• Sonuç bulunamadı

7. ULUSLARARASI KADIN KONFERANSLARI

1.1. Roma Antlaşmaları (1957)

AKÇT'yi kuran altı devlet, aralarındaki iş birliğini bir adım daha ileri götürmek istiyordu. Kurulacak bir ekonomik birlik, siyasi istikrarı da beraberinde getirecekti. Bu bağlamda söz konusu devletler, AAET ve AET’nin Kurucu Antlaşmalarını, 25 Mart 1957 tarihinde Roma’da imzaladılar. Süresiz olarak akdedilen antlaşmalar 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe girdi. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Maastricht Antlaşması’yla beraber AET adı yerini Avrupa Topluluğu (AT)’na bıraktı. Böylece AAET, AKÇT ve AT olarak Avrupa Toplulukları kurulmuş oldu.171

AAET, enerji sorunu ile alakalı olarak nükleer enerji üretiminin başlatılmasını, geliştirilmesini ve barışçıl amaçlarla kullanılmasını ve enerji üretiminin artırılmasını hedef almıştır. AET (AT)’nin amaçları kurucu antlaşmasında, ortak pazar, parasal ve ekonomik birlik kurmak; Topluluğun genelinde sürekli, dengeli ve uyumlu ekonomi politikaları oluşturmak, istikrarı mütemadi hale getirmek, yaşam standartlarını yükseltmek, kadın ve erkekler arasında eşitliği sağlamak, çevreyi korumak ve kalitesini yükseltmek olarak belirtilmiştir. AT Kurucu Antlaşması (ATKA) ile sermaye, mal, hizmet ve insanların serbestçe dolaşabileceği gümrük birliği oluşturulmuştur.172

171 Ibid., s. 30.

172 Murat Aktaş, AB ve Türkiye, Bursa: Dora Basım Yayın Dağıtım, 2016, s. 62; Reçber, op. cit., s. 31.

51

ATKA, insan hakları ve temel özgürlüklere dair AAET ve AKÇT Kurucu Antlaşmaları’na kıyasla daha fazla ve açık hükümlere yer vermektedir. Antlaşma, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Korumaya Dair Sözleşme'de de yer alan uyrukluk ve cinsiyet temelli ayrımcılığı yasaklamakta ve eşit işlem yapılmasını öngörmektedir.173 Antlaşma’nın 2. maddesinde Topluluğun görevleri arasında kadın-erkek eşitliğinin sağlanması da gösterilmektedir. 3. maddenin 1. fıkrasında tarımdan sanayiye, ulaşımdan ticarete, eğitimden çevreye, istihdamdan sağlığa, ekonomiden sosyal hayata pek çok alan zikredilmektedir. Aynı maddenin 2.

fıkrasında ise bu alanlarda var olan kadın-erkek eşitliğinin geliştirilmesi, şayet eşitsizlik durumu varsa bunun da giderilmesi öngörülmektedir.174 ATKA’nın 13. maddesi ise her türden ayrımcılıkla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Maddenin 1.

fıkrası şu şekildedir:

“Konsey, bu Antlaşma’nın diğer düzenlemelerine zarar vermeksizin ve Antlaşma tarafından Topluluğa tanınan yetkilerin sınırları dâhilinde, Komisyon’un önerisi üzerine ve Avrupa Parlamentosu’na danıştıktan sonra oybirliğiyle hareket ederek, cinsiyet, ırk ve etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş veya cinsel konuma dayanan ayrımcılıkla mücadele etmek için uygun girişimlerde bulunabilir.”175

1957 yılında imzalanan ATKA, yukarıda saydığımız maddelerine ek olarak, 119.

maddesinde de kadın-erkek eşitliği ile ilgili düzenleme içermektedir. 119. maddeyle kadın ile erkek arasında ekonomik anlamda eşitlik sağlanmaya çalışılmıştır. Çünkü kurulan toplulukta hem kadınların hem de erkeklerin ekonomik yaşama eşit şekilde katılımı, topluluğun ekonomik gelişimini etkileyecek unsurlardan biriydi. Yani en başta ekonomik kaygılarla yola çıkılmıştı. Fakat sonradan işin içine sosyal adaleti sağlama ve insan hakları gibi kavramlar da girmiştir.176 119. maddede öne sürülen 'eşit işe eşit ücret' ilkesi şu şekildedir:

"Her üye devlet ilk dönem içinde kadınlar ve erkekler için aynı işte aynı ücret prensibini uygular ve bunu devam ettirir.

173 Reçber ve Aydın, op. cit., ss. 93-94.

174 Kamuran Reçber, Avrupa Birliği Mevzuatı, 2. Baskı, Bursa: Alfa Aktüel Yayınları, 2005, ss. 53-55.

175 Ibid., ss. 58-59.

176 İ. Alper Arısoy ve Nurten Demir, “Avrupa Birliği Sosyal Hukukunda Ayrımcılıkla Mücadele Kapsamında Kadın Erkek Eşitliği”, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 2, 2007, ss. 710-711.

52

İşbu maddenin amaçları doğrultusunda ücret, yapılan iş karşılığında işverenden doğrudan veya dolaylı olarak alınan, nakdi veya ayni, temel veya asgari ücret ya da maaş veya diğer ücretler anlamına gelmektedir.

Cinsiyet farkı gözetilmeksizin işçi ücretlerinin eşitliği;

a) Aynı iş için parça başına ödenen ücretin aynı ölçü birimine göre hesaplanması, b) Zaman esasına göre ödenen bir işçi ücretinin aynı işler için eşit olması anlamına

gelir."177

Eşit işe eşit ücret ilkesi, kadınların yaptıkları aynı işler için erkeklerle aynı ücreti almalarını öngörmektedir. Yani bu madde ile erkeklerle aynı işi yapan kadınlara, ücret konusunda cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılık yapılamayacağı tanımlanmıştır. Bu maddenin nasıl hayata geçirileceği ile ilgili detaylar sonradan çıkarılan bir direktifle ayrıntılı olarak ele alınmıştır. 70'ler boyunca pek çok direktif, iş yaşamı ve bu alanla ilgili konularda kadın ve erkeğe eşit muamele prensibinin hayata geçirilmesi hedefiyle çıkarılmıştır.178

ATKA’da bulunan eşit işe eşit ücret ilkesi, ekonomik anlamda eşitliğe yönelmiş fakat kadın-erkek eşitliğinin sosyal ve ahlaki temelleri üzerinde durmamıştır.

Toplulukla beraber kurulacak olan ortak pazarın, ekonomik ve parasal birliğin sağlanabilmesi için kadınların da iş hayatına aktif olarak katılması gerekiyordu.

Topluluk bundan dolayı ilk olarak iş hayatında kadın-erkek eşitliği üzerinde durmuştur.

Bu bağlamda iş yaşamında kadın ile erkek arasında eşitliğin sağlanabilmesi için eşit işe eşit ücret ilkesi bir zorunluluk olarak görülmüştür. Fakat bu ilke, bir temel hak olmasından ziyade eşitlikçi bir rekabet zemini için sosyal zorunluluk olarak öne çıkarılmıştır.179

177 119. madde için bakınız: Treaty establishing the European Community, Official Journal of the European Communities, 31.08.1992,

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:11992E/TXT&from=EN , (10.05.2020).

178 Sylvia Walby, "The European Union and Gender Equality: Emergent Varieties of Gender Regime", International Studies in Gender, State & Society, Cilt: 11, Sayı: 1, Bahar 2004, s. 11.

179 Bahar Konuk, "Avrupa Birliği Hukukunda Cinsiyet Ayrımcılığına İlişkin Temel Kavramların Değerlendirilmesi", Journal of Yaşar University, Cilt: 8, Özel Sayı, 2014, ss. 1730-1731; İdil Işıl Gül ve Ulaş Karan, “Ulusal ve Uluslararası Hukukta Ayrımcılık Yasağı ve İlgili Kavramlar”, ed. Burcu Yeşiladalı ve Gökçeçiçek Ayata, Ayrımcılık Yasağı: Kavram, Hukuk, İzleme ve Belgeleme, İstanbul:

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, Şubat 2011, s. 72.

53