• Sonuç bulunamadı

Alan ÇalıĢmasının Değerlendirilmesi

5. MEKANSAL ETKĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠNE YÖNELĠK ALAN ÇALIġMASI

5.4 Alan ÇalıĢmasının Değerlendirilmesi

Tez kapsamında yapılan alan çalıĢmasında ele alınan üç örnekte; mekanda görsel uyarımı oluĢturan renk, form, doku değiĢkenlerinin mekan algısı üzerindeki etkileri ve bunun sonucu ortaya çıkan duygular değerlendirilmiĢtir. Mekanın algılanma kriterleri, mekanı oluĢturan duvar, tavan düzlemleri ile pencere açıklıkları ve mekanda yapılan tefriĢ ve donatı düzeni baz alınarak kurgulanmıĢtır.

Yapılan alan çalıĢmasında ele alınan üç örnekten elde edilen bulgulardan çıkarılan sonuçlar, kesin ispat değeri taĢımamakla beraber, tez kapsamında ele alınan yargıları destekler nitelikte görülmektedir. Mekansal algılamada, olumlu ya da olumsuz beğeniler, öznellik içermesi nedeni ile kiĢiden kiĢiye değiĢen bir olgu olduğu gözönüne alındığında; öğelerin biraraya geliĢlerinde kullanılan bazı düzenleme ilkeleri ya da kabul gören teoriler ile her zaman aynı noktada kesiĢmeyebilmektedir. Bu çalıĢma sonunda renk, form ve doku değiĢkenlerinin üç ayrı dinlenme mekanının görsel olarak algılanmasına olan etkileri ile ilgili olarak aĢağıda yer alan bazı sonuçlara ulaĢılmıĢtır:

Mekan bileĢenlerinin algısal etkinliğinde; renk değiĢkenine bağlı olarak, sıcak renklerin kullanımının ve kontrast yaratan renksel ve biçimsel düzenlemelerin, algı üzerinde soğuk renklere oranla, daha ilgi çekici, canlı ve uyarıcı etkiler oluĢturduğu gözlenmiĢtir. Renkler, mekana birlik ya da çeĢitlilik kazandırmaktadır. Sıcak veya soğuk grup içindeki benzer renk düzeni veya tek renkten oluĢan bir düzen birlik duygusuna katkıda bulunurken; farklı renklerden oluĢan bir düzen çeĢitlilik duygusu vermektedir.

Üç örnekte de açık renkler kullanılan tavan düzlemleri, katılımcılar üzerinde, uzak ve soğuk olarak nitelendirilebilen duygusal etkiler uyandırmıĢtır. Renk, aynı zamanda formu da belirleyen bir unsur olarak nitelenebilir. Bir çizgi, iki boyutlu bir yüzey ya da üç boyutlu bir hacim, çevresiyle, geri planıyla karĢıt renklerin kullanımıyla belirlenmektedir. Bütünsel kurgu içinde renk, oranları etkilemektedir; yatay çizgilerde zıt renklerin kullanımı geniĢlik duygusunu, düĢey doğrultularda kullanımı ise yükseklik duygusunu uyandırmaktadır.

Duvar yüzeylerinde renk değiĢimi ve farklı tasarım elemanlarıya oluĢturulan dokusal etkilerden, sert dokuların yakınlaĢtırıcı etkisiyle algılanan yüzeyler büyük ve yakın

etkiler yaratmıĢtır. Bunun yanında düzgün ve geometrik formların da görsel algılamada dinamik bir etki yarattığı çalıĢma sürecinde doğrulanmıĢtır.

Pencere boĢluklarının, mekanın renk, form, doku değiĢkenlerine bağlı algılanmasında, özellikle mekanı çevreleyen duvar yüzeylerinin doluluk-boĢluk oranlarının duygusal etkinliğin oluĢumunda etkin rol üstlendiği görülmüĢtür. Aydınlatma ve mekanın renkleri baz alındığında, farklı aydınlanma düzeylerinin, sıcak ve huzurlu bir atmosfer yaratılabileceği gibi, uyarıcı, dinamik etkiler de oluĢturulabileceği gözlenmiĢtir.

