• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de edebiyat uyarlamaları ilk olarak TRT döneminde başladı ve uzun bir sürede böyle devam etti. 2000’li yıllara gelindiğinde ise uyarlamaların yeni adresi özel kanallar oldu ve bir anda yapımcılar, hem günümüz yazarlarından hem de klasiklerden birçok romanı dizilere uyarlamaya başladı. Bu da uyarlamaların tekrar gündeme gelmesini sağladı.

Televizyonda roman uyarlamalarına ihtiyaç duyulmasının başlıca nedenleri arasında ticari nedenler, beğenilmiş bir romandan uyarlanan dizinin ilgi görme garantisi, sektörde yaşanan hikaye sıkıntısı, iki türün hitap ettikleri kitlelerin beklentileri, benzerlikleri, dünyada ve Türkiye’de yaşanan eğilimler olarak sayılabilir.

2.2.1. Ticari Nedenler

“Uyarlamaların tutulma nedeni oldukça mantıklıdır. Uyarlama için kullanılan malzemelerin çoğunluğu seyircinin beğenisini kazanan ve olumlu eleştiriler alan eserlerdir. Bunlar daha önce piyasaya sunulmuş ve başarı kazanmış roman ya da tiyatro oyunu olmaları nedeniyle yapılan filmler de seyircinin ilgisini çekmektedir”(Miller,2009:243).

Televizyonun roman uyarlamalarına başvurma nedeni çoğunlukla ticari kaygılara dayandırılmaktadır. Çünkü dizi yapımcıları için öncelikli amaç maddi kazanç elde etmektir. Bu anlamda özellikle çok satan ya da popülaritesi yüksek yazarların kaleminden çıkan romanlar, yapımcılar için seyirci garantisi olan birer senaryo metni olarak görülür. Ayrıca güçlü ve popüler bir metin filme aktarılırken bu gücün ve popülaritenin yeni eserde de yakalanmasına dikkat edilir ve ortaya çıkan filmin başarısı da bu özen sayesinde yüksek olur (Masdar,2011:9).

Öte yandan telif hakkı süre aşımına uğramış klasikler en çok uyarlaması yapılan romanlardır. Birkaç kez filme veya diziye alınan ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Yaprak Dökümü’, ‘Çalıkuşu’ gibi romanların tekrar tekrar televizyona aktarılması da bunun en büyük göstergesidir. Ancak popülerliklerini kitap olarak ispatlamış, izleyicisi ‘hazır’ klasiklerin aldığı geri dönüşler, sanatsal açıdan yetersiz bulunsa da, ekonomik açıdan kârlı olarak görülür (Türkeş,2012:3). Bununla birlikte güncel romanların, özellikle seri romanların dizileşmesi ise, kısa sürede video oyunlarından çizgi romanlara, mobil uygulamalardan web portallarına kadar genişleyen bir markalaşma ve fenomenleşme sürecini başlatır (www.taraf.com.2014).

2.2.2. Hikaye Kolaylığı

Televizyonun roman uyarlamalarına başvurma nedenlerinden biri de edebiyatın konu birikiminden yararlanma isteğidir. Zira bir ülkenin sinemasının veya televizyonun o ülkenin edebiyatından beslenmesi doğaldır. Çünkü edebiyatın sinema ve televizyondan daha eski ve köklü bir geçmişi, bir geleneği vardır ve konu yelpazesi de oldukça geniştir (Özön,1995:98).

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün 2013 yılında yapmış olduğu bir araştırmaya göre, Türkiye’de bir yılda 80 ila 100 arası yeni dizi yayına girmektedir. Haftada ortalama 40’ın altına düşmeyen, çoğu zaman da üzerine çıkan bu dizilerin süreleri de 90-100 dakika arasıdır (Tanrıöver, 2011:23).

“Senarist Nilgün Öneş’e göre; bir yıl içerisinde bu kadar fazla dizinin yayınlanması ve büyük bir kısmının elenmesi, elbette bir çöküştür. Ancak, ülkemizdeki dizi sektörü teknik imkânlar açısından yukarı ama yaratıcılık açısından baş aşağı gidiyor ne yazık ki. Ayrıca o kadar çok tüketildi ki her şey, diziler Monte Kristo diye başlıyor ama yarısından sonra Romeo ve Juliet oluyor, öbür yarısından sonra da başka bir şey”(Öneş,2013).

