kullanıcılara sağladığı yararlar, sözlüğün hedef kitlesine ve kullanıcının amacına bağlı olarak ortaya çıkar. Genel sözlükler, hazırlanıĢ biçimleri ve içerdikleri öğeler bakımından diğer sözlükler için de model niteliği taĢımaktadır. Bu bakımdan öncelikle, Yılmaz‟ın (2010: 52), modern sözlüklerin kullanıcılara sağladığı yararlar belirtilebilir:

“Modern sözlüklerin (ana dili ve yabancı dil olarak) kullanıcılara sağladığı yararlar:

i) Madde baĢı (main entry, Az. Trk. baĢ söz) ve madde içi (sub-entry) ögelerin doğru yazımları, -varsa- sözcük sonunda sıkça rastlanan fonetik değiĢimlerinin belirlenmesi,

ii) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin vurgu ve tonlamaya uygun olarak doğru okunuĢlarının (telâffuz) belirlenmesi,

iii) Özellikle yabancı dillerden ödünçleme yolu ile dilimizde kullanılan olan madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin kökenlerinin belirlenmesi,

iv) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin anlamlarının belirlenmesi,

v) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin çağdaĢ Türk edebiyatının seçkin yazar/Ģairlerinin eserlerinden taranarak seçilen anlam farklılıklarının kavranmasını pekiĢtiren tanık cümlelerin verilmesi,

vi) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) birimlerin bağlam içindeki kullanımlarının dikkate alınarak ait olduğu dil bilgisel türün belirlenmesi,

vii) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögeler, fiil sınıfına aitse, bağlam içinde nesne alıp almadığının belirlenmesi,

viii) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögeler, fiil sınıfına aitse, yaygın olarak aldıkları durum tamlayıcısının belirlenmesi,

ix) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin dilin hangi katmanında (argo, halk ağzı, terim, teklifsiz dil, kaba dil, çocuk dili, Ģaka yollu) kullanıldığının belirlenmesi,

x) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögeler, değiĢik bilim dallarının terimleri ise, bu ögelerin hangi bilim dalına özgü olduğunun belirlenmesi,

xi) Türkçede kullanılan eklerin (yapım ve çekim ekleri) türleri ve bağlam içinde yüklendikleri iĢlevlerinin belirlenmesi,

xii) Madde baĢı (main entry) ve madde içi (sub-entry) ögelerin kullanım sıklığına dayalı olarak güncelliğinin veya eskimiĢliğinin belirlenmesi.”

46

Çotuksöken ise (2002: 182-183); sözlüklerin yararının, kullananların yararlanabilme becerilerine göre değiĢkenlik gösterebileceğini belirterek kullanıcılara biçimsel ve içeriksel yararlar sağladığından söz etmiĢtir:

“Sözlüklerin biçimsel yararlarının baĢında, sözvarlığındaki yerli ve yabancı sözcüklerin doğru yazımlarını vermesi gelmektedir. Bir sözcüğün nasıl yazılacağı konusunda herhangi bir tereddüt doğduğunda, genel sözlüklere bakılarak sözcüğün doğru yazılıĢı öğrenilmiĢ olur. Sözcüklerin doğru yazılması kadar doğru sesletilmesi de önemlidir. Bu konuda da sözcüklerin sesletim özelliklerini veren sözlüklerin büyük yarar sağladığı söylenebilir. Bu tür sözcüklerde, hangi hecelerin “ince/uzun/vurgulu”… sesletileceği gösterilmektedir. Sesletim yanlıĢlıklarının düzeltilmesi açısından bunun yararı inkar edilemez.

Sözlüklerin içeriksel yararları arasında da ön sırayı, sözcüklerin tanımları (düz ve yan anlamlarıyla) almaktadır. Bir metni okurken karĢılaĢtığımız ve anlamını tam olarak çıkaramadığımız bir sözcüğü (söz öbeğini, terimi, deyimi vd) sözlükler yardımıyla anlaĢılır kılabilirsiniz. Böylelikle sözlükler okunan metinleri anlamada yardımcı olan bir kaynak durumuna geçmiĢ olurlar. Ayrıca yine sözcükler yardımıyla anlamdaĢ, karĢıtanlamlı sözcüklerin anlam değiĢikliklerini sezebilirsiniz. …Sözlükler okuyucunun söz dağarcığını geniĢletir, ona kendi dilinin sözvarlığını daha yakından tanıma olanağını verir.”