Mekanın aydınlatılmasında, mekan yüzeyleri üzerindeki girinti ve çıkıntıların vurgulanmasında, dokusal etkilerin ifadesinde ve istenilen duygusal etkilerin elde edilmesinde ise, ıĢığın farklı doğrultulardan mekana alınmasıyla farklı görünümler kazanılabilmektedir. Örneğin, bir duvar yüzeyi üzerinde yer alan bir açıklığın, koyu duvar yüzeyleri ile oluĢturulan mekanda, parlak bir etki yarattığı gözlenmiĢtir. Ayrıca açıklıkların Ģekli ve iç bölüntüleri, mekandaki renk, doku düzenini ve yansıtma özelliklerini de etkilemektedir.

Mekanın iĢlevine, kullanıcı gereksinmelerine, ölçeğine ve mekandaki diğer öğelerin özelliklerine bağlı olarak, uygun ve yeterli karakterde aydınlatma sağlanmasının, kullanıcıların algısal yargılarının oluĢumda etkili olduğu görülmüĢtür. Mekanda yer alan açıklıklardan sağlanan ıĢığın yoğunluğu, yönü önceden tahmin edilebilir olduğundan, mekanın kullanıcıları üzerindeki görsel etkisi boĢlukların boyutu, yönlenimi ve konumuna göre tasarımda gözönünde bulundurulması gereken bir olgu olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Mekansal kompozisyonda kullanılan öğelerden birinin ya da bir grubun diğer öğelere göre ölçü, değer, renk, doku bakımından üstünlük sağlaması ile bir egemenlik ya da odak noktası yakalanmaktadır. Bu egemenliğin oluĢumunda zıtlık ya da kontarst önemli bir yer iĢgal etmektedir. Mekanın kullanıcıları üzerinde estetik ve tatmin duyguları oluĢturucak bir kompozisyonda odak noktası; ögelerin çoğu yaklaĢık aynı ölçüde ve biri oldukça büyük ise, genelde düĢey formda olan düzen yatay form ya da formlar tarafından kesilirse odak noktası oluĢmaktadır denilebilir. Ayrıca, boyutsal, renksel ve dokusal yoğunlukla elde edilen denge, mekanda tekdüzeliği ve monotonluğu kırarak, mekanın görsel olarak algılanmasını güçlendirmektedir.

Mekanda, dolu kısımlarla boĢ kısımlar, renk ve doku değiĢiklikleriyle sağlanmıĢ koyu-açık yüzeyler, ritmsel etkiyi oluĢturmaktadır. Mekanda; açık - koyu, dolu - boĢ kısımlar ve bunların çevre ve birbirleri ile olan iliĢkileri, hakim ve kontrast elemanlar, aydınlık - karanlık bölgeler ritm etkisi ile beraber algıda önemli rol üstlenmiĢlerdir.

Mekanda donatı elemanlarında sıcak renklerin kullanılması neticesinde ilgi çekici ve sıcak duyguların oluĢtuğu gözlenmiĢtir. ÇalıĢmaya konu olan mekanlarda, koltuk, sandalye gibi oturma gruplarında ve masalarda tercih edilen deri, kumaĢ ve ahĢap malzemeler, katılımcılar tarafından, renk ve doku değiĢkenine bağlı olarak büyük çoğunlukla sıcak, dinlendirici ve ilgi çekici, konforlu ve samimi nitelemelerini içeren memnuniyet duygusu oluĢturmuĢtur.

Mekanda, ardıĢık düzende aynı hat ya da yönelimde birbirini takip eden donatı düzenleri, bir bütün oluĢturmaktadırlar. Ancak bütünlük içinde çeĢitlilik ya da zıtlık içermeden tekrar eden figürler monotonluğa ve mekansal ifadenin zayıflamasına da sebep olmaktadır.

