• Sonuç bulunamadı

4. MEKANSAL DEĞĠġKENLERĠN ALGISAL ETKĠNLĠĞĠ

4.3 Mekansal Kompozisyonun OluĢumu ve Düzenleme Ġlkeleri

4.3.1 Düzen ve Denge

Mekansal organizasyonda bütünlükle beraber kompozisyon oluĢumunu düzenleyen düzen, denge, ritm, oran ve ölçü gibi birtakım düzenleme ilkelerinden söz etmek mümkündür.

Mekansal kompozisyonda, bileĢenler biraraya gelirken bazı ilkeler ıĢığında organize edilmekte ve bir düzen yaratılmaktadır. Ancak bir kompozisyonda düzenli, kurgulu öğelerin yanında, düzensiz, rastlantısal birtakım düzenlemelerin yapılması da görsel zenginliğe sahip mekanlar oluĢumuna katkı sağlayacaktır. “Ġnsanı etkileyen uyarıcı, basit ve özgün olan ya da düzen ve düzensizlik arasında doğru bir denge kurulduğu zaman, güçlü olabilmekte ve dolayısıyla estetik bir değer taĢımaktadır.” (Aydınlı, 1993, s.48).

Bununla birlikte, tasarımda çeĢitliliğe yer vermeyen bir düzen monotonluk ve sıkıntıya sebep olacaktır. Düzen, sadece geometrik bir ifadeyi belirtmemektedir. Bütünü oluĢturan her parça, ahenkli bir düzenlemeyi meydana getirecek Ģekilde diğer parçalarla doluluk-boĢluk, yatay-düĢey, kontrast, vb. gibi birtakım etkileĢimler halinde biraraya gelmesiyle mümkün olacaktır.

BaĢarılı bir kompozisyonda, kullanılan öğelerin birbirleriyle ve bütünle olan iliĢkisinde çizgisel, yüzeysel, hacimsel ve oransal bir denge hissedilmelidir. Ġdeal koĢul; duvar ve pencere boĢlukları, malzemenin görsel karakterinden kaynaklanan

zıtlık, düĢey ve yatay etki, girinti ve çıkıntılar, doğrusal ve eğrisel yüzeyler gibi karĢıtlıklar arasında algılanan dinamik bir denge olarak sembolize edilmektedir. (Leseau,1989).

Bir tasarımda önemli olan, birlik ile çeĢitliliğin ya da karmaĢıklığın dengeli birlikteliği sayesinde uyumun elde edilmesidir. Buna kısaca estetikte „kafiye‟ prensibi de denilmektedir. Diğer bir deyiĢle, kıvamını farklılıktan alan benzerlik yaklaĢımının oluĢturucağı kaçınılmaz estetik çekicilik söz konusu olabilmektedir. (Bergil, 1988) Bir düzenlemedeki öğelerin biçim, renk, değer, doku, yön, aralık ve ölçüleri kendi aralarında bir karĢılaĢtırma gerekliliği yaratırlar. Bu öğeler ortaya çıkan değerleri açısından tartıldıklarında genel bir denge duygusu vermeli, herhangi bir grup ağır basarak düzenlemenin ağırlık merkezini kendine çekmemelidir. Ağırlık merkezleri birden fazla olduğunda, her merkez güçlü olmalı ancak bu mücadelenin sonunda yine ağırlık merkezi düzenlemenin ortasına yakın bir yerinde kalabilmelidir. Dengenin bozulduğu durumlarda dengeyi sağlayacak öğeler düzenlemeye eklenir ya da çıkartılır. Ġki türlü denge vardır:

Simetrik denge, bir eksene göre öğelerin aynı durumda tekrar etmesiyle oluĢur. Ġnsan

vücudunun doğal olarak simetrik dengeye sahip olması sanat gücünü - bilinçaltında - o yönde etkilemiĢtir. Kesin kararlı oturmuĢ bir kompozisyonu oluĢturur. Ancak fazla ilgi uyandırmaz.

Asimetrik denge, eĢit yada eĢit olmayan görsel ağırlıktaki ve çekicilikteki öğelerin

düzenlenmesiyle oluĢturulur. Ġlgi çekici olması yönünden kompozisyon daha baĢarılı olur. Anlatımı oluĢturan elemanların, benzerlik, zıtlık, üslup, uygunluk iliĢkileriyle renk, biçim, hareket, açık-koyu ile oluĢan denge, asimetrik dengeyi oluĢturur (http://www.fotografya.gen.tr/issue-14/T_tasarim_14_index.htm-20.12.2004)

Frank Lloyd Wright‟ın ġelale Evi‟nde, yüksek ağaçların bulunduğu düĢey bir fonda enlemesine yayılan bir tasarımla yatay bir etki oluĢturmuĢtur (ġekil 4.10). Düzgün formlu beyaz duvar kütleleri ile rustik taĢlar kullanarak konrast oluĢturulduğu göze çarpmaktadır.

