• Sonuç bulunamadı

1.2. PARA POLİTİKASI AMAÇLARI ,ARAÇLARI, VE İŞLEYİŞLERİ

1.2.2. Para Politikası Araçları

1.2.2.2 Para Politikasının Dolaysız Araçları

1.2.2.2.10. Reklam ve Resmi Olmayan Öğütler

Merkez Bankaları görüşlerini kamuoyu ile paylaşmak için birçok yol kullanabilir. Merkez Bankası görüşlerini basın yayın organları aracılığıyla açıklayabileceği gibi, yapacağı tavsiyelerle firmaların bekleyişlerini de etkileyebilir.31

Para politikası amaçlarının ekonomik istikrarı sağlamada yetersiz kaldığı durumlarda maliye politikası ile desteklenmesi gerekir. Bu amaçla maliye politikasının da incelenmesinde yarar vardır.

1.2.3 MALİYE POLİTİKASI

Devletin ekonomik faaliyetini inceleyen maliye biliminin gelişimine baktığımızda; iktisadi düşüncenin geçtiği evrelerden önemli düzeyde etkilendiği görülecektir. XVI ve XVII yüzyıl arasındaki iktisadi faaliyetlerin uygulamalarını ilişkin politik ve pratik tavsiyelerden meydana gelen Merkantilist anlayış, dış ticarette büyük önem vermiş, devletin gerekirse piyasaya müdahale etmesini uygun görmüştür. Merkantilist düşünce akımına tepki olarak ortaya çıkan Fizyokratlar ve Klasik Düşünce akımı ise XVIII. yüzyıl sonu ve XIX. yüzyılda uygulama alanı bulmuştur. Klasik ekonomi anlayışı, ekonomik ve sosyal hayatın piyasa kuvvetleri tarafından düzenlenmesini ve ekonomiye müdahalelerden kaçınılmasını arzulamıştır.

Klasik iktisatçı ve maliyecilere göre, piyasa ekonomisinde bazı kanunla kendiliğinden işler. Piyasada tam rekabet şartları mevcutsa, optimum kaynak dağılımı gerçekleştirilerek toplumsal fayda maksimize edilebilir. Kaynakların

30

ÖNDER, Timur. “Para Politikası: Araçları, Amaçları ve Türkiye Uygulaması”, Uzmanlık Yeterlilik Tezi, T.C.MERKEZ BANKASI Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs 2005, s: 65

31 ÖNDER, Timur. “Para Politikası: Araçları, Amaçları ve Türkiye Uygulaması”, Uzmanlık Yeterlilik

optimumu dağılımını tüketici tercihleri belirleyecektir. Tüketici tercihlerini ise mal ve hizmetlerin fiyatları yönlendirmektedir. Kısaca tam rekabet piyasasında, fiyat mekanizmasından yararlanarak yönlendirilen tüketici tercihleri optimum kaynak dağılımının kendiliğinden oluşmasını sağlayacaktır32. Yine klasik iktisatçılardan Jean Baptiste Say’in Mehreçler Kanunu’na göre, “her arz talebini yaratacaktır”. Böylece piyasa, malların kendi aralarında mübadele edilmesi gerçekleştirebilecektir.

1930’lu yıllardan önce devletin makro ekonomik amaçlara ulaşmak için mali araçlarla ekonomiye müdahale etmesi fikri bilinmiyordu veya sistemleştirilmemişti. Ekonomide maliye politikasının ekonomik faaliyetleri etkilemede kullanılması gerektiği fikri oldukça yenidir. Bu alanda daha önce fikirler sürülse de ilk sistematik çalışma İngiliz İktisatçı John Maynard Keynes tarafından yapmıştır.

Keynes, çağdaş ekonomik düşüncenin temelini atarak ekonomik alandaki tarafsızlık anlayışını eleştirmiş ve devletin ekonomiye müdahalesini savunmuştur. Ekonomide yapısal aksaklıkların olduğunu ve bu aksaklıkların giderilemeyeceğini, özellikle devamlı ve yaygın issizliğin olduğu ekonomilerde sorunların daha da artacağını ifade etmiştir.

Keynes tarafından sistemleştirilen devletçi politikalar, çok sayıda ülkede uygulama alanı bulmuş ve 1960’lı yılların sonlarına kadar başarılı olmuştur33

. Modern anlamda maliye politikasının Büyük Dünya Buhranının yaşandığı 1929 yılından sonra uygulama alanı bulduğu ve sistemleştirildiği söylenebilir. Bu tarihten sonra iktisatçılar yoğun olarak, “devletin sahip olduğu mali kurum ve araçların kullanımlarının ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki etkilerini” incelemeye başlamışlardır. Bu inceleme alanı ise maliye politikasının konusunu oluşturmaktadır.

I. Dünya Savası ve sonrası dönemde ortaya çıkan gelişmeler devlete yüklenen fonksiyonları arttırmıştır. Bu nedenle, klasiklerin savunduğu daha küçük kamu harcaması ve kamu gelirleri uygulaması geçerliliğini kaybetmiştir. Maliye

32

Beyhan Ataç, Maliye Politikası, Eskişehir, 1994, Anadolu Üniversitesi Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayınları No: 86, Üçüncü. Baskı, s:5.