Sonuç olarak tüm bu analizler ıĢığında, mekana dair; fiziksel sınırlayıcılardan ibaret olmayan, aynı zamanda görsel, kültürel, sembolik birtakım değerleri de ifade eden; her ölçekte rengin, dokunun, formun, ıĢık ve gölgenin birlik ve çeĢitliliğinin oransal bir denge içinde kurgulandığı koĢullarda anlam kazandığını söylemek mümkün olmaktadır. Mekanda renk, form, doku kavramları, bütünsellik çerçevesinde ele alınıp bir araya getirildiğinde estetik tatmin oluĢturmaktadır.

6. SONUÇLAR

Mekân, duyularla sınırları somut ya da soyut olarak kavranabilen, fizyolojik ya da psikolojik birtakım gereksinimlerin karĢılanmasına imkân veren doğal ya da yapısal çevreleri ifade etmektedir. Mimari mekan, insan ihtiyaçlarından dolayı var olmasının yanında, duyular yoluyla kavranabilirlik koĢullarını gerçeklediği için algısal bir boyut taĢımaktadır.

Hayatı süresince farklı mekanlarda geçirdiği yaĢamsal deneyimler insan üzerinde farklı psikolojik etkiler yaratmaktadır. Ġnsanın, yaĢam deneyiminin geçtiği mekanları beğenmesi veya beğenmemesi, yaĢadığı ortamdan aldığı mutluluk ve memnuniyet duygusu, mekanın algılanma kriterlerine göre meydana gelmektedir.

Mekanda öğelerin biraraya geliĢlerinde ve bu görsel kompozisyonun algısal etkilerinin değerlendirilmesinde, Bölüm 2.4‟de bahsedilen bazı düzenleme ilkeleri kullanılmaktadır. Mekansal değiĢkenler olarak adlandırılan renk, form ve doku elemanlarının, fiziksel çevre koĢullarına bağlı olarak farklı duygusal etkinlikler yarattığı Bölüm 4.2‟de incelenmiĢtir. Bu yargılara göre, duygusal etkinlik, mekansal uyarım süreci ile oluĢmaktadır. Görsel niteliği belirleyen mekansal uyarıcı ise, mekanın insan tarafından algılanan duvar, tavan, pencere ve mekandaki donatılar gibi bileĢenler bütünü ve bunların bir araya geliĢ biçimlerinden kaynaklandığı ifade edilmektedir.

Bu bulgular ıĢığında tez kapsamında; mekanda renk, form, doku değiĢkenlerinin algısal etkinliği sonucu oluĢan duygular, mekanı oluĢturan duvar, tavan, pencere ve donatı bileĢenlerine göre incelenmiĢtir. ÇalıĢma dahilinde ortaya konulan renk, form ve doku değiĢkenlerinin algısal etkinliği sonucu oluĢan duygusal izlenimler, yapılan alan çalıĢması ile desteklenerek ortaya konulan görüĢlerin sınanmasına imkan sağlanmıĢtır.

Kuramsal yaklaĢımlarla yapılan önermelerden ve alan çalıĢması sonuçlarından; mekanda renk, form ve doku değiĢkenlerinin algısal sonucu olarak ortaya çıkan

memnuniyet verici duyguların, bazı genellemelere dayandırılabileceği düĢünülmektedir. Bu genellemeler Ģöyle özetlenebilir:

 Mekanda iyi kurgulanmıĢ bir renk düzeni oluĢturmak.

 Mekanda kullanılan oranları iĢleve bağlı olarak, insanın boyutsal ve algısal gereksinimleriyle paralel oluĢturmak.

 Tasarımda kullanıma bağlı olarak ve değiĢen ihtiyaçlar doğrultusunda esneklik, büyüyebilirlik olanaklarını düĢünmek. (modüler tasarım).

 Mekanda doğal ıĢığın sağlandığı yüzeylerde boĢlukların boyutlarını, mekanın renk, form ve boyutlarına, ayrıca iĢlevine uygun olarak kurgulamak.

 Mekan kurgusunda insan ölçeğine yakınlık.