Sözlük kullanımının kullanıcılara sağlayacağı birçok yarar olmakla birlikte, kullanıcının da o yararlara ulaĢabilmeyi bilmesi önem taĢımaktadır. “Öğrencilere sözlük kullanmayı öğretmek gerektir. Bugün ilkokuldan, bu kaynağı kullanmayın öğrenerek gelen öğrencilerin sayısı artmıĢsa da, lise sınıflarında bile sözlük açmamıĢ öğrenciler bulunacaktır.” (GöğüĢ, 1978: 368) Anadilinin olanaklarını duyumsatma konusunda, baĢat bir yeri olan Türkçe derslerinde, çocuklara öğretmenler tarafından sözlüğün nasıl kullanılacağı ile ilgili yönergeler verilmelidir. Aslan D.‟nin (2010: 86) öğretmenlerle yaptığı bir araĢtırmada, öğretmenlerin sözlüğe bakıĢ açılarıyla ilgili sonuçlara ulaĢılmıĢtır. Öğretmenlere yöneltilen “Sözlük kullanımı derslerde vakit kaybına neden olmaktadır.” maddesine 80 öğretmenin 3‟ü tamamen katıldığını belirtirken, 7‟si katılmadığını, 5‟i ise kararsız olduğunu belirtmiĢtir. 47‟si bu görüĢe katılmazken, 18‟i kesinlikle katılmadığını belirtmiĢtir. Benzer oranlar, “Öğretmenin derste sözlüğe bakması, öğrencilerin gözündeki itibarını zedeler.” maddesi için de çıkmıĢtır. AraĢtırmanın sonucunda “Türkçe öğretmenlerinin sözlük kullanma konusunda olumlu görüĢlere sahip olduğu ancak bu görüĢleri davranıĢlara dönüĢtürmede zayıf bir tutum sergiledikleri görülmüĢtür.” yargısına varılmıĢtır. Bu durum, öğretmenlerin de sözlük kullanımı konusunda bilgilendirilmeleri gereğini ortaya çıkarmaktadır. Üniversite yaĢamlarında “Sözlükbilim” ile ilgili hiçbir ders almayan öğretmenlerin, yalnızca kendi öğrencilik yaĢamlarındaki deneyimlerden

47

yola çıkarak öğrencilerini sözlük kullanımı konusunda yönlendirmelerini beklemek gerçekçi olmayabilir.

AraĢtırmacılar da, sözlük kullanma becerisinin edinilmesinin önemli bir gereklilik olduğuna vurgu yapmaktadır:

 “Öğrencilerimiz ders kitapları dıĢındaki kaynak kitapları da kullanmayı öğrenmelidirler. Bu amaçla kaynak kitapların, baĢvurma, alıĢtırma kitaplarının, ansiklopedi, sözlük ve atlasın kullanılması öğretilmeli, bunlara baĢvurmak alıĢkanlığı kazandırılmalıdır. Katalog, kaynakça kitaplarının yararları ve kullanıĢları belirtilmelidir. Kaynak kitapların baĢtan sona okunacak kitaplar olmadığı, ilgili bölümün aranarak okunması gerektiği, gösterilerek anlatılmalıdır.” (GöğüĢ, 1978: 155)

“Ġkinci devreden itibaren sözlüklerin kullanılıĢı çok yönlü yararlar sağlar. Örneğin bir sözcüğün çeĢidi, değiĢik anlamları, onunla kurulmuĢ deyimler, sözcüğün yakın ve karĢıt anlamlıları gibi aynı sözcük ile ilgili bilgileri öğrenciler sözlüklerden öğrenebilirler. Ancak sözlüklerden nasıl yararlanılacağını öğrencilerin öğrenmesi gerekir.” (Özdemir, 1987: 188)