33 Beyhan Ataç, Maliye Politikası, Eskişehir, 1994, Anadolu Üniversitesi Eğitim, Sağlık ve Bilimsel

politikasının kazandığı bu önem ve genişlik karşısında klasik ve modern anlamdaki maliye ilminin uğraşı konuları arasında da büyük bir değişiklik meydana gelmiştir. Denebilir ki, bugün artık maliye ilmi yalnız Birinci Dünya Savaşı’na kadar olduğu gibi kamu harcamalarının karşılığını bulma, kamu yükümlülüklerini vatandaşlar arasında adil bir şekilde dağıtma sorunları ile uğraşmamakta, aynı zamanda,kamu ekonomisinin milli ekonomi ile bütünleştirilmesi meseleleri ile çok yakından ilgilenmekte, zaman zaman kullandığı mali araçların geleneksel fonksiyonları ile çatışmaya düşmektedir. Şimdiye kadar anlatılanları kısaca belirtmek gerekirse, günümüzde dar anlamda kamu harcamaların yapılması ve kamu gelirlerinin toplanması şeklinde ifadesini bulan mali olaylara, devletin sosyoekonomik değişkenlere etki etme görevi de eklenmiştir. Yani, özellikle 1929 yılında yaşanan Büyük Dünya Buhranından sonra maliye politikasının konusunda bir genişlemenin olduğun görmekteyiz. Bunun anlamı, devlete mali fonksiyonlar yanında, soyso ekonomik fonksiyonların da yüklendiği gerçeğidir.

Maliye politikası; iktisat politikası hedeflerinin gerçekleştirilmesinde kamu ekonomisi değişkenlerini kullanmak suretiyle ekonomiye müdahalede bulunmak, bunun için de maliye politikası amaçlarının teknik yapısı ve etkinlik şartlarının ekonomi politikası teorisi içinde incelenmesi gereğidir34

. Maliye Politikası, kamu

harcamaları ve kamu gelirleri gibi kamu sektörünün mali değişkenlerinin miktar ve bileşiminde iktisat politikası amaçlarını gerçekleştirmek için yapılan düzenlemeler şeklinde tanımlanabilir.

1.2.3.1.1. Maliye Politikasının Amaçları

Maliye politikasının başlıca amaçları kapsamında genellikle ve yaygın olarak, ekonomik istikrarın sağlanması, yeterli bir ekonomik kalkınma ve büyüme hızının sağlanması ekonomide kaynak dağılımında etkindir.

Maliye politikasının yukarda belirtilen bu temel amaçları dışında diğer amaçlarından da söz edilmektedir. Bu çerçevede; ödemeler bilânçosu dengesinin gerçekleştirilmesi, bölgesel dengesizliklerin giderilmesi, is gücü verimliliğinin

yükseltilmesi, ihracatın arttırılması gibi amaçlar hedeflenmektedir. Günümüzde kamu ekonomisinin ağırlığı ve gelir dağılımı üzerindeki etkisi giderek artmıştır.Kamu harcamaları ve gelirleri yoluyla önemli bir kaynak kullanımı ve gelir dağılımında yeniden dağıtıcılık rolü ile ekonomik istikrarı sağlamada para politikasına destek olmaktadır.

1.2.3.1.2 Maliye Politikasının Araçları

Bir ekonomide belirlenmiş ekonomik, sosyal ve politik amaçlara ulaşmada maliye politikası etkin araçlara sahiptir. Maliye politikası araçları veya kısaca mali araçlar, devlet bütçesi ile ona ilişkin unsurların tümünü kapsamaktadır35. Bu araçlara kısaca bakarsak ;

Harcama Politikası

1929 krizi ve 2. Dünya Savaşı, kamunun ekonomide daha aktif roller alması ihtiyacını yaratmıştır. Kamunun gördüğü hizmetler artıkça harcamaları da artmıştır. Harcamalar yoluyla ekonomide makro denge sağlanmaya çalışılmaktadır. Enflasyonist eğilimlerin olduğu durumda kamu harcamaları azaltılarak toplam talep kısılmaya çalışılırken, deflasyonist eğilimlerde ise, kamu harcamaları artırılarak toplam talep ve istihdam genişletilmeye çalışılır.

Vergi Politikası

Günümüzde vergi politikası çok etkin kullanılan mali bir araçtır. Vergi kamu hizmetlerinin yapılabilmesi için, devletin egemenlik gücüne dayanılarak bireyler ve kurumlardan cebren aldığı iktisadi değerdir.36 Vergiler artan kamu harcamalarını finansmanını sağlayan önemli kamu geliridir.

35 Erdem, Şenyüz ve Tatlıoğlu, s:332; Abdulkadir Isık, Habib Yıldız, Temel Gürdal, Nurullah Altun,

Kamu Maliyesi, Sakarya, 2004, Sakarya Kitapevi, s:335.

