• Sonuç bulunamadı

4. MEKANSAL DEĞĠġKENLERĠN ALGISAL ETKĠNLĠĞĠ

4.2 Mekansal Uyarım Elemanları

4.2.1.1 Rengin Duygusal Etkinliği

Renklerin hayatımızda önemli bir rol üstlendiği ve farklı duyguları ifade ettikleri yadsınamaz bir gerçektir. Renkler günıĢığının, sabahtan akĢama kadar olan değiĢimlerinde gözümüz vasıtasıyla algılanmaktadır. Doğru kullanıldığında, renk, bir mekanın karakterini ve kullanıcıda uyandırması istenen duyguları ifade edebilir. Öne sürülen birçok kurama karĢın, renk konusunda da diğer tüm mekansal elemanlarda olduğu gibi, uygulandığında güzel ve estetik bir oluĢumu garantileyen kesin kurallar veya ilkeler yoktur. Ancak mimaride renk, tasarımcının vermek istediği mesaj için kullanabileceği güçlü bir ifade aracıdır.

Kutlama ve eğlence duygularını ifade eden bir mekan hafif ve neĢeli bir görünüĢe sahip olmalı, buna karĢılık çalıĢma ve zihinsel yoğunlaĢmayı ifade eden bir baĢka mekan sade ve etkili görünüĢte olmalıdır. Her iki tip mekan için de kesinlikle doğru görünen renkler olduğu gibi, bütünüyle uygun olmayan renkler de vardır.

Tek bir renk ya da belirli bir renk düzeni kullanılarak mekanın ana iĢlevi ifade edilebilir. Aynı mekan içinde mekanın biçimini, bölümlerini ve diğer mimari öğelerini vurgulamak için geniĢ bir renk yelpazesinden yararlanılabilir. Kullanılan renge göre nesne büyük ya da küçük, yakın ya da uzak, soğuk ya da sıcak görünebilir.

Birtakım mimari hataları gizlemek için de rengin kullanımı söz konusu olmaktadır. HoĢa gitmeyen taĢıyıcı elemanlar çeĢitli renklerde boyanarak ifadesi belirsizleĢtirilebilmekte, ya da küçük bir oda parlak olmayan bir renge boyanarak daha büyük gösterilebilmektedir. Kuzeye ya da doğuya bakan soğuk görünümlü bir odada, krem ya da Ģeftali gibi sıcak renkler kullanılarak yapay bir güneĢ ıĢığı sağlanabilmektedir.

“Bir Alman kuramcıya göre döĢeme; üzerinde yürüdüğümüz toprak gibi bir yerçekimi etkisi yaratmalıdır. Bu yüzden kil ya da kayalık zeminin gri ya da kahverengi tonlarına sahip olmalıdır. Buna karĢılık duvarlar, çiçek açmıĢ çalılar, ağaçlar ve toprağın üstünde yükselen herĢey gibi, daha açık renkli olmalıdır. En son olarak da tavan, tepemizdeki gökyüzü gibi, açık ve hafif olmalı, beyaz, pembe ya da mavi tonlarına boyanmalıdır. Ona göre pembe ya da mavi renkli bir döĢemenin üzerinde yürümek insana güvensizlik hissi verir. Koyu renge boyanmıĢ bir tavan ise ağır bir yük gibi insanı adeta ezer”. (Rasmussen, 1994, s.183)

Bazı renkler bilinen psikolojik etkilere sahiptir. Örneğin kırmızı ateĢli, heyecan verici bir renktir; yeĢil ise dinlendiricidir. Renklerin psikolojik etkileri genel olarak Ģu Ģekilde özetlenebilir:

Sarı renk, dikkat çekici, uyarıcı ve eğlendirici bir etki taĢımaktadır. Ana renklerden biri olan sarı rengin, M.S.900 yıllarında Latin ve Germen dillerinde yer aldığı saptanmıĢtır. Ġnancın, özgürlüğün ve zaferin üstünlüğünü temsil eden sarı renk ayrıca; eğlenceyi, ıĢığı, yaratıcılığı, sıcaklığı ve hayata karĢı ılımlı bir tavrı da simgelemektedir. Bunların yanısıra sarı rengin kıskançlık, sahtekarlık, korkaklık, yaĢlılık ve hastalık gibi birçok olumsuz çağrıĢımlar yaptığı da ileri sürülmektedir Mutfak mekanında kullanımı önerilen sarı rengin, zihni bulandırıp karıĢıklığa yol açtığı için çalıĢma odalarında ya da dinlenme amaçlı ortamlarda kullanılmaması önerilmektedir. (http://www.artrenewal.org/articles.htm-12.05.2002)

Kırmızı da aynı uyarıcı ve dikkat çekici etkiye sahip olmakla beraber, heyecanlandırıcı, beyazla karıĢtırıldığında ise cana yakın bir etki yaratmaktadır. Fiziksel gücün, hareketin, canlılığın rengidir. Eski çağlardan beri kırmızı renk birçok farklı alanda kendine ifade bulmuĢtur. Ġskoçya‟da, kırmızı yünün burkulmalara, Ġrlanda‟da boğaz ağrılarına iyi geldiği, Makedonya‟da yüksek ateĢi düĢürmede kullanıldığı, Çin‟de parlak kırmızı renkli yakut elması takanların uzun bir hayat yaĢadıklarına dair inanıĢlar görülmüĢtür. Kırmızı renkli gül de sevginin bir ifadesi olarak kabul görmektedir.