 Tasarımda doğaya duyarlı, çevre dostu teknik ve mekanik sistemler kullanarak, doğal enerji elde etme yöntemleri, atıkların azaltılması ve değerlendirilmesine yönelik önerilere yer vermek.

 Toplumun değiĢen ihtiyaçlarına, yaĢam biçimlerine, alıĢkanlıklarına cevap verebilecek nitelikte mekan kurguları için, akıcı, çok iĢlevli, değiĢken ve hatta gelecekte uygulanabilir akıllı bölücülerden oluĢan sistemlere yer vermek.

 Mekan bileĢenlerinde, renksel, dokusal ve biçimsel düzenlemelerle, sürekliliği ve düzeni yakalamaktaki baĢarı.

 Mekanda, kullanıcı açısından süreklilik içeren, belirli, açık, ,yönlendirici, bununla beraber ilgi çekici çözümler aramak.

 Monoton ve tekdüze olmayan mekan kurguları oluĢturmak.

 Ġlgi çekici, modern, özgün yaklaĢımları, kültürel ve tarihsel değerlerle dengelemek.

 Mekanda, bazı kültürel ve tarihsel motiflerin, çeĢitlilik içerecek Ģekilde tekrarı ile, mekanda birlik içinde çeĢitlilik oluĢturarak, oransal bir denge ve bütünsellik içinde mimari bir dil oluĢturmak.

 Tasarımda iç ve dıĢ mekanı bir bütün olarak düĢünüp, avlu, meydan, sokak, bahçe gibi birimler ile birlikte yorumlamak.

 Kullanıcıyı mekana çekmek amacıyla, iç-dıĢ mekan bağlantısında, giriĢ ve cephelerde dikkat çekici ve merak uyandırıcı çözümler aramak.

 Çevrenin, kentsel ya da mekansal olarak sahip olduğu karakteristik özellikleri ya da genel konsepti, tasarım ile bütünleĢtirmek, iĢlevselliğin yanında renksel, dokusal, kitlesel kurgularla da çevre karakterini güçlendirmek.

 Strüktürel sistemin mekan içindeki konum ve gridal düzeninin tasarıma iĢlevsel olduğu kadar anlamsal değer de kazandırabileceğini göz önünde bulundurmak.

 Özel alan tanımlayan, ancak bin yıldır değiĢmeyen tavan, zemin ve duvar kavramlarına bir alternatif sunarak, minimum yüzey ile maksimum düzeyde iĢlevsellik ve esneklik üretmek.

Ġnsanda mekansal değiĢkenlere bağlı oluĢan algılama sonucu, memnuniyet ya da memnuniyetsizlik Ģeklinde ortaya çıkan değerlendirme iĢlemi, öznel ve bireysel yargılar içermesi nedeni ile sübjektif anlam taĢımaktadır. Olumlu ya da olumsuz beğeniler, kiĢiden kiĢiye değiĢen bir olgu olduğu için, bu kavramların belki de her durumda yeniden tanımlanması gereken nitelikte olduğu da savunulabilir. Ancak, memnuniyet ve haz alma duygularının görüldüğü mekansal ya da yapısal tasarımlarda, bazı kurallara ve genellemelere uygunluk olduğu gösterilebilir.

Estetik yargılar rengin, dokunun, formun, ritmin, ıĢık ve gölgenin, birlik ve çeĢitliliğinin mekanda ifade edilme biçimine göre ortaya çıkmaktadır. Ancak tüm bu değiĢkenler, oransal bir denge ve bütünsellik içinde kurgulandıkları müddetçe estetik tatmin duygusu oluĢturmaktadırlar.