36 Aytaç Eker, Asuman Altay ve Mustafa Sakal “Maliye politikası “, Gözden Geçirilmiş ve

Vergi, bir maliye politikası aracı olarak geliştirilmek istenen bölgeler için vergi muafiyetleri yada indirimleri, gelişmesi istenmeyen bölgeler için vergi artırımlarıyla müdahaleyi kolaylaştırmaktadır.

Vergi Politikasının yatırımları ve tasarrufları teşvik etmek, üretimi yada tüketimi kısıtlamak, ödemeler dengesini sağlamak açmalarının yanı sıra gelir ve servet dağılımın yeniden düzenlemek amacıyla ekonomik istikrarı sağlanmasına önemli ölçüde destek olmaktadır.

Borçlanma Politikası

Uygulanacak bu politika sadece bir kamu gelir sağlamak değil, aynı zamanda bu borçların sosyal ve ekonomik hayatı düzenleme amacını da taşımaktadır. Ekonominin enflasyonist eğilimler gösterdiği dönemlerde iç borçlanma yoluna giderek piyasadaki para fazlalığının çekmeye çalışır. Tüketim talebi üzerinde daraltıcı etkileri mevcuttur. Ekonomik faaliyetlerin durağanlaşmasıyla, vadesi gelen borçların geri ödenmesi, toplam harcamaların artarak ekonominin canlanmasına yol açar.

1.2.3.4 Para ve Maliye Politikasının Karşılaştırılması

Para ve maliye politikasının nispi önemine yönelik tartışma, iki farklı gruba mensup ekonomistlerce sürdürülmektedir. Monetaristler (parasalcı görüş), para arzının ekonomik performansı belirlemede temel bir rol oynadığını söylemektedirler. Onlar, para politikasının ekonomi üzerindeki etkisinin maliye politikasından daha büyük olduğunu ifade etmektedirler. Keynesyenler ise, ekonomik istikrar için maliye politikasının daha önemli olduğunu savunmaktadırlar. Özellikle ekonomideki likidite tuzağı durumu, para politikasını etkinsiz kılmaktadır. Söz konusu tartışma, 1960 ve 1970’ler boyunca yoğun olarak yapılmıştır. Ancak, o dönemde yapılan çalışmalar ve elde edilen sonuçlar günümüze çok ışık tutmamaktadır.

Tartışmanın başladığı yıllardan bugüne, özellikle Türkiye ekonomisi çok ciddi yapısal dönüşümlere sahne olmuştur.1980 sonrası, piyasa ekonomisinin yerleşmesi için bir takım düzenlemeler yapılmış ve 1989 yılında sermaye girişlerinde kısıtlamalar ortadan kaldırılmıştır. Son yıllarda çıkarılan yasayla beraber doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının girişi de artmıştır. Yapılan düzenlemelerle, Türkiye ekonomisi dünya ekonomisine daha entegre olmuş, piyasalar genişlemiş ve daha kırılgan duruma gelmiştir. Türkiye ekonomisinde meydana gelen gelişmeler, bazı politikaların ve politika araçlarının etkinliğini ya artırmış ya da azaltmıştır. Bazı politika uygulamaları daha önemli hale gelirken, bazı uygulamalar ise önemini yitirmiştir. Bu açıdan, Türkiye ekonomisinde para ve maliye politikasının etkili olup olmadığı ve/veya hangisinin daha etkili olduğuna yönelik bir uygulamanın önemli olduğu görülmektedir

Sonuç olarak, bir ülkede uygulanan politikaların hangisinin daha etkili olduğunun bilinmesi son derece önemlidir. Özellikle, sürekli ekonomik krizlerle karşı karşıya kalan bir ekonomide, krizden çıkış için oluşturulacak reçetede bu bilgi oldukça değerli olacaktır. Uygulanacak olan ekonomik programlarda, ekonomi üzerinde daha etkili olan politika ve politika araçlarına fazlasıyla yer verilecektir.

Türkiye ekonomisi üzerinde hangi politikanın daha etkili olduğu araştırılmıştır. Para politikası için geniş para arzı (M) değişkeni; maliye politikası için ise kamu harcaması değişkeni kullanılmıştır. Türkiye ekonomisi üzerinde para politikası pozitif ama anlamsız bir etkiye sahipken; kamu harcaması negatif ve anlamlı bir etkiye sahiptir. Genişletici bir para politikası ekonomiyi canlandırırken, genişletici bir maliye politikası ekonomiyi daraltmaktadır. Genişletici maliye politikasının neden olduğu bütçe açığı, faizler aracılığıyla özel yatırımı azaltacak ve ekonomiyi daraltacaktır. Her iki yöndeki bulgular, Monetarist görüşün geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, para politikasını temsil eden değişkenin anlamsız çıkması, para politikasının ekonomi üzerinde etkinsiz olduğunu ortaya koymaktadır Politik çıkarım açısından bakıldığında, ekonomik krizden çıkış için, daraltıcı maliye politikası uygulanması gerektiği görülmektedir. Ayrıca, toplam talep

düzeyindeki dalgalanmaları dengelemede maliye politikaları önemli bir araç haline gelmiştir.37