“Öğrenciler, sözlük kullanımı konusunda oldukça ihmalkâr davranmaktadırlar. Öğrencilerin büyük bir kısmı sözlük kullanmayı bilmemektedir. Sözlük kullanmayı alıĢkanlık hâline getiren öğrenci, kelime dağarcığını istenilen seviyeye getirmede önemli bir mesafe kat edecektir. Bu sayede, öğrencinin düĢünce ufku geniĢleyecektir. Herhangi bir konuda düĢüncelerini sözlü ya da yazılı olarak aktarmakta zorluk çekmeyecek, kelimeleri yerli yerinde ve anlamına uygun olarak kullanacaktır. Sözlük kullanma alıĢkanlık hâline dönüĢtüğünde ise, çevresindekilerle iletiĢimi güçlenecektir.” (Özbay, 2006: 180)

 “Sözlük kullanma ise özellikle ikinci kademede daha fazla önem kazanmaktadır. Sözlük kullanma becerileri mutlaka kazandırılmalıdır.” (Akyol ve Temur, 2007: 208)

Çocuklar, büyük hacimli sözlükleri yanlarında taĢımakta zorlanmaktadırlar. Sözvarlığı bakımından geniĢ hacimli sözlüklerin sınıf içi ve okul kitaplıklarında bulunması yararlı olur. “Okul kitaplığında yer alacak eserlerin, bütün öğrencilerin ihtiyacını karĢılayacak nitelikte olmasına özen göstermeliyiz. Ansiklopedi, yıllık, atlas, sözlük ve benzeri eserlerden kitaplıkta birden çok sayıda bulunması iyi olur.” (Oğuzkan, 2005: 92) Küçük hacimli sözlükler ise çocukların yanlarında kolayca taĢımalarına olanak sağlasa da bir sözlüğün değerini belirleyen en önemli ölçüt hacminden önce niteliğidir. Okul sözlüklerinin de çocukların düzeyine uygun ve gereksinmelerine yanıt verebilecek nitelikte olması gerekir. “Türkçe derslerinde kullanacağımız sözlükler her Ģeyden önce kullanıĢlı ve pratik olmalıdır. Kullanacağımız sözlükler kelimenin çeĢitli anlamları hakkında bilgi vermeli ve bu

48

anlamları mümkün olduğunda cümlelerle örneklendirmelidir.” (Özbay, 2006: 179) Düzey sözlükleri; çocukların ilgi ve gereksinmelerini yansıtması, içerdiği madde baĢı öğelerin ve örnek tümcelerin birebir onların yaĢantılarıyla iliĢkili olması dolayısıyla çocukların düĢ ve düĢünce evrenini iĢleterek onlara sözcüklerden örülü bir çevre sunar. GöğüĢ (1978: 367-368) sözcük çalıĢmalarında sözlük kullanmanın gerekliliğini vurgularken, sözlüklerin hacmiyle niteliği arasındaki bağlantıya da değinmiĢtir: “Öğrencilerin kendi düzeylerine uygun geniĢlikte bir sözlük seçilmelidir; çok dar olanı ortaöğretim öğrencisine yeterli bilgiyi vermez, geniĢi yorar. Gerektikçe daha geniĢ sözlüklere, konu ile ilgili uzmanlık ve terim sözlüklerine bakılabilir.”

Yapılandırmacı yaklaĢımda, bireyin bilgiyi kendi çıkarımları yoluyla edinerek belleğinde devindirmesi öncelenmiĢtir. Çocukların bilmedikleri sözcüklerin anlamını bağlamdan yola çıkarak kestirmeleri, salık verilecek öncelikli aĢamadır. “ „Bağlamsal tahmin‟ kelimenin yer almıĢ olduğu cümle ve paragrafın sağlamıĢ olduğu ipuçlarından yararlanarak anlamın bulunmasıdır. Bazen kelimenin oluĢumundan hareketle de anlamına ulaĢılabilir.” (Akyol ve Temur, 2007: 208) Ancak buradan, sözlüklere bakmanın çocukların düĢ ve düĢünce gücünün devimini engelleyebileceği yargısı çıkarılmamalıdır. Sözlükler, bir dilin kullanım olanaklarını yansıtan baĢucu kaynağı niteliğindedir. Akyol (2007: 33), okuma sürecinde sözlükten yardım almanın bir yardımcı strateji olduğunu ve okuyucuda kendine güveni artırdığını belirtmiĢtir. Sözlük kullanımı özgüveni artırmasının yanında, bilinmeyeni göstermesi bakımından da kullanıcılara güven verir. “Sözlük kullanmak, öğrenciler için zevkli bir iĢtir; bilmediğini öğreneceği bir kaynağı kullanabilmekten güven de duyar.” (GöğüĢ, 1978: 368)

