• Sonuç bulunamadı

Osmanlı İmparatorluğu daha önce de belirttiğimiz gibi daha ilk yıllardan itibaren diplomasi faaliyetlerine girişmiş ilerleyen yıllarda bu diplomatik faaliyetlerin yoğunluk kazanmasıyla kendi ülkesinde konsolosluk açılmasına izin vermiştir.

Osmanlı Coğrafyası içerisinde açılan konsolosluklarında görevleri esasen daha önce de değindiğimiz gibi devam etmiştir.

Yeniçağda konsolosluk kurumu Orta çağdaki yapısıyla devam etmiş, Osmanlı İmparatorluğu Akdeniz ve Karadeniz‟e hakin olduktan sonra Avrupa ile temas kurup bu devletlerle ticari ve deniz işleri hususunda belli başlı görüşmeler yapmak için konsolosluklar kurmuştur. Ayrıca Osmanlı Coğrafyasında ticari faaliyetler yürüten bazı devletler(Fransa, Venedik, Dubrovnik) Osmanlı İmparatorluğu ile imzaladığı antlaşmalar çerçevesinde Osmanlı Coğrafyasında konsolosluklar ihdas etmiştir.193 Bu konsolosların görevleri siyasi, ekonomik ve ticari olarak ele alınmalıdır. Genel olarak konsolosların görevleri izah edildikten sonra Osmanlı Coğrafyasında konsolosların nasıl yayıldığı izah edilecektir.

191 Funda Adıtatar, İzmir İngiliz Konsolosluğu ve Siyasi Faaliyetleri, Dokuz Eylül Üniversitesi, Basılmamış Doktora Tezi, İzmir, 2011, s.73.

192 Özgür Yılmaz, “Victor Fontanier‟nin Trabzon Konsolosluğu (1830-1832)”, OTAM, c.XXXV/Bahar, Ankara 2014, , s.155.

193 Savaş, Konsolos, s.179.

55

Konsolosların şüphesiz ilk görevi uyruk bağıyla bağlı olduğu devleti temsil etmek olmuştur. Ait olduğu devletle ilgili yazışmaları, talepleri, antlaşma tekliflerini ve bütün tebrikleri başta büyük elçi olmak üzere konsoloslar yürütmüştür.

Konsolosların kendi ülkelerini temsil etmelerinden sonraki görevi ise ticari alanda olmuştur. Konsolosluk açmanın ana amacı olan tüccarların haklarını savunmak ve ticari ilişkilere giriştiği ülkedeki bütün ihtiyaçlarını karşılamak olduğu için konsoloslar bu hususa gayet önem vermişlerdir. Konsolosların tarihsel süreçteki son ve nihai görevleri ise diplomasi gütmek olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere özellikle 19. Yüzyılda konsoloslar sadece ticari çıkarların ve ticari canlılığı sağlayan görevliden ziyade mensup olduğu hükümetin dış politikasını uygulayan bir görevli konumuna gelmiştir.

Osmanlı Coğrafyasında açılan konsolosluklar hakkında bilgi verilirken ilk olarak değerlendirilecek husus İstanbul‟un fethi olacaktır. İstanbul‟un Osmanlı İmparatorluğu‟nun başkenti olmasıyla daha önce Bizans‟ınyabancı kolonilere tanıdığı hakları Osmanlı İmparatorluğu da tanımıştır. İstanbul‟un fethi üzerine Ceneviz Kolonisinin yöneticisi, koloninin anahtarlarını Sultan‟a sunmuş ve Sultan da koloni halkına mallar konusunda güvence vermiş ve ticaret özgürlüğü tanımıştır.194Ayrıcaİstanbul'un fethinden sonra 1460 yılında Floransalılar'ın Osmanlı Devleti ilebir ticaret antlaşması imzaladıkları ve"emin" olarak adlandırılan konsoloslarınıİstanbul'da bulundurdukları bilinmektedir.195

18 Nisan 1454 tarihli barış ve dostluk antlaşmasıyla, Venedik, %2 bir vergi karşılığında, Osmanlı İmparatorluğundaki uyruklarının gemi ve mallarının korunmasını, limanlara sebestçe giriş çıkışı ve ticaret hakkı sağlamıştır. Osmanlı tacirleri de Venedik limanları için bir karşılıklılık elde etmişlerdir. Venedik, İstanbul‟da bir temsilci de bulundurabilecektir.196

Görüldüğü gibi Osmanlı İmparatorluğu‟nun İstanbul‟un fethiyle beraber imtiyaz verdiği ve konsolosluk açılma serbestiyetini tanıdığı ilk devletler Ceneviz, Floransa, Venedik gibi deniz ticaretine önem veren devletler olmuştur. Yukarıda da belirttiğimiz seyir içerisinde konsolosluklar ilk olarak ticari yönü ağır basan devletler tarafından kurulmuştur. Osmanlı hükümeti ve konsolsluk kurma hakkını verdiği devletler ticari çıkarlarını sürdürmek istemişlerdir.

Osmanlı Diplomasi tarihinin seyri içerisinde bilhassa XVII. ve XVIII.

Yüzyıllarda birçok devletle yeni antlaşmalar imzalanmış ve yapılan bu antlaşmalar çerçevesinde izin verilen konsolosluk kurma selahiyeti neticesinde Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasının birçok yerinde konsolosluk kurulmuştur. İlk olarak XVII. Yüzyılda Osmanlı Diplomasisinde büyük bir değişme meydana gelmiş sadece denizci devletlere verilen konsolosluk izni bu dönemde Avusturya‟ya da verilmiştir.

194 Orbay, age, s.17.

195 Savaş, Konsolos, s.179.

196 Orbay, age, s.17.

56

Zitvatoruk Antlaşması hükümlerine göre Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu 1606-1611 yıllarında Osmanlı limanlarında konsolos bulundurmaya başladı.

Ardından bu devletleri HoIlandalılar takip etti (1612). Buyüzyılda hemen hemen aynı iskelelerde birçok devletin temsilcisi bulunduğu halde Rusya ve Lehistan ile imzalananantlaşmalarda bu devletlerin Osmanlı ülkesindekonsolos bulundurmaları hususundataleplerine rastlanmamaktadır. Rusya bu arzusunu ancak 1774 KüçükKaynarca Antiaşması esnasında belirtmişmve bu antlaşmanın on birinci maddesinegöre lüzum gördüğü her yerde bazı muafiyetleri olan konsolos veya vekilierini bulundurmahakkını elde etmiştir. Rusya‟nın Osmanlı topraklarındaki ilk konsolosluğu 1780 yılında Bükreş'te tesis edilmiştir. İran ise 1839'da Osmanlı limanlarında konsolos bulundurmaya başlamıştır.197

Özellikle Avusturya, Rusya ve İran‟a verilen konsolosluk kurma selahiyeti kuşkusuz çok büyük öneme haizdir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu bu dönemden önce genellikle ticari çıkarları doğrultusunda konsolosluk kurma özgürlüğünü tanımasına rağmen artık savaş meydanlarında yenildiği ve uzun yıllar düşman olduğu bu devletlere konsolosluk kurma hakkını vermek zorunda kalmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu giderek genişlettiği kendi ülke sınırları içerisindeki konsolosluklara çok önemli haklar da vermiştir. Konsolosların hapseatılmamaları ve haklarındaki kanuni tatbikatınmerkezden sorulmak suretiyle yapılmasıve ülkeden çıkarma yahut değiştirmenin ancak elçinin izniyle olabileceği imtiyazlarını verilmiştir. Limanlara konsolos ve tercüman tayini elçilerin aracılığıyla olmuştur.

Konsolasa kendi milletinin işlerine nezaret etme, gelen malları kaydetmeelçi ve konsolos için belirlenmiş vergileri toplama yetkisi padişah hükmüyle sağlanıyordu.

Kendi ülkesine aithiçbir gemi konsolasun izni olmaksızın limandan ayrılamazdı.

Kendi ülkesi vatandaşları tarafından herhangi bir suç işlendiğitakdirde konsolos mahkemelere katılma hakkına sahipti.198

Osmanlı İmparatorluğunun gerilediği ve giderek dağılmaya yüz tuttuğu dönemlerde ise Osmanlı ülkesindeki konsolosların fiili ve hukuksal güçlerinin giderek arttığı karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzyılda Osmanlı ülkesinde bulunan konsoloslar genellikle iki tavır sergilemişlerdir. Bunlardan ilki Osmanlı idaresini ciddiye almamak ikincisi ise Osmanlı içişlerine karışmak olaracaktır.

19. yüzyılda Osmanlı hâkimiyetindeki sınırlarda bulunankonsoloslar Osmanlı yönetimini ciddiye almamış ve Osmanlı‟nın koyduğu kuralları ciddiye almadıklarını gösteren gelişmeler yaşanmıştır. Örneğin Tarsus‟ta İngiliz konsolosluğunun bir bina yapması, bayrak çekmesi Osmanlı yönetimince engellenmeye çalışılmış fakat İngiltere bu engellemeyi ciddiye almamıştır. Ayrıca bu yüzyılda konsolosluklar ciddi şekilde Osmanlı Devleti‟nin içişlerine karışmanın bir aracı olarak büyük güçler tarafından kullanışmıştır. Osmanlı yönetiminin güçsüzlüğünden ve ihmalinden

197 Savaş, Konsolos, s.179.

198 Savaş, Konsolos, s.179.

57

yararlanan başta İngiltere ve Rusya Osmanlı içişlerine yoğun bir şekilde karışmışlardır.199