Bir mekanın algılanabilirliği, okunabilirliği, onun tanımlayıcıları arasındaki boĢluğu anlamlı hale getirmekle, mekansal deneyimin mekan içinde yaĢatılması ile mümkün olmaktadır. Mekan sadece fiziksel sınırlayıcılardan ibaret olmayıp, aynı zamanda görsel, kültürel, sembolik birtakım değerleri de ifade etmektedir. Eski çağlardan günümüze kadar bilinen yapı örneklerinin baĢarı ölçütü de sözü edilen bu özelliklere bağlıdır. Palladio‟nun, Wright‟ın, Le Corbusier‟in ve diğer tasarımcıların ortak özellikleri ele alındığında, mekanları çağının uygun strüktürel sistemleri ve malzemesiyle birleĢtirme ustalığının yanısıra; mekansal ve yapısal ölçekte rengin, dokunun, formun, ıĢık ve gölgenin, birlik ve çeĢitliliğinin oransal bir denge içinde kurgulanması ve yapının bütünselliği ile kent dokusu içinde yer alıĢındaki estetik

uyum ile birlikte etkileyicilik kazandığı görülmektedir. Mekanda renk, form, doku kavramları bütünsellik çerçevesinde ele alınıp bir araya getirildiğinde estetik tatmin oluĢturmaktadır.

Bu bağlamda; mekansal algılamada, öznel kararlarda görülen bazı ortak noktalar, insanın doğuĢtan sahip olduğu ya da sosyal, kültürel ve toplumsal olarak ortak yaĢam deneyimleri sonucu elde edilmiĢ nesnel kararları da iĢaret etmektedir. Bu özellikler dolayısıyla, mekansal yargıların değerlendirilmesinde objektif bir bakıĢ açısından da söz etmek mümkündür.

Mimari, toplumun özelliklerini yansıtan bir bütünüdür. Toplumun değer yargıları, dini inançları, sosyal, kültürel, tarihsel özellikleri, ekonomik ve teknik olanakları ve üretim biçimleri ile sürekli etkileĢim içinde olmuĢtur. Mimari mekanı oluĢturan elemanlar incelenerek, yani mekanın sentatik incelemesi yapılarak, toplumsal yapıya ait yargılara da ulaĢmak mümkündür. Aynı Ģekilde üretim biçimlerindeki değiĢim, toplumun alt ve üst sistemlerini de etkileyerek, değiĢen toplum yapısına bağlı olarak mekan kurgusunu ve mimariyi kaçınılmaz bir Ģekilde etkilemektedir..

Mekanlar ve oluĢturdukları mimari bütünler, yaĢam kültürünü somutlaĢtıran eserlerdir. Farklı kuĢaklar tarafından beğenilen yapıtlar, tasarımcının ve kullanıcının değerlerlerini aktaran, kendine has özellikleri olan ve o kültürde yaĢayanlarca anlaĢılabilen bütünsel oluĢumlardır. Aynı zamanda bu tür eserlerin ortaya çıkmasında, renk, form, doku, düzen, çeĢitlilik, birlik, denge gibi kavramların oluĢturduğu kurgusal bütünlüğün, onu kullanan ya da izleyenler tarafından da hissedilmesi ile, yüzyıllar boyunca yüksek beğeni düzeyi taĢımıĢlardır.

Mimarlık ve mimari mekan, toplumsal geliĢmeler ve sosyo-ekonomik koĢullar ile sürekli etkileĢim içinde olmuĢ, toplumların karakterini yansıtmıĢtır. Giderek insan nüfusunun artması, günlük yaĢamın farklı boyutlar kazanması, insanları farklı iĢlevlere sahip mekanlar yaratmaya zorlamıĢ olsa da; toplumsal, kültürel ve teknolojik geliĢmeler ne kadar değiĢirse değiĢsin, tasarımcının mekanı kullanıcıya hissettirme, yaĢatma yöntemleri, değiĢmeyen bir mekan dili olarak antik dönemden Rönesans dönemine ve modern mimarlığa kadar kuĢaktan kuĢağa aktarılmıĢtır. Hangi yapım tekniği ya da malzemesi kullanılmıĢ olursa olsun, insanın mekana dair estetik yargıları genelde aynı kalmıĢtır. Önemli olan fiziksel anlamda olduğu kadar algısal anlamda da tatminkar mekanlar yaratabilmektir.