Çocuk, düzeyine uygun olan sözlüğü kullandığında madde baĢı öğenin hem diğer anlamlarıyla tanıĢmıĢ olur, hem de madde baĢı öğenin örnek kullanımlarını görür. Yeni bir sözvarlığı öğesinin ediminde yalnızca bağlamdan yola çıkılması, bilgilerin kalıcı hale gelmesine olanak tanımayabilir. Çocuk, yalnızca bağlamdan yola çıkarak anlamlandırdığı sözvarlığı öğesiyle, o öğenin değiĢik bir anlamda kullanıldığı bağlamla karĢılaĢtığında, daha önceki bağlamdan yola çıkarak oluĢturduğu anlamı anımsayarak yeni bağlamı anlamlandırmada güçlük çekebilir. “Eskilerin „Sözlükte

49

kahramanlık olmaz‟ diye bir sözü vardır; insanları kesin olarak bilmediklerini öğrenmeleri için sözlüklere yöneltmek için söylenmiĢ gibidir. Bugün de herkes için geçerliliğini korumaktadır bu söz.” (Çotuksöken, 2009: 26)

Hartmann, sözlükte bulunması gereken niteliklerle sözlük kullanımını bağdaĢtırmıĢtır ve sözlük kullanımının etkenlerini bir çizelge üzerinde göstermiĢtir:

Bilgi anlamlar/eĢanlamlılar sesletim/sözdizimi heceleme/kökenbilgisi adlar/durumlar, vb. ĠĢlem anlamları bulma sözcükleri bulma çeviri, vb. Sözlük kullanma durumları Kullanıcılar çocuk öğrenci/stajyer öğretmen/eleĢtirmen bilimci/yazman Amaçlar

anadili bilgisini geniĢletme yabancı dil öğrenme sözcük oyunları oynama rapor oluĢturma

yabancı dil metinleri okuma/çözümleme vb. Hartmann (1983: 11)‟dan uyarlanmıĢtır.

Sözlük karıĢtırma alıĢkanlığı yoluyla yeni sözcükler edinme konusunda, arkasında sözlük bulunduran kitaplar, çocuğun sözlüğe bakarak madde baĢı öğenin diğer anlamlarını görmesine engel oluĢturabilir.

“Bazı ders kitaplarının sonlarında da sözlükler bulunmaktadır. Ancak bu sözlüklerin varlığı öğrencilerin sözlük kullanma alıĢkanlığı edinmesine mani olmaktadır. Kitabın sonundaki sözlüğün varlığını bilen öğrenciler, sözlük taĢımamakta, derslerde ya da ders dıĢında sözlükten faydalanma yoluna gitmemektedirler. Üstelik kitapların sonunda bulunan sözlükler tam bir sözlük mahiyetinde de değildir. Kelimelerin sadece kitap içinde kullanılan anlamına yer vermekte ve örnek kullanımlarını göstermemektedir. Oysa öğrencileri metinlerle karĢılaĢtırmamızın nedenlerinden birisi de kelimelerin türlü anlamlarıyla karĢılaĢıp kelime hazinelerini geliĢtirmelerini sağlamaktır. Kelimenin sadece kitaptaki anlamını kavrayan öğrenciler, aynı kelimeyle baĢka bir metinde karĢılaĢtıklarında daha önce öğrendiği anlamı hatırlamaktadırlar. Bu da onların dil geliĢimleri için bir engel olmaktadır.” (Özbay, 2006: 180)