Le Corbusier Villa Savoye‟de (ġekil 4.11) asal geometrik bir formla doluluk ve boĢluk etkisi yarattığı bant pencereler ile cephe düzeninde görsel denge sağlamıĢtır. Yine Tadao Ando‟nun masif brüt beton yüzeyleri, cam ve çelik malzeme kullanımı ile oluĢturulan saydamlıkla dengelenmiĢtir. (ġekil 4.12)

ġekil 4.10: ġelale Evi, Frank Lloyd Wright. (http://www.wam.umd.edu -15.12.2004)

ġekil 4.11: Villa Savoye, Le Corbusier. (http://www.greatbuildings.com-13.11.2004)

4.3.2 Ritm

Bir biçimsel düzende, benzer öğelerin veya öğe gruplarının birbirini izlemesi ritm adı verilen, zaman içinde yinelenme duygusunu uyandırmaktadır.

Bir revak, bir pencere sırası, benzer yapı kütleleri, benzer profiler, yüzeylere uygulanan her türlü yinelenen strüktür ya da bezeme öğesi, yapı eyleminin ortaya çıktığı zamandan bu yana ritmik etkenler olarak kullanılmaktadır. Genellikle iki etmen ritm etkisini sağlar ve yoğunluğunu saptarlar:

 Tekrar eden öğelerin sayısı

 Tekrar eden öğelerin zaman – mekan içinde sürekliliği (Kuban, 1998, s.65). Mimarlıkta tekrar, bir tasarımda kompozisyon aracıdır. Kompozisyon öğelerini bir bağlam kuracak biçimde biraraya getirirken kullanılabilecek olan bu araç, öğeler arası iliĢkiyi-iliĢkisizliği kurar, kendi karĢıtını çağırır. DeğiĢiklik, bir sekme, bir tekrar düzeninden ötekine geçiĢ, tekrarın bitiĢi ve farklılığa baĢlayıĢ biçiminde olabilir (http://www.arkitera.com/forum/showthread.php?t=3418-29.10.2004).

Düzen, simetri, basitlik ve kapalılık, algılama sırasında enerji dağılımlarının karakteristiklerini yansıtmaktadır. Bu psiko-fiziksel terimler ritm, denge, birlik-bütünlük ve uygunluk gibi estetik terimlere karĢılık gelmektedir. (Feldman, 1976) Ritm, mimari ve heykel gibi üç boyutlu sanatlarda kitlelerin üç boyut üzerindeki yön kontrastları ve bunlarla ilgili üç boyut üzerindeki ıĢık, gölge, yarı gölge kontrastlarından doğmaktadır. Mimaride dolu kısımlarla (duvarlar v.b.) boĢ kısımlar (pencereler, kapılar v.b.) ve madde değiĢiklikleriyle sağlanmıĢ koyu açık düzeyler devinimi oluĢtururlar.

(ġekil 4.13) Hotel Il Pallazio‟da, Aldo Rossi, mekanda ıĢığın düzenli tekrarı ile oluĢturduğu ritm etkisiyle, dar ve uzun mekanın sıkıcı etkisine bir hareketlilik kazandırmıĢtır. Alvar Aalto‟nun New York Dünya Fuarı için tasarımını yaptığı, dıĢarıdan bakıldığında sade basit bir kutu gibi görünen Finlandiya Pavyonu‟nun yumuĢak kıvrımlı duvarları armonik bir ritm oluĢturmak üzere farklı ahĢap profillerden ve fotografik sunumlardan oluĢmaktadır (ġekil 4.14). Toplam dört kattan oluĢan pavyonun en üst katındaki resimler ülkeyi, bir alttakiler insanları, daha alttakiler çalıĢmayı ve en alttakiler de yukarıdaki üçünün sonucunu, yani ürünleri simgelemektedirler.

ġekil 4.13: Hotel II Pallazio (http://www.greatbuildings.com-15.12.2004)

ġekil 4.15: Institut du Monde Arabe (IMA)

(http://www.greatbuildings.com.html.15.12.2004)

Jean Nouvel, Paris‟te yaptığı Institut du Monde Arabe (IMA) binasının güney cephesinde kullandığı birbirini tekrar eden motifleri (ġekil 4.15), Arap kültürünün bir sembolü olarak kullandığını ifade etmiĢtir. Cam ve çelikten oluĢan bu dekoratif elemanlar içine yerleĢtirilen ve bir kamera diyaframı etkisi gösteren ıĢık düzenleyici elemanlar sayesinde, güneĢ ıĢığının iç mekana giriĢi kontrol altında tutulmaktadır. Ancak ritm oluĢumunda tekrar, değiĢim ve aralıklar zaman faktörü ile beraber önem kazandığı için, cephede kullanılan motifler, sürekli bir uyarım oluĢturdukları için yorucu ve monoton bir etki oluĢturmaktadır.

Benzer Belgeler