BoĢluğun sınırlandırılması, sadece tavan, duvar elemanları ile sınırları çekmek değil; içinde süregelen yaĢamlara yeni anlamlar katmak, kiĢisel ifadeler kazandırmak, yani yaĢayan mekanlar yaratmak olmalıdır.

Tez kapsamında, yapılan alan çalıĢması ile de; mekanı oluĢturan yatay ve düĢey yüzeylerin, açıklıkların ve donatı düzeninin her biri kendi içinde ve bir bütün olarak, rengin, dokunun, formun, aydınlatma düzeninin, birlik ve çeĢitliliğin, oransal bir denge içinde kurgulandığı koĢullarda anlam kazandığı doğrulanmaktadır. Mekanda renk, form ve doku kavramları, mekan bileĢenlerinin bütünsellik çerçevesinde ele alınıp bir araya getirilmesiyle estetik tatmini yaĢatmaktadır.

ÇalıĢmada ortaya konulan sonuçlar neticesinde, beğeni düzeyi yüksek ve içinde geçen yaĢam deneyiminden görsel olarak en yüksek düzeyde haz alma ve memnuniyet duygusu oluĢturan mekanlara ulaĢılabileceği ve bu özelliklere sahip mekanlarda yaĢayan insanların daha sağlıklı, mutlu ve yaratıcı olabilecekleri görüĢüne bir yaklaĢımda bulunulmuĢtur.

KAYNAKLAR

Aksoy, Ö., 1977. Biçimlendirme, K.T.Ü. Mimarlık Bölümü, Karadeniz Gazetecilik

ve Matbaacılık, Trabzon.

Atkinson, R. ve C., Hilgard, E., R., 1995. Psikolojiye GiriĢ, Cilt 1, Çev: Atakay, K.

vd., Sosyal Yayınlar, Ġstanbul.

Aydınlı, S., 1986. Mekansal Değerlendirmede Algısal Değerlere Dayalı Bir Model, Doktora Tezi, Ġ.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul.

Aydınlı, S., 1993. Mimarlıkta Estetik Değerler, Ġ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Baskı

Atölyesi, Ġstanbul.

Bechtel, R.B., 1987. The Ubiquitous World of Paper and Pencil Tests, Methods in

Environmental and Behavioral Research, Editörler: R.B. Bechtel, R.W. Marans, W. Michelson, Van Nostard Reinhold Company, New York.

Bergil, M. S., 1988. Doğada / Bilimde / Sanatta Altın Oran, Arkeoloji ve Sanat

Yayınları.

Brebner, J., 1982. Environmental Psychology in Building Design, Applied Science

Publishers Ltd., Londra.

Ching, Francis, D.K., 2002. Mimarlık; Biçim, Mekan ve Düzen, Çev.:Sevgi Gökçe,

YEM Yayınları, Ġstanbul. (Orjinal basım tarihi 1979)

Cüceloğlu, D., 1994. Ġnsan ve DavranıĢı – Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi

Kitabevi, Ġstanbul.

Damasio, A., 1999. Descartes‟in Yanılgısı, Varlık Yayınları, Ġstanbul

Divanlıoğlu, D., 1980. Mimarlıkta Biçimlerin OluĢma Etkenleri, Doçentlik Tezi,

Yıldız Teknik Üniversitesi, Ġstanbul.

Doruk, B., 1973. Mimari Tasarıma GiriĢ Programı Üzerine Bir AraĢtırma, Doçentlik Tezi, Ġ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Baskı Atölyesi, Ġstanbul.

Eldem, N. ve Yücel,A., 1984. Bina Bilgisi II Dersi, Ders Notları Özeti, 1983/84

Erkman, U., 1973. Mimaride Etki Ve Görsel Ġdrak ĠliĢkileri, Doktora Tezi, Ġ.T.Ü.

Mimarlık Fakültesi Baskı Atölyesi.

Faulkner, W., F.A.I.A., 1972. Arcitecture and Color, John Wiley and Sons, Inc.,

NewYork.

Feldman, E. B., 1976. Varieties of Usual Experience, Arts as Image and Idea, Harry

Benzer Belgeler