Sözlüklerin kullanıcılara hangi yararları sağlayacağı, sözlüğün nasıl ve kimin için hazırlandığı konusuyla doğrudan ilgilidir. Her sözlük, kullanıcılara sağlayacağı yararları sözlüğün giriĢ bölümünde belirtmelidir. Ancak burada da dikkat edilmesi

50

gereken noktalar vardır: “Hemen her sözlükte „kullanım kılavuzu‟ baĢlığı altında sözlüğün kullanımına iliĢkin teknik bilgiler verilir. Ancak bu bilgilerin teferruatlı ve bazen anlaĢılmaz olması, sözlük kullanıcılarının ürkmesine neden olur. Dolayısıyla, sözlüklerden yararlanma en alt düzeyde gerçekleĢir.” (Boz, 2006: 71) Okul sözlüklerinin hedef kitlesi düĢünüldüğünde bu bölümün önemi daha da artmaktadır. Sözlüklerin amacı, sözlüğün hangi alanlarda kime yarar sağlayacağını da göstermektedir. GöğüĢ (1996: 5), Benim İlk Sözlüğüm adlı resimli sözlüğünde, sözlüğün hangi amaçları taĢıdığını belirtmiĢtir.

“ĠĢte bu sözlüğün amaçları:

1- Sözcüklerin anlamlarını açıkça öğretmek, 2- Yazımlarını göstermek,

3- Sözcükleri doğru okumaya ve söylemeye alıĢtırmak. 4- Kullanma yanlıĢlarından kurtarmak,

5- Küçük yaĢtan itibaren sözlük kullanmaya alıĢtırmaktır.”

GöğüĢ (1996), her madde baĢı öğeyi, örnek kullanımlarla ve resimlerle açıklamıĢ, doğrudan tanımlara yer vermemiĢtir.

Sözlükler kullanıcılara yeni sözvarlığı öğelerini, dilbilgisel kullanım iliĢkileriyle birlikte sunarken hem öğrenme hem de bilgileri “doğrulama” olanağı sunar. Sözvarlığı öğelerinin açıklanmasında tanıma göre örnek değil, örneğe göre tanım vermenin öncelenmesi anlayıĢı gerekmektedir.

“Türkçe derslerindeki özellikle metin inceleme çalıĢmaları sırasında öğrencilerimizin en çok faydalandıkları kaynaklar sözlüklerdir. Ġncelediğimiz metin seviye olarak her ne kadar kolay olursa olsun, içerisinde öğrencilerimizin bilmediği veya bilemeyeceği kelimeler olması mümkündür. Bu durumda öğrenciler okudukları yazıyı tam ve doğru anlayamazlar. Hâlbuki metin incelemelerinin en önemli amacı, öğrencide okuduğunu tam ve doğru anlayabilme becerisini geliĢtirmektir. Bu sebeple öğrencilerimizin bilmedikleri kelimelerin anlamlarını öğrenmek için sözlüğe bakmalarını ve bunu alıĢkanlık hâline getirmelerini sağlamalıyız. Bu alıĢkanlığı kazanmıĢ olmak öğrencilerde okuduklarını tam ve doğru olarak anlama gücünün yanı sıra duygu, düĢünce, tasarım ve izlenimlerini belirli bir maksada yönelik olarak söz ya da yazı ile anlatma güçlerini de geliĢtirecektir. Kaldı ki Türkçe gibi kelimelerin arkasındaki anlam dünyasının çok zengin olduğu dillerde, öğrencilerin bu zengin dünyadan haberdar olmalarında metinlerden sonraki en büyük yardımcı sözlüklerdir.

Dil bir düĢünce ve ifade vasıtasıdır. Bireyler sahip oldukları kelime hazinesi kadar geniĢ düĢünebilir ve yine sahip oldukları kelime hazinesi kadar kendilerini doğru ve güzel ifade edebilirler. Sözlük kullanma alıĢkanlığını kazanan kiĢilerin kelime hazinesi zenginleĢir. Buna bağlı olarak düĢünce ufku geniĢler ve ifade gücü artar. Bu da çevresiyle sağlıklı ve etkili bir iletiĢim kurmasını sağlar.” (Özbay, 2006: 179)

51