Dolayısıyla sektörde yaşanan konu sıkıntısı göz önüne alınınca, sinemadan sonra dizi yapımcılarının da romana yönelmeleri sürpriz değildir. Bu bağlamda da romanlar senaristlere, senaryo yazımında öncelikle konu bulunması, bu konunun işlenmesi, hikâye ve diyaloglar, oyun, oyuncu, görüntü düzenlemesi, dekor, kostüm, yapım öncesi ve sonrası gibi konularda hazır malzeme sağlamaktadır. Romanın elindeki hazır malzeme kullanılırken de dizi sektörü alışılmış senaryo yazarları ve alışılmış konularla sınırlı kalmaktan kurtulmaktadır (Can ve Uğurlu,2010:81).

2.2.3. Diğer Nedenler

Roman okuyucusu ve dizi seyircisi arasındaki bazı ortak noktalar televizyonun uyarlamalara yönelmesine ve dolayısıyla roman ile yakınlaşmasına sebep olmuştur. İzleyicinin ve okuyucunun bir eseri okumasında veya izlemesindeki en büyük gaye haz almaktır. Roman ve dizi, insanların bu tür bir hazza ihtiyaç duyduğunu bilir ve kendini buna göre şekillendirir. Dolayısıyla, okurların ve izleyicilerin en belirgin ortak noktası, roman okurken ya da dizi seyrederken büyük bir haz duymasıdır (Yıldız, 2010:149).

Roman okurları ve dizi izleyicileri arasında yakın bir benzerlikte konu seçimidir. Örneğin, bazı okurlar macera romanları, polisiye hikayeleri, aşk hikayeleri, tarihi gibi

türler arasında sadece birini tercih ederler. Bazıları ise edebiyat dünyasındaki belirli yazarları veya öne çıkmış veya ödül almış romanları okumayı seçmektedirler. Bu durumda bu tür romanlar televizyona uyarlandığında, romanı okuyanlar diziyi de izlemekte ve televizyon, zaten var olan bir okuyucu potansiyelinden faydalanmış olmaktadır (Can ve Uğurlu,2010:81).

Televizyonun roman uyarlamalarına başvurma nedenlerinden biri de, okuyucu açısından bakıldığında, “merak” ve “heyecan” duygularıdır. Çünkü daha önce kitabı okumuş olan izleyici, romanı ekranda görünce, diziyi “merak” ve “heyecan” ile izlemektedir. İzleyici, her ne kadar romanı okumuş olsa bile, yine de hikayeyi televizyonda görmek, değiştirilip-değiştirilmediğini anlamak ya da varsa eklenen yan hikâyeleri takip etmek, roman ve diziyi karşılaştırmak için uyarlamaları izlemektedir (Türkeş,2013:6). Böylece yapımcılar, dizilerin en önemeli özelliği olan “merak” ve “heyecan” yaratma gücünü kullanarak okuyucuyu ekran başına çekmektedirler.

Edebiyat uyarlaması dizilerin son dönemde yaygınlaşan bir program türü olmasının altında yatan sebeplerden biri de, televizyonun temsilcisi olduğu kültür endüstrisinin üretim mantığıyla açıklanabilir. Günümüzde popüler kültür her şeye benzerlik bulaştırır. Filmler, radyo ve dergiler bir sistem meydana getirir. Bu alanların her biri kendi içinde ve hep birlikte söz birliği içindedir. Bir televizyon kanalında yayınlanan ve popüler olan her tür program diğer kanallar için de riske girmeden kar getirecek yapımlar olarak görülmekte, bunun sonucunda da her kanalda birbirine benzer konuları işleyen, aynı kitleleri hedef alan programlar türemektedir. Dizilerde edebiyatın malzeme olarak kullanılması da bu eğilimin sonucudur (Akt.Sarıalioğlu,2010:80). Örneğin, Yaprak Dökümü’nün (2008) başarısının ardından, televizyonda roman uyarlamaları dönemi başladı ve 2008 yılından 2014 yılına kadar geçen süre içinde birçok roman birçok kanal tarafından televizyona uyarlandı.