• Sonuç bulunamadı

Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme-

6. ULUSLARARASI DÜZENLEMELERDE KADIN HAKLARI

6.2. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme-

CEDAW yani Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women)120, 18 Aralık 1979’da BM Genel Kurulunca kabul edilmiştir. Uluslararası Kadın Hakları Bildirgesi olarak kabul edilen CEDAW, içeriği ve kapsamı itibarıyla oldukça güçlü bir sözleşmedir. Sözleşme, ayrımcılığın tanımını yapmakla kalmamış, ayrımcılıkla mücadele edilmesi hususunda yapılması gereken işlemleri de belirlemiştir.121 1 Mart 1980 tarihinde imzaya açılan CEDAW'a günümüzde 189 devlet taraf olmuştur. Bu açıdan bahsi geçen Sözleşme, uluslararası hukukta var olan en geniş katılımlı belgedir.122

CEDAW, cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığı ve kısıtlamayı, insan hakkı ihlali olarak tanımlaması açısından oldukça önemlidir. CEDAW, taraf devletleri ayrımcılığın hem özel hem de kamusal alanda yok edilmesi hususunda sorumlu tutmaktadır.123 Sözleşme'nin birinci maddesi, kadınlara yönelik ayrımcılığı şöyle tanımlamaktadır: "Bu Sözleşme'nin amacı bakımından “kadınlara karşı ayrımcılık” terimi siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, kişisel veya diğer alanlardaki kadın ve erkek eşitliğine dayanan insan haklarının ve temel özgürlüklerin, medeni durumları ne olursa olsun kadınlara

118 Bihterin Dinçkol, “Kadın-Erkek Eşitliği İçin Pozitif Ayrımcılık”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 8, Güz 2005, ss. 109-110.

119 UN, Convention on the Political Rights of Women, 31.03.1953,

http://www.un.org.ua/images/Convention_on_the_Political_Rights_of_Women_eng1.pdf , (12.01.2020).

120 OHCHR, Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women, 03.09.1981, https://www.ohchr.org/documents/professionalinterest/cedaw.pdf , (26.12.2019).

121 Feride Acar ve Hakkı Onur Arıner, Kadınların İnsan Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ankara:

İçişleri Bakanlığı, Genel Yayın No: 656, Şubat 2009, s. 17.

122 UN Treaty Collection, (ty),

https://treaties.un.org/Pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=IV-8&chapter=4&clang=_en , (12.01.2020).

123 Gönül İçli, "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikaları", Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 30, Ocak 2018, s. 135.

37

tanınmasını, kadınların bu haklardan yararlanmalarını veya bu hakları kullanmalarını engelleme veya hükümsüz kılma amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran cinsiyete dayalı her hangi bir ayrım, dışlama veya kısıtlama anlamına gelir."124 Böylece Sözleşme, kadınların sahip olduğu insan haklarını, yaşamın herhangi bir alanında kullanmalarını ve yararlanmalarını engelleyen veya bu hakları tanımayan; cinsiyete dayalı olarak kadınları ayıran, dışlayan ve sınırlayan her türlü hareketi 'ayrım' olarak kabul etmiştir.125

CEDAW, soyut olarak eşitlik kavramından bahsetmek yerine daha somut bir durumdan, ayrımcılıktan bahsetmiştir. Kadına karşı ayrımcılığın her toplumda ve kültürde yani neredeyse dünyanın her yerinde var olduğunu kabul eden Sözleşme, kadın haklarının dünyadaki her kadına kültür, toplumsal konum ve medeni hal fark etmeksizin verilmesi gerekliliği üzerinde durmuştur.126 Bu sebeple CEDAW, kadın hakları mücadelesi ve uluslararası hukuk açısından mihenk taşı olarak görülmektedir. Zira Sözleşme, kadına yönelik ayrımcılığı yalnızca yasal anlamda değil, toplumsal ve kültürel olarak da ele almıştır. Kadınların insan haklarından yararlanmasını engelleyen ayrımcı gelenekler ve kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rolleri de Sözleşme'nin vurgu yaptığı konular arasındadır. Sözleşme'ye taraf olan devletler de hem kamusal hem de toplumsal alanlarında kadınların maruz kaldığı her türlü şiddeti engelleme ve ortadan kaldırma yükümlülüğü altına girmektedirler. Yalnızca yasal anlamda değil, gerçek hayata nüfuz edebilmiş bir eşitlik CEDAW'ın hedefleri arasındadır.127

Sözleşme'nin 4. maddesi taraf devletlerin, kadın ile erkek arasında de facto eşitliği sağlayabilmek için gerekirse geçici ve özel önlemler almalarını öngörmektedir.

Kadınların topluma tam anlamıyla katılımını engelleyen bariyerlerin ortadan kaldırılmasını öngören bu geçici önlemler, pozitif ayrımcılık olarak da adlandırılabilir.

Bu bağlamda Sözleşme, eşitliği sağlamak için alınan geçici önlemlerin, ayrımcılık kategorisinde değerlendirilmeyeceğinin altını çizmektedir. Zira kadın-erkek eşitliğini sağlamaya çalışan bir devletin, eşitlik ilkelerine bağlılığın yanı sıra sistemli ayrımcılığın

124 TBMM, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme, 18.12.1979, https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/docs/cedaw.pdf , (10.06.2020).

125 Moroğlu, "Uluslararası ve Ulusal Hukukta Kadının İnsan Hakları", s. 290.

126 Şafak Parlak Börü, "Kadının Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmeler ve Türkiye’nin Konumu", Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl: 30, Özel Sayı, 2017, s. 50.