Pembe renk, geniĢ alanlarda rahatsız edici olabilmesine karĢın, daha küçük alanlarda kullanıldığı zaman zenginliği ve önemi vurgulamaktadır. Yirminci yüzyılın baĢlarında sembolik olarak, kız çocuk için pembe, erkek çocuk için de mavi renk kullanılmaya baĢlanmıĢtır.

Mavi renk, beyazla karıĢtırıldığında ya da açık tonlarda kullanıldığında huzur veren, yatıĢtırıcı bir etki yaratmaktadır. Koyu tonları ya da yoğun kullanımında kasvetli, moral bozucu ve melankolik bir etkiye sebebiyet vermektedir. Güveni, bağlılığı ve metaneti sembolize ettiği için ressamlar Meryem Ana‟nın giysisinde ve cennet tasvirlerinde çoğunlukla maviyi tercih etmiĢlerdir. Açık mavi tonları sadakati ve duygusallığı temsil etmektedir. SakinleĢme, stres atma, dinlenme amaçlı mekanlarda açık tonların kullanımı yumuĢak ve huzurlu bir etki yaratacağından, hareketin ve çalıĢmanın çok olduğu yerlerde kullanılması önerilmemektedir. Freud, maviyi sakin olarak nitelemektedir. Araplar ise mavi taĢların kanın akıĢını yavaĢlattığına inanmaktadırlar. Nazar boncuğunun o yüzden mavi taĢlı olduğu söylenmektedir. SakinleĢtirici bir renk olduğu için batıda intiharları azaltmak için köprü korkulukları çoğunlukla maviye boyanmaktadır. (www.artrenewal.org/articles.htm-12.05.2002) YeĢil renk, genel anlamda barıĢçıl, yumuĢak, hassas ve sakin etkiler taĢımaktadır. Batı kültürü içinde yeĢil renk, yenilenmenin ve tazeliğin bir iĢareti olarak görülmüĢtür. Renksiz kıĢ mevsiminin ardından bereketin, doğurganlığın yeniden görüldüğü ilkbaharın rengi olan yeĢil, dıĢa dönüklüğün ve bolluğun da bir sembolü olmuĢtur. Aynı zamanda yeĢil renk ahengi, doğayı ve barıĢı temsil etmektedir. Turuncu, kırmızı ve sarının birleĢiminden meydana gelmiĢtir. Portakal rengi olarak da bilinen turuncu, güç, heyecan, macera ve sağlık ifadesi olarak çağrıĢım yapmaktadır. Portakal ağacı her dem yeĢil ve meyve veren bir ağaç olduğu için de insanda bereket, canlılık gibi hisler uyandırdığı söylenmektedir. Turuncu renk, mutfakta, çocuk odalarında, yemek odası ve koridorlarda sıcaklık yaratmaktadır. NeĢe ve mutluluk vermesi istenen ortamlarda ve geniĢ alanlarda kullanılmalıdır. (http://www.perdeciler.com/makale.php-25.12.2004)

Beyaz renk, kullanıldığı mekanlarda güneĢ ıĢığını yansıttığı durumlarda uyarıcı etki yaratmaktadır. Beyaz, eski çağlardan beri saflık, temizlik, masumiyet duygularını çağrıĢtırmakta, aynı zamanda rahatı, huzuru ve insanın iç dünyasıyla ve çevresiyle olan barıĢıklığını simgelemektedir.

Kahverengi, genellikle melankolik, kederli ve mutsuz bir etki oluĢturmasına rağmen; beyaz, turuncu veya sarıyla birleĢtirildiğinde dinlendirici ve rahatlatıcı bir etki yaratmaktadır (Reekie, 1972, s.22). Bunun yanısıra kahverenginin toprak tonlarında bir renk olmasından dolayı resmiyetten uzak, rahat ve teklifsiz hissettirdiği ve

insanların kendilerini daha güvende hissederek açılmalarını sağladığı da dünyaca kabul edilmiĢ bir gerçektir.

Renk biliminde siyah, gücü ve tutkuyu temsil etmektedir.. Aynı zamanda hırsın da bir ifadesidir. Bu nedenle tüm makam arabaları veya güç simgesi olan araçlar siyahtır. Güçlü ve hırslı birçok duygunun da temsilcisi olan siyah, fonda kullanıldığında karamsarlığı ifade etmektedir. Aynı zamanda matemi de simgelediğinden karamsarlığın yanı sıra üzüntüyü de çağrıĢtırmaktadır. Ancak ıĢığı yok ettiği için dikkati dağıtacak unsurların algıyı dağıtmasını en aza indiren ve dolayısıyla konsantrasyon sağlamakta kolaylığıyla da bilinen bir renktir. Bazı ünlü düĢünürlerin veya sanatçıların, ıĢıksız, karanlık bir odaya girerek konsantre oldukları söylenmektedir.

Benzer Belgeler