• Sonuç bulunamadı

ROMA’NIN YIKILIġINDAN MEZHEP SAVAġLARINA KADAR

E. Tercüme Odası ve Osmanlı Tercümanları

I. ROMA’NIN YIKILIġINDAN MEZHEP SAVAġLARINA KADAR

Prusya, Avrupa tarihinde değişik dönemlerde farklı anlamlarda kullanılmakla birlikte daha çok 1713-1867 yıllarında etkili bir siyasi teşekkül olan Prusya Krallığı'nı ifade eden bir tabirdir. Başlangıçta Hohenzollern hanedanı idaresindeki Brandenburg seçici prensliği olarak Mukaddes Roma Germen İmparatorluğu'nun bir parçası iken Brandenburg Dükalığı'nın krallık statüsü kazanmasıyla ortaya çıkmış, 1871 'den sonra Alman İmparatorluğuna dönüşerek bunun bir parçası haline gelmiştir.122 Fakat Prusya Devleti‟nin etnik yapısını oluşturan Almanlar yani German toplulukları Avrupa kıtasında daha önce de varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Hiç şüphesiz Prusya Krallığı‟nın ortaya çıkışı ve Avrupa‟da yayılmasını incelemeden önce Almanlar‟ın kökenini bilmek, Roma İmparatorluğu‟nun yıkılışında, Merovenj ve Karolenj İmparatorlukları dönemindeki vaziyetleri hakkında bilgiler vermek, Almanlar‟ın Kutsal Roma German İmparatorluğu içerisindeki konumunu bilmek icap eder. Bu bölümde Kavimler Göçü ile başlayan süreç içerisinde değişime uğrayan Avrupa Kıtası ve bu kıta içerisinde yer alan Germen Kavimlerinin tarihi irdelenmeye çalışılacaktır. Germenlerin Orta, Yeni ve Yakınçağlarda uğradığı bu dönüşümü incelerken Prusların bu yapı içindeki konumları anlatılmaya çalışılacaktır.

Bugünkü Avrupa‟nın temelini oluşturan Cermen Kavimleri, Orta Asya‟dan çeşitli sebepler dolayısıyla göç eden Hunlar‟ın başlattığı “Kavimler Göçü”, sonucunda Avrupa‟nın içlerine doğru girmişler ve Avrupa‟nın etnik yapısını oluşturmuşlardır. Aslında Roma İmparatorluğu ile Germen Kavimleri‟nin etkileşimi daha öncede olmuş daha 1. Yüzyılda Germen Kavimleri Roma‟nın içlerine doğru girmeye başlamış fakat Roma bu kavimleri kendi politik yapıları içlerinde eritmeyi başarmıştır. Dördüncü yüzyıldan itibaren Hun baskısını ilk hisseden Ostrogotlar olmuş, Teodorik komutasında önce İstanbul‟a daha sonra İtalya‟ya hâkim olmuşlardır. Ardından Vizigotlar Galya‟ya geçmişler ve Roma kentlerini yağmalayarak İspanya‟ya yerleşmişlerdir.

Germenler doğu-batı şeklinde yaptıkları bu yayılma ile Roma İmparatorluğu‟nun muhtelif sahalarına yerleşmişler ve ilk dönemde kendilerine verilen çiftlikler ile Roma Krallığı‟na hizmet ederken daha sonraki dönemlerde

122 Kemal Beydilli, “Prusya”,DİA, c.XXXIV, s.354.

37

bağımsız birer hükümdar gibi davranmışlardır. Nihayetinde bütün bu baskılar sonucunda 476 yılında İmparatorluk alametleri Konstantinopolis‟e iade edilmiş ve Roma İmparatorluğu tamamen ortadan kalkmıştır.

Roma İmparatorluğu‟nun ortadan kalkmasıyla beraber Avrupa‟da siyasi ve ekonomik olarak birçok değişim yaşanmıştır. Avrupa‟da siyasi bir yapılanma, merkezi bir otorite olmadığı için başta bahsettiğimiz Germen Kavimleri ve diğer unsurlar Roma‟dan kalan coğrafyada hâkim oldukları yerlerde surlarla çevrili kaleler içerisinde kapalı bir mülk yapısı benimsemişler ve Avrupa‟da Feodal bir yapı ortaya çıkmıştır. Bu feodal yapının hâkim olduğu Avrupa‟da uzun bir süre merkezi krallık olmamış derebeyler sahip oldukları toprak parçasının ekonomik ve siyasi olarak hâkimi olmuşlardır.

Roma‟nın yıkılışında Germen kavimlerinin hedefi şüphesiz Roma‟dan kalan yerleri istila edip hâkimiyetlerini tesis etmekti. Roma‟nın yıkılışından 481 yılına kadar Avrupa‟da herhangi bir merkezi krallık bulunmazken 481 yılında Almanların bir kabilesi olan Franklar Merovenj Hanedanlığını kurmuşlardır. Clovis önderliğinde kurulan bu krallık Katolikliği benimsedi. Bu iyi düşünülmüş önemli bir adımdı çünkü Clovis bu hamlesiyle barbar topraklarında Roma‟dan kalan en önemli güç olan kilisenin desteğini almıştı.123 511 yılında Clovis‟in ölümüyle imparatorluğu oğulları tarafından paylaşılmıştı. Clovis‟in oğulları ve ondan sonraki dönemde merkezi otorite giderek zayıflamış, 751 yılına geldiğimizde Merovenj krallığı sona ermişti.

Merovenj hanedanının son imparatoru III. Childeric‟in yerine saray nazırı olan Pepin‟i Frankların kralı olarak ilan etmesiyle Avrupa‟da Karolenj hanedanlığı başlamaktadır. Karolenj hanedanlarının da meşruluğu Papa tarafından onaylanmıştır.

771 yılında Charlemange Roma İmparatorluğunu yeniden kurmuş hatta 800 yılında Şarlman Papa‟nın elinden taç giymiş ve kendisini Kutsal Roma İmparatoru ilan etmiştir.124 Hatta bazı tarihçiler Charlemange‟ın Lombardiya, Bavyera ve Saksonya‟nın ilhakı ile kurulan Charlemange İmparatorluğunu Almanya tarihinin başlangıcı sayarlar.125 Şarlman toprak açısından büyük bir kurucuydu. Lombardları yenerek papalığı onların elinden kurtarmış, Avarlar, Vendler ve Slavlarla savaşarak;

Karintiya, Bohemya ve Tuna Nehri boyunca Bizans‟a kadar uzanan bir yolu ülkesine kazandırmıştır.126

Şarlman‟ın kurduğu bu büyük imparatorluk başarısı Şarlman‟ın hayatı ile sınırlı kalmıştır. Şarlman‟ın ölümünden kısa bir süre sonra ise kurduğu İmparatorluk 843 Verdun Antlaşmasıyla bölünmüştür.127 843‟te Verdun Antlaşmasıyla Şarlman‟ın hayatta kalan torunları ülkeyi üçe bölmüştür: Kel Charles Batı, Roma-Neustria,

123 J.M. Roberts, Avrupa Tarihi, İnkılap Yayınları, İstanbul,2010, s.115-116.

124 Yusuf Ayönü, “Erken Dönem Ortaçağ Avrupa Tarihi”,Ortaçağ- Yeniçağ Avrupa Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir (t.y) s.12.

125 Mary Fulbrook, Almanya’nın Kısa Tarihi, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul, 2017, s.24.

126 Roberts, age. s.162.

127 Ayönü, agm. s.14.

38

Akitanya, Batı Burgonya ve İspanya Ucu bölümünü almıştır. İtalya Kralı I. Lothair, Austrasia, Doğu Burgonya, Provance ve İtalya‟dan oluşan Orta Krallık bölümünü almıştır. German Ludwig ise bütünüyle Germen topraklarından oluşan doğu bölümünü almıştır. Bu antlaşmayla beraber bugünkü Almanya ve Fransa‟nın temelleri atılmış, Orta Krallık denilen bölge ise Almanya ve Fransa arasında kesintisiz bir rekabet konusu olmuştur.128

Verdun taksiminden sonra Almanların ve Almanya‟nın kaderini belirleyen gelişmler I. Heinrich ve onun oğlu I. Otto‟nun hükümdarlıkları döneminde olacaktır.

I. Heinrich ve III. Heinrich‟in ölümüne dek geçen süre içerisindeki Orta Çağ Almanyasına damga vuran şey ise askeri bir aristokrasinin hâkimiyetiyle birlikte toplum ve siyasetteki feodal örgütlenmenin “Alman Ulusunun Kutsal Roma İmparatorluğu” olacak yapıya geçmesidir.129

Kuşçu lakaplı I. Heinrich Almanlar için başarılı politikalar izleyerek Macarlarla antlaşma imzalamış dağınık Alman topluluklarını bir araya getirmiştir.

Alman topluluklarının kendilerini savunması için kaleler ve şehirler tesis etmesi için önemli çalışmalar imzaladı ve Almanya‟ya gerektiğinde kendini savunabileceği bir güç bırakmıştır130 I. Heinrich‟in Alman topluluklarını bir araya getirmesi ve Almanlar‟a kendini savunacağı bir güç vermesi, Almanlar‟ın askeri karakterini kuvvetlendirmesi oğlu I. Otto‟ya büyük bir miras olarak kalacaktı.

I. Otto 962 yılında Papa XII. Jean tarafından Roma Aziz Petrus kilisesinde imparatorluk tacı giymiştir.131 Bu merasim töreni ile Otto varlığı 1806 senesine kadar sürecek Kutsal Roma Germen İmparatorluğunuda tesis etmiş olacaktır. Bu yeni imparatorluk temelini Germenlerin oluşturduğu yeni bir Roma İmparatorluğuydu.962-1806 tarihleri arasında hüküm süren bu imparatorluk temelini Almanların oluşturmasına rağmen birçok devlet ve hanedanın oluşturduğu devletçikler bütünü halindedir. Kutsal Roma German İmparatorluğunu oluşturan en önemli hanedanlıklar ise şüphesiz Habsburg ve Hohenzollern Hanedanlıklarıdır.

Habursburg Hanedanlığı Avusturya ve İspanya kolunu oluştururken, Hohenzollern Hanedanlığı ise Prusya kolunu oluşturmaktaydı. Hohenzollern hanedanlığının oluşturduğu Prusya ise Brandenburg Dükalığına bağlıydı.

Bütün bu karmaşık yapı içerisinde Prusya‟ya adını veren Prus‟lar, Baltık ırklarından biriydi fakat bugün Prusça konuşan hiçbir kavim yoktur tamamen Almanlaşmışlardır. Boruslar da denen Pruslar Pagan idiler ve kabileler halinde Doğu Prusya göl ve bataklıklarında yaşıyorlardı. 1225‟te Almanların hâkim olduğu Töton hükümran askeri tarikatı Baltık‟ı takib ederek doğuya ilerlemeye başladı ve Prusya‟ya girdi. Pruslar ve Tötonlar bu tarihten 1280‟e kadar geçen süreçte sürekli

128 Norman Davies, Avrupa Tarihi, Ankara, 2011, s.336.

129 Fulbrook, age. s.27.

130 Emmanuel Berl, Attila’dan Timur’a Avrupa ve Asya, Doğan Kitap, İstanbul, 1999, s.95.

131 Jacques Le Goff, Ortaçağ Batı Uygarlığı, Dokuz Eylül Yayınları, İzmir, 1999, s.42.

39

çatışmalar yaşadılar. 1280 yılında ise Tötonlar ülkeyi Katolik yapıp Almanca‟yı yaydılar.132

Töton şövalye tarikatı ilk olarak Katolik hasta ve yoksullara yardım etmek amacıyla kurulmuş olmasına rağmen Haçlı Seferleri neticesinde giderek askeri kuvvetlerini arttırarak bir şövalye tarikatı olmuş ve uzun yıllar Avrupa‟da etkinliğini sürdürmüştür. Töton Şövalyeleri 1411 ve 1466‟da imzaladıkları Torun antlaşmalarıyla Kraliyet Prusyası da denen bölgeyi Polonya tahtına bırakmak ve geri kalan toprakalarında da Polonya‟nın süzerenliğini tanımak zorunda kaldılar.133

16. yüzyılın ilk yarısına geldiğimizde ise Hohanzollern hanedanı Prusya‟nın yer aldığı bölgeyi bizzat kendisine bağlayarak burayı Brandenburg Dükalığına bağladı. Bu tarihten itibaren de Prusya doğrudan doğruya Brandenburg Elektörlüğü içerisine girdi. Prusya‟nın, Brandenburg Elektörlüğünün doğrudan denetimi altına girmesiyle başlayan süreç Prusya‟nın lehine sonuçlanacak ve Almanya‟da meydana gelen mezhep savaşları neticesinde gerçekleşecek birleşmede Prusya öne çıkacaktır.

II. MEZHEP SAVAġLARINDAN PRUSYA’NIN KURULUġUNA