127 Acar ve Arıner, op. cit., s. 18.

38

da üstesinden gelmesi için çok çeşitli programlar yürütmesi zorunludur.128 CEDAW'ın belirlediği eşitlik hedefine ulaşılabilmesi için taraf devletler, geçici önlemler almanın yanı sıra kalıcı yasal ve anayasal değişiklikler de yapmak durumundadır. Kadın haklarını koruyacak kurum ve kuruluşların kurulması da yapılması gerekenler arasında gösterilmektedir. Sözleşmeye taraf devletler, eşitlik ilkesini şeklen kabul etmekle kalmayıp eşitliğin hayata geçirilebilmesi için gerekli her türlü önlemi almakla da yükümlüdür.129

CEDAW'a Ek İhtiyari Protokol, 1999’da kabul edilerek 2000 yılında yürürlüğe girmiş ve Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Kaldırılması Komitesi’ni denetim mekanizması olarak kabul etmiştir. Öncesinde Komite, taraf devletlerin dört yılda bir sunduğu dönemsel devlet raporlarını inceleyerek, devletlerin kaydettiği gelişmeleri gözlemlemekte ve Sözleşme'de düzenlenen konularla ilgili Genel Tavsiyeler oluşturmaktaydı.130 Fakat Komite denetim mekanizması haline gelince kişiler veya gruplara, Sözleşme’nin koruduğu hakları ihlal edildiği takdirde, Komite’ye doğrudan başvuru hakkı verildi. Ayrıca Sözleşme'nin taraf devletlerce daha etkili bir biçimde uygulanmasını sağlamak amacıyla Komite’ye ‘inceleme hakkı’nı tanıyan da İhtiyari Protokol’dür. İnceleme hakkına göre CEDAW Komitesi, sistemli ve ağır kadın hakları ihlalleri söz konusu olduğunda bir ülke hakkında re’sen inceleme başlatabilmektedir.131

Sözleşme, eşitlik için günlük hayatta var olan toplumsal kalıpyargıları değiştirmeyi ve erkek üstünlüğünün sonlandırılmasını da amaçlamaktadır. Bu amaçla kaleme alınan 5. maddenin a ve b bendi şöyledir:

“a) Her iki cinsten birinin aşağı veya üstün olduğu veya erkekler ile kadınların basmakalıp rollere sahip oldukları düşüncesine dayanan bütün önyargılar ve gelenekler ile her türlü uygulamayı tasfiye etmek amacıyla erkeklerin ve kadınların sosyal ve kültürel davranış tarzlarını değiştirmek,

b) Ailede verilen eğitimin, toplumsal bir işlev olarak anneliğin gerektiği şekilde anlaşılmasını ve çocuğun büyütülmesinde ve yetiştirilmesinde erkeklerin ve kadınların

128 Jo Lynn Southard, "Protection of Women's Human Rights Under the Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women", Pace International Law Review, Cilt: 8, Sayı: 1, Ocak 1996, ss. 81-83.

129 Parlak Börü, op. cit., s. 52.

130 Moroğlu, op. cit., s. 292.

131 Acar ve Arıner, op. cit., s. 17.

39

ortak sorumluluğunun kabul edilmesini, yani çocuğun menfaatlerinin her durumda öncelik taşıdığını de içermesini sağlamak.”132

Bu maddeyle Sözleşme, öncelikli olarak eğitim alanında kadın ve erkeğin toplumsal rolleriyle ilgili kalıplaşmış yargıların değiştirilmesini, bunun için ders kitaplarının ve müfredatların gözden geçirilmesini öngörmektedir. Ayrıca bu madde, çocuk yetiştirmenin sadece kadının görevi olmadığını, kadın ve erkeğin ortak sorumluluğu olduğunu belirterek kadını öncelikle 'anne' olarak gören aile anlayışını da değiştirmeyi amaçlamaktadır.133

CEDAW, şimdiye kadar yapılan uluslararası sözleşmeler arasında en fazla ülkenin taraf olduğu, bununla birlikte en fazla çekincenin konduğu sözleşmedir.134 Charles Fourier ve Karl Marx gibi isimlere ithaf edilen bir söze göre, "Bir toplumdaki kadınların durumu, o toplumun uygarlığı ya da demokratikliği hususunda ölçüt olarak kabul edilebilir."135 Bu açıdan bakıldığında, demokratikleşme düzeyinin daha yüksek olduğu devletlerin, Sözleşme'yi çekince koymadan onayladığı sonucuna varılabilir.

Çekince koyan devletlerin pek çoğu kültürel ve geleneksel farklılıklarını bahane etmiştir. Peki, kültür sürekli devinim halinde olan bir olgu ise CEDAW'a çekince koyan devletlerin kültürel farklılıkları bahane etmesi ne kadar doğrudur? Ya da bu devletlerin, kültürel farklılıklarından dolayı koyduğu çekincelere müdahale etmemek? Bu durum bizi, çalışmanın önceki kısımlarında bahsettiğimiz, kadın haklarının evrenselleştirilmesi konusundaki soruna götürmektedir. Kültürel farklılık ile insan haklarını karşıt kutuplara koymak ve kültürü 'dokunulmaz' addederek, kadınların insan haklarının uygulanmasını zorunlu kılmamak oldukça yanlış bir uygulamadır. CEDAW'a çekince koyan devletlerin kültürlerini değişmez varsaymak, insanların var olan normları değiştirme konusundaki haklarını da yok saymak demektir. İnsan hakları ile kültürel farklar söz konusu olduğunda korunması gereken insan hakları olmalıdır.136

132 TBMM, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşme, 18.12.1979, https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/kefe/docs/cedaw.pdf , (10.06.2020).

133 Moroğlu, op. cit., s. 291.

134 Ibid., s. 293.

135 Mitchel ve Oakley, op. cit., s. 23.

136 Berktay, op. cit., ss. 